EĞİTİM SINAV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EĞİTİM SINAV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Aralık 2012 Cumartesi

ODTÜ Öğrencileri "Biz Kötüyüz" Yürüyüşüyle Bütün Kötüleri Protesto Etti

ODTÜ Öğrencileri "Biz Kötüyüz" Yürüyüşüyle Bütün Kötüleri Protesto Etti 
Roboskî'de 34 kişiyi biz katlettik'
Hükümet, medya ve bazı rektörler tarafından iki haftadır “şiddet yanlısı, marjinal, bilim ve teknoloji karşıtı, terörist, Esad’ın öğrencileri” gibi hakaretlerle karşı karşıya kalan ODTÜ öğrencileri, bu saldırgan tutuma farklı bir eylemle yanıt verdi.

ODTÜ öğrenci toplulukları, filmlerin kötü karakterlerine büründü, ODTÜ’de yürüyüş gerçekleştirdi. Tüm Türkiye ve dünya kamuoyuna seslenen ODTÜ’lüler, “Gözlerinizi kapayın, kulaklarınızı tıkayın; kötüler direnişe devam ediyor” dedi, baskı ve saldırılara karşı direnişlerinin süreceği mesajını verdi.

‘BİZ KÖTÜYÜZ’ YÜRÜYÜŞÜ
ODTÜ öğrenci toplulukları eylemlerini, “Kötüler direnişe çağırıyor” ismiyle, filmlerin kötü karakterlerini canlandırarak sürdürdüler. Fizik Bölümü önünde toplanan öğrenciler, “Biz kötüyüz çünkü Madımak’ı biz yaktık”, “Biz kötüyüz çünkü köyleri zorla biz boşalttık”, “Biz kötüyüz çünkü kadın cinayetlerini biz normalleştirdik”, “Biz kötüyüz çünkü Uğur Kaymaz’ı, Ceylan Önkol’u, Hrant Dink’i biz öldürdük”, “Biz kötüyüz çünkü andilde savunmayı biz yok saydık”, “Biz kötüyüz çünkü 17 yaşında idam edilen Erdal Eren için timsah gözyaşları döküp, 12 yaşında taş atan çocukları biz hapishanelere tıktık. Biz onları taciz ve tecavüze terk ettik”, “Biz kötüyüz çünkü Roboski’de 34 Kürt köylüyü biz katlettik” dövizleri taşıdı.
ODTÜ A1 Kapısı’na yürüyen öğrenciler, direnişlerinin, eylemlerinin süreceği mesajı verdi.

ODTÜ’LÜLER ‘BİZ KÖTÜYÜZ!’ DEDİ
Burada yapılan açıklamada öğrenciler, “Biz kötüyüz çünkü ODTÜ’de 3 bin 600 polis, 20 zırhlı araç, 8 toma ile biz terör estirdik. 18 Aralık’ta ODTÜ’de kötülüğün vücut bulmuş hali olan ODTÜ öğrencileri, öğretim elemanları ve çalışanlarıyız. Türkiye ve dünya kamuoyuna alenen deklere ediyoruz, kötülüğü bedenlerinde ve ruhlarında barındıran teröristler, bilim düşmanları, demokrasi karşıtları, vatan hainleri ve şiddetten yanıp tutuşan hastalıklı ODTÜ’lüler olarak bu topraklardaki tüm kötülüklerin failleri biziz” diyerek kendilerine yönelik suçlamalara tepki gösterdi.

Tüm kamuoyuna, “Gözlerinizi kapayın, kulaklarınızı tıkayın; kötüler direnişe devam ediyor” diye seslenen öğrenciler, ODTÜ’de baskılara, saldırılara boyun eğmeyecekleri, mücadeleyi sürdürecekleri mesajı verdi.

Eylemi gerçekleştiren öğrenci toplulukları ise şöyle: AFT, Çevre Topluluğu, BKSK, Ekonomi Topluluğu, LGBT Dayanışması, SBT, Sitop, Sosyoloji Topluluğu, UGT, Üniversiteli Kadınlar, Mimarlık Topluluğu, TODAPlı öğrenciler, HDK gençliği, Yapı Topluluğu, Gülmece Topluluğu, Psikoloji Topluluğu.

BASINA ENGEL
Öte yandan öğrencilerin eylemini izlemek için ODTÜ’ye giden gazeteciler içeri alınmadılar. ODTÜ kapısında girişi engelleyen sivil polisler, “Basın alınmayacak” diye engellerken, girmeye çalışan gazetecilere de “Nereye gidiyorsunuz, gelmeyin lan” diye bağırdılar. Buna tepki gösteren gazeteciler ile polisler arasında tartışma çıktı. Gazeteciler, “Bizimle böyle, lan diye konuşamazsınız” diye polislere tepki gösterdiler. (Ankara/EVRENSEL)

26 Aralık 2012 Çarşamba

ODTÜ'yü Kınayan Üniversiteler

ODTÜ'yü Kınayan Üniversiteler, sabahattin zaim üniversitesi odtü,odtü'yü kınayan üniversiteler, odtü sabahattin zaim üniversitesi, odtü'yü kınayan, sabahattin zaim üniversitesi odtü açıklama, sabahattin zaim üniversitesi odtü'yü kınadı, odtü yü kınayan üniversiteler, odtü' yü kınama bildirisi, odtü'yü kınayan 11 üniversite, odtü'yü protesto eden üniversiteler, odtüyü kınayan üniversiteler, sabaattim zaim üniversitesi odtüyü kınadı, sabahattın zaim üniversitesi odtü, sabahattin zaim üniversitesi + odtü, sabahattin zaim üniversitesi açıklaması, sabahattin zaim üniversitesi kınama, sabahattin zaim üniversitesi odtu, sabahattin zaim üniversitesi odtü kınama, sabahattin zaim üniversitesi odtü yü kınadı, sabahattin zaim üniversitesi odtü yü kınadı mı, sabahattin zaim üniversitesi odtüyü, sabahattin zaim üniversitesi otdü, sdabahattin zaim üniversitesi odtüyü kınadı, sebahattin zaim üniversitesi odtü yü kınadı.

ODTÜ'yü Kınayan Üniversiteler
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ODTÜ'ye gelişini protesto eden öğrenci ve öğretim görevlilerine polis biber gazıyla müdahale etmiş, biri ağır olmak üzere çok sayıda öğrenciyi yaralamıştı. ODTÜ yönetimi, demokratik haklarını kullanan öğrenci ve öğretim görevlisine, polisin orantısız güç kullanarak müdahale etmesini kınayan bir açıklama yapmıştı. 

Olaylar gündemdeki yerini korurken, 12 üniversite ortak bildiri yayınlayarak, meydana gelen olaylardan ODTÜ yönetimini ve öğrencileri sorumlu tutarak kınadı. 

