29 Aralık 2011 Perşembe

Şırnak Uludere'de Uçaklarla Bombalanarak Öldürülen Köylülerin İsimleri


Katliam yaptılar! 
AKP Şırnak'ın Uludere ilçesinde kendi katliam tarihini yazdı. Onlarca köylüye savaş uçaklarıyla bombardıman düzenlendi.

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) köyünde F-16 savaş uçakları köylüleri vurdu. Sınıra yakın bir bölgede kaçakçılık yapan yaklaşık 50 köylü, köye geri dönüş yaptıkları 21.20 sıralarında F-16 tipi savaş uçaklarının bombardımanına tutuldu.

Alper Taş: Bu bir katliamdır
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, "Kürt sorununun askeri çözümü, on binlerce kurbanının yanına 35 köylüyü de koydu. Bu bir katliamdır. Katliamın sorumluları hesap vermelidir." açıklamasında bulundu.

Demirtaş: Herkes meydanlara dökülsün
Roboski'de yaşananların açık bir katliam olduğunu kaydeden BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Gün evde oturma günü değildir. Herkes meydanlara dökülerek katliamı lanetlemelidir" dedi.

BDP olarak 3 günlük yas ilan ettiklerini belirten Demirtaş, "Halkımız her yerde bu acıyı paylaşmalıdır. Dünyanın her yerinde halkımız en güçlü şekilde tepkiyi koymalıdır. Çünkü katliamı örtbas etmeye çalışacaklar. Buna izin vermeyeceğiz. Her yerde sokaklarda meydanlarda olacağız" dedi

Yurttaşların demokratik hakları olan protestoyu güçlü şekilde ortaya koyması gerektiğin belirten Demirtaş, yurttaşlara şu çağrıyı yaptı: "Bu katliam lanetlemelidir. Bu gün evde oturma günü değildir. Bütün halkımıza çağrı yapıyoruz. Herkes meydanlarda olmalıdır. Demokratik tepkiyi en güçlü şekilde ortaya koymalıdırlar" dedi.

Roboski'de yaşanan katliamın MGK toplantısının ardından yaşanmasına da dikkat çeken Demirtaş, "Bu katliamın sorumlusu 'gece gündüz hava kara operasyonu sürecek' diyenlerdir. MGK'da operasyon kararı alanlardı. Bu olay Muğlalı gibi kapatılamayacak, buna izin vermeyeceğiz. Tarih bunu büyük bir katliam olarak yazacaktır. Bunun üstünün örtülmesini imkanı yoktur" dedi.

İHD: İçişleri Bakanı istifa etmeli
İHD Genel Başkanı Öztürk Türdoğan, Roboski Köyü'nde yaşanılanlardan dolayı İçişlerin Bakanı Şahin'in hesap vermesi gerektiğini belirterek, "İç güvenlikten içişleri bakanı sorumlu ve bakan derhal bunun hesabını vermeli istifa etmelidir. Ayrıca, savcı bu olaya el atmalı olayı bütün yönleriyle araştırmalı" dedi.

Türdoğan, Ortasu (Roboski) Köyü'nde yaşananların kendisine 90'lı yıllarda yaşanan katliamları hatırlattığını belirterek, İHD, TiHV, TTB, MAZLUM-DER ve diğer insan hakları örgütleriyle Roboski'ye gitmek için heyet oluşturmaya çalıştıklarını kaydetti.

Hükümetin, Kürt sorunu ve "PKK ile mücadelesinde", "Yeni strateji ve koordinasyon" adı altında yürüttüğü politikalarını eleştiren Türkdoğan, "Hükümetin yeni stratejisi buysa bu çok vahim bir şey. Son eylemle uygulanan Kürt politikası iflas etmiştir. Bu bir katliam politikasıdır" ifadesini kullandı.

Askeri ve istihbarat yetkilerinin yüksek teknoloji kullanarak elde ettiği bilgilerden oradaki kişilerin köylü mü militan mı olduğunu anlayabileceğine dikkat çeken Türkdoğan, "Ortasu (Roboski) Köyü'nde yaşanılanların ABD'nin Pakistan'da yaptığı sivil katliamlardan farkı olmadığını vurguladı. Türkdoğan, MGK toplantısı ardından yapılan yazılı açıklamadaki "terörle mücadelede yasalara uyacağız" sözlerini anımsatarak, "Yasaya uymak buysa, hükümetin bunu derhal bırakması gerekir" dedi.

Roboski Köyü'nde yaşanılanlardan dolayı İçişlerin Bakanı Şahin'in hesap vermesi gerektiğini belirten Türdoğan, "İç güvenlikten içişleri bakanı sorumlu ve bakan derhal bunun hesabını vermeli istifa etmelidir. Ayrıca, savcı bu olaya el atmalı olayı bütün yönleriyle araştırmalıdır" dedi.

BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu, Muhalefet.org'a yaptığı açıklamada, ölenlerin sivil olduğu konusunda hiçbir tereddütün bulunmadığını, içlerinde çocukların da bulunduğunu söyledi. Mutlu, saldırının düzenlendiği bölgede ağır bir yanık kokusu duyulduğunu, bölgeye ulaşıldıktan kısa süre sonra cesetlerin tanınmaz hale geldiğini, bunun kimyasal saldırı ihtimalini de akla getirdiğini belirtti.

BDP Eş başkanlarının ulaşmak üzere olduğu bölgede şu anda telefonla iletişim kesintili sağlanıyor.

Bombardımandan yaralı kurtulan Servet Encü adlı yurttaşın köye gelerek olayı anlattığı ve köylülerin olay yerine gittiği belirtildi. Encü'nün köylülere, "Geri döndüğümüz sırada jetler bizi bombardımana tuttu. Bombardıman sırasında acı bir koku etrafı sardı. Birden insanlar yanarak can verdi. 5-6 kişi bombardımandan kaçarak kayalıkların arasına saklandı. Uçaklar orayı da bombaladı. Hepsi kayalıkların altında can verdi" dedi.

Saldırıda yaşamını yitiren 28 kişinin parçalanmış ve yanmış cenazesine ulaşılırken, çok sayıda köylüden ise haber alınamıyor. Ulaşılan cenazelerin yandığı ve parçalandığı söyleniyor.

Zifiri karanlık ve kar nedeniyle köylülerin cenazelere ve yaralılara ulaşmakta zorluk çektiği belirtiliyor.

Köye 15 ambulansın geldiği ve bombardımanda ağır yaralanan M. Ali Tosun ve Serhat Ürek adlı köylülerin Şırnak Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığı bildirildi.

BDP, halka katliama karşı sokağa çıkma çağrısı yaparken 3 günlük yas ilan etti.

Bölgede bir çok ilçede esnaf yaşanan katliamı protesto etmek için kepenk kapattı.(Muhalefet.org), (ANF)

Katliamda cenazesine ulaşılan   kişilerin isimleri 
Seyit Enç, Özcan Uysal (15), Mehmet Encü, Nevzat Encü, Hamza Encü, Şervan Encü, Cemal Encü (15), Osman Encü, Şivan Encü, Bilal Encü, Mehmet Ali Tosun, Nadir Alma, Mahsun Encü, Salih Encü, Hakiki Encü, Yüksel Ürek, Salik Ürek, Serhat Encü, Adem And, Savaş Encü, Selahattin Encü, Bedran Encü, Hüseyin Encü, Aslan Encü, Cevat Encü, Erkan Encü, Selman Encü, Orhan Encü, Fadıl Encü, Vedat Encü, Cihan Encü, Fikret Encü, Hüseyin Encü, Erkan Encü, Zeydin Encü, Çetin Encü.

28 Aralık 2011 Çarşamba

Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'la Nasıl Evlendi


Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman' la Nasıl  Evlendi
Hürrem Sultan Osmanlı İmparatorluğun'da  nikah kıydırtan ilk sultandır. Hürrem Sultan Cariye maaşı alıyordu,  parasını kutsal topraklarda hayır yapmak için bağışlamak istedi ve bağışını da Mekke'ye yapmak istedi. Ancak köle olduğu için bu mümkün olmadı. Kanuni Sultan Süleyman'da Hürrem Sultan'ı azad Etti...Devam

Hürrem Sultan Kölelikten Nasıl Azad Edildi

Hürrem Sultan Kölelikten Nasıl Azad Edildi Kanuniyle Evlendi
Hürrem Sultan ( d. 1500 veya 1506 - ö. 1558) Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir. Bir Osmanlı padişahıyla nikâhla evlenmiş ilk kadın olma ayrıcalığını taşır...Devam

Hürrem Sultan Sarayı Terkedecek Mi


Valide Sultan Hürrem'in gizli defterini eline geçirdi! Hürrem'in büyük sırrı ortaya çıktı!   
Muhteşem Yüzyıl'da Hürem'in eski sevgilisi Leo'nun Hürrem'e duyduğu aşkı ifade ettiği defter Valide Sultan'a ulaştırıldı.

VALİDE SULTAN DEFTERİ ELE GEÇİRDİ

Muhteşem Yüzyıl'ın dün geceki bölümünde yine önemli bir gelişme yaşandı. Sultan Süleyman'ın seferde olduğu sırada, Mahidevran Sultan'ın Nigar Kalfa'nın odasından aşırarak ele geçirdiği ve içinde Leo'nun Hürrem'e duyduğu aşkın ifadelerinin yer aldığı defter Valide Sultan'ın eline geçti.

Bunun üzerine sinir küpüne dönen Valide Sultan, Hürrem'i odasına çağırarak ona iki seçenek sundu. Kendisi ve çocuklarının hayatının bağışlanması için sarayı bir an önce terk etmesi gerektiğini belirten Valide Sultan, aksi halde Hürrem Sultan'a infaz edileceği uyarısında bulundu.

Hürrem'in vereceği karar ise önümüzde hafta ekrana gelecek bölümde cevap bulacak.

