BİLİM TEKNİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİLİM TEKNİK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2012 Salı

Öldükten Sonra Da Facebook Üzerinden Mesaj Yayınlanabilecek

Öldükten sonra da Facebook
Facebook kullanıcıları, öldükten sonra da Facebook üzerinden mesaj yayınlayabilecek...
İstanbul- Ölüm hiç kimsenin üzerinde çok fazla düşünmeyi sevmediği bir durum. Ama buna rağmen pek çok kişi hazırladıkları vasiyetlerle, yaptırdıkları sigortalarla ölümlerinden sonra bazı şeylerin nasıl olması gerektiğini kontrolleri altına almaya çalışıyorlar. Sosyal ağların gündelik yaşamlarınızım bir parçası haline geldiği günümüzde Facebook'un da ölüm konusundan bağımsız düşünülmesi artık mümkün değil.

En azından yeni bir Facebook uygulaması olan "If I Die"ın kurucusu Eran Alfonta böyle düşünüyor. Bu ilginç uygulama ölümünüzden sonra Facebook üzerinden son bir veda mesajı yayınlamanızı sağlıyor.

Chip'in haberine göre, uygulamayı yükledikten sonra önce bir yazılı veya video mesaj hazırlamanız ardından da, güvendiğiniz ve ölümünüzü doğrulayacak 3 kişiyi seçmeniz gerekiyor. Bu 3 kişinin ölüm sonrasında bu üzücü olayı doğrulaması bekleniyor ve ondan sonra mesajınız profilinizde yayınlanıyor.

Birkaç ay içerisinde 100 binin üzerinde kişi tarafından kullanılmaya başlanan uygulama şimdiden popüler hale gelmiş gibi görünüyor.cumhuriyet.com.tr

1 Ocak 2012 Pazar

2012 Kehanetleri 2012 Yılı Kehanetleri 2012 Yılının Kehanetleri 2012 Yılında Beklenen Kehanetleri


2012 Yılı Kehanetleri  

2012 ve Dünyamızın Marduk Gezegeni Randevusu -1-
 MARDUK NİBİRU PLANET X KX76 ve MİLYONLARCA YILIN GEZEGENİ
Beş farklı isim yazmış olmama rağmen hepsinin aynı gezegene hitap ettiğini yazının iki bölümünü de okuduğunuzda anlayacaksınız.Ve Mardukun geçmişten günümüze hikayesini bir bakıma özetlemiş olacağız.
Öncelikle Astronomi söz konusu olduğunda ilk akla gelen şüphesiz Maya uygarlığıdır bunun yanı sıra Sümer ve Babillerde önemli astronomik keşiflerde bulunmuşlardır.Sümerlilerin geçiş gezegeni anlamına gelen Nibiru, Babil ve Mayaların ise Marduk adını verdikleri efsane günümüzde çok konuşulmaya başlanan bir hal almıştır. Mısır astronomisinde ise ‘milyonlarca yılın gezegeni’ olarak anlatılan gezegen Marduktur. Aceba 2012′de Dünyanın Mardukla randevusu var mıdır?Efsane demek durumundayız çünkü günümüzde Nibiru hakkında sağlam gözlemler bulunmuyor.Buna rağmen bugün bazı bilim adamları Planet X (Gezegen X) adını verdikleri Marduk gezegenini 10.gezegen olarak nitelendiriyorlar.

EFSANEVİ NİBİRU ETKİLERİ ve UYGARLIKLARIN YOKOLUŞU

Eski uygarlıklara göre 3661 senede bir dünyaya yaklaştığı ve hatta çarptığı söylenen Marduk ,dinyada büyük felaketlere neden oluyor.Nuh tufanından, Thera yanardağının patlamasına,özellikle kıyı kesimleri olmak üzere dünyanın birçok bölgesindeki uygarlıkların yok olmasına Marduk’un sebep olduğuna inanılmaktadır.İlginç bir şekilde Maya takvimi de 3661 yılda bir baştan başlamaktadır.Yazar Burak Eldem in ’2012 Mardukla Randevu’ kitabı ve 1976 da Zecheria Sitchin ‘in yazdığı ‘12.gezegen’ kitabı Marduku anlatan kitaplar.Bu kitaplarda
anlatılanlar ve eski uygarlıklardan kalanlar,3661 yılda bir dünya yaşamının büyük ölçüde yok olduğu ve kalanların yeni bir boyutta farklı bir yaşam kurarak insanlığı sürdürdüğü.

Mesela yine efsanevi Atlantis devri uygarlıklarının bu şekilde yok olduğu anlatılmaktadır.Boyları 4 metre olan ve yaklaşık 1000 yıl yaşayan Atlantis insanlarından söz edilmekte ve günümüzde Suriye ve Kıbrıs arasında gerek kazılarda gerekse yer üzerinde bunu destekleyen bulgular ve kalıntılar mevcuttur.

M.Ö 1649 yılında son geçişini yaptığı söylenen Marduk bu insanların da sonu olmuş ve kalanlar yeni DNA larıyla yeni nesillerini oluşturmaya başlamışlardır.

26 Aralık 2011 Pazartesi

İnternette SOPA Dönemi Geliyor


İnternette SOPA Dönemi Geliyor
ABD’de Filtreli İnternet Dönemi! 
Ülkemizde önümüzdeki hafta uygulanmaya başlayacak filtreli internet Amerika’nın da gündeminde. Amerika’nın filtreleme sistemi nasıl olacak?