İşte o üniversiteler
  • Abant İzzet Baysal Üniversitesi
  • Afyon Kocatepe Üniversitesi
  • Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
  • Atatürk Üniversitesi
  • Bingöl Üniversitesi
  • Bitlis Eren Üniversitesi
  • Çanakkale Üniversitesi
  • Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
  • Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi
  • Galatasaray Üniversitesi
  • Hacettepe Üniversitesi
  • İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi
  • İstanbul Teknik Üniversitesi
  • İstanbul Üniversitesi
  • Kafkas Üniversitesi
  • Karadeniz Teknik Üniversitesi
  • Kırklareli Üniversitesi
  • Mardin Artuklu Üniversitesi
  • Marmara Üniversitesi
  • Mimar Sinan Üniversitesi
  • Muş Alparslan Üniversitesi
  • Namık Kemal Üniversitesi
  • Necmettin Erbakan Üniversitesi
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi
  • Sakarya Üniversitesi
  • Süleyman Demirel Üniversitesi
  • Türk Hava Kurumu Üniversitesi
  • Trakya Üniversitesi
  • Uşak Üniversitesi
  • Yıldız Teknik Üniversitesi
Abdullah Gül Üniversitesi'nin bu üniversiteler arasında olmaması dikkatlerden kaçmadı...

Sabahattin Zaim Üniversitesi ODTÜ'yü Kınadı


    24 Aralık 2012 Pazartesi

    Sabahattin Zaim Üniversitesi ODTÜ'yü Kınadı

    Sabahattin Zaim Üniversitesi ODTÜ'yü Kınadı
    18 Aralık 2012 tarihinde, Göktürk-2 Uydusu'nun Çin'deki Jiuquan Hava Üssü'nden fırlatılması törenine katılmak için ODTÜ''ye gelen Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ı, protesto eden öğrencilere ve öğretim görevlilerine polis sert müdahalede bulunmuştu.

    Polisin yüzlerce gaz bombası kullandığı olaylarda, çok sayıda ODTÜ'lü öğrenci yaralanırken, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık'ta başından ağır yaralanarak beyin kanaması geçirmişti. 

    Öğrencilerine sahip çıkan ODTÜ yönetimi, polisin sert müdahalesini kınayan bir açıklama yapmıştı.

    ODTÜ'yü Kınayan Üniversiteler
    Olayların yankıları devam ederken bazı üniversiteler ortak kınama bildirisi yayınlayarak, meydana gelen olayların sorumlusu olarak  ODTÜ yönetimi ve öğrencilerini gösterdi.

    İşte o üniversiteler;
    İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Bingöl Üniversitesi, Sabahattin Zaim Üniversitesi, Uşak Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Bezmialem Vakıf üniversitesi.

    Sabahattin Zaim Üniversitesi'de Bir Açıklama Yaparak  ODTÜ'yü Kınadı
    İşte o açıklama:
    "Uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve alt yapı geliştirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve kabiliyetlerle karşılanması ihtiyacını karşılamak amacı ile üretilen Türkiye’nin ilk milli keşif uydusu Göktürk-2 ve TÜBİTAK UZAY mühendisleri tarafından geliştirilen Milli Uçuş Bilgisayarı BİLGE, ülkemizin çağdaş medeniyeti yakalamasında önemli bir adım oluşturmaktadır. Böyle önemli projeleri destekleyen hükümet ve araştırma kurumlarına teşekkür ederiz. Göktürk-2’nin uzaya fırlatılması törenine, tüm öğrenci ve öğretim elemanlarının da coşkuyla katılmaları beklenirken, bilime ve gelişmeye karşı yapılan bu anlamsız protesto girişimlerini kınıyor ve kamuoyuna ilan ediyoruz."

    14 Kasım 2012 Çarşamba

    Genel Kurmay Açıkladı Askeri Liselerde Kur'an-ı Kerim Peygamberin Hayatı Ve Dini Bilgiler Dersleri Verilecek

    Askeri Liselerde Kur'an-ı Kerim Peygamberin Hayatı Ve Dini Bilgiler Dersleri Verilecek
    Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, askeri liselerde seçmeli Kur'an-ı Kerim,  Peygamber'in hayatı ve temek dini bilgiler dersleri okutulacak. 

    Türk Silahlı Kuvvetleri Tarfından Yapılan Açıklama:  
    14 Kasım 2012 tarihli bir gazetede; “TSK’dan din dersine onay... Genelkurmay, askeri liselere seçmeli Kuran-ı Kerim, Hz.Peygamberin Hayatı ve Temel Dini bilgiler Dersine onay verdi. MEB kararı ile onurlu yaşam ve inisiyatif sahibi olma konularının işlendiği temel değerler dersi kaldırıldı” şeklinde ifadeler içeren bir haber yayınlanmıştır.

    Bu kapsamda; kamuoyunun doğru bilgilendirmek ve oluşabilecek yanlış algılamaların önüne geçmek maksadıyla, konu ile ilgili açıklama yapılması ihtiyacı duyulmuştur.

    1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 58’inci maddesindeki “MEB veya diğer bakanlıklar tarafından açılacak okullar (Askeri Liseler dâhil) ile özel okulların derecelerinin tayini, MEB’e aittir. Askeri eğitim kurumlarının dereceleri MSB ile birlikte tespit edilir.” hükmü gereği Askeri Liseler (Astsubay Meslek Yüksek Okulları dahil) eğitim ve öğretim faaliyetlerini MEB müfredatına tabi olarak yürütmektedir.

    6287 sayılı Kanunla , “Ortaokul ve liselerde, Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin Hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur.” hükmü getirilmiştir.

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 14 Ağustos 2012 tarihli ve 124 sayılı kararıyla, “Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler” dersleri liselerin 2’nci grup seçmeli dersler listesine eklenmiştir.

    TSK Ortaöğretim Okulları Yönetmeliği’ne göre; “MEB’e bağlı Anadolu liselerinin fen bilimleri alanına denk program” uygulamakta olan TSK Ortaöğretim Okullarında da, bahse konu düzenlemelerin yapılabilmesi maksadıyla;
    a. 6287 sayılı Kanun ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının Kararında belirtilen seçmeli dersler, diğer seçmeli derslerle birlikte TSK Ortaöğretim Okullarının Haftalık Ders Çizelgesine dahil edilmiştir.
    b. Bu kapsamda hazırlanan haftalık ders çizelgeleri; TSK Ortaöğretim Okulları Yönetmeliğinin 21’inci maddesi gereği onaylanmak üzere MEB’e gönderilmiş ve MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 183 sayılı kararıyla 5 Ekim 2012 tarihinde onaylanmıştır.
    c. TSK Ortaöğretim Okulları idarelerince; TSK Ortaöğretim Okulları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinin 5’inci maddesi gereği, öğrencilerin ilgi ve isteklerinin tespiti için seçmeli derslerin tamamı öğrencilerin seçimine sunulmuş ve öğrencilerin seçmeli ders konusundaki tercihlerini belirtir dilekçeleri alınmış ve eğitim-öğretime başlanmıştır.
    ç. Haberde kaldırıldığı iddia edilen “Temel Değerler Dersi” Işıklar Askeri Hava Lisesi öğrencileri tarafından tercih edilmiş ve 9’uncu sınıfta haftada bir ders saati olacak şekilde öğretime açılmıştır.