Ancak Hürrem Sultan'ın tarihte ki rolüne baktığımızda sarayda kalacağını söyleyebiliriz.

Leyla Zana Kürtlere Özerklik Yetmez Kendi Kaderlerini Tayin Etmeli Referandum Yapılmalı


Leyla Zana: “Özerklik diyorduk ama yetmez”
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, yaptığı açıklamada, “İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bugün Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler” dedi.

Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana yaptığı açıklamada, daha önce özerklik dediklerini, ancak Kürt halkının bunun yetersiz olduğunu düşündüğünü, bu yüzden Kürt halkının kendi kaderini kendi tayin etmesi gerektiğini dile getirdi.

"Kürtler kendi kaderini tayin etmeli"
İngilizce yayın yapan Rudaw adlı internet sitesine konuşan Zana, “Yeni anayasada Kürtler için bireysel haklar olacağından söz ediyorlar. Biz de onlara, bireyler olmadığımızı, bir millet olduğumuzu söylüyoruz. Biz bir millette olması gereken hakları istiyoruz. Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye’de umut olmaz. Türkiye’deki bazı Kürtler özerklik istiyor. Mesele şu: 20 milyon Kürt’ten kaç tanesi özerklik talebinde bulunuyor? Bu konu da tartışılmalı. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler. İşin başında özerklik istediğimiz doğrudur; ama bugün Türkiye’deki Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor” dedi.

Referandum yapılsın
Kürtler için referandum yapılsın dediklerini hatırlatan Zana, İran, Türkiye, Suriye ve Irak devletlerinin Kürtler kendi hâkimiyetleri altında kalsın diye ellerinden geleni yaptığını söyledi.

‘Suriye, Türkiye ve İran’da Kürtler hâlâ baskı altında yaşıyor ve bölünmüş durumdalar’ diyen Zana, “Neyse ki Irak’taki Kürtlerin bir tür yarı-özerkliği var. Birleşmiş Milletler kararları uyarınca mevcut olan halkların kendi kaderlerini tayin hakkı, aynı zamanda Kürtler için de geçerli.”

Federal yönetim
Kürtlerin, kendi topraklarında kendi geleceklerini belirleme hakkına sahip olması gerektiğini vurgulayan Zana şöyle konuştu, “Özgürlük, özerklik, federalizm ve bağımsızlık da Kürtlerin hakkı. Örneğin; Türkiye, Almanya’daki gibi bir federal sistem oluşturabilir. Ankara federal konularda karar alıcı olabilir; Kürtler de kendi bölgesel konularında karar merci olur. Kürtler kendi geleceklerini referandumla tayin etmeli. Referandumun sonucu, Türkiye’deki Kürtler için özerklik de olsa, federalizm de olsa bağımsızlık da olsa biz kabul edeceğiz. Kürtler, dünyanın herhangi başka bir halkı gibi kendi kaderlerini tayin edebilmeli ve dünya da bunu kabul etmek zorunda.”

AKP oyun oynadı
AKP hükümetinin ve Başbakan Erdoğan’ın, Kürtleri oyuna getirdiği vurgulayan Zana, “Türk hükümeti Kürt sorununu diyalog yoluyla çözmek istiyorsa, o halde Kürtlere karşı uyguladıkları onca zulmün ve soykırımların arkasındaki delilleri de kamuoyuna açmalı” diye konuştu.haber.sol.org.tr

Ayhan Çarkın Cinayetleri İşleyen Birim Sorgucular Ve İnfazcılar Olarak Ayrılmıştı


O cesetler bulunabilir 
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi CHP'li Hüseyin Aygün TBMM’nde basın toplantısı düzenleyerek Özel Harekat polislerinden Ayhan Çarkın’la yaptığı görüşmenin ayrıntılarını anlattı. Aygün, görüşmeden izlenimlerini aktarırken “Çarkın’ın anlattıklarında samimi olduğu yönünde bir izlenime sahibim. Bir güç odağı tarafından ortaya atılan bir senaryonun parçası değil. Dört saat süren görüşmede Çarkın, zaman zaman gözyaşlarına boğuldu. Olayları ayrıntısına kadar anlatması ise konu ile ilgili çok şey bildiğini gösteriyor. Yer gösterme konusunda ceset bulunmaması kendisine dair inandırıcılık problemi oluşturduğunu biliyor. Olayların üzerinden 20 yıl geçmesi, coğrafyanın değişmesi ve dar bir alanda arama yapılması sonucu cesetlerin ortaya çıkmadığını savundu. Yeni bilgiler verebileceğini söyledi. Kamuoyuna verilmemek üzere birçok olay ve ismi bana aktardı. Verdiğim söz gereği bu isimleri açıklamayacağım. Meclis İnsan Hakları Komisyonu Çarkın’ı ziyaret ederse eminim ki onlara da bu isimleri verir. Bu nedenle Komisyonun mutlaka bu konu ile ilgilenmesi gerekir” dedi.

O 'DERİN BİRİM' DİMDİK AYAKTA
Çarkın’la yaptıkları görüşmede kendisinin vicdanın Mehmet Ağar gibi rahat olmadığını anlattığını söyleyen Hüseyin Aygün, “Çerkın’a özellikle bağlı bulunduğu birimi sordum. Devlet içinde nasıl bir gizli yapı oluşturulduğunu öğrenmeye çalıştım. Çok açık yüreklilikle birimlerinin adının Özel Harekat Şube Müdürlüğü olduğunu söyledi. Yasal bir birim olarak Devletin bilgisi dahilinde bir dizi yasadışı iş yapıldığını söyledi. Yaklaşık 150 kişilik bu birimin birçok cinayeti işlediğini açık yüreklilikle anlattı. Kendisinin de yaklaşık 15-20 insan öldürdüğünü belirtti. Belki ilginç olan şu bu birimin şu anda da dimdik ayakta olduğunu söyledi. Değişen tek şeyin bu biçimi ile infazların yaşanmıyor olması dedi. Çarkın’la konuşmamda Devleti bir nevi terörist örgüt olarak niteledi. Benim için çok ürpertici bir tahlil olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.

'PİŞMAN OLANLARIN SAYISI ARTMALI'
Basın açıklamasından sonra görüştüğümüz Hüseyin Aygün, Birgün’ Gazetesi’ne yaptığı değerlendirme de Ayhan çarkın gibi bilgi veren insanların artması gerektiğini söyledi. Aygün, “Bunun için Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı. Yasal güvence dahil her türlü olanak verilmeli. Bu için üzerine gidilmezse izlenimim odur ki Çarkın’da daha çok konuşamaz. İfadeler sonrası göz altına alınanların bırakılması Çarkın için bir hayal kırıklığı olmuş. Ama verdiği isimler noktasında daha detaylı bir araştırma yapılmalı” dedi.

EFEOĞLU CİNAYETİNDE BİR TANIK DAHA VAR
Ayhan Çarkın Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde öldürüldükten sonra kendilerine gömülmek üzere verilen Ayhan Efeoğlu için bir şahit olduğunu belirten Hüseyin Aygün, “çarkın bu kişinin hala görevde olduğunu ve çok iyi de bir insan olduğunu söyledi. Bu bilgiyi de savcılığa ilettiğini söyledi. Ayhan Çarkın Efeoğlu olayını anlatırken çok duygulandığını gördüm. Hatta bana Ayhan Efeoğlu’nun bir resminin hücre duvarında asılı olduğunu ve onunla adaşım diyerek sürekli dertleştiğini söyledi. Efeoğlu cinayetinin aydınlatılmasında hala görevde olduğunu söylediği kişinin bilgisine başvurulmasının önemli olacağını düşünüyorum. İlginç bir detayda ekibin sorgucular ve infazcılar olarak ayrılmış olduğunu söylemesi. Kendisinin sorgulara katılmadığını sadece infazlarda bulunduğunu söylüyor” dedi.

Hüseyin Aygün, Çarkın’la bir ikinci görüşmenin de mümkün olacağını belirterek, “Savcılığa söylemediği bayağı bilgiyi bana aktardı. Örneğin Muş’da öldürülen ve şehir mezarlığına gömülen 8 kişi veya Kilis’te öldürülen 60 yaşında bir isim gibi. Bu sayılar artabilir ve birçok olay da aydınlatılabilir. O yüzden bu anlamda çalışmalarıma devam edeceğim.

Neden önemli?
Hüseyin Aygün’ün anlattıkları ve Çarkın’ın daha önce konu ile ilgili yeterince ilgilenmediğini söylemesinden de ortaya çıkan bir durum var ki konu ile ilgili konuşması gereken kişiler daha hiç konuşmamış ya da düşüncelerine dahi başvurulmamış. Örneğin daha önce Çarkın’ın çeşitli basın yayın organları vasıtası ile “Benden çok bilgiye sahipler” dediği Ayhan Özkan ve Semih Süer bunlardan sadece ikisi. Aralarında emniyet mensubu olmayan kişilerin de olduğunu söyleyen Çarkın, bu kişilerden bazılarını Tarık Ümit cinayeti ile doğrudan ilişkilendiriyordu. 
Kaynak:YAŞAR AYDIN / BirGün ANKARA

27 Aralık 2011 Salı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Siyasetle İlgili Bir Hesabım Yok Dedi


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Siyasetle İlgili Bir Hesabım Yok Dedi 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül siyasete devam edip etmeyeceği konusunda açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı görev süresinin sonrasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Gül, cumhurbaşkanlığı görevini hakkıyla yapmak dışında bir düşüncesinin olmadığını belirterek, "siyasetle ilgili herhangi bir hesabım ve beklentim yok" dedi.

Aytaç Durak Neden Tutuklandı


Aytaç Durak Neden Tutuklandı
28 Mart 2010 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan Eski Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak,  sabah saatlerinde gözaltına alındıktan sonra, “ihaleye fesat karıştırmak ve devlet malını zarara uğratmak” suçlamaları nedeniyle tutuklandı. 

