15 Aralık 2009 Salı

Klarnetin yerini satırlar alınca...

Türkiye'yi ürküten görüntülerin yaşandığı Dolapdere Dilbaz Sokak'ta DTP'liler 'Planlı bir saldırıya uğradık', satır ve silah çekenler ise 'kendimizi koruduk' diyor. Dilbaz Sokak, Tarlabaşı’ndan Dolapdere’ye inen yokuşları kesiyor. Dilbazlıların bir çoğu müzisyen. Kimini, Nevizade’deki bir masada darbuka çalarken görmek mümkün, kimini ünlü bir türkücünün ekibinde klarnetine üflerken, kimini de Romanları konu alan bir dizide... Ancak önceki gün çekilen son fotoğraflarında ellerinde silah, satır ve döner bıçakları vardı.
Dilbazlı Romanlar, DTP sempatizanlarının özellikle MHP’lilerin gittiği kahvehane başta olmak üzere bütün bir sokağa molotofkokteyli ve taş yağdırdığını öne sürüyor. DTP’lilere doğrultulan silahları, savrulan keser ve bıçakları ise “Mahalleli canını korumak için...” diye izah ediyor. DTP’liler ise örgütlü bir saldırıya uğradıklarını, bir üyelerinin yaralanmasıyla kitlenin infiale kapıldığını savunuyor.

Sokağın en ucundaki Kemalpaşalılar Kıraathanesi önceki günkü çatışmada en çok hasarı alan adreslerden biri. Sahibi, DTP’lilere silah doğrultan üç kişiden biri olan Selçuk Ü.

MHP’lilerin kahvehanesi

Kıraathaneye MHP’liler gidiyor. Duvarlarında; şehit asker Hasan Güreşen’in fotoğrafı, MHP takvimi, bolca bayrak ve Osmanlı tuğrası, Atatürk’ün ve Hazreti Ali’nin fotoğrafları, “Ya teslimiyetçilik ya milliyetçilik” yazılı bir afiş var. Adını açıklamaktan kaçınan mahalleliler kırık camlarının yerine büyükçe bir Türk bayrağı gerilmiş kıraathanenin DTP’lilerce hedef seçildiğini söylüyor. İddiaya göre, cuma günü de DTP’lilerle arbede yaşanmış. Pazar günkü çatışmayı ise DTP’lilerin saldırısı diye yorumluyorlar. İddiaları şöyle:

“Bir grup pazar yerine girip vatandaşlara ansızın saldırdı. Sonra otoparka, sonra kıraathaneye... Biz kapılardaydık. Taşlar, molotofkokteylleri atılıyordu.”

Mahalleliler, ‘tabancalı, keserli ve bıçaklı’ fotoğrafları, “Hazırlıklı değildi, kendiliğindendi” diye izah ediyor. Biri, “Oklavasıyla çıkan kadınlarımız vardı” diyor. Mahalleliler, “Nefsi müdafaada bulunduk” diye konuşuyor. Çünkü iddiaya göre, çatışma bir saate yakın sürmüş.

Saldırılan ikinci adres, kıraathanenin bitişiğindeki, sokağın birkaç Kürdünden birine ait ganyan bayii. Üst kattaki evinse camları kırılmış... Mahalledekiler silahlı fotoğrafların gazetelerde yayımlanmasına tepkili, gazetecilere “Neden hedef gösteriyorsunuz” diyorlar.

‘Örgütlü bir saldırı’

Dilbaz’dan yokuş yukarı tırmanıldığında, Tarlabaşı Bulvarı’nın girişinde, kapatılan DTP’nin il binası var. Eski İl Başkanı Mustafa Avcı, Kürtlerle Romanlar arasında sürtüşme olduğu iddialarını reddediyor. Avcı, “Öyle olsa, iç içe yaşıyoruz, her gün kavga olurdu?” diyor.

Avcı’nın iddiasına göre, çatışmanın gelişimi şöyle: “DTP önünde açıklama yapıldıktan sonra değişik ilçelerden gelen partililer minibüslerine binmek üzere topluca Dolapdere’ye sloganlarla yürüdü. Dilbaz’da ‘örgütlü faşizan’ bir grup sahneye çıktı. Açılan ateşte, Ş. A. adlı bir partili yaralandı. Ateş sonrası DTP’liler kontrolden çıktı...”

Vurulan tutuklandı

DTP’lilere silah doğrulttukları için gözaltına alınan Selçuk Ü., T.G, ve S.Z., tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldı. Olayda kullanılan tabancaların ‘kuru sıkı’ olduğu belirtildi. Üçüncü tabanca ise bulunamadı. Olayda bacağından yaralanan DTP’li Şevket A. kendisini hastaneye getiren N.D. ile ‘Yasadışı gösteriye katılmak’tan tutuklandı.

2006’da Romanlar gösteri yapanlara kılıçla saldırmıştı. 2008 Kasım’da Dolapdere’de DTP’liler gösteri yaparken Romanlar Türk bayraklarıyla sokağa çıktı. Taşlı, sopalı çatışma yaşanırken bir Roman pompalı tüfekle ateş etti. Başbakan Erdoğan bu olay üzerine “Vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, hayatına kastederseniz vatandaş kalkıp da kendini savunma yoluna gidecektir” demişti. İSMAİL SAYMAZ