    Sonuç olarak; TSK Orta Dereceli Askeri Okullarında; eğitim ve öğretim programlarımızın hazırlanması, programların denkliğinin sağlanması, onaylanması ve bilimsel denetimi konularında MEB kriterlerine uygun hareket edilmektedir. Bütün eğitim sistemi yürürlükteki mevzuata uygun olarak düzenlenmiştir

    29 Eylül 2012 Cumartesi

    Ağrı'da %90 Hasarlı Raporu Verilen Okulda Eğitim Yapılıyor

    Ağrı'da %90 Hasarlı Raporu Verilen Okulda Eğitim Yapılıyor
    Van'da bir yıl önce meydana gelen depremde %90 hasar gören Ağrı'nın Patnos İlçesindeki Kerem Şahin ilköğretim okulunda eğitim öğretime başlandı.

    Olaya tepki gösteren öğrenci velileri, okulda hiç bir tadilatın yapılmadığını, elektrik ve suyunun bulunmadığı, okula %90 hasarlı raporu verildiğini söylüyor.  Eğitime bu şartlar altında devam edilmesi halinde her an bir felaketin yaşanacağından endişe ediyorlar. 

    Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'nüe İki Öğrenci Kayıt Yaptırdı

    Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'ne İki Öğrenci Kayıt Yaptırdı.  Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Matematik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Akın Osman Atagün, Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'ne biri kız biri erkek, iki öğrenci kayıt yaptırdığı açıklamasını yaptı. 

    Özel Ders Alıyoruz
    Bozok Üniversitesi  Matematik Bölümü'nde öğrenci sayısı iki olduğu için dersler özel ders gibi veriliyor.  

    Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'nu kazanan  Ümran Yavuz,  “Bozok Üniversitesi'ni kazanınca biraz şaşırdım. Sadece iki öğrenci olduğumuzu öğrenince daha da şaşırdım. Ders olur mu olmaz mı diye tereddüt yaşadık. Ama dersler oluyor. Özel ders alıyor gibiyiz. Böyle daha iyi oldu” dedi.

    İsmail Erkılıç ise  “Bizim için daha iyi oldu. Kayıt yaptırıp yaptırma noktasında biraz tereddüt yaşadım ama sonra da yaptırdım. Amacım okulumu en iyi şekilde bitirmek” diye konuştu.

    1 Eylül 2012 Cumartesi

    Başbakan 66 Aylık Çocukları İçin Rapor Alan Aileler Benim Evladım Geri Zekalıdır Diyor

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Rapor Alan Aileler Benim Evladım Geri Zekalıdır Diyor

    Rapor alanlar çocuğuna ihanet eder
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4 sistemiyle 66 aylık çocukların okula kaydındaki doktor raporu tartışmalarına ilişkin, “Bu 66 ay meselesinde gidip rapor alanları ben evlatlarına ihanetle vasıflandırıyorum. Niye? 'Benim evladım geri zekalıdır' diyor. Yani iki ay mı senin evladını iyi noktaya getirecek?” dedi... devamı için linki tıklayınız.

    17 Ağustos 2012 Cuma

    2012 LYS Sonuçları Açıklandı 2012 LYS Sonuçları Listesi


    2012 LYS Sonuçları Açıklandı
    LYS sonuçlarına göre, 2012-ÖSYS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme sonuçları, ÖSYM’nin internet sayfasından açıklandı.

    Adaylar, yerleştirme sonuçlarını ÖSYM'nin   https://sonuc.osym.gov.tr  internet sitesinden TC kimlik numaraları ve şifreleriyle öğrenebilecek.  

    10 Temmuz 2012 Salı

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir KPSS Sınavları İptal Edilebilir Dedi

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir KPSS Sınavları İptal Edilebilir Dedi
    "Sınavları iptal edilebilir"
    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, KPSS ile ilgili iddialara ilişkin “Sınavın iptali hiç hoş olmayan bir konu. Ama şu var, somut veriler olduğunda bunları kimlerin kullandığını tespit edebiliriz, kimlerin kullandığını tespit ettiğimizde onların sınavlarını iptal ederiz ama genel olarak sınavı iptal edecek bir durumun olduğuna ben ihtimal veremiyorum, çünkü şimdiye kadarki analizlerimiz bunu gösteriyor” ifadesini kullandı.

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, yaptıkları analizlerde bu sınavda bir haksızlık olduğu yolunda bir bulgunun söz konusu olmadığını belirterek, “O nedenle adaylarımızın içlerinin rahat olmasını istiyoruz ve bu tür asılsız iddialara çok da değer vermemelerini, özellikle bizim internet sayfamızdan yapacağımız duyurulara önem vermelerini istiyoruz” diye konuştu.

    ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, KPSS ile ilgili iddialara ilişkin, “Tüm Ankara'nın cumartesi sabah ve cumartesi öğleden sonra oturumlarının analizlerini yaptık, cevap kağıtlarını okuduk. Bu analizler bize şunu gösteriyor, geçtiğimiz yıllarla mukayese ettiğimiz zaman burada olağan dışı bir durum söz konusu değil” dedi.

    Demir, gelen bütün evrakı analiz edeceklerini, inceleyeceklerini belirterek, “Bu bilgileri kamuoyuyla zaman zaman paylaşacağız” diye konuştu.

    Ali Demir, geçen hafta sonu yapılan KPSS ile ilgili iddialara yönelik AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

    ÖSYM'nin yoğun bir sınav maratonu içinde olduğunu, Lisans Yerleştirme Sınavı'na iki milyona yakın adayın girdiğini ve bu adayların evraklarının okunduğunu söyledi.

    ÖSYS kılavuzunun da internet sitesinde yayımlandığını anımsatan Demir, adayların kontenjanları görebileceğini, ciddi sayıda kontenjan artışının söz konusu olduğunu belirtti.