26 Aralık 2011 Pazartesi

İnternette SOPA Dönemi Geliyor


İnternette SOPA Dönemi Geliyor
ABD’de Filtreli İnternet Dönemi! 
Ülkemizde önümüzdeki hafta uygulanmaya başlayacak filtreli internet Amerika’nın da gündeminde. Amerika’nın filtreleme sistemi nasıl olacak?

Sonsuz özgürlük ortamı olarak adlandırılan internet yavaş yavaş bu niteliğini kaybetmeye başladı. Türkiye’de çok tartışılan filtreli internet sisteminin bir benzeri ABD’de uygulanmaya başlayabilir. ABD Senatosu sansürlü internet için çalışmalara başladı. Geçtiğimiz yıla kadar, internetsansürüyle bir anılan Çin ve İran gibi ülkelere demokrasi dersi vermeye çalışan Amerika şimdi aynı sistemi vatandaşlarına uygulamak istiyor. Türkiye’de 22 Kasım’da devreye giren filtreli internet’e benzeyen sistem de uygunsuz içerikli siteler özel bir kurul tarafından tespit edilecek. Kurul kararıyla bu sitelerin DNS erişimleri engellenecek.

ABD Web Sitelerine Aba Altından SOPA Gösterdi

Peki, ABD filtreli internet konusunda Türkiye’nin izinden mi gidiyor? Amerika oluşturduğu sistemle Türkiye’den farklı bir uygulama getirmeyi hedefliyor. Demokratik sansürlü internet’e siteler yasaklı içerikler kaldırılana kadar engellenecek. Bazı sitelerse uyarı olarak 1 günlüğüne kapanacak. Türkiye’ye göre daha hafif işleyecek filtreli internet daha şimdiden ABD’li internet zenginlerini ve kullanıcılarını ayağa kaldırdı. Amerikan site sahipleri, 1 günlük engellemenin bile reklam ve kullanıcı sayında haftalarca düzelmeyecek zarar yaratacağını savunuyor. Amerikalıların dalga geçmek için SOPA (Stop Online Piracy Act) ile ilgili geçtiğimiz günlerde eBay, Google veFacebookyönetimi bilgilendirilmişti.

Siyasetçilerle aynı güce gelen internet devlerine aba altından SOPA gösteren Amerika neden böyle bir sistem getirmek istiyor? Sistemin başlangıcı Amerikan Sinemacılar Derneği’nin taleplerine dayanıyor. Dernek giderek artan korsan kullanımüzerine senatoya özel bir rapor sunmuştu. Rapora göre eğer hükümet internet konusunda sınırlamalar getirmezse önümüzdeki 5 yıl içerisinde Amerikan telif sistemi çökecekti. İlk başta sadece telif haklarını kapsayan bir filtreleme sistemi üzerine konuşmaya başlayan senatörler, kendilerine rakip gördükleri internet devlerini de bu sisteme dahil etmeye başladı. Kaynak:teknolojimix.com

Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'ı Evliliğe Nasıl İkna Etti


Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'ı Evliliğe Nasıl İkna Etti
Hürrem, bir vakıf görevlisinden öğreniyor ki Kâbe’ye hayırda bulunabilmek için azledilmesi lazım. Köleler, Mekke, Medine gibi kutsal yerlere hayır işlerinde bulunamıyorlar. 

Bunu koz olarak kullanarak Sultan Süleyman’a “Mekke’ye büyük bir hayırda bulunmak istiyorum ama köle olduğum için böyle bir şey yapmam yasak ancak azledilirsem bu hayırı yapabilirim” diyor. Sultan Süleyman bütün iyi niyetiyle “azlettim” diyor. Hürrem de hayrını yapıyor. 

Daha sonra Sultan Süleyman Has Oda’ya çağırıyor. Fakat Hürrem’in “hayır artık bana dokunamazsınız, köle sıfatından çıktım. Nikâhsız olarak benimle birlikte olamazsınız” yanıtıyla karşılaşıyor. 

Ve Sultan Süleyman bunun üzerine Hürrem’le nikâh kıydırıyor.

CHP Milletvekili Zammı Köşkte Onaylanırsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Gidecek

CHP Milletvekili Ücret Zammı Köşkte Onaylanırsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Götürecek, CHP Milletvekillerine Yapılan Zammı Cumhurbaşkanı Onaylarsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Gidecek, CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler Emekli Milletvekillerine Zam Yasasını Cumhurbaşkanı İmzalarsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Gideceğiz.


CHP Milletvekili Zammı Köşkte Onaylanırsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Gidecek



CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, “Emekli Milletvekillerine zam yasasını Cumhurbaşkanı imzalarsa, iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz” dedi. 

Güler, emekli Milletvekillerine zam yasası, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve süresiyle, tutuklu gazeteci sayısının 100’e yaklaştığını hatırlatarak, iletişim özgürlüğü konularına dikkat çekti.

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Güler, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı’nda toplanan MYK’nın çalışmaları hakkında gazetecileri bilgilendirdikten sonra, sorularını da yanıtladı.

Güler’in açıklamaları ve sorulara verdiği yanıtlar şöyle ;

“Değerli basın mensupları iyi akşamlar.

Bugün Merkez Yönetim Kurulumuzun görüşmelerine ilişkin biraz önce televizyondan gördüm bazı bilgiler geçiyordu bazı arkadaşlar. Şimdi resmi açıklamamızı yapıyoruz. Sizlerin de tahmin edeceğiniz gibi emekli milletvekili maşalarındaki aşırı artış konusu Merkez Yönetim Kurulunun üzerinde en çok durduğu konu oldu. Öncelikle şunu söylemek isterim. Bu düzenleme Cumhuriyet Halk Partisinin düzenlemesi değildir. Bu düzenlemeye verilen toplam 216 kabul oyu içinde Cumhuriyet Halk Partili milletvekili yoktur. Önerge AKP’nin önergesidir. 216 oyun sahibi de bütün muhalefet oylarının toplamının 213 olduğunu gözönünde bulundurursanız demek ki iktidar partisinindir. Yani emekli milletvekili maaşlarındaki artışa ilişkin olarak bir tepki gösterilecekse bu tepkinin hedefi partimiz değildir. Partimizin tavrı son derece açıktır. Biz bu haksız artışa neden olan AKP kararının Cumhurbaşkanı onaylarsa bunun iptali için anayasa mahkemesine başvuracağız. Değerlendirmenin basınımız tarafından hakkaniyete ve gerçeklere uygun yapılmasını özellikle isteriz. Olması gerekenin olmasını talep ediyoruz. Bu önerge ve bu fırsatçı yaklaşım AKP’ye aittir. Düzenleme gerçekten de gece yarısı. Saat 12.00 civarında AKP milletvekilleri tarafından meclis genel kurul gündemine getirilmiş ve pek çok konuda olduğu gibi burada da baskıncı bir yaklaşımla AKP bu haksız düzenlemeyi yapmıştır. Bu haksız düzenlemenin düzelticisi pek çok haksız düzenlemelerin düzelticisi olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gerçekleştirilecektir.

Merkez Yönetim Kurulunun üzerinde durduğu bir ikinci konu; basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konusu oldu. Türkiye artık dünyanın en çok sayıda tutuklu gazetecisine sahip olan ülke. Öyle ki, Türkiye gazetecileri doğrudan doğruya mahkemelerde mahkum etmenin yollarını ararken aynı zamanda hakimler basılmamış kitapları soruşturuyorlar. Aynı zamanda üniversiteler tarafından bilgisayar çıktısının virüslü olduğu söylenmesine rağmen iddianameleri ciddiye alabiliyorlar. Ve elbette basın yayın organları üzerinde vergilendirme ve cezalandırma yoluyla kurulan baskı mekanizmasını da hiç unutmuyoruz. Biz bu tutukluluk ve tutuk haline ve tutuklama çılgınlığına karşı basın yayın organlarının sahipleri üzerindeki çeşitli vergilendirme ve cezalandırma takiplerine karşı, basılmamış kitaplardan suç üretme çabalarına karşı durduk, şimdi de karşı duruyoruz. Türkiye’nin basın özgürlüğü üzerindeki bu baskıdan biran önce kurtarılması, bu ayıptan uzaklaştırılması lazım.

Üçüncü önemli konumuz Cumhurbaşkanlığı görev süresi konusu. Tüm Türkiye gibi bizlerde bu konuyu en başından buyana fark eden insanlar olmamıza karşın ibretle ve hayretle seyrediyoruz. Çok çeşitli açıklamalar geliyor. Öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanlığı konusu AKP yetkilileri için Cumhurbaşkanı hangi kişi, Başbakan hangi kişi olacak, AKP iktidarının başına kim oturacak, acaba köşke kimi oturtsak hesaplarına kurban edilmektedir. Ve biz yetkililerin ağzından şunu duyuyoruz ki, acaba Cumhurbaşkanı seçimi ile genel seçimler ve yerel seçimler nasıl yapılır, birleştirilir, yoksa ayrı ayrı mı yapmak gerekir. Bunlarında doğrudan doğruya AKP içi dengeler itibariyle değerlendirildiğini görüyoruz. Ülkemiz adına üzgünüz. Cumhurbaşkanlığı görev süresiyle ilgili açıklamada AKP’nin iç hesaplarla değil, memleket hesabıyla hareket etmesi gerekir. Ve bu konudaki tavrını artık açıklığa kavuşturması gerekir. Çelişkili ve tuhaf açıklamalara son vermesi gerekir.

Biraz önce söylediğim konuyu bir kez daha söylüyorum. Emekli milletvekilleri maaşlarındaki aşırı artış bir gece yarısı operasyonuyla AKP tarafından yapılmıştır. Eğer Cumhurbaşkanı bu düzenlemeyi iptal etmezse biz bu kanuna karşı anayasa mahkemesine iptal edilmesi talebiyle başvuracağız.

