CHP Milletvekili Zammı Köşkte Onaylanırsa İptali İçin Anayasa Mahkemesi’ne Gidecek
CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler, “Emekli Milletvekillerine zam yasasını Cumhurbaşkanı imzalarsa, iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz” dedi.
Güler, emekli Milletvekillerine zam yasası, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve süresiyle, tutuklu gazeteci sayısının 100’e yaklaştığını hatırlatarak, iletişim özgürlüğü konularına dikkat çekti.
CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Güler, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı’nda toplanan MYK’nın çalışmaları hakkında gazetecileri bilgilendirdikten sonra, sorularını da yanıtladı.
Güler’in açıklamaları ve sorulara verdiği yanıtlar şöyle ;
“Değerli basın mensupları iyi akşamlar.
Bugün Merkez Yönetim Kurulumuzun görüşmelerine ilişkin biraz önce televizyondan gördüm bazı bilgiler geçiyordu bazı arkadaşlar. Şimdi resmi açıklamamızı yapıyoruz. Sizlerin de tahmin edeceğiniz gibi emekli milletvekili maşalarındaki aşırı artış konusu Merkez Yönetim Kurulunun üzerinde en çok durduğu konu oldu. Öncelikle şunu söylemek isterim. Bu düzenleme Cumhuriyet Halk Partisinin düzenlemesi değildir. Bu düzenlemeye verilen toplam 216 kabul oyu içinde Cumhuriyet Halk Partili milletvekili yoktur. Önerge AKP’nin önergesidir. 216 oyun sahibi de bütün muhalefet oylarının toplamının 213 olduğunu gözönünde bulundurursanız demek ki iktidar partisinindir. Yani emekli milletvekili maaşlarındaki artışa ilişkin olarak bir tepki gösterilecekse bu tepkinin hedefi partimiz değildir. Partimizin tavrı son derece açıktır. Biz bu haksız artışa neden olan AKP kararının Cumhurbaşkanı onaylarsa bunun iptali için anayasa mahkemesine başvuracağız. Değerlendirmenin basınımız tarafından hakkaniyete ve gerçeklere uygun yapılmasını özellikle isteriz. Olması gerekenin olmasını talep ediyoruz. Bu önerge ve bu fırsatçı yaklaşım AKP’ye aittir. Düzenleme gerçekten de gece yarısı. Saat 12.00 civarında AKP milletvekilleri tarafından meclis genel kurul gündemine getirilmiş ve pek çok konuda olduğu gibi burada da baskıncı bir yaklaşımla AKP bu haksız düzenlemeyi yapmıştır. Bu haksız düzenlemenin düzelticisi pek çok haksız düzenlemelerin düzelticisi olan Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gerçekleştirilecektir.
Merkez Yönetim Kurulunun üzerinde durduğu bir ikinci konu; basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konusu oldu. Türkiye artık dünyanın en çok sayıda tutuklu gazetecisine sahip olan ülke. Öyle ki, Türkiye gazetecileri doğrudan doğruya mahkemelerde mahkum etmenin yollarını ararken aynı zamanda hakimler basılmamış kitapları soruşturuyorlar. Aynı zamanda üniversiteler tarafından bilgisayar çıktısının virüslü olduğu söylenmesine rağmen iddianameleri ciddiye alabiliyorlar. Ve elbette basın yayın organları üzerinde vergilendirme ve cezalandırma yoluyla kurulan baskı mekanizmasını da hiç unutmuyoruz. Biz bu tutukluluk ve tutuk haline ve tutuklama çılgınlığına karşı basın yayın organlarının sahipleri üzerindeki çeşitli vergilendirme ve cezalandırma takiplerine karşı, basılmamış kitaplardan suç üretme çabalarına karşı durduk, şimdi de karşı duruyoruz. Türkiye’nin basın özgürlüğü üzerindeki bu baskıdan biran önce kurtarılması, bu ayıptan uzaklaştırılması lazım.
Üçüncü önemli konumuz Cumhurbaşkanlığı görev süresi konusu. Tüm Türkiye gibi bizlerde bu konuyu en başından buyana fark eden insanlar olmamıza karşın ibretle ve hayretle seyrediyoruz. Çok çeşitli açıklamalar geliyor. Öyle anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanlığı konusu AKP yetkilileri için Cumhurbaşkanı hangi kişi, Başbakan hangi kişi olacak, AKP iktidarının başına kim oturacak, acaba köşke kimi oturtsak hesaplarına kurban edilmektedir. Ve biz yetkililerin ağzından şunu duyuyoruz ki, acaba Cumhurbaşkanı seçimi ile genel seçimler ve yerel seçimler nasıl yapılır, birleştirilir, yoksa ayrı ayrı mı yapmak gerekir. Bunlarında doğrudan doğruya AKP içi dengeler itibariyle değerlendirildiğini görüyoruz. Ülkemiz adına üzgünüz. Cumhurbaşkanlığı görev süresiyle ilgili açıklamada AKP’nin iç hesaplarla değil, memleket hesabıyla hareket etmesi gerekir. Ve bu konudaki tavrını artık açıklığa kavuşturması gerekir. Çelişkili ve tuhaf açıklamalara son vermesi gerekir.
Biraz önce söylediğim konuyu bir kez daha söylüyorum. Emekli milletvekilleri maaşlarındaki aşırı artış bir gece yarısı operasyonuyla AKP tarafından yapılmıştır. Eğer Cumhurbaşkanı bu düzenlemeyi iptal etmezse biz bu kanuna karşı anayasa mahkemesine iptal edilmesi talebiyle başvuracağız.
Bugün açıklamalarımız bu üç konudan ibaret. Sorularınız varsa alabilirim.
Soru: Efendim Sayın Tanrıverdi’nin bir açıklaması vardı. Sayın Tanrıverdi’nin açıklaması üç seçimin beraber yapılması yönünde. Siz ne düşünüyorsunuz bununla ilgili? CHP MYK’da bu tartışıldı mı acaba?
Birgül AYMAN GÜLER- Hayır. Hüseyin Tanrıverdi Türkiye’nin seçim gündemini belirleme yetkisine ve gücüne sahip değil. O yüzden bunu MYK gündem konusu olarak önümüze koymadık. Ama o açıklamanın devamında da ilginç şeyler var değil mi? Aynı açıklamada kimin Cumhurbaşkanlığı makamına daha çok yakışacağı Hüseyin beye göre. Bu arada da şimdi Cumhurbaşkanı olan kişinin birlikte çalışmayı arzu ettikleri kişi olduğunu anlattığı talihsiz sözleri var. Aslına bakarsanız o sözler aklımıza geldiği için AKP’nin iç hesaplarına kurban edilmiş bir Cumhurbaşkanlığı süresinin rahatsızlığından söz ettim.
Soru: Akif Hamzaçebi’nin yapmış olduğu basın toplantısında Bolu milletvekilinizi bir AKP’li grup başkanvekili tarafından uyarıldığı ve AKP’li grup başkanvekilinin CHP grup başkanvekiliyle görüşmesi nedeniyle o önergeye imza attığı yönünde bir açıklama yaptıkları…
Birgül AYMAN GÜLER- Evet.
Soru: Peki sizce siz detaylı olarak bu konuyu ele aldığınızı söylediniz. AKP grup başkanvekili tarafından aranan grup başkanvekilinizin ve CHP’li milletvekilinin kim olduğunu tespit ettiniz mi?
Birgül AYMAN GÜLER- Soruyu sorarken siz bile zorlandınız. Kendi içerisinde oldukça zamanlama bakımından, isimler bakımından birbirine geçen bir öykü. Bu konuyla ilişkili olarak grup yönetim kurulumuz toplantı halinde. Bu süreci söylediğiniz tüm ayrıntılarıyla değerlendiriyorlar. Sorunuza ilişkin açıklamaları grup başkanvekilliğimiz yapacak.
Soru: Aynı toplantıda o iki milletvekilini, bahsedilen o milletvekilinin de disipline sevk edildiğine dair açıklama doğru mu efendim?
Birgül AYMAN GÜLER- Grup yönetim kurulumuz bunun değerlendirmesi için şuanda toplantı halinde mecliste. Açıklamayı onlar yapacaklar.
Soru: MYK’da efendim bu kişilerin disipline gönderilmesi konusunda uzlaştı mı acaba? Sizde tartıştınız mı bunu? Bir taraftan da hani sizin tavrınız nedir acaba?
Birgül AYMAN GÜLER- MYK’nın tavrı şudur; bu tür adaletsiz, eşitsiz uygulamalara karşı özellikle milletvekilliği özlük haklarıyla ilgili konularda CHP çok duyarlıdır. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bu duyarlılığını çok kez dile getirmiştir. Dolayısıyla bizim tavrımızın bu tarz önergeler karşısında kabul edilmez bu önergeler biçiminde olduğu açıktır. Buna karşın iki arkadaşımızın orada imzalarının olması elbette değerlendirildi. Bu tasvip edilmedi. Ama bununla ilgili olarak nasıl bir yöntem izleyeceğimiz konusu doğru olduğu şekilde grup yönetim kurulunun yetki alanı içinde bir konu olduğu için onlara bırakıldı.
Soru: Yani net olarak disipline sevk edildiklerini söyleyemiyoruz değil mi şuan için?
Birgül AYMAN GÜLER- Grup yönetim kurulu değerlendirmesini yapıyor, süreci onlar gerçekleştirecekler.
Soru: Efendim Gençlik Kolları Başkanı neden hala atanmadı acaba?
Birgül AYMAN GÜLER- Çalışmalar sürüyor çünkü. Aslında gençlik kolu, kadın kolu yan örgütlerin gerçekten kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesi en güzelidir. CHP Merkez Yönetim Kurulunun ortak görüşü budur. O yüzden biz yan kollarımızı yöneticilerini kendisi seçen sağlıklı yapılara dönüştürmek hedefini güdüyoruz. Şimdi oluşturulacak olan MYK yan kolumuzda kendi kurultayını hedeflemek üzere oluşturulacak. Kurultay görevinin altından kalkacak, son kez yani belki, umuyoruz öyle olur. Biz onun öyle olmasını istiyoruz. Atamayla oluşan bir yan kolumuz olacak.
Teşekkür ederim, sağ olun.” chp.org.tr