    Demir, “Bu hafta sonu aynı güvenlik çerçevesi içerisinde, aynı güvenlik tedbirleri içerisinde hatta bir miktar daha güvenlik tedbirlerini artırarak 7-8 Temmuz tarihlerinde KPSS lisans sınavını gerçekleştirdik. Türkiye'de özellikle kamuda görev almak isteyen vatandaşlarımızın çok rağbet ettikleri ve buradan alacakları puanlarla kamuda memur ya da öğretmen olacakları bir sınav, o yüzden çok kritik, çok değerli bir sınavımız” diye konuştu.

    KPSS'nin cumartesi günü sabah oturumunda genel yetenek, genel kültür sorularına yer verildiğini anımsatan Demir, bu oturuma 980 binden fazla adayın katıldığını söyledi. Öğleden sonra yapılan eğitim bilimleri sınavına ise 300 bine yakın adayın girdiğini ifade eden Demir, pazar günü yapılan sınavlarla birlikte toplam 1 milyon 500 bin kadar adayın sınava alındığını kaydetti.

    Demir, “Biz gerek sınav öncesinde, gerek sınav evrakımızın nakliyesi esnasında, gerek sınavların yapıldığı binalardaki güvenlik tedbirlerimiz olarak, gerekse sınav sonrasında evrakın dönüşündeki güvenlik tedbirlerimiz olarak büyük bir dikkat ve özen içerisinde bu sınavları gerçekleştirdik” diye konuştu... devamı için linki tıklayınız. 

    20 Nisan 2012 Cuma

    2012 YGS Dördüncüleri Melikşah Safa Üçok Fatih Furkan Yılmaz Fırat Özçelik Rengim Aykan Öztürk Ve Şule İdacı Oldu

    2012 YGS Dördüncüleri Melikşah Safa Üçok Fatih Furkan Yılmaz Fırat Özçelik Rengim Aykan Öztürk Ve Şule İdacı OlduDördüncü sırada yer alan öğrenciler ise YGS-1, YGS-2'de Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok, YGS-3'de Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz, YGS-4'de Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-5'de İstanbul Galatasaray Lisesi'nden Rengim Aykan Öztürk ve YGS-6'da Özel Sakarya Işık Fen Lisesi'nden Şule İdacı oldu. 

    2012 YGS Üçüncüleri Fatih Furkan Yılmaz Fırat Özçelik Ve Melikşah Safa Üçok Oldu

    2012 YGS Üçüncüleri Fatih Furkan Yılmaz Fırat Özçelik Ve  Melikşah Safa Üçok Oldu
    Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz YGS-1, YGS-2, YGS-4'de üçüncü oldu. YGS-3 ve YGS-5'te üçüncü Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-6 puan türünde ise üçüncü Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok olarak belirlendi.

    2012 YGS İkincileri Fırat Özçelik Ve Serdar Akkol Oldu

    2012 YGS İkincileri Fırat Özçelik Ve Serdar Akkol Oldu
    Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik YGS-1, YGS-2, YGS-6 puan türlerinde; İstanbul Kabataş Lisesi'nden Serdar Akkol YGS-3, YGS-4, YGS-5 puan türlerinde ikinci oldu. 

    2012 YGS Birincisi Sümeyye Nur Satin Ve Konya'dan Abdullah Coşkun Oldu


    İŞTE BİRİNCİLER
    YGS birincisi Konya'dan Abdullah Coşkun
    YGS sonuçlarına göre, Osmaniye TOBB Fen Lisesi'nden Sümeyye Nur Satin ile Konya Özel Merve Büyükkoyuncu Fen Lisesi'nden Abdullah Coşkun tüm puan türlerinde 500'e puan olarak birinci oldu.

    Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik YGS-1, YGS-2, YGS-6 puan türlerinde; İstanbul Kabataş Lisesi'nden Serdar Akkol YGS-3, YGS-4, YGS-5 puan türlerinde ikinci oldu.

    Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz YGS-1, YGS-2, YGS-4'de üçüncü oldu. YGS-3 ve YGS-5'te üçüncü Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-6 puan türünde ise üçüncü Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok olarak belirlendi.

    Dördüncü sırada yer alan öğrenciler ise YGS-1, YGS-2'de Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok, YGS-3'de Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz, YGS-4'de Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-5'de İstanbul Galatasaray Lisesi'nden Rengim Aykan Öztürk ve YGS-6'da Özel Sakarya Işık Fen Lisesi'nden Şule İdacı oldu. 

    2012 YGS Birincileri Kimler Oldu


    İŞTE BİRİNCİLER
    YGS birincisi Konya'dan Abdullah Coşkun
    YGS sonuçlarına göre, Osmaniye TOBB Fen Lisesi'nden Sümeyye Nur Satin ile Konya Özel Merve Büyükkoyuncu Fen Lisesi'nden Abdullah Coşkun tüm puan türlerinde 500'e puan olarak birinci oldu.

    Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik YGS-1, YGS-2, YGS-6 puan türlerinde; İstanbul Kabataş Lisesi'nden Serdar Akkol YGS-3, YGS-4, YGS-5 puan türlerinde ikinci oldu.

    Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz YGS-1, YGS-2, YGS-4'de üçüncü oldu. YGS-3 ve YGS-5'te üçüncü Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-6 puan türünde ise üçüncü Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok olarak belirlendi.

    Dördüncü sırada yer alan öğrenciler ise YGS-1, YGS-2'de Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nden Melikşah Safa Üçok, YGS-3'de Özel Nilüfer Fen Lisesi'nden Fatih Furkan Yılmaz, YGS-4'de Ankara Fen Lisesi'nden Fırat Özçelik, YGS-5'de İstanbul Galatasaray Lisesi'nden Rengim Aykan Öztürk ve YGS-6'da Özel Sakarya Işık Fen Lisesi'nden Şule İdacı oldu. 

    12 Nisan 2012 Perşembe

    Meral Okay Mirasını Prof Dr Ali Nesin'in Matematik Köyüne Bıraktı


    Meral Okay'ın mirası Matematik Köyü'ne
    53 yaşında hayatını kaybeden Meral Okay'ın, mal varlığını Prof. Ali Nesin'in başında olduğu İzmir'deki Matematik Köyü'ne bağışladığı öğrenildi.

    Okay'ın mallarını bağışladığı Şirince'deki Metematik Köyü
    Yaşama veda eden senarist, söz yazarı ve oyuncu Meral Okay, mal varlığını İzmir Selçuk Şirince'deki Matematik Köyü'ne bağışladı.

    Çocuğu bulunmayan Okay'ın mallarını bıraktığı ve kısa süre önce maddi imkansızlıklar nedeniyle kapatılma tehlikesi yaşayan köyün başında Prof. Dr. Ali Nesin bulunuyor.