Bugün açıklamalarımız bu üç konudan ibaret. Sorularınız varsa alabilirim.

Soru: Efendim Sayın Tanrıverdi’nin bir açıklaması vardı. Sayın Tanrıverdi’nin açıklaması üç seçimin beraber yapılması yönünde. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili? CHP MYK’da bu tartışıldı mı acaba?

Birgül AYMAN GÜLER- Hayır. Hüseyin Tanrıverdi Türkiye’nin seçim gündemini belirleme yetkisine ve gücüne sahip değil. O yüzden bunu MYK gündem konusu olarak önümüze koymadık. Ama o açıklamanın devamında da ilginç şeyler var değil mi? Aynı açıklamada kimin Cumhurbaşkanlığı makamına daha çok yakışacağı Hüseyin beye göre. Bu arada da şimdi Cumhurbaşkanı olan kişinin birlikte çalışmayı arzu ettikleri kişi olduğunu anlattığı talihsiz sözleri var. Aslına bakarsanız o sözler aklımıza geldiği için AKP’nin iç hesaplarına kurban edilmiş bir Cumhurbaşkanlığı süresinin rahatsızlığından söz ettim.

Soru: Akif Hamzaçebi’nin yapmış olduğu basın toplantısında Bolu milletvekilinizi bir AKP’li grup başkanvekili tarafından uyarıldığı ve AKP’li grup başkanvekilinin CHP grup başkanvekiliyle görüşmesi nedeniyle o önergeye imza attığı yönünde bir açıklama yaptıkları…

Birgül AYMAN GÜLER- Evet.

Soru: Peki sizce siz detaylı olarak bu konuyu ele aldığınızı söylediniz. AKP grup başkanvekili tarafından aranan grup başkanvekilinizin ve CHP’li milletvekilinin kim olduğunu tespit ettiniz mi?

Birgül AYMAN GÜLER- Soruyu sorarken siz bile zorlandınız. Kendi içerisinde oldukça zamanlama bakımından, isimler bakımından birbirine geçen bir öykü. Bu konuyla ilişkili olarak grup yönetim kurulumuz toplantı halinde. Bu süreci söylediğiniz tüm ayrıntılarıyla değerlendiriyorlar. Sorunuza ilişkin açıklamaları grup başkanvekilliğimiz yapacak.

Soru: Aynı toplantıda o iki milletvekilini, bahsedilen o milletvekilinin de disipline sevk edildiğine dair açıklama doğru mu efendim?

Birgül AYMAN GÜLER- Grup yönetim kurulumuz bunun değerlendirmesi için şuanda toplantı halinde mecliste. Açıklamayı onlar yapacaklar.

Soru: MYK’da efendim bu kişilerin disipline gönderilmesi konusunda uzlaştı mı acaba? Sizde tartıştınız mı bunu? Bir taraftan da hani sizin tavrınız nedir acaba?

Birgül AYMAN GÜLER- MYK’nın tavrı şudur; bu tür adaletsiz, eşitsiz uygulamalara karşı özellikle milletvekilliği özlük haklarıyla ilgili konularda CHP çok duyarlıdır. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bu duyarlılığını çok kez dile getirmiştir. Dolayısıyla bizim tavrımızın bu tarz önergeler karşısında kabul edilmez bu önergeler biçiminde olduğu açıktır. Buna karşın iki arkadaşımızın orada imzalarının olması elbette değerlendirildi. Bu tasvip edilmedi. Ama bununla ilgili olarak nasıl bir yöntem izleyeceğimiz konusu doğru olduğu şekilde grup yönetim kurulunun yetki alanı içinde bir konu olduğu için onlara bırakıldı.

Soru: Yani net olarak disipline sevk edildiklerini söyleyemiyoruz değil mi şuan için?

Birgül AYMAN GÜLER- Grup yönetim kurulu değerlendirmesini yapıyor, süreci onlar gerçekleştirecekler.

Soru: Efendim Gençlik Kolları Başkanı neden hala atanmadı acaba?

Birgül AYMAN GÜLER- Çalışmalar sürüyor çünkü. Aslında gençlik kolu, kadın kolu yan örgütlerin gerçekten kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesi en güzelidir. CHP Merkez Yönetim Kurulunun ortak görüşü budur. O yüzden biz yan kollarımızı yöneticilerini kendisi seçen sağlıklı yapılara dönüştürmek hedefini güdüyoruz. Şimdi oluşturulacak olan MYK yan kolumuzda kendi kurultayını hedeflemek üzere oluşturulacak. Kurultay görevinin altından kalkacak, son kez yani belki, umuyoruz öyle olur. Biz onun öyle olmasını istiyoruz. Atamayla oluşan bir yan kolumuz olacak.

Teşekkür ederim, sağ olun.” chp.org.tr

Çok Çirkin Hareketler Bunlar Ersin Korkut'a Gülfer Sarıgül'den Çok Çirkin Hareketler


Ersin'e Çok Çirkin Hareketler!
Çok Güzel Hareketlerin başarılı oyuncusu Ersin KORKUT'a sözde arkadaşı ve dostu olan bir manken lümpence aşağılamalarda bulundu. Engin Akyürek'in eski sevgilisi Gülfer Sarıgül, Ersin Korkut'la aşk yaşamadığını belirterek 'Attan inip eşeğe binilir mi?' dedi

Haberlerden sonra zor duruma kaldığını söyleyen Sarıgül, basın açıklaması yaparak, "Benim adımı bile doğru bilmeyen, hakkımda ufak bir bilgisi olmayan gazeteciyim diye haber yapan insanların hedefi oldum. Bu beni son derece rahatsız etti. Ersin'le fotoğrafımı kullanıp sevgilisi diye yazanlara manevi tazminat davası açsam yeridir. Ersin'i severiz, arkadaşlarımla birlikteyken çağırırım, bir yemek ısmarlarım, maskot gibi bizi eğlendirir. Hayatımda ki yeri bu kadar... Sonuçta kültür seviyelerimiz belli. Ersin'le sevgili olmaktansa kendimi boğaz köprüsünden aşağıya atarım. Ben üniversite mezunu sporcuyum. Asıl beni sinir eden Ersin'le yakıştırmak ve çıkan asılsız bu haber yüzünden kendi özel hayatımın zarar görmesidir. Kendi ilişkimde bir ayrılık dönemi yaşıyordum. Bu çıkan haberlerden sonra tamamen kavgayla sonuçlandı. Benim sevgilimde oyuncu gayet yanıma yakışan Türkiye'nin en yakışıklı adamları arasındaydı. Haberi gördükten sonra beni aradı.O bile habere çok alınmış,'Benden sonra kendine bu adamı mı yakıştırdın' dedi. Kendisini haklıda buluyorum. Attan inip eşeğe binmek gibi bir şey" şeklinde konuştu.

Bu konuşmasıyla kendinin yüceldiğini düşünen beyaz Türk Gülfer SARIGÜL'e Ersin KORKUT'tan heküz bir yanıt gelmedi. Radikal ve siirttenote.com

Ersin Korkut'a Yemek Ismarlarım Maskot Gibi Bizi Eğlendirir Kültür Seviyelerimiz Belli Diyen Gülferi Sarıgül'e Cevap


Ersin Korkut'tan skandal sözlere yanıt
Ersin Korkut, haklarında çıkan "sevgili" haberlerini yalanlamak için hakkında aşağılayıcı ifadeler kullanan Gülferi Sarıgül'e ekrandan yanıt verdi 

TV 8’de hafta içi her sabah canlı yayımlanan Sema Eren ve Cengiz Semercioğlu’nun sunduğu Böyle Bir Şey Var mı programına telefonla katılan Ersin Korkut, şunları söyledi: “Gülferi benim bir yıllık arkadaşım. Sevgilim değil. Gülferi ile böyle fotoğraflarım var. Bu fotoğrafları da kendisi yayınlamış zaten. Ben Twitter falan kullanmıyorum. Çünkü okumam var, yazmam yok. Sevgilim olsa söylemez miyim? Sonra kendisi beni aradı. Hem fotoğrafları Twitter’a koyduğu için hem de bugünkü açıklamaları için özür diledi. Onun mizah anlayışı, şaka anlayışı buymuş demek ki. Ne diyebilirim ki? Sonuçta memleket meselesi haline gelecek bir durum yok ortada.”

"ATTAN İNİP EŞEĞE BİLİNİR Mİ"
Gülferi Sarıgül, oyuncu Ersin Korkut'la sevgili olduğu iddialarını yalanlamak için Cihangirde karşılaştığı gazetecilere şu notu göndermişti: “Ersin’i severiz, arkadaşlarımla birlikteyken çağırırım, bir yemek ısmarlarım, maskot gibi bizi eğlendirir. Hayatımdaki yeri bu kadar... Sonuçta kültür seviyelerimiz belli. Ersin’le sevgili olmaktansa kendimi Boğaz Köprüsü’nden aşağıya atarım daha iyi. Ben üniversite mezunu sporcuyum. Asıl beni sinir eden Ersin’le yakıştırılmak ve çıkan asılsız bu haber yüzünden kendi özel hayatımın zarar görmesidir” sözleri tepki çekmişti.

Milletvekilleri Aylık 11 Bin Lirayla Geçinemiyormuş İşte Aylık Harcamaları


11 bin TL ile geçinemeyen milletvekili
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, milletvekillerine yapılan gece yarısı zammına yönelik tepkilere bir ayda yaptığı yaklaşık 11 bin liralık harcamanın listesini yayınlayarak yanıt verdi.

MHP’li Türkkan, "Koparılan gürültüye bakınca milletvekili maaşıyla ilgili bir şeyler yazmak farz oldu" diyerek twitter hesabından yaptığı harcamalarla ilgili takipçilerini bilgilendirdi. İşadamı olan Türkkan öncelikle milletvekili maaşını Kocaeli Valiliği vasıtasıyla öğrencilere burs olarak dağıttığını, geçimini de şirketinden hesabına yatırılan para ile sağladığını belirterek harcamalarını şöyle listeledi:

-Ankara’da lüks olmayan möbleli bir konuta 2 bin 500 TL kira ödüyorum.