Sonsuz özgürlük ortamı olarak adlandırılan internet yavaş yavaş bu niteliğini kaybetmeye başladı. Türkiye’de çok tartışılan filtreli internet sisteminin bir benzeri ABD’de uygulanmaya başlayabilir. ABD Senatosu sansürlü internet için çalışmalara başladı. Geçtiğimiz yıla kadar, internetsansürüyle bir anılan Çin ve İran gibi ülkelere demokrasi dersi vermeye çalışan Amerika şimdi aynı sistemi vatandaşlarına uygulamak istiyor. Türkiye’de 22 Kasım’da devreye giren filtreli internet’e benzeyen sistem de uygunsuz içerikli siteler özel bir kurul tarafından tespit edilecek. Kurul kararıyla bu sitelerin DNS erişimleri engellenecek.

ABD Web Sitelerine Aba Altından SOPA Gösterdi

Peki, ABD filtreli internet konusunda Türkiye’nin izinden mi gidiyor? Amerika oluşturduğu sistemle Türkiye’den farklı bir uygulama getirmeyi hedefliyor. Demokratik sansürlü internet’e siteler yasaklı içerikler kaldırılana kadar engellenecek. Bazı sitelerse uyarı olarak 1 günlüğüne kapanacak. Türkiye’ye göre daha hafif işleyecek filtreli internet daha şimdiden ABD’li internet zenginlerini ve kullanıcılarını ayağa kaldırdı. Amerikan site sahipleri, 1 günlük engellemenin bile reklam ve kullanıcı sayında haftalarca düzelmeyecek zarar yaratacağını savunuyor. Amerikalıların dalga geçmek için SOPA (Stop Online Piracy Act) ile ilgili geçtiğimiz günlerde eBay, Google veFacebookyönetimi bilgilendirilmişti.

Siyasetçilerle aynı güce gelen internet devlerine aba altından SOPA gösteren Amerika neden böyle bir sistem getirmek istiyor? Sistemin başlangıcı Amerikan Sinemacılar Derneği’nin taleplerine dayanıyor. Dernek giderek artan korsan kullanımüzerine senatoya özel bir rapor sunmuştu. Rapora göre eğer hükümet internet konusunda sınırlamalar getirmezse önümüzdeki 5 yıl içerisinde Amerikan telif sistemi çökecekti. İlk başta sadece telif haklarını kapsayan bir filtreleme sistemi üzerine konuşmaya başlayan senatörler, kendilerine rakip gördükleri internet devlerini de bu sisteme dahil etmeye başladı. Kaynak:teknolojimix.com

Luluvise.com Facebook üzerinden bağlan


Luluvise.com Facebook üzerinden bağlan TIKLAYINIZ

25 Aralık 2011 Pazar

luluvise.com kayıt ol


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa KAYIT OL TIKLAYINIZ

luluvise.com giriş sayfası


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa GİRİŞ SAYFASI İÇİN TIKLAYINIZ

luluvise.com üyelik


Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa ÜYELİK İÇİN TIKLAYINIZ

24 Aralık 2011 Cumartesi

luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Paylaşım Sitesi

luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Paylaşım Sitesi, luluvise.com, luluvise.com nedir, luluvise.com kadınlar için, luluvise.com kadınlara özel sosyal paylaşım sitesi, luluvise.com kadınlar için, luluvise.com kadın paylaşım sitesi, luluvise.com kadın sitesi, luluvise.com ne demek, luluvise.com kadın.

Luluvise.com Kadınlara Özel Sosyal Ağa KAYIT OL TIKLAYINIZ


luluvise.com nedir 
Kanadalı girişimci Alexandra Chong İngiltere'nin başkenti Londra'da kadınlara özel sosyal paylaşım sitesi kurdu: "Luluvise.com"... Facebook'a rakip olan sitenin amacı kadınların erkekleri "çekiştirmesine" olanak tanımak. Siteye üye olan kadınlar, burada hoşlandıkları erkeklerin geçmişi hakkında bilgi sahibi oluyor. Aynı zamanda hemcinslerinin sevgili adayları hakkında ne düşündüklerini öğreniyorlar. Erkeklerin puanlandığı siteye, kesinlikle erkek üye kabul edilmiyor. İngiliz Daily Mail Gazetesi'nde yer alan habere göre şansını deneyen 500 erkek ret cevabı aldı.

16 Aralık 2011 Cuma

Türkiye 2011 Yılında Goole'da En Çok Ne Aradı


Google'da bütün yıl ne aradınız?
Google, 2011 Zeitgeist sonuçlarını açıkladı. Türkiye'de Google arama motoruna en çok yazılan üç kelime facebook, face ve YouTube. İlk 10'a giren tek haber markası ise milliyet...

İŞTE TÜRKİYE'DE EN ÇOK ARANAN 10 İSİM
1-facebook
2-face
3-youtube
4-mynet
5-sahibinden
6-oyun
7-e-okul
8-milliyet
9-haber
10- hotmail

Google, 2011 yılında ülke ülke en fazla ranan kelimeleri açıkladı. 'En çok aranan kelimeler' listesinin ilk 10'unda Milliyet 8(inci sıradan girdi. İlk 10'da yer alan tek haber markası Milliyet.com.tr oldu.