    1995 yılında ölen Aziz Nesin tarafından kurulan Nesin Vakfı'na bağlı olarak faaliyet gösteren köyde, ünlü matematikçiler 7'den 70'e herkese ücretsiz eğitim veriyor.

    10 Nisan 2012 Salı

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 4+4+4 Kesintili Eğitim Yasasını Onayladı


    Cumhurbaşkanı Gül  4+4+4'ü Onayladı
    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 4+4+4, Sendikalar Kanunu ve Denetimli Serbestlik kanunu onayladı.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kesintili olarak 12 yıla çıkaran ''İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''u onayladı. Gül ayrıca ''Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ve ''Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''u da onayladı.

    4 Nisan 2012 Çarşamba

    Birkaç Kez Sınav Nedir Birkaç Kez Sınav Ne Demek Birkaç Kez Sınav Nasıl Yapılır


    Birkaç Kez Sınav Nedir  

    Ömer Dinçer hükümetin yeni planını açıkladı YGS YERİNE YILDA BİRKAÇ KEZ SINAV (BKS)

    Ömer Dinçer YGS ile ilgili açıklama yaptı.

    Daha önce "Türkiye'de sınav odaklı bir eğitimden yana değiliz. Sınavların, çocukların hem lise hayatını, hem de üniversite hayatını bu kadar belirleyici olmasından hiç memnun değiliz" diyen Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, YGS ile ilgili açıklama yaptı.

    YSG YERİNE BKS
    Dinçer, YGS yerine yılda BİR KAÇ KEZ SINAV (BKS) yapılacağını ve öğrencinin aldığı en yüksek puanın geçerli olacağını söyledi. Dinçer, bu uygulamayı çeşitli nedenlerden dolayı sınava giremeyenler için düşündüklerini belirtti.

    "ALTYAPIYI KURMAK ZORUNDAYIZ"
    Dinçer, 'YGS ve dershanelerin kaldırılacağı' iddialarına ilişkin olarak, "Bugünden yarına sınavlarla ilgili temel yaklaşımlarımızı değiştirmek, belki sıkıntı yaratabilir. Öncelikle eğitim sistemimizde sınavlara ihtiyaç duymayacağımız bir altyapıyı kurmak zorundayız. Aslında belki 'sınavlar kaldırılacak' demek ifade olarak yanlış sonuç doğurabilir" dedi.

    MESLEKİ EĞİTİM TEŞVİKİ
    Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Eğitim Enstitüsü'nün Eğitim Bakanları düzeyindeki 1. mütevelli heyeti toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine Bakan Dinçer, mesleki eğitimin teşvik edilmesiyle ilgili özel bir uygulamanın teşvik kanununa ekleneceğini hatırlatarak, "Çok gergin geçen sürecin etkisiyle bu kanuna onu ekleme imkanımız olmamıştı. Büyük ihtimalle mesleki eğitimin teşvikini de ekleyip teşvik kanununda bu uygulamalar için bir düzenleme yapılacak" diye konuştu.

    HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALACAĞIM
    Başka bir soru üzerine, eğitim sisteminde başarılı olmanın, eğitimin niteliğinin artırılması için birinci şartının hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin sınıfta eğitim görmeleri olduğunu belirten Dinçer, "Bu sebeple ben öğretmen ve öğrencilerimizin sınıfta olabileceği her türlü tedbiri alacağım" dedi.

    SINAVLAR KALDIRILACAK DEMEK YANLIŞ OLUR
    Yapılan düzenlemelerin öğretmen ve öğrencilerin sınıfta olmasını içeren düzenlemeler olduğuna dikkati çeken Dinçer, sadece okul idarecilerine, il yöneticilerine hukuki mevzuatın uygulanması konusunda çağrıda bulundu. Dinçer, YGS'nin ve dershanelerin kaldırılacağı iddialarına ilişkin olarak "Bugünden yarına sınavlarla ilgili temel yaklaşımlarımızı değiştirmek, belki sıkıntı yaratabilir. Öncelikle eğitim sistemimizde sınavlara ihtiyaç duymayacağımız bir altyapıyı kurmak zorundayız. Aslında belki 'sınavlar kaldırılacak' demek ifade olarak yanlış sonuç doğurabilir" şeklinde konuştu.

    Bakan Dinçer, YGS yerine yılda birkaç kez sınav yapılmasını planladıklarını bildirdi. Dipnot.Tv

    3 Nisan 2012 Salı

    Manisa'da Cami İmamı İlköğretin Öğrencilerine Ders Verdi


    İmam Bayram Dalga, ilköğretim okulunda ders verdi
    Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde eğitim veren Gazi İlköğretim Okulu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi öğretmenlerinden Durmuş Ali Etbaş, okul müdüründen izin alarak Caferi İmam Bayram Dalga’yı derse davet etti. İmam Bayram Dalga, 7’nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlattı.

    Atatürk Mahallesi’nde bulunan Hz. Hüseyin Camisi İmamı Bayram Dalga, Gazi İlköğretim Okulu’nda 7’nci sınıflara Caferi ve Alevi inancını anlattı. Allah’ın insanları iyiye, güzelliğe yöneltmek için peygamberler gönderdiğini, son peygamberin Hz. Muhammed, son ilahi kitabın da Kuran-ı Kerim olduğunu belirten Dalga, "Hz. Muhammed’in ölümünden sonra inanç esasları ve ibadetle ilgili konular farklı şekillerde yorumlanmış, yeni mezhepler ortaya çıkmıştır. Bunlar, insanların dini algılama biçimlerinin ürünüdür. Dinin kendisi Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hadisleridir. Ehl-i Beyt imamlarından olan İmam Cafer Sadık’ı takip etmek anlamına gelen Caferi Mezhebi’ne, İmamiyye, Şiilik ve Alevilik de denilmektedir. Ancak bu mezhep, Türkiye’de daha çok Alevilik ve Şiilik isimleriyle tanınırken, İran, Irak, Azerbaycan, Lübnan, Bahreyn, Suriye, Afganistan, Arabistan, Pakistan, Bengladeş ve Hindistan gibi, aynı inancı paylaşan Ehl-i Beyt dostlarının yoğun olduğu ülkelerde, Şiilik ve Caferilik isimleriyle meşhur olmuştur" dedi.

    Kars ve Iğdır yöresinden göç ettiklerini belirten İmam Bayram Dalga, Caferi cemaatinin Turgutlu’da 6-7 bin civarında bir nüfusa sahip olduğunu, namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadet konuları ile inançla ilgili temel esaslarda kesinlikle diğer hak mezheplerden pek farklı olmadıklarını örnekler vererek açıkladı.