-Yönetim gideri, sıcak su, elektrik, ısınma bedeli olarak 714 TL ödemişim.

-Bir aracım var Ankara’da kullanıyorum. Gecen ay 400 TL yakıt bedeli ödemişim.


-Benim telefonumu Meclis ödüyor. Ancak danışmanların ve sekreterimin telefonu maaşımdan kesiliyor. O da gecen ay 530 TL imiş.

-Gecen ay seçim bölgem dahil olmak üzere, davet edildiğim illere yaptığım seyahatlerde uçak bileti olarak 2 bin 246 TL ödemişim.

-Ankara’ya seçim bölgemden ve sivil toplum kuruluşlarından gelen konukları ağırlama, konaklama ve bir de onların yol paralarına 2 bin 600 TL ödemişim.

-Ben aldığım bir karar gereği düğünlere katılmıyorum. Seçim bölgemdeki düğün ve cenazelere davet edildiğim etkinliklere çelenk gönderiyorum. Bir TEV çelengi 50 TL, gecen ayki TEV faturamız 1350 TL gelmiş.

-Hergün takım elbise giymem gerek. Temizleyiciye gecen ay 400 TL ödemişim.

TAKDİR SİZLERİN
Okuyan dört çocuğu olduğunu belirterek, kalan para ile ailece geçinmenin ne kadar mümkün olduğunu soran Türkkan şunları yazdı:

"Ya bir firmanın lobiciliğini yapacağım. Ya da haram lokma yememe endişesi taşımıyorsan, pisliğe karışacaksın. Asgari ücret az tabii ki. Hem de çok az. Ama bu parlamenteri de lobicilerin karşısında esas duruşta bekletmenin bedeli bu ülkeye çok daha pahalıya mal oluyor. Yaşıyoruz bunu. Ben dürüst milletvekilinin milletvekilliği yapmak kaydı ile mevcut maaşla geçineceğine inanmam. Ben maaşımı almadığım için bunu sizlerle paylaşmam daha kolay oldu. Takdir sizlerin."

Luluvise.com Facebook üzerinden bağlan


Luluvise.com Facebook üzerinden bağlan TIKLAYINIZ

25 Aralık 2011 Pazar

luluvise.com kayıt ol


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa KAYIT OL TIKLAYINIZ

luluvise.com giriş sayfası


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa GİRİŞ SAYFASI İÇİN TIKLAYINIZ

luluvise.com üyelik


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ

Huntington Hastalığı Nedir Huntington Hastalığının Tedavisi Huntington Hastalığının Belirtileri


Huntington Hastalığı Nedir 
Huntington hastalığı (HD) genetik bir nörolojik hastalık. Hastalarda bazı hareket bozukluklarının yanı sıra mental gerilik görülür. Adını 1872 yılında hastalığın kalıtsal olduğunu ilk olarak gözlemleyen Dr. George Huntington’dan alır. Otozomal dominant olarak kalıtılan bir hastalık olup, beyin ve sinir sistemini etkiler. 

Hastalığın ilk belirtileri 30- 50 yaş arasında gözlenir. Hasta bu dönem zarfında aile kurmuş ise, çocuklarına bu hastalığı aktarma riski yüzde 50 oranındadır. Hastalığın nedeni Huntingtin proteinin üretim bozukluğundan dolayı ortaya çıkmaktadır. 10-20 yıllık bir dönem arasında yavaş yavaş gelişir ve sonunda kişiyi yürüme, konuşma, düşünme ve mantıktan yoksun bırakır. 

En belirgin belirtileri kol, bacak, gövde ve yüz kaslarının ani ve istemsiz kasılmasıdır. Belirtiler çoğunlukla duygusal dalgalanmalar, sözlerin ağızda gevelenmesi, sakarlık, depresyon ve sinirlilik ile birlikte oluşur. Hastalığın ilerlemesiyle yutma zorluğu, düzensiz yürüme, denge kaybı, muhakeme gücünün bozulması ve bellek problemleri gibi belirtiler görülür. Belirtilerin ortaya çıkmasından sonra ortalama 10-15 yıl sonra hastaların çoğu ölür.hüriyet

Atatürk'ün Tıklanma Rekoru Kıran Videosu

Atatürk'ün izlenme rekorları kıran videosu Atatürk, Ertuğrul yatında arkadaşlarıyla sohbet ediyor. O sırada arkasındaki bir adam, şeftalisini ısırıyor. Şeftalinin suyu, Atatürk'ün omzuna sıçrıyor. Atatürk bu durumun farkına varmıyor. Daha sonra bir garson geliyor, çaktırmadan Atatürk'ün omzunu siliyor

24 Aralık 2011 Cumartesi

Yalan Dünya Dizisi Oyuncuları


Yalan Dünya Dizisi Oyuncuları 
Birbirinden çok zıt ve farklı iki aile, bir takım tesadüfler sonucu Cihangir’in göbeğinde; yan yana, hatta aynı terasta bir arada yaşamaya mahkum olursa... İki taraf için de artık her gün yepyeni bir macera ve beklenmedik sürprizlerle doludur.

Yalan Dünya Oyuncuları:

Altan Erkekli
Şehmuz

Füsun Demirel
Servet

Olgun Şimşek
Selahattin - Ahmet

Beyazıt Öztürk
Rıza

Gülse Birsel
Deniz

Hasibe Eren
Gülistan

Sarp Apak
Emir

Öner Erkan
Bora

Nihal Yalçın
Açılay

Bartu Küçükçağlayan
Orçun

Tuna Orhan
Orhan

Ömür Arpacı
Reis

Hakan Meriçliler
Çağatay

İrem Sak
Tülay

Gupse Özay
Nurhayat

Ece Ercan
Esra

Gönül Ülkü
Afife

Yalan Dünya Dizisinde Oynayan Oyuncuların İsimleri


Yalan Dünya Dizisi Karakter Tanıtımı

Altan Erkekli - ŞEHMUZ
Antakya’lı Kocabaş Ailesi’nin reisi, otoriter babası.

Fusün Demirel - SERVET
Kendi dünyasının, kendi bildiklerinin kurallarıyla dünyayı algılayan alaturka anne.

Olgun Şimşek – SELAHATTİN
Kocabaş Ailesi’nin Adıyamanlı çakal damatları.

Olgun Şimşek – AHMET
Kocabaş Ailesi’nin damadı Selahattin’in ikiz kardeşi, başarısız oyuncu.

Beyazıt Öztük – RIZA
Kocabaş Ailesi’nin bekar, bıçkın, ama duygusal oğulları.

Gülse Birsel – DENİZ
9 Eylül”de konservatuar okumuş, ara sıra dizilerde bölüm oyunculuğu yapan 34 yaşında, İzmirli.

Hasibe Eren – GÜLİSTAN
Kocabaş Ailesi’nin evliliğiyle problemli, görgüsüz, sınıf atlama derdinde çok bilmiş kızları.

Sarp Apak – EMİR
Popüler oyuncu. Her akşam başka kızla takılan, Bora’nın liseden kankası.

Öner Erkan – BORA
Hafif serseri, hayatına nasıl yön vereceğini bilemeyen Deniz’in kardeşi.

Nihal Yalçın – AÇILAY
Nevrotik, yarım entellektüel.

Bartu Küçükçağlayan – ORÇUN
Kocabaş Ailesi’nin tuhaf, gizemli, karanlık tavırlı torunları.

Tuna Orhan – TUFAN
Yapımcı/yönetmen/senarist, televizyonun en üçkağıtçı, en hırsız, en omurgasız “dahi çocuğu”

Ömür Arpacı – REİS
Kocabaş Ailesi’nin inşaat şirketindeki aşırı dürüst ve açıksözlü Karadenizli elemanı

Hakan Meriçliler – ÇAĞATAY
7-40 yaş civarı, yakışıklı, en azından karizmatik, DT oyuncusu, dizilerin popüler jönü.Kendi sesine, kendi yakışıklılığına, karizmasına hayran, çapkın, hatta asılgan bir adam. Herkesi cazibesiyle yaktığını düşünen biri.

İrem Sak - TÜLAY
Selahattin’in metresi, Beyoğlu’nda bir pavyonda çalışıyor.

ESRA
Tufan’ın yardımcı yönetmeni

Gupse Özay – NURHAYAT
28 yaşında, Antep’li bir ailenin burada doğmuş büyümüş kızı. Alaturka, ataerkil aileden geliyor. Nurhayat, eteği belinde zengin ev kızı. Lise mezunu. Hanım teyzelerin bayıldığı türden.Titiz, tertipli,hamarat.

Gönül Ülkü – AFİFE
İstanbul’da yaşayan, eski devlet tiyatrosu oyuncularından, Deniz ve Bora’nın anneanneleri

luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Paylaşım Sitesi

luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Paylaşım Sitesi, luluvise.com, luluvise.com nedir, luluvise.com kadınlar için, luluvise.com kadınlara özel sosyal paylaşım sitesi, luluvise.com kadınlar için, luluvise.com kadın paylaşım sitesi, luluvise.com kadın sitesi, luluvise.com ne demek, luluvise.com kadın.

Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa KAYIT OL TIKLAYINIZ


luluvise.com nedir 
Kanadalı girişimci Alexandra Chong İngiltere'nin başkenti Londra'da kadınlara özel sosyal paylaşım sitesi kurdu: "Luluvise.com"... Facebook'a rakip olan sitenin amacı kadınların erkekleri "çekiştirmesine" olanak tanımak. Siteye üye olan kadınlar, burada hoşlandıkları erkeklerin geçmişi hakkında bilgi sahibi oluyor. Aynı zamanda hemcinslerinin sevgili adayları hakkında ne düşündüklerini öğreniyorlar. Erkeklerin puanlandığı siteye, kesinlikle erkek üye kabul edilmiyor. İngiliz Daily Mail Gazetesi'nde yer alan habere göre şansını deneyen 500 erkek ret cevabı aldı.