Türkiye'de aramalarında en fazla artış görülen ilk 3 kişi, Defne Joy Foster, Aref ve Kıvırcık Ali.

Buna göre Türkiye'de 2011'de en hızlı yükselen aramalarda yerli diziler yer aldı. Dünyada en hızlı yükselen araması ise kötü şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken Rebecca Black oldu.

2011 yılına damgasını vuran olaylar nelerdi? Google Zeitgeist’da, yılın en hızlı yükselen 10 sorgusuyla birlikte 2011'in ruhunu yakalayabilmek amacıyla milyarlarca Google araması incelendi.

Google tarafından her yıl, yıl içinde aramalarda yükselen trendlerin açıklandığı Zeitgeist , bu yıl da 2011 yılının en önemli olayları ve en son trendlerini gözler önüne serdi. Google’ın farklı kategorilerde belirlediği yükselen arama trendleri listesinde bu yıl yerli ‘dizi’ler ön plana çıkıyor.

En hızlı yükselen aramalar listesinde geçen yıldan bu yana en çok konuşulan yapımlar arasında yer alan ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi ilk sıraya oturdu. Listenin ikinci sırasında e-devlet uygulaması yer alırken, üçüncü sıraya ise yine bir başka Türk dizisi olan ‘Adını Feriha Koydum’ yerleşti.

En Hızlı Yükselen Aramalar

1.Muhteşem Yüzyıl
2.e-Devlet
3.Adını Feriha Koydum
4.Trendyol
5.Aşk Tesadüfleri Sever
6.Acunn
7. Wolfteam
8.İncir Reçeli
9.Defne Joy Foster
10.Aref

Emlak

1-Sahibinden

2-milliyet

3-emlak

4-satılık

5-hürriyet

6-mynet

7-sahibinden.com

8-Hürriyet emlak

9-Satılık daire

10-Sahibinden satılık

Sanat dünyasındaki ani kayıplar, Yükselen Kişi Aramaları’nda ilk sırayı aldı

Google Zeitgeist’in aramalarda en hızlı yükselen kişi kategorisinde ani ölümüyle büyük üzüntü yaratan Defne Joy Foster ilk sırada yer aldı. Katıldığı yetenek yarışmasında ünlenen illüzyonist Aref ikinciliğe yerleşirken, trafik kazasında hayatını kaybederek hayranlarını üzen Türk Halk Müziği Sanatçısı Kıvırcık Ali listenin üçüncü sırasında yer aldı.

En Hızlı Yükselen Kişiler

1. Defne Joy Foster
2. Aref
3. Kıvırcık Ali
4. Ebru Gündeş
5. Selena Gomez
6. Mustafa Ceceli
7. İbrahim Tatlıses
8. Ayşe Özyılmazel
9. Sıla
10. Cem Yılmaz

Yükselen Aramalarda haberler kategorisinde spor kulüpleri liste başı

Google Zeitgeist 2011 yılı sonu aramalarda yükselen haber kategorisinde, liste başını Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor tuttu. Türkiye yıl boyunca Google’da Milli Piyango ve deprem haberlerini aradı.

En hızlı Yükselen Haberler

1.Fenerbahçe
2. Beşiktaş
3. Galatasaray
4.Trabzonspor
5.Bursaspor
6. Milli Piyango Sonuçları
7. Deprem
8. ÖSYM
9. Ehliyet sınav sonuçları
10.Dünya Kupası

Diziler internette de takip edildi

Türkiye’nin dizi merakı internette de sürdü. Google Zeitgeist sonuçlarına göre 2011 yılında en hızlı yükselen dizi sıralamasında ilk sıraya ‘Muhteşem Yüzyıl’ yerleşti. ‘Umutsuz Ev Kadınları ve ‘Kızım Nerede’ dizileri ise listenin ikinci ve üçüncü sırasında yer aldı.

En Hızlı Yükselen Diziler

1. Muhteşem Yüzyıl
2.Umutsuz Ev Kadınları
3. Kızım Nerede
4. Lale Devri
5. Akasya Durağı
6. Behzat Ç.
7. Fatmagül’ün Suçu Ne?
8. Kurtlar Vadisi
9. Sihirli Annem
10. Doktorlar

Türk filmi dev yapımları geride bıraktı

2011 yılının en hızlı yükselen filmi ise birçok yabancı sinema filmini geride bırakarak liste başına yerleşen ‘Aşk Tesadüfleri Sever’ oldu. İkinci sırada Arabalar 2, üçüncü sırada ise Son Durak 5 filmleri yer aldı.

En Hızlı Yükselen Filmler

1.Aşk Tesadüfleri Sever
2. Arabalar 2
3. Son Durak 5
4. Karayip Korsanları 5
5. Şirinler
6. Buz Devri 4
7. Alacakaranlık 4
8. Çığlık 4
9. Eyvah Eyvah 2
10. Siyah Kuğu

En çok pop şarkılarını aradık

Google Zeitgeist’in ‘En hızlı yükselen 10 şarkısı’ listesinde Türkçe pop şarkıları ağırlığını hissettirdi. Bengü ‘Aşkım’ şarkısıyla liste başı olurken, ‘Hoşçakal’ şarkısı ile Şebnem Ferah ikinci sırada yer aldı. Listenin üçüncü sırasına ise Sanane şarkısı ile İsmail YK yerleşti.