    "BİRLİK VE BERABERLİĞİ BOZACAK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMAK GEREK"

    Öğrencilerin, namaz kılış ve ezanı okuma şekilleri hakkındaki sorularını yanıtlayan imam Bayram Dalga, insanların hayatlarını kolaylaştıran ve onların dinle ilgili sorunlarına çözümler getiren mezheplerin önemli olduğunu, ancak birlik ve beraberliği bozacak davranışlardan kaçınmak gerektiğini söyledi. Dalga, Hoca Ahmet Yesevi’nin, "Nerede görsen gönlü kırık, merhem ol. Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol. Mahşer günü dergahına yakın ol. Ben, benlik güden kişilerden kaçtım ben işte" beytini okuyarak sözlerini tamamladı.

    "BİRBİRİNİ TANIMA VE ANLAMA SÜRECİ"

    Okul müdürü Ercan Çifçi, farklı kültürler, ırklar ve dinler arasındaki hoşgörü ve diyalogun tesisinin, insanlar arasındaki şiddet ve çatışma ortamının önlenebilmesi için faydalı olacağını belirtti. Çiftçi, "Daha önce de öğrencilerimizi camiye ve cem evine götürdük. Artık insanlarımız tarihte kalması gereken, ama yapay bir biçimde gündeme taşınmak istenen çatışma kültürlerine değer vermemektedir. Birbirini tanıma ve anlama süreciyle birlikte hoşgörü ve anlayışın yaygınlaşması, ülkemizin daha güvenli, huzurlu ve yaşanılır olmasını sağlayacaktır" dedi. Ayrıntılar için linki tıklayınız...

    30 Mart 2012 Cuma

    YGS Soru Ve Cevapları 1 Nisan 2012

    YGS Soru Ve Cevapları 1 Nisan 2012
     1 Nisan 2012 tarihinde yapılan YGS soru ve cevapları .

    22 Mart 2012 Perşembe

    ODTÜ’den 4+4+4 Kesintili Eğitime Karşı Uyarı Geldi



    ODTÜ’den 4+4+4’de karşı duruş ve “kesintili eğitim” uyarısı

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Eğitim Fakültesi, bir açıklama daha yaparak Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’nın sekiz yıllık kesintisiz eğitimin, eğitimi çökerttiği iddiasına karşı çıktı.

    ODTÜ Eğitim Fakültesi, “4+4+4” kesintiliği eğitimin, eğitimdeki sorunlara çözüm getirmeyeceği, daha büyük ve çözümü çok zor sorunlara yol açacağı uyarısında bulundu.

    ODTÜ Eğitim Fakültesi’nin, AKP’nin “4+4+4” kesintili 12 yıllık eğitim teklifine ilişkin görüşünün tam metni şöyle:

    -“8 yıllık kesintisiz eğitime etkisiz ve yararsız demek için erken”-

    Yasa tasarısında ülkemizde eğitim alanındaki sorunların temelinin 8 yıllık ilköğretim sistemi olduğu ve bunun 4+4+4 sistemi ile çözüleceği gibi bir yanlış izlenim verilmektedir. Oysa 8 yıllık zorunlu temel ilköğretim sisteminin geçen yıllar içinde, özellikle de okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılması ve ders programlarına 2005 yılında getirilen köklü değişiklikler ile birlikte, etkinliği giderek artmaktadır. Bu bağlamda 8 yıllık zorunlu temel ilköğretimin en önemli sorunları; öğretmenler için etkili hizmet içi eğitimin yaygınlaştırılamamış olması, okullarda yeni programların gerektirdiği materyallerin temininde yaşanan zorluklar ve okullarda derslik ve kaliteli yapı eksikliği ve buna bağlı olarak şehir merkezlerinde sınıf mevcutlarının yüksek olması olarak ortaya çıkmaktadır. Bu sorunların çözümüne yönelik politikaların ve uygulamaların geliştirilmesi yerine sistemde köklü bir değişikliğe gitmek Türkiye’de eğitim sistemi kaynaklı sorunlara bir çözüm getirmeyeceği gibi hâlihazırda var olan bütün sorunların yeni sisteme de taşınmasına sebep olacaktır. Zorunlu 8 yıllık temel eğitim sisteminin gerçek etkisi ancak bu sorunların çözülmesi, sistemin uzun yıllar sürdürülmesi ve mezunlarının takip edilmesi ile ortaya konabilecekken, etkisiz ve yararsız olduğu yönündeki kanı erken varılmış bir yargıdır.

    4+4+4 sistemi öğrencilerin öğrenim hayatlarının süreklilik içinde sürdürülmesine fırsat verecek bir yapı önermemektedir. İlköğretimin birinci ve ikinci kademe programları bir bütünlük içinde geliştirilmiş olup aynı okuldaki öğretmenlerin iletişimde bulunması ile daha etkili olabilir. Önerilen sistemde ilköğretim birinci ve ikinci kademenin farklı okullarda sürdürülebilmesi yönündeki ifade programların etkililiğini kısıtlayacak bir uygulama içermektedir.

    -“Ders programlarında köklü değişiklik gerekecek”-

    2005 yılından itibaren uygulanan öğretim programları, 1. sınıftaki öğrencilerin okula başlama yaşının 6 yaş olarak değerlendirilmesi ile oluşturulmuştur. Okula başlama yaşının 5 yaşa indirilmesi tüm derslere ait programlarda köklü değişikliklere gidilmesini, kitapların ve kılavuzların yeniden düzenlenmesini ve özellikle sınıf öğretmenlerinin 5 yaş özelliklerine göre bir öğretim yapmasını gerektirecektir. Ancak 4+4+4 sistemine önümüzdeki öğretim yılından itibaren başlanacağı yönündeki ifadeler, programlar yeni yapılanmaya göre değiştirilmeden, pilot uygulamalar yapılmadan ve öğretmenler bu konuda hizmet içi eğitim almadan başlanacağını göstermektedir. Böylesine köklü bir değişiklik var olan eğitim sistemi sorunlarını daha da çözümsüz kılacaktır.

    -Öğretmen yetiştirme programı ne olacak?-

    İlköğretim başlama yaşının düşürülmesi ve sistemin 4+4+4 e dönüştürülmesi ile birlikte, öğretim programlarında ve öğretmen yetiştirme programlarında köklü değişikliklere gidilmesine gereksinim duyulacaktır. Mevcut sistem yıllardır süregelen 5+3 sistemine dayalıdır. Öğretmen yetiştirme programlarında ilköğretim 1. kademeye yönelik sınıf öğretmenliği programları (1-5) ve ilköğretim 2. kademeye yönelik fen bilgisi ve matematik öğretmenliği programları (6-8) ayrı ayrı bulunmaktadır. Tüm öğretmen yetiştirme programları ve ilköğretim programları bu çerçevede hazırlanmış ve uygulanmaktadır. Tüm bu sistemin 4+4+4 sistemi ve eğitime başlama yaşının 5’e çekilmesiyle öğrencilerin hazırbulunuşluluk düzeylerini de göz önüne alarak yeniden düzenlemek kaçınılmazdır.