23 Aralık 2011 Cuma

Aydın Menderes Öldü Aydın Menderes Vefat etti Aydın Menderes Hayatını Kaybetti


Aydın Menderes yaşamını yitirdi
Eski başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes, bağışıklık sistemindeki sorunlar nedeniyle tedavi altında olduğu hastanede yaşamını yitirdi. Menderes için yarın Hacıbayram Camiinde öğlen namazına mütakiben cenaze namazı kılınacak. Menderes, pazar günü Fatih Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından defnedilecek.

İstanbul / Ankara- Eski Başbakanlardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes yaşamını yitirdi. Aydın Menderes, Ankara Atatürk Eğitim Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Menderes, daha önce geçirdiği trafik kazası sonucu hayati tehlikeyi atlatmış ancak kol ve bacakları felç olmuştu.

Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Murat Bozkurt, Aydın Menderes'in saat 20.30'da yoğun bakım ünitesinde vefat ettiğini bildirdi. Bozkurt, Menderes'in 34 gün önce diğer bir hastaneden akciğer enfeksiyonu ön tanısıyla Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesine kabul edildiğini belirtti. Yapılan ilk tetkik ve değerlendirme sonucunda, derin ven trombozu, pulmoner tromboemboli, pnömoni ve buna bağlı solunum yetmezliği tanıları konan Menderes'in takip ve tedavi altına alındığını belirten Bozkurt, şunları kaydetti:

''Solunum kaslarında yetmezlik nedeniyle solunum cihazına bağlanmış ve daha sonraki takiplerinde gelişen çoklu organ yetmezliği ve bunlara ilaveten septik şok tablosuyla Sayın Aydın Menderes, 23 Aralık 2011 tarihinde saat 20.30'da yoğun bakım ünitesinde vefat etmiştir.''

İki ayrı cenaze namazı kılınacak

Menderes için iki ayrı cenaze namazı kılınacak. Yarın Hacıbayram Camii'nde öğle namazına mütakip kılınacak cenaze namazının ardından Menderes'in naaşı İstanbul'a götürülecek. Menderes, pazar günü Fatih Camii'nde öğlen namazına mütakiben kılınacak cenaze namazının ardından Topkapı'daki anıt mezara defnedilecek.

İstanbul'da kılınacak cenaze namazına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı bildirildi.

Siyasilerden ilk tepkiler

Meclis Başkanı Cemil Çiçek: Çileli bir ailenin, uzun yıllar çile çekmiş evladıydı. Gerçekten ismi gibi aydın ve aydınlık fikirlerin sahibiydi. Milletimizin, sevenlerinin ve ailesinin başısağolsun.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Çok değerli bir siyaset adamıydı. Allah rahmet eylesin. Bir sağduyu insanıydı. Çok temiz bir insandı. Siyasette yakındık, kardeşim gibiydi. Başından sonuna kadar aziz dostumun hatıralarıyla doluyum.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Parlamentoda çok iyi bir beraberliğimiz oldu, insan olarak çok onurlu bir insandı. Çok iyi tahlilleri vardı. Rahmetli Erbakan'da kendisine saygı sevgi duyardı. Felçli haline rağmen ülke meselelerine uzak kalmayan bir insandı. Siyasette iz bıraktı, Allah'tan rahmet diliyorum.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Çileli bir yaşam sürdürdü. Saygıdeğer eşine gerçekten hepimiz minnet borçluyuz, bir dakika olsun bile eşini yalnız bırakmadı, o çileli yaşamı beraber yaşadılar. Rahmetli Menderes'in bir diğer özelliği geniş bir entelektüel birikime sahip olmasıydı. O açıdan Türk siyaset dünyası önemli bir kayıpla karşı karşıya, kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin: Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile hastaneye gidiyoruz. Türkiye'nin başı sağolsun.

DSP Genel Başkanı Masum Türker: Sayın Menderes, siyaset dünyamızın dürüst, saygın ve önemli kişiliklerinden birisi olarak daima önemle anılacaktır. Menderes'e rahmet, ailesine ve sevenlerine de başsağlığı ve sabır diliyorum.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker: Allah rahmet eylesin. Çok önemli bir ismi taşıyordu. Siyasete büyük katkılar yapan, tavırlarıyla her zaman önemli bir insan oldu.

Aydın Menderes kimdir?

Ögrenimini Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde tamamlayan Menderes, siyasete 1970 yılında Aydın'da Demokrat Parti'nin İl Başkanı olarak girdi. 1977 yılında Adalet Partisi Konya Milletvekili ve 1978 yılında aynı partinin Genel İdare Kurulu Üyesi oldu. 12 Eylül sonrasında 10 yıl siyasetten yasaklılar kapsamında yer aldı. 1993 yılında kurucusu olduğu Büyük Değişim Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi. 1994 yılında bu partinin birleşmesiyle Demokrat Parti Genel Başkanı oldu. 1995 yılında Refah Partisi'nden İstanbul Milletvekili oldu. 1996 yılında aynı partinin Genel Başkan Yardımcılığı'na getirildi. 1999 yılında Fazilet Partisi'nde İstanbul Milletvekili oldu. Aynı yıl Fazilet Partisi'nden istifa etti. 3 Kasım 2002 tarihinde DYP'den Aydın Milletvekili adayı oldu. Fakat, DYP 3 Kasım 2002 seçimlerinde barajı aşamayınca seçilemedi ve siyaseti bıraktı. Cumhuriyet Haber Portalı / Ajanslar

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin TRT Şeş’te Program Yapan Rojin'e Aşüfte Kadın Dedi


TRT Genel Müdürü'nden inanılmaz sözler
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, iki yıl önce TRT Şeş’te program yapan Rojin için “aşüfte kadın” dedi.

Ankara’da önceki akşam gazeteciler ve akademisyenlerle biraraya gelen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, iki yıl önce TRT Şeş’te program yapan Rojin için “aşüfte kadın” deyince Taraf yazarı Orhan Miroğlu salonu terk etti.

Önceki akşam Ankara’da düzenlenen bir toplantıda gazeteciler ve akademisyenlerle biraraya gelen TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in sanatçı Rojin ile ilgili sözleri tartışmaya yarattı.

Taraf gazetesinin haberine göre, gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından periyodik olarak düzenlenen Başkent Toplantıları’nın önceki akşam Ankara Swiss Hotel’deki son toplantısının konuğu TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’di. Basına kapalı olarak düzenlenen toplantıya aralarında Taraf Yazarı Orhan Miroğlu akademisyen Yasin Aktay, Erol Göka’nın da olduğu gazeteciler, akademisyenler ve sanatçılar katıldı.

AŞÜFTE KADIN
Toplantının soru cevap kısmında söz alan Taraf yazarı Orhan Miroğlu, Şahin'e TRT Şeş ile ilgili bir soru sordu. Şahin bu soruya cevap verirken “Burada kadın yok değil mi” diyerek sözü iki yıl önce TRT Şeş'te program yapan Kürt sanatçı Rojin'e getirdi. Şahin'in Rojin için kullandığı “Aşüfte kadın” sözleri salonun buz kesmesine neden oldu.

Rojin ve ardından da BDP milletvekillerine yönelik bu hakaretamiz sözlere itiraz eden, Miroğlu'na “Benim üslubum” böyle diyerek kendini savunan Şahin'in geri adım atmaması üzerine Orhan Miroğlu toplantıyı terk etti. Toplantıya katılan diğer isimler de diyalogları doğrularken, Rojin de, TRT Genel Müdürü hakkında dava açacağını söyledi.

Rojin, 2009'da bir süre TRT Şeş'te sabah programı yapmış, büyük ilgi uyandıran program nedeniyle PKK çevrelerinden tehditler almış, ihanetle suçlanmıştı

Kaynak: Gazeteport.com

Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı Fransuva’ya Mektubu

Kanuni Sultan Süleyman’ın Kral Fransuva’ya Fermanı
Ben ki,
Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Karaman’ın ve Rum’un ve Dulkadir Vilayeti’nin ve Diyarbakır’ın ve Diyarbakır'ın ve Azerbaycan’ın Acem’in ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısır’ın ve Mekke’nin ve Medine’nin ve Kudüs’ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen’in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı Sultan Bayezıd Hân'ın torunu, Sultan Selim Hân'ın oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım.
Sen ki,
Françe vilayetinin kralı Françesko (François, Fransuva)’sun.
Sultanların sığınma yeri olan kapıma, adamın Frankipan ile mektup gönderip, memleketinizin düşman istilâsına uğradığını, hâlen hapiste olduğunuzu bildirip, kurtulmanız hususunda bu taraftan yardım ve medet istida etmişsiniz (istemişsiniz). Her ne ki demiş iseniz benim yüksek katıma arz olunup, teferruatıyla öğrendim.

Padişahların mağlup olması ve hapsolması tuhaf değildir. Gönlünüzü hoş tutup, hatırınızı incitmeyiniz. Bizim ulu ecdadımız, daima düşmanı kovmak ve memleketler fethetmek için seferden geri kalmamıştır. Biz dahi onların yolundan yürüyüp, her zaman memleketler ve kuvvetli kaleler fetheyleyip gece, gündüz atımız eğerlenmiş ve kılıcımız kuşanılmıştır. Allah hayırlar müyesser eyleyip meşiyyet ve iradatı neye müteallik olmuş ise vücuda gele. (Allah hayırlar versin ve iradesi neyse o olsun.) Bunun dışındaki vaziyet ve haberleri adamınızdan sorup öğrenesiniz. Böyle bilesiniz.