En Hızlı Yükselen Şarkı

1.Bengü - Aşkım
2. Şebnem Ferah - Hoşça kal
3. İsmail YK - Sanane
4. Sibel Can - Hançer
5. Serdar Ortaç - Elimle
6. Duman - Helal Olsun
7. Gülşen - Sözde Ayrılık
8. Hakan Peker - Karamela
9. Grup 84 - Söyle
10. Hande Yener - Atma

Tatil için adaları araştırdık

Google Zeitgeist’in 2011 sonuçlarına göre; en hızlı yükselen tatil noktaları arasında ada ülkeleri başı çekti. Balayı adası diye bilinen Phuket, 2011 yılının en hızlı yükselen tatil noktası olurken, Barbados, Hawai, Singapur ve Küba gibi ada ülkeleri de listeye girdi.

En Hızlı Yükselen Tatil Noktaları

1. Phuket Adası
2. Barbados
3. Disneyland Paris
4. New York
5. Las Vegas
6. Hawai
7. Panama
8. Singapur
9. Küba
10. Cancun

Dünyada Aramalar

Dünyadaki aramalarda; nefret edilmesi en çok sevilen şarkıcı Rebecca Black’i, Adele ve ardından trafik kazasında hayatını kaybeden Jackass filmlerinden tanınan Ryun Dunn takip ediyor. Sosyal ağ siteleri ve piyasaya çıkmaları sabırsızlıkla beklenen Battlefield 3 oyunu ve iPhone 5 onları takip etti.

Tüm Dünyada En Hızlı Yükselen Aramalar

1. Rebecca Black
2. Google plus
3. Ryan Dunn
4. Casey Anthony
5. Battlefield 3
6. iPhone 5
7. Adele
8. TEPCO
9. Steve Jobs
10. İPad 2

15 Aralık 2011 Perşembe

Facebook Takvimime Nedir Facebook Takvimime Uygulaması Nedir


Facebook Takvimime Uygulaması Nedir
Facebook’ta son günlerde hemen hemen herkese sıkça gelmeye başlayan Takvimime uygulamasına dikkat. Uygulamayı kullanmayın. Profil bilgilerinize erişmesine izin vermeyin. Bu uygulama kötü niyetli kişilerin kişisel bilgilerinize ulaşmak için kullandığı tehlikeli bir uygulama. Yani yararlı bir şey değil, tamamen kişiseş bilgilerinizin çalınmasına yönelik geliştirilmiş bir uygulamadır.

Facebook Apps tarafından güvenilmez olarak işaretlenen uygulama, arkadaşlarınızın listesini, paylaşımlarınızı ve kişisel bilgilerinizi ele geçiriyor. Üstelik bunu yaparken sizden izin istiyor. Uygulama temelde arkadaşlarınız için bir doğum günü listesi oluşturmanız için hazırlanmış gibi gözüküyor. Kendinize ait bir takvim oluşturmak için, yakın arkadaşlarınızı ve akrabalarınızı uygulama üzerinde işaretliyorsunuz. Uygulamanın aldığı içerikler çoğu kurumun güvenliğiniz için talep ettiği bilgilerle aynı. Takvimime uygulamasını sadece denedim hiçbir bilgi girmedim diye seviyorsanız size üzücü bir haberimiz var.

Facebook uygulama kurallarına göre, siz kabul ettikten sonra geliştiriciler profil bilgilerinize ulaşabiliyor. Takvimime uygulamasını çalıştırmak için zaten bu zararlı içeriğe gerekli bilgilere verebiliyorsunuz. Bazı anti virüs programlarının engellemeye başladığı uygulamanın arkasındaki sayılara baktığımız zaman acı tablo ortaya çıkıyor. Haziran’dan beri bulunan ve bir anda patlayan Takvimime uygulamasına 1.9 milyona yakın kişi abone olmuş bile. Takvimime üye olduğunuz anda otomatik olarak uygulama listenizdeki herkese davet yolluyor. Bu tarz tuzaklara düşmemek için güvenliğinizden emin olmadığınız Facebook uygulamalarına üye olmayın.

Facebook'ta Takvimime Uygulaması Sahte Facebook Takvimime Uygulamasını Desteklemiyor



Bu uygulamadan uzak durun
Facebook'ta son günlerde hızla yayılan sahte bir uygulama, kullanıcıların kişisel bilgilerini çalıyor. Kullanıcılar, uygulamaya erişim izni vererek bu tuzağa düşüyor.

Facebook'ta güvenilir olmayan uygulamaların sayısı hızla artıyor. Son günlerde kullanıcıların birbirine gönderdiği "Takvimime" uygulaması, kullanıcıların kişisel bilgilerini çalıyor ve daha şimdiden Türkiye'den 2.8 milyon kullanıcı bu uygulamayı hesabına indirdi.

Facebook'un desteklemediği Takvimime isimli bu uygulama, prensipte kullanıcıların arkadaş listesindeki kişilerin doğum günlerini girmenizi istiyor ve bu şekilde size bir takvim oluşturmanıza yardımcı oluyor. Ancak tüm bunları yapabilmek için önce uygulamaya "izin" vermeniz gerekiyor. Gerekli izni sizden alan uygulama ise tüm kişisel bilgilerinize erişim hakkını eline alıyor.