    -Meslek seçimi uyarıları-

    Yeni düzenleme ile ilköğretimin 5 yaşında başlaması mevcut sisteme göre öğrencilerin daha erken meslek seçimine yönlenmesine yol açacaktır. Oysa meslek seçimine erken yaşlarda yönlenme, meslek seçiminde üzerinde çok fazla derin düşünmeksizin ve araştırma yapmaksızın sağlıksız kararlar verilmesine yol açabilir. Meslek seçiminin bireyin tüm yaşantısı ve toplumdaki iş gücünün nasıl kullanılacağını büyük ölçüde etkileyeceğinden, bu konuda çok dikkatli olunması gerekmektedir.

    Öte yandan, öğrencilerin erken yaşlarda meslekler hakkında bilgilendirilmesi onların farklı meslekler hakkında fikir sahibi olması açısından önem taşıyabilir fakat dünyada ve bulunduğumuz toplumda farklı mesleklerin yeri, önemi ve bu mesleklere duyulan ihtiyaçlar zaman içeresinde değişebilmekte ve yeni meslekler ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, erken yaşlarda yapılan mesleki bilgilendirme ve yönlendirmenin öğrencilerin seçimlerinde beklenen olumlu etkiyi yaratıp yaratmayacağı büyük bir soru işareti olarak kalmaktadır.

    Piaget’ye göre 12 yaşından önce bireyler soyut düşünemezler. Kimi zaman çok daha ileri yaşlardaki bireylerin dahi soyut düşünmeye yönelik özellikleri gösteremediği gözlemlenmektedir. Dolayısıyla, 5 yaşında öğrenime başlamış bir öğrencinin ikinci 4 yıl sonunda dahi elle tutulur, gözle görülür olmayan durumları göz önüne alarak seçimler yapabilmesi oldukça zordur.

    -5 yaş uyarıları-

    Neden 60 ayını dolduran çocuklar ilköğretim 1. Sınıfa başlatılmamalıdır?

    Yenilenen yasa teklifinin içeriğinde (Madde 3) “Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar…” ifadesi yer almakta ve 60 ayını dolduran çocukların ilköğretim 1. sınıfa başlatılması amaçlanmaktadır. Bu öneriyi birçok yönden uygun görmemekteyiz:

    - Farklı aile ve çevrelerden gelen çocukların dil gelişimleri ilköğretim programına uyumda yetersiz kalabilir. Araştırma sonuçlarına göre bu yaş grubundaki çocukların okuma-yazma öncesi dil gelişim düzeylerinin bu konudaki başarılarını doğrudan etkilediği bilinmektedir.

    - Fiziksel olarak ilköğretim programına hazır değillerdir. Bu yaş aralığındaki çocukların özellikle küçük kas gelişimleri ilköğretim programı tarafından belirlenen çalışmalar için yetersiz olabilir. Yedi yaşındaki çocukların bile el yazısı konusunda zorlandıkları düşünüldüğünde, 60 ayını dolduran çocukların yazma konusunda ciddi sorunlar yaşayacakları aşikârdır.

    - Sosyal ve duygusal olarak bu yaş aralığındaki çocuklar ilköğretim kurallarını yerine getirmede zorlanacaklardır. Dikkat süreleri bir ders süresi boyunca dersi takip etme ve oturma gibi gereklilikleri yerine getirmek için uygun değildir. Duygusal olarak yakın yetişkin ilgisine ihtiyaç duyarlar ve sosyal kural ve normları oyunları içerisinde deneyimleyerek içselleştirmeye çalışırlar.

    - Özbakım becerileri açısından 60. ayını dolduran çocukların eksik oldukları ve desteklenmeleri gereken yerler vardır. Örneğin, tuvalet gereksinimini tek başına karşılamada sıkıntı yaşayabilir, yemek yerken desteğe ihtiyaç duyabilirler. Sınıf öğretmenleri daha kalabalık olan ilköğretim sınıflarında bu ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalabilirler.

    - 5 yaş çocuğu hayal ve gerçeği ayırmakta sıkıntı çekebilir. Bu nedenle “somut işlemler” yapmayı gerektiren birinci sınıf çalışmalarında sorunlar yaşayabilir.

    - 1. sınıf ortamı, 60 ayını dolduran çocukların gelişimlerini ve öğrenmelerini destekleyecek bir ortam olarak kabul edilemez. Çünkü bu yaş grubundaki çocuklar pasif bir öğrenme modelinden ziyade aktif olarak kendi öğrenmelerini yönlendirmelidir. Bu çocuklar oyun ve projeler yardımı ile en iyi düzeyde öğrenirler.

    -“Erken başlama hayal kırıklığı yaratır”-

    İlköğretime başlamak bir çocuğun yaşamındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Öğrencilerin temel eğitimin ilk yıllarında mutlu ve başarılı olmaları, sonraki eğitim yaşamlarında okul ve öğrenmeye yönelik tutumlarını etkileyebilmektedir. Birinci sınıfa hazır olmadıkları halde okula başlatılan çocukların, sıkıntılar yaşadıklarında hayal kırıklığına uğramaları ve okula karşı tepki geliştirmeleri kaçınılmazdır.

    Okula başlamada çocuğun tüm gelişim alanlarındaki olgunluğuna ve okula hazırbulunuşluğuna dikkat edilmelidir. “Hazırbulunuşluk”, bireyin bir işi yapabilmesi için, bu işten önce, bu iş için gerekli olan önbilgi, beceri ve tutumu da kazanmış olmasıdır. 1. Sınıfa hazırbulunuşluk düzeyi, “bir işi kendi başına tamamlayabilme; aklına geleni yapmak yerine kendini tutabilme; masa başında uzun süre oturabilme; eleştiri kaldırabilme; başladığı işi bitirebilme sabrını gösterme; kişisel hijyen kurallarına uyabilme, yetişkin gibi kalem tutabilme; emniyetini sağlayan seçimler yapabilme” gibi açıklanmaktadır.

    -“Okul öncesi eğitim zorunlu olsun”-

    Bu özellikler dikkate alındığında ilköğretime başlamak için en uygun yaşın hâlihazırda uygulandığı şekilde 72. ay olduğu görülmektedir. Hazırbulunuşluk için en belirleyici unsur kaliteli bir okulöncesi eğitim alınmasıdır. Birçok ülkede olduğu gibi okulöncesi eğitimin en azından 60-72 ay çocuklar için zorunlu hale getirilmesi, bu çocukların ilköğretim yaşamlarındaki akademik başarılarını, sosyal ve duygusal gelişimlerini olumlu etkileyecektir.

    Bir diğer deyişle, ülkemizdeki eğitim politikalarının katılım ve bilimsel bilgiye dayalı karar alma süreciyle bütüncül yaklaşımı benimseyerek, okulöncesi ve diğer eğitim basamaklarını kesintisiz olarak yapılandırarak, ilköğretimi bir yıl erken başlatmak yerine, okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması gerekmektedir.

    -“Öğretmenler yeterli değil”-

    Ayrıca, ilköğretime başlama yaşının bir yıl erkene alınmasını öğretmen yeterliliği ve öğretim programları açısından da değerlendirmek gerekmektedir. 60 ayını doldurmuş çocukların ilköğretime başlatılmaları mevcut öğretmen yetiştirme programları ile çelişmektedir. Okulöncesi öğretmenliği lisans eğitiminde öğretmen adayları okuma-yazma öğretimine yönelik eğitim almamaktadırlar.

    Benzer şekilde, 5 yaşını dolduran çocuklara eğitim vermesi planlanan sınıf öğretmenleri de tamamen farklı eğitim anlayışı ile düzenlenen lisans programlarından diplomalarını almaktadırlar. Örneğin; sınıf öğretmenliği programında oyun, yaratıcılık gibi önemli dersler yoktur. Bir diğer deyişle, 6 yaşında 1. Sınıfta okuyan bir çocuğa öğretmenlik yapmak için ne okulöncesi öğretmeninin ne de sınıf öğretmeninin donanımı yeterli değildir.

    -“Yetişen öğretmenler ne olacak”-

    Okulöncesi eğitimin zorunlu olacağı gerekçesi ile birçok üniversitede bu program açılmış ve ciddi sayılarda öğrenci bu programlara kayıt olmuştur. Okulöncesi eğitimin bir sene azaltılması durumunda bu program mezunlarının nasıl istihdam edileceği önemli bir sorun olarak ortaya çıkacaktır. Önerilen teklifin kabul edilmesi halinde tüm öğretmen yetiştirme programlarının yeniden yapılandırılması gerekir. Ancak, bu durumun kısa sürede düzenlenebilmesi ve uygulamaya geçirilmesi olanaksızdır.

    -“Diğer ülkelerle karşılaştırma doğru değil”-

    Bununla birlikte ilköğretime başlama yaşının 5 yaşa (60 ay) düşürülmesi halinde bu yaşa ve takip eden yaşlara uygun eğitim uzmanları tarafından ilköğretim müfredatının yeniden geliştirilmesi gerekmektedir. Teklifte 6 yaşında ilköğretime başlayan çok sayıda ülke olduğu belirtilmiştir. Bu ülkelerin müfredatları incelendiğinde, onların birinci sınıflarında verilen kavram ve konuların bizim birinci sınıflarımızdakine göre daha hafif olduğu görülecektir. Diğer ülkelerin sistemleri ile karşılaştırma yapılırken sadece ilköğretime başlama yaşlarının kriter olarak alınması doğru değildir. O ülkelerdeki ve bizim ülkemizdeki eğitim sistemleri beş yaş için okullaşma oranları, öğretmen yetiştirme programları ve okul altyapıları gibi daha geniş perspektifte karşılaştırıldığında bu sistemleri bir araya getiren parçaların birbiri ile uyumlu oldukları görülecektir.

    -“Zor sorunlara yol açacak”-

    Çok kısa bir sürede ve eğitim sistemimizin sadece okul eğitim süresi ve yapısını değiştirecek şekilde gerçekleştirilmesi planlanan bu değişiklik, eğitim sistemimizin diğer önemli parçalarında gerekli değişiklikler dikkatli bir şekilde planlanmadığı için daha büyük ve çözümü zor sorunlara yol açacaktır.

    -“Okul öncesi eğitim neden zorunlu olmalı?”-

    Okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması 60-72 ay yaş grubu çocuklarının sosyoekonomik eşitsizlik ve farklılıklarının azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Okulöncesi eğitimden yararlanan çocuklar daha uzun süre okulda kalmakta, daha çok oranlarda yükseköğrenime devam etmekte ve yüksek statülü işlerde çalışmaktadır. Erken yaşlardaki çocukların bakım ve eğitimine yatırım yapmak bir topluma uzun vadede okullaşma süresi, istihdam ve sosyal kazanım gibi pek çok olumlu etkinin yanı sıra, artan üretim ve maliyet tasarrufu yoluyla ekonomik yarar sağlamaktadır. Okulöncesi eğitimin maliyetleri ile yararlarını karşılaştıran bir çalışmaya göre, okulöncesi eğitimin yararları maliyetinin 6-7 katı olarak bulunmuştur.

    Beyin araştırmaları sonuçlarına göre, okulöncesi eğitimi almak çocukların öğrenme kapasitelerini desteklemektedir. Araştırmalar okulöncesi eğitimi alan çocukların ileriki eğitim aşamalarında daha başarılı olma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Örneğin PISA 2009’a Türkiye’den katılan 15 yaşındaki öğrenciler arasında bir yıla yakın okulöncesi eğitim alanların ortalama puanı, hiç okulöncesi eğitim almayanlara göre ortalama 42 puan daha yüksek olmuştur.

    Okulöncesi eğitim, zihinsel gelişime ek olarak, çocukların duygusal, dil, fiziksel ve motor gelişimlerine önemli katkı sağlamaktadır. Okulöncesi eğitimi programları özellikle ülkemizin farklı yörelerinde yaşayan farklı gelir seviyesine, dil ve etnik kökenlere sahip ailelerin çocuklarını cinsiyet ayrımı yapılmaksızın ilköğretime uyumlarını kolaylaştırır.

    Doğumdan itibaren ilk altı yıl çocukların en hızlı geliştiği ve içinde yaşadığı çevreyle etkileşiminin en fazla olduğu yıllardır. Bu süreçte sağlanan eğitimin çocuğun gelişim, yaş ve gereksinimlerine uygun olarak düzenlenmesi önemlidir. Birçok gelişmiş ülke artık erken çocukluk eğitimini zorunlu eğitim kapsamına almaktadır. Ülkemizde de 60-72 ay çocuklarının okullaşma oranı 2011 yılında %67’ye ulaşmıştır. Okulöncesi eğitiminin toplumsal ve bireysel yararları bilimsel gerçek olmasına rağmen önerilmiş olan yasa teklifi ile 2013 yılında %100’e ulaşması amaçlanan bu artışın sekteye uğramasına ve bu alanda elde edilen kazanımların ve kapasitenin riske atılmasına neden olacaktır.