2012 Büyük İkramiye Kime Çıktı 2012 Büyük İkramiye Kimlere Çıktı


2012 Büyük İkramiye Kime Çıktı  
40 milyon lira 4336149 numaralı biletlere çıktı. Isparta - İzmir - Adana - İstanbul

ÖSYM'ye Başvuru 3-13 Ocak 2012 Tarihlerinde Yapılacak



ÖSYM'ye  Başvuru 3-13 Ocak 2012 Tarihlerinde Yapılabilecek
ÖSYM başvuru tarihleri  değiştirildi. ÖSYM'ye  başvurular 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacak.

BASIN DUYURUSU
(22 Aralık 2011)

2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) : Başvurular

2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri, 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacaktır.

Adaylar, 2012-ÖSYS Kılavuzu ile Aday Başvuru Formuna ÖSYM'nin http://www.osym.gov.trİnternet adresinden ulaşabilirler. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacaktır. Adaylar isterlerse başvuru merkezlerine gönderilen örnek kılavuzları da, başvuru süresi içinde başvuru merkezlerinde inceleyebileceklerdir.

Ortaöğretim Kurumu (Okulu) Müdürlükleri ve ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri ÖSYS’de başvuru merkezi olarak görev yapacaklardır.

Henüz mezun olmamış, son sınıf düzeyindeki adaylar başvurularını okullarının bağlı olduğu başvuru merkezine yapacaklardır. (*)

Mezun durumdaki adaylardan 2010 ve 2011-ÖSYS’nin her ikisine de başvurmamış olanlar ile 2010 veya 2011-ÖSYS’ye başvurmuş olanlardan öğrenim bilgilerinde değişiklik olanlar başvurularını istedikleri başvuru merkezine yapabileceklerdir.

Mezun durumdaki adaylardan 2010 veya 2011 ÖSYS’den birine başvuru merkezi aracılığıyla başvurmuş olan ve öğrenim bilgilerinde değişiklik olmayanlar başvurularını; isterlerse bireysel olarak İnternet aracılığıyla, isterlerse diledikleri bir başvuru merkezine başvurarak yapabileceklerdir.


2012-ÖSYS’ye (Sınavsız Geçiş dâhil) ilişkin başvurma, başvurma koşulları, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili kurallar ve işlemler 2012-ÖSYS Kılavuzunda yer almaktadır. 2012-ÖSYS’ye başvurmak isteyen adayların bu Kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir.

                                                                                                  Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
                                                                                                         ÖSYM BAŞKANLIĞI

(*) Van ilimizde yaşanan deprem nedeniyle bu ilimizde yer alan okullarda öğrenim gören, ancak deprem nedeniyle öğretime devam edilemediği için diğer ortaöğretim kurumlarına nakledilerek burada öğrenimine devam eden ve 2012-ÖSYS’ye başvurmak isteyen son sınıf öğrencileri, öğrenime devam ettikleri ortaöğretim kurumunda başvurularını yapacaklardır. Öğrenime devam ettikleri okul Başvuru Merkezi değilse Okul Müdürlükleri tarafından diğer öğrenciler gibi en yakın Başvuru Merkezine yönlendirileceklerdir. Bu konuda Okul Müdürlükleri adaylara her türlü kolaylığı göstereceklerdir.

ÖSYM Başvuru Tarihleri 3-13 Ocak 2012 Olarak Değişti

ÖSYM Başvuru Tarihleri 3-13 Ocak 2012 Olarak Değişti
ÖSYM başvuru tarihleri  belli oldu, başvurular 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacak.

BASIN DUYURUSU
(22 Aralık 2011)

2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) : Başvurular

2012 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri, 3-13 Ocak 2012 tarihleri arasında yapılacaktır.

Adaylar, 2012-ÖSYS Kılavuzu ile Aday Başvuru Formuna ÖSYM'nin http://www.osym.gov.trİnternet adresinden ulaşabilirler. Kılavuz dağıtımı ve satışı yapılmayacaktır. Adaylar isterlerse başvuru merkezlerine gönderilen örnek kılavuzları da, başvuru süresi içinde başvuru merkezlerinde inceleyebileceklerdir.

Ortaöğretim Kurumu (Okulu) Müdürlükleri ve ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri ÖSYS’de başvuru merkezi olarak görev yapacaklardır.

Henüz mezun olmamış, son sınıf düzeyindeki adaylar başvurularını okullarının bağlı olduğu başvuru merkezine yapacaklardır. (*)

Mezun durumdaki adaylardan 2010 ve 2011-ÖSYS’nin her ikisine de başvurmamış olanlar ile 2010 veya 2011-ÖSYS’ye başvurmuş olanlardan öğrenim bilgilerinde değişiklik olanlar başvurularını istedikleri başvuru merkezine yapabileceklerdir.

Mezun durumdaki adaylardan 2010 veya 2011 ÖSYS’den birine başvuru merkezi aracılığıyla başvurmuş olan ve öğrenim bilgilerinde değişiklik olmayanlar başvurularını; isterlerse bireysel olarak İnternet aracılığıyla, isterlerse diledikleri bir başvuru merkezine başvurarak yapabileceklerdir.


2012-ÖSYS’ye (Sınavsız Geçiş dâhil) ilişkin başvurma, başvurma koşulları, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili kurallar ve işlemler 2012-ÖSYS Kılavuzunda yer almaktadır. 2012-ÖSYS’ye başvurmak isteyen adayların bu Kılavuzu dikkatle incelemeleri gerekmektedir.

                                                                                                  Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
                                                                                                         ÖSYM BAŞKANLIĞI

(*) Van ilimizde yaşanan deprem nedeniyle bu ilimizde yer alan okullarda öğrenim gören, ancak deprem nedeniyle öğretime devam edilemediği için diğer ortaöğretim kurumlarına nakledilerek burada öğrenimine devam eden ve 2012-ÖSYS’ye başvurmak isteyen son sınıf öğrencileri, öğrenime devam ettikleri ortaöğretim kurumunda başvurularını yapacaklardır. Öğrenime devam ettikleri okul Başvuru Merkezi değilse Okul Müdürlükleri tarafından diğer öğrenciler gibi en yakın Başvuru Merkezine yönlendirileceklerdir. Bu konuda Okul Müdürlükleri adaylara her türlü kolaylığı göstereceklerdir.

22 Aralık 2011 Perşembe

Ermeni Soykırımını Kabul Eden Ülkeler Hangileri

,
Ermeni Soykırımını Kabul Eden Ülkeler  
Rusya
Kanada
İtalya
Hollanda
İsviçre
Belçika
Yunanistan
Kıbrıs Rum Kesimi
Lübnan
Vatikan
Litvanya
Uruguay
Şili
Arjantin
Fransa

Cumhurbaşkanı'nın Görev Süresi 5 Yıl Mı 7 Yıl Mı



Cumhurbaşkanlığı görev süresi: 5 yıl mı, 7 yıl mı? 
11. Cumhurbaşkanı (CB) seçimi için TBMM’de ilk tur oylama, 27/4/2007’de yapıldı. Ama seçim, iki kez Anayasa değişikliği yapıldıktan ve TBMM yenilendikten sonra 27 Ağustos 2007’de sonuçlandı. Aradan beş yıl geçti; ama, Türkiye halkı (cumhuru), başkanlarının görev süresini bilmiyor; Devlet başkanının kendisi de...

Anayasa açısından süre nedir? Yanıtı kolay olmayan bir soru.

Önce, anayasal ve siyasal gelişmeleri aktaralım:

1.- CB seçimi için ilk tur oylama, 27/4/2007’de yapıldı.

2.- Anayasa Mahkemesi (AYM), toplantı yeter sayısı olan 367 üyenin katılımı sağlanmadan oylama yapıldığı iddiasıyla CHP’nin başvurusu üzerine, ilk tur oylamayı iptal etti (1/5/2007).

3.- TBMM ise, AYM kararı doğrultusunda oylamaya devam yerine, hemen erken seçim kararı aldı.

4.- Erken seçim kararı alan TBMM, iki Anayasa değişikliği yaptı: bağımsız adaylarla ilgili (10/5/2007) ve TBMM/CB seçimleri ile ilgili (31/5/2007). Bu ikincisi, üç konuyla ilgili:

-TBMM’nin toplantı yeter sayısı düşürüldü.

-CB’nin (11. dahil) TBMM yerine halk tarafından seçilmesi öngörüldü. (“Onbirinci cumhurbaşkanı seçiminin ilk tur oylaması,… yapılır”, geçici md. 9).

-TBMM’nin görev süresi, 5 yıldan 4’e; CB’nin görev süresi, 7 yıldan 5’e indirildi.

5.- 23. Dönem yasama seçimleri yapıldı (22 Temmuz) ve TBMM, 3. tur oylamada salt çoğunlukla 11. CB’yi seçti (27 Ağustos).

6.- Bunun üzerine, TBMM, halk oylaması sürecindeki Anayasa metninde bir değişiklik daha yaptı: “Onbirinci Cumhurbaşkanı…” seçimine ilişkin olanı ve diğer bazı maddeler ayıklandı.(16 Ekim) (Bu değişiklikten önce gümrük kapılarında oy verme işlemi çoktan başlamıştı. AYM ise, henüz yürürlüğe girmemiş bulunan Anayasa değişikliği üzerinde değişiklik yapan bu son metni iptalden kaçındı..!!!)

7.- 21 Ekim’de yapılan oylamada, 31 Mayıs Anayasa değişikliği halk tarafından onaylandı. (16 Ekim değişikliği halka sunulmadan yürürlüğe girdi. Bunun anlamı şu: dayanağını aldığı anayasal metin henüz onaylanmadığı halde, kendisi kesinleşti. Bu nedenle halka sunulmuş olan 31 Mayıs metin ile 21 Ekimde oylanan metin birbirinden farklı..!!!).

8.- TBMM, 3/3/2011 tarihinde şu kararı aldı:” Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yenilenmesine ve seçimin 12 Haziran 2011 Pazar günü yapılmasına, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 3/3/2011 tarihli 73 üncü Birleşiminde karar verilmiştir.”

9.- TBMM, böylece 4 yılı bile dolduramadan, seçimlerin yenilenmesine karar vermiş oldu. TBMM’nin görev süresi konusunda bir kayıt içermese de, alıntılanan karar, 4 yıllık görev süresi varsayımına dayandırıldı. Bu nedenle, “mini erken” nitelemesi de yapıldı: 22 Temmuz yerine 12 Haziran’a çekildi seçimler. Seçim yılı olarak 2012 telaffuz bile edilmedi. Kaldı ki, eğer 23. Dönem yasama süresi 4 yıl olarak algılanmamış olsaydı, TBMM’de nitelikli çoğunluğa sahip olan AKP’nin, seçimleri 2011’e çekme gereğini açıklamak kolay olmazdı.

10.- Bu karmaşık ve iç içe geçmiş, hatta belirsiz halkalar, 11. CB’nin görev süresi hakkında da malzemeler sunuyor. Özellikle, TBMM seçimine paralel olarak, CB’nin de görev süresinin 5 yıl olduğu görüşü, hukuki bakımdan öne çıkıyor. Bununla birlikte , 7 yılı savunmak için de gerekçeler öne sürülebilir.

Hangi görüş savunulursa savunulsun, bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek iki sorun öne çıkıyor:

-Hukuk güvenliği: Cumhuriyeti değişmez kural olarak kabul eden bir anayasal düzen, bunu temsil eden makamın görev süresini, bırakın ay ve yılını, gününü ve saatini bile belirler. Cumhurun, başkanının görev süresini bilme hakkı vardır. Bilinmezlik, monarşi yönetimine özgüdür doğası gereği.

-Politik tercih: hukuki belirsizlik, bilerek veya özensizlik sonucu siyasetçiler tarafından yaratıldı. Daha esef verici olanı ise, belirsizliği hukuki yolla giderme yerine, siyasal saiklere hukuk kılıfı giydirme çabasıdır.

Peki hukuki çözüm ne olmalıdır?

-İç içe geçmiş sorunlu anayasal değişiklikler zincirinde sürenin de Anayasa yoluyla belirlenmesi gereğidir.

-Fakat daha önemlisi, yeni anayasa hedefinde siyasal partilerin de ortak paydası olduğu göz önüne alınarak, CB’nin TBMM tarafından seçilmesini öngören eski yönteme geri dönmektir.

Bir hatırlatma ve ciddi kaygı:

Aktarılan konu ve sorunlar, özellikle 2007’de sıcağı sıcağına tartışıldı, uyarılar yapıldı. Ama bile bile, anayasal sorunlar üretildi. Önceki günkü kitlesel (toplu) gözaltı, bir kez daha gazetecileri vurdu. İktidar eksenindeki yapay gündem, özgürlükleri boğucu uygulamaları perdelemek için mi yaratıldı?
İbrahim KABOĞLU

Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'la Resmi Nikah Kıyarak Evlenen İlk Kadın


Hürrem Sultan Kanuni Sultan Süleyman'la Nikah Kıyarak Evlenen İlk Kadın
Hürrem Sultan ilk nikah kıydırtan sultandır. Hürrem Sultan Cariye maaşı alıyordu ve sarayda yaşadığı için bu paraya ihtiyacı yoktu. Bu yüzden diğer cariyeler gibi parasını bağışlamak istedi ve bağışını da Mekke'ye yapmak istedi. Kölelerin dini yerlere (Mekke, Medine vb.) bağış yapması dinen günahtı, bu yüzden Kanuni'den onu azat etmesini rica etti ve sebebini açıkladı. Kanuni de bağış için Hürrem Sultan'ı azat etti. Hürrem artık cariye değildi. 

Bir gün Kanuni Hürrem Sultan'ı odasına çağırttı ama Hürrem bu teklifi reddetti. Kanuni'ye, "Artık ben sizin malınız değilim. Beni kölelikten azat ettiniz. Sizinle beraber olmam zinaya girer." dedi ve bu nedenle Kanuni Sultan Süleyman Hürrem Sultan'ı nikahına almak zoruna kaldı. 

Hürrem Sultan Kölelikten Nasıl Kurtuldu Ve Kanuniyle Evlendi



Hürrem Sultan Kölelikten Nasıl Kurtuldu Ve Kanuniyle Evlendi
Hürrem Sultan ( d. 1500 veya 1506 - ö. 1558) Osmanlı padişahı I. Süleyman'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir. Bir Osmanlı padişahıyla nikâhla evlenmiş ilk kadın olma ayrıcalığını taşır.

Lehistan Krallığı'nın sınırları içerisinde bulunan Rutenya'da doğdu. 20 yaşındayken Tatarakıncılar tarafından 1520 tarihinde Rutenya'den kaçırılmış, Kırım Hanı'nın himayesine girmiştir daha sonra Osmanlı sarayına sunulmuştur.

Hürrem Sultan ilk nikah kıydırtan sultandır. Hürrem Sultan Cariye maaşı alıyordu ve sarayda yaşadığı için bu paraya ihtiyacı yoktu. Bu yüzden diğer cariyeler gibi parasını bağışlamak istedi ve bağışını da Mekke'ye yapmak istedi. Kölelerin dini yerlere (Mekke, Medine vb.) bağış yapması dinen günahtı, bu yüzden Kanuni'den onu azat etmesini rica etti ve sebebini açıkladı. Kanuni de bağış için Hürrem Sultan'ı azat etti. Hürrem artık cariye değildi. 

Bir gün Kanuni Hürrem Sultan'ı odasına çağırttı ama Hürrem bu teklifi reddetti. Kanuni'ye, "Artık ben sizin malınız değilim. Beni kölelikten azat ettiniz. Sizinle beraber olmam zinaya girer." dedi ve bu nedenle Kanuni Sultan Süleyman Hürrem Sultan'ı nikahına almak zoruna kaldı. 

Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim gördü. Güzelliği zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi. Harem kadınları ve sarayın ileri gelenleri arasında da kendine yer edindi. Hürrem Sultan saraya geldiğinde Kanuni'nin Manisa valisi iken birlikte olduğu Mahidevran Sultan'dan Mustafa isimli bir oğlu vardı (onunla evlenmemiştir). Mustafa zamanla çok sevilen bir şehzade haline geldi. Mustafa'nın Kanuni'den sonra padişah olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Bu da Mahidevran Sultan'ın Valide Sultan olacağı anlamına geliyordu. Oysa Hürrem Sultan her bakımdan Mahidevran Sultan'ın önüne geçti.

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'a bir kız, dört oğlan çocuğu doğurdu. En büyük oğlu Mehmet Şehzade tahta çıkamadan öldürüldü. İkinci oğlu Selim tahta çıktı. Diğer çocukları da Beyazıt ve Cihangir Şehzadeleridir. Kızı Mihrimah Sultan'ı Vezir-i Azam Rüstem Paşa ile evlendirerek Vezir-i Azam'la bir ittifak oluşturdu.

Kanuni, yeniçeriler tarafından çok sevilen oğlu Mustafa'yı kendisini tahttan indirmeyi planladığı inancıyla öldürttü. Hürrem Sultan'ın Kanuni'yi bu kararda etkilediği inancı yaygındır. Şehzade Mustafa'nın öldürülmesinden sonra Mahidevran Sultan iyice gözden düştü. Yaşamının büyük bir bölümünü fakir olarak oğlunun mezarının bulunduğu Bursa'da geçirdi. Ancak Hürrem Sultan'ın ölümünden sonra Hürrem Sultan'ın oğlu padişah II. Selim Mahidevran Sultan'a maaş bağlattı ve oğlu Mustafa'nın türbesini yaptırttı.

Devlet yönetiminde etkili olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi. Ruslar ve Lehlerle barış içinde yaşanılmasını sağladı. Bu dönemde Ruslar Kazan ve Astrahan Hanlıklarına hakim olup doğuya doğru yayılmaya başladılar.

Hürrem Sultan 18 Nisan 1558 tarihinde eşi Kanuni Sultan Süleyman'dan 8 sene önce 52 yaşındayken öldü. Oğlu II. Selim'in tahta çıkışını göremedi. Süleymaniye Camisi Külliyesi içinde kendisi için yaptırılan türbeye gömüldü. Türbenin iç duvarları bir cennet bahçesini tasvir eden İznik çinileriyle kaplıdır.

Hürrem Sultan İstanbul'da günümüzde onun adıyla anılan Haseki semtinde, Mimar Sinan'a Haseki Külliyesini yaptırmıştır. 1538-1550 yılları arasında inşaatı tamamlanan külliyenin içinde bir hamam, medrese ve hastane bulunmaktadır. Günümüzde T.C. Sağlık Bakanlığı Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak tanınan bu hastane Türkiye'de kesintisiz hizmet vermekte olan en eski hastane olma özelliğini taşır.

Hürrem Sultan ayrıca Ayasofya Camii civarında yardıma muhtaç ve fakirlerin karnını doyurmak için bir mutfak yaptırtmıştır.

Hürrem Sultan Avrupa'da, modern Türkiye'de ve batıda birçok resim, müzik ve bale gibi tarihi çalışmalara konu olmuştur. Joseph Haydn'in 63. senfonisini örnek verebiliriz. Eserler Ukraynalılar tarafından yazılmıştır ama genelde İngilizce, Almanca ve Fransızcadır.

Hürrem Sultan'ın doğduğu yer olduğuna inanılan Ukrayna'nın Rohatyn kentinde bir Hürrem Sultan anıtı bulunmaktadır. 2007 yılında, Ukrayna'daki bir liman kenti olan Mariupol'daki Tatarlar Hürrem Sultan'ın onuruna bir cami açmıştır. wikipedia.org