Bu uygulamaya üye olduğunuzda arkadaş listenizdekiler de otomatik olarak sizden bu uygulamayla bağlantılı davet alıyor ve bu konuda dikkatli davranmayan kullanıcılar uygulamaya yetki vererek bu sahte uygulamanın yaygınlaşmasına sebebiyet veriyor.hürriyet

14 Aralık 2011 Çarşamba

xxx Domain Uzantısı Nedir xxx Domain Uzantısını Kimler Kullanır xxx Domain Uzantısı Ne Demek


.xxx Domain Uzantısı Nedir ? 
Şu an için yalnızca ilgili sektördeki marka hakkı sahiplerinin başvurularına açılmış olan “.

xxx” uzantılı alan adları, “ilk gelen ilk alır” prensibiyle 06 Aralık 2011 tarihinden itibaren isteyen herkesin tesciline açık duruma gelecektir.
Markalarının yetişkin eğlence endüstrisi ile ilişkilendirilmesini istemeyen diğer sektörlerdeki marka hakkı sahiplerine markalarından oluşan “.xxx” uzantılı alan adlarını engellemeleri için “Sunrise B” adı verilen bir periyod ön görülmüştür.

Buna göre yapılacak tek bir ödemeyle marka sahipleri marka haklarını ispat eden belgeyi kayıt kuruluşlarına sunmak suretiyle markalarının yetişkin endüstrisine ait olan “.xxx” uzantılı alan adı olarak tescil edilmesini on yıl süreyle önleyebileceklerdir.

İleride çıkacak uyuşmazlıkları önlemek ve markanızın itibarını korumak için marka hakkınızı gösteren bir belgenin yetkili kayıt kuruşlarından biri aracılığıyla sunulması gerekmektedir.

Marka Tescil Numarası, Marka Tescil Tarihi, Marka İsimleri ve Marka sınıf bilgileri gerekmektedir.

xxx Alan Adı Nedir xxx Alan Adı Ne Demek xxx Alan Adını Kimler Alır xxx Alan Adını Kimler Kullanır


Üniversitelerde XXX çılgınlığı başladı
XXX alan adının kullanıma sunulmasıyla birlikte üniversiteler de bu alan adına sahip olabilmek için yarışa girdi.

XXX alan adının satışa sunulmasıyla beraber yetişkinlere yönelik yayın yapan siteler de kendilerini bu alan adına taşımaya başladı. Ancak XXX alan adına rağbet gösteren sadece bu tip siteler değil; aksine üniversiteler bile XXX alan adına sahip olmaya çalışıyor. Peki ama neden?

Üniversiteler, kendi adına açılacak olası XXX alan adına karşı kendileri önce davranıyor; böylece kendileri dışında üçüncü şahısların üniversite isimlerini kullanarak alan adı almasının önüne geçilmeye çalışılıyor.

Kansas Üniversitesi de bu doğrultuda hareket etti ve kendi ismini kapsayan alan adlarını satın almak için toplamda 3 bin dolar harcadı. kunurses.xxx başta olmak üzere akla gelebilecek birçok aykırı başlıklı alan adını satın alan üniversite, ismini bu şekilde koruma altına aldı.

XXX ALAN ADINA HERKES SAHİP OLABİLİYOR MU

XXX alan adı, cinsel içerikli web sitelerinin tek alan adı altında bir araya getirilmesi amacıyla hizmete girdi. 50 ila 200 dolar arasında değişen ücretlerle satın alınabilen XXX alan adlarına hemen herkes sahip olabiliyor.

Şirketler ise marka imajını korumak için ihtiyaçları olmasa da XXX alan adıyla markalarını özdeşleştiren siteleri bir bir satın alıyor. Bunun en son örneği Google oldu. İnternet devi, YouTube.XXX'i satın alarak markasını koruma altına aldı. hurriyet.com.tr 

13 Aralık 2011 Salı

Tanrı Parçacığı Nedir Tanrı Parçacığı Ne Demek Tanrı Parçacığının Anlamı Tanrı Parçacığı Ne



Tanrı Parçacığı Nedir
CERN laboratuarından bilim insanları , elde ettikleri verilerin, fiziğin en derin sırlarından biri kabul edilen 'Tanrı Parçacığı'nın gerçekten de varolduğuna işaret ettiğini ilan edebildiğini açıkladılar...

Bilim dünyasının gözü ve kulağı bugün Cenevre'deki Cern laboratuarının yapacağı açıklamaya odaklanacak.

Cern'de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı dev cihazda yapılan deneyler sonunda, fiziğin en derin sırlarından birinin aydınlatılması yönünde önemli bir mesafe katedildiğinin duyurulması bekleniyor.

Sözü edilen sır Tanrı parçacığı olarak da adlandırılan Higgs bozonu.

Adını soruyu 50 yıl önce gündeme getiren İngiliz fizikçi Dr. Peter Higgs'ten alan atom bileşeni modern fizikte maddenin oluşumunu anlamada kilit öneme sahip.

Cern yöneticileri Cenevre saatiyle 14'de açıklamayı yapacak ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak.

Bugün yapılacak açıklamada araştırmacıların parçacığın bulunduğuna ilişkin kesin kanıtlara erişildiğini iddia edecekleri düşünülmüyor.

Beklenti, elde edilen verilerin Higgs bozonu ya da Tanrı parçacığının varolduğuna işaret ettiğinin ilan edilmesi.

CERN laboratuarının eski teorik fizik başkanı Prof. John Ellis, elde edilen verileri kamuya duyurdukları zaman, Tanrı parçacığı olarak bilinen Higgs bozonuna ''ilk kez göz atabileceğimizi'' söyledi.

BBC'ye özel bir mülakat veren Prof. Ellis'in beklentisi doğruysa, modern fizikte bir dönüm noktasına varılmış olacak.

Fiziğin sırları Tanrı Parçacığı

Araştırmacılar, İsviçre-Fransa sınırında yerin altında kurulu CERN laboratuarında Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı makineyi kullanarak bilimin sınırlarını zorlayan deneyler yapıyor.

Modern fizikte varlığına inanılan, ancak kanıtlanamamış olan Higgs bozonu, ilk defa Edinburg Üniversitesi'nden Peter Higgs tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldığı için bu fizikçinin adıyla anılıyor.

Higgs bozonu, günümüz fiziğinde elektronları, fotonları ve kuramsal zerrecikleri (kuarkları) anlamamızda kilit öneme sahip.

Higgs bozonu diye adlandırdığımız atom altı unsur, parçacıkların neden kütleye sahip olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

BBC bilim muhabirinin ifadesiyle, modern fiziğin önünde duran en büyük ve önemli bilmece, Higgs bozonu.

Milyonlar harcanan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın başlıca kurulma nedeni, Higgs bozonunu ortaya çıkarmaktı.

6 Aralık 2011 Salı

Kepler-22b Dünyaya En Çok Benzeyen Gezegen Dünyanın Kardeşi Bulundu


Dünya'nın kardeşi bulundu
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA) Kepler “gezegen avcısı” teleskopu, atmosfer sıcaklığı Dünya’nınkine benzeyen yeni bir gezegen keşfetti.

NASA Ames Araştırma Merkezi’nden William Borucki, Kepler-22b adı verilen gezegenin yüzeyindeki sıcaklığın 21 santigrat derece civarında olduğunu belirtti.

Buna rağmen gök bilimciler, büyüklüğü Dünya’nın 2.4 katı olan Kepler-22b’nin coğrafi yapısı hakkında bilgi elde edebilmiş değil. Borucki, gezegenin sıkışmış buzul katmanlara, dağlık bir araziye yada okyanuslara sahip olabileceğini ifade etti.

Dünya’dan 600 ışık yılı (bir ışık yılı yaklaşık 10 trilyon kilometre) uzaklıkta olan Kepler-22b, yıldızı etrafındaki dönüşünü 290 günde tamamlıyor. 2009 yılında göreve başlayan Kepler teleskopu, bugüne kadar 2 bin 326 gezegen keşfetti.

DÜNYA'YA EN BENZEYEN GEZEGEN
iki faktör var… Birincisi, bulunduğu yıldız sisteminde yaşama olanak veren sıcaklığa sahip olmak için en uygun yerde bulunuyor… Bu sayede gezegendeki sıvı halde su bulunma olasılığı çok yüksek...”

“Bir diğer önemli faktör ise yıldız sistemindeki güneşin, kendi güneşimize çok benzemesi” dedi. Batalha, bu iki özelliğin, geçmişte keşfedilen gezegenlere kıyasla Kepler-22b’yi çok daha Dünya’ya benzer kıldığına dikkat çekti.Wired Science

26 Kasım 2011 Cumartesi

21 Aralık 23 Aralık 2012 Maya Takvimime Göre Dünya Yok Olacak


Mayalara göre 2012 yılında dünya yok mu olacak?
Mayalar kimdir? Mayalar'ın kehanetleri nelerdir? Mayalara göre 2012 yılında dünya yok mu olacak? Bugüne kadar Mayalar'ın hangi kehanetleri yerini buldu? Mayalar'la ilgili tüm bu bilgilere nasıl ulaşıldı? Maya Şifreleri nasıl çözüldü?

Maya Kehanetleri
Dünyanın en gizemli uygarlığı Mayalar'dan geriye sadece, çözümü onlarca yıl süren yazılı tabletler kaldı. Hiçbir iz bırakmadan tarih sahnesinden silinen bu görkemli uygarlığın izlerini araştıran bilim adamı ve tarihçiler, dünyanın geleceğiyle ilgili önemli ipuçlarına ulaştılar. Mayalar'ın takvimine göre dünya 1 milyon 872 bin günde bir çağ değiştiriyor. Oldukça karışık olan bu takvim bilim adamlarınca ancak yüz yılda çözülebildi. Bu yazıda dünyanın geleceğiyle ilgili Mayalar'ın kehanetlerini okuyacaksınız. Geçmişteki en eski ve en gelişmiş uygarlıkların en güçlüsü ve 2012 yılı için yaptıkları kehanet! Dünyanın en gizemli uygarlığı Mayalar'dan geriye sadece, çözümü onlarca yıl süren yazılı tabletler kaldı. Hiçbir iz bırakmadan tarih sahnesinden silinen bu görkemli uygarlığın izlerini araştıran bilim adamı ve tarihçiler, dünyanın geleceğiyle ilgili önemli ipuçlarına ulaştılar.

Mayalar'ın kriptoyu andıran tabletlerinde dünyanın son çağına gireceği ancak bunun büyük bir tufandan sonra olacağı yazılı. "Uzaylı uygarlık" olarak da tanımlanan Mayalar'a göre dünya bugüne kadar dört çağdan geçti ve her çağın sonunda büyük yıkım yaşandı. Mayalar'ın oluşturduğu takvime bakıldığında da dünyanın yaşayacağı tufan net olarak belli. Mayalar'ın takvimine göre dünya 1 milyon 872 bin günde bir çağ değiştiriyor. Oldukça karışık olan bu takvim bilim adamlarınca ancak yüz yılda çözülebildi.

Kehanetleri:
Yüzlerce yıl önce yok olan Maya Uygarlığı'nın tabletlerine göre dünya büyük bir tufandan sonra son çağına girecek.

Maya takvimindeki yok oluş tarihi Marduk'la da örtüşüyor. Dünyanın beşinci değişimi bu yüzyılda. Tabletlerdeki Maya takvimi tufanların yaşandığı 4 çağdan sonra sonu yine tufanla bitecek 5'inci çağın 21'inci yüzyılda başladığına işaret ediyor. Mayalar kim?

Her şeyden önce Mayalar çok üstün seviyeli dinsel bilgilerle geldiler. Tek tanrı inancındaki eski "Mu Güneş Dini" ne bağlı bir topluluktular. Örneğin Mısır uygarlığı, Mu'dan sonra gelen ve Mu kadar gelişmemiş bir uygarlık olan Atlantis'in bir kolonisiydi. Öyle olmasına rağmen dönemin çok üstünde bir gelişim gösteren bir uygarlık olarak tarih sahnesine çıktılar. Mayalar o anlamda Mısır'dan hem çok daha üstün bilgiye ve daha eski bir geçmişe sahiplerdi. Çok gelişmiş dini sistemleri sayesinde geleceğe ait bazı bilgilere sahip olan Mayalar'ın geleceğe ait olan bilgileri ise geçmişe ait bilgiye sahip olmalarında yatıyordu. "Başlangıç nasılsa son da öyle olacaktır" diye çok eski ezoterik bir söz vardır. Çünkü bazı şeyler yeryüzünde periyodik olarak tekrar ediyor. İşte Mayalar'ı önemli kılan bu ezoterik (gizli öğreticilik) bilgi birikimine sahip olmalarıydı. Mayalar'a göre yeryüzünde meydana gelen en önemli değişimlerden biri de eksen açısıyla ilgiliydi. Günümüz bilimsel bulguları Mayalar'ın bu bilgisiyle tam anlamıyla örtüşmüş durumdadır.
Mayalar 2012 için 'zamanların sonu' diyor. Ancak bu yok oluş anlamında değil fiziksel bir değişim. İnsanoğlu dört kez geriledi ve artık değişim zamanı. Mayalar'a göre; 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı olacak. Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde şimdiden gözlemleyebiliyoruz.

"Beşinci kutupsal kayma" olarak adlandırılan bu değişimde daha önceki değişimlerde olduğu gibi yine kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana geleceğini söyleyen Sınır Ötesi Yayınları'nın Genel Yayın Yönetmeni Ergun Candan, dünyadaki iklimlerin değişimini de buna bağlıyor. Candan, "Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki buzullar zaten erimeye başlamış durumda.

Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde sona erdi" diyor.
Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (kuzey ve güney kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı. En son Discovery kanalında dünyanın manyetik alanının belirli periyotlarla nasıl değiştiğini bilimsel çevreler açıkladı. Hatta bilgisayar ekranındaki üç boyutlu animasyonlarla gösterimi yapıldı. Şu anda dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun da en büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan Mayalar bunu biliyordu. Konunun bir diğer yanı da Mayalar'ın bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş olmalarıdır. Bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok önemli.

Yani bu görüşe göre 2012 yılında dünya yok mu olacak?
Mayalar 2012 için 'zamanların sonu' diyor. Fakat bu dünyanın top yekun yok oluşu değil, bir fiziksel değişim. Daha önce yaşanan sanki tufan gibi düşünebiliriz. Bu fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimler de birbirleriyle orantılı devam ediyor. Her bir büyük fiziksel değişimlerle birlikte insanlık ruhsal değişimde yaşıyor. Şu ana kadar insanlar aşağıya inişi yaşadı. Birincisinde biraz daha kabalaştı, ikincisinde biraz daha, üçüncüsünde biraz daha... Dördüncünün sonunda tam anlamıyla bir dip yaptı. Bu yüzden 2012'yi Mayalar insanlığın yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta çeşitli dinler bundan Altın Çağ, vaat edilen cennet veya Nirvana gibi bahseder. 2012'nin önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı çıkacaktır. Bunun da ilk basamağı 2012'dir diyor Mayalar.

Bugüne kadar Mayalar'ın hangi kehanetleri yerini buldu?
Şu anda bilimsel olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği. Bugün bu durum ispatlanmış durumda. Günümüz insanları bunu yeni keşfetse de, Mayalar bunun farkındaydılar. Bu bile başlı başına önemli bir şey.

Mayalar'la ilgili tüm bu bilgilere nasıl ulaşıldı?
Bütün bunlar dünyaca ünlü astro fizikçi Coterelli'nin bilgilerini bir BBC muhabiri Adrian Gilbert'in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna duyurdu. En önemli buluş da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda buldukları mezar taşının kapağındaki şifreyi çözmeleriyle oldu.

Şifre nasıl çözüldü?
Simetriyle ilgili bilgileri çözerek çok önemli sonuçlara ulaştılar. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan yana getirdiklerinde ortaya Jaguar ve bunun üzerinde de bir Yarasa sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar'ın sakladıkları bu sembollerin bir anda belirmesi Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü Mayalar'ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi!... Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen "Güneş Haçı" nın üzerindeki ilikler ise Güneş'in manyetik iliklerini temsil etmekteydi. Bu da Mayalar'ın gizli mesajıydı. Yaşanacak trajedinin sebebi Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir!.. Mayalar şaşırtıcı bir astronomi bilgisine sahip bir medeniyetti. Sadece Güneş, Ay ve Mars gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı.

Bunların ilki, "kutsal takvim" olarak bilinen ve 20'şer günlük 13 aydan oluşan "Tzolkin" (Gün Sayımı) denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü "13 Ahau"dur. "Haab" adını taşıyan bir ikinci takvim, bugün bizim kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20'şer günlük 18 aydan oluşur. "Uinal" olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı 360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna "tun" adı verilir. Normal güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla "tun"a eklenir (aynı Mısır ve Sümer"de olduğu gibi!) Her iki döngünün gün sayıları ancak 52 güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab'ın bitişleri aynı güne denk gelir yani, Tzolkin'e göre 13 Ahau gününde, Haab da sona ermiştir.

GÜN SAYISI İSMİ 1 Kin 20 Uinal 360 Tun 7200 Katun 144000 Baktun İşte Mayaların efsanevi "Long Count" yani "Uzun Sayım" dedikleri süreç, 13 Baktun'a eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yılı) Maya tarihinde "başlangıcı" olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki hesabı yapamayız. Bizim takvim sistemimize göre bu an, İsa'nın doğduğu varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz bu yılı "0" olarak kabul eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız.

Mayalarda da bu tarihin başlangıcı 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç noktası Arkeolojik bulgular ve Karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım tarihi bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç tapınakta (İzapa, Chichen Itza ve Monte Alban'da) Maya rahiplerinin, yapılış tarihini belgeleyen Uzun Sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma payıyla birlikte Milattan Önce 11 Ağustos 3114 tarihi 0.0.0.0.0 noktası olarak tespit eidlmiştir. Ve buna göre 13.0.0.0.0 tarihi 21 Aralık 2012 gününe denk gelmektedir. Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bitmesinde ne var diye soruyor olabilirsiniz. Aslında bu tarih tespit edildikten sonra araştırmacılarında kafasına takılan soru buydu. Ve ilk akla gelende, astronomide bu kadar ileri bir toplumun bu tarihide bir astronomik oluşumla ilişkilendirmiş olma olasılığıydı. Bu yönde yapılan araştırmalar bu fikrin doğru olduğunu ortaya koydu. Bilindiği gibi 21 Aralık tarihi yılın en kısa günüdür. John Major Jenkins, 21 Aralık 2012'de gökyüzünde oluşan astronomik konumların, oldukça sıradışı birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi, gezegenlerin ve Ay'ın üzerinde hareket ettiği, "Ekliptik" olarak adlandırdığımız "tutulum çemberi"nin, tam 21 Aralık günü Samanyolu'nun dünyadan görülen ekvatoral çizgisiyle kesişmesi. Bu kesişmenin, modern astronomik ölçümlere göre "galaksimizin merkezi" olduğu belirlenen noktada (süper karadeliklerden biri olduğu düşünülüyor.) gerçekleşmesi, bu tarihi daha da ilginç kılıyor. Ama daha ilginci, 21 Aralık günü Güneş'in de tam "gündönümü" sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi. Astronomik deyişle "Gündönümü Güneşi", Ekliptik ile Samanyolu kuşağının "galaksi merkezi" olduğu belirlenen noktayla aynı hizada kesiştiği koordinata yerleşiyor. Bu birleşim, Mayalara göre, "Güneşler" olarak adlandırdıkları devrelerin beşincisinin noktalandığı anı belirlemekte.

Maya kozmogonisine göre, dünyanın geçmişi, 13 Baktun'luk (aşağı yukarı 5125 yıl) devrelerden oluşur ve bunların her birinin bitimi, dünya için radikal değişimler ve büyük yenilikler içerir. İçinde bulunduğumuz devre, Mayalara göre beşinci ve son devredir ve 13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bizim takvimimize göre sözü edilen bu tarih, 21 Aralık 2012'ye denk gelmektedir.

Mayaların bugüne ilişkin öngörüleri,efsaneleri veya kehanetleri ise gerçekten çarpıcı. Buna geçmeden önce bir bilgiyi daha vermek gerekli. İçinde bulunduğumuz galaksi milyonlarca yıldıza sahip olmasına rağmen, galaksimizin merkezