19 Ekim 2010 Salı

TEKEL İşçisi İçin İki Mustafa Arasında Fark Kalmadı

"İki Mustafa arasında fark kalmadı" 


Tek Gıda-İş Sendikası Genel Merkez önünde oturma eylemine başlayan TEKEL işçileri Taksim'de meşaleli yürüyüş yaptı. Ellerinde "İş ve güvenceli iş ortamı için 4-C'ye hayır" pankartı, üzerlerinde "İşimizi istiyoruz, 4-C'ye hayır" önlükleri Galatasaray Meydanı'ndan Taksim Tramvay Durağı'na yürüyen işçiler, "Hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır", "Kahrolsun sendika ağaları", "Sendikalar göreve genel greve", "Biz haklıyız, biz kazanacağız" diye haykırdı.


Eyleme 100 gündür Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde direnen Türkan Albayrak, Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı, Tekstil Sen Genel Başkanı Engin Gül, TTB Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, birçok sendika üye ve yöneticisi, Cezmi Ersöz, Bilgesu Eranus ve Sırrı Süreyya gibi çok sayıda sanatçının yanı sıra ESP, SGD, EHP, BDSP gibi birçok kurum ve parti katıldı. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı yürüyüş ve yarım saatlik oturma eyleminin sonunda ilk sözü Türkan Albayrak aldı.

TEKEL DİRENİŞİ 1. YILINA GİRİYOR
TEKEL işçilerini örnek aldığını ve onlarla yürümekten onur duyduğunu smöyleyen Albayrak, "Ben direnişe başladığım zaman TEKEL işçilerinden şansızım çünkü tek başımayım. TEKEL işçilerinden şanlıyım çünkü beni satacak bir sendikam yok dedim" dedi.

Sanatçı Sırrı Süreyya, sözlerine TEKEL işçilerinin mücadelesini selamlayarak başladı. Süreyya, "Zaman öyle bir zaman ki durup dinlenmeye vakit yok" dedi. Tek Gıda-İş Sendikası'nın tavrını eleştiren Süreyya, "Sadece satın alınan Kumlu'yu değil, Türkel'i de, hatta iktidarı da atın gitsin" diye konuştu.

Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kamber Saygılı, bir davanın haklılığını sadece sayıların belirleyemeyeceğini belirtti. Dün TEKEL işçilerinin yanında olanların bugün de yanlarında olması gerektiğini söyleyen Saygılı, "TEKEL işçileri mücadelenin orta yerinde duruyor. Vicdan ve onur sahibi olanlar TEKEL işçilerinin yanında olmalı" dedi.

Yazar Cezmi Ersöz de, TEKEL işçilerinin direnişinin Türkiye'ye hatta dünyaya örnek olduğunu belirterek, "Bu örneği geliştirelim, büyütelim. TEKEL direnişi birinci yılına giriyor, yeni dönemde hep birlikte olalım bu direnişi göklere çıkaralım" çağısında bulundu.

İKİ MUSTAFA ARASINDA FARK KALMADI
TEKEL işçileri adına Manisa TEKEL işçisi Arzu Güneş konuştu. Güneş, iş, güvenceli iş ortamı ve yeterli ücret için 4-C'nin iptal edilmesi gerektiğini belirterek, işçilerin haklarını birleşik mücadeleyle alabiliceğini ifade etti.

TEKEL işçisinin, iş, iş güvencesi, sendika hakkı ve insanca yaşayacak ücret istediğini belirten Güneş, devletin kendilerine işsizlik, güvencesizlik, sendikasızlaştırma ve sefalet ücreti dayattığını kaydetti. Güneş, sendikanın ise Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun sonucunu beklediğini ve mücadele etmek isteyen işçileri "provakatör, eşkıya" diyerek suçladığını ifade etti.

Güneş, "TEKEL işçileri AKP hükümeti iktidarı boyunca hiç yaşamadığı kadar zor duruma sokuldu. 78 günlük zorlu mücadeleyi ağır bedeller ödeyerek gerçekleştirdi. Kararlılığımızı AKP hükümeti gördüğü için 4-C'de kısmi değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Ancak 4-C ortadan kalkmadı, işimiz ve iş güvencemiz hala yok" dedi ve ekledi:

"Holding gibi sendika binasında bizim aidatlarımızla yaşayan sendikacılar sıcak odalarında yaşarken, bize sendikanın kaldırımında, yağmurun altında, soğukta çadırlarda yaşamak düştü. Tek Gıda-İş Sendikası yönetimi aldığı kararları uygulamayarak işçilerden koptu. Mücadeleden vazgeçti. İşçinin gözünde iki Mustafa yani 'Kumlu' ve 'Türkel' arasında fark kalmadı."

TEK GIDA–İŞ YÖNETİCİLERİNE AÇIK MEKTUP
TEKEL işçileri, Tek Gıda-İş Sendikası yöneticilerine ve Türk-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel'e ayrıca açık mektup gönderdi. İşçiler, mektupta, "Asla sessiz kalmayacağız ve 4 C’yi bize dayatan hükümetten de mücadelemizi engelleyip işçilere ihanet edenlerden de, güçlüyken yanımızda boy gösterip, azınlıkta kaldığımızda sendikanın yanına geçenlerden de hesap soracağız" dedi.

Türk-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel'e gönderilen mektupta ise, Türkel'in, “Bizimle görüşmek isteyen herkese kapımız açık onlarcası binlercesi bizimle görüşmek ister ve gelip görüşürler. Ancak bu sendikayı basarak, eşkıyalık yaparak olmaz” sözü hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:

"Bizi basında “eşkıya” olarak lanse etmesi, esas eşkıyanın kendisi olduğunu söylememize fırsat verdi. Eşkıyanın kendisi olduğunun farkında değil herhalde; eşkıya, genelde işçilerin parasıyla holding gibi binalarda yaşayanlardır.

Yıllardır sizin aldattığınız ve biz işçilerin sizleri yıllarca alkışlayıp aldığınız tüm kararlara uyan, sizlere toz kondurtmayan biz işçiler, her türlü fedakarlığı yapıp sizlere uyan, sizlere inanan birkaç işçi dediğiniz, yüzbinlerce işçiden biri olarak şimdi soruyoruz: Sayın Türkel, sözlerinizi tutun demek mi eşkıyalık?"

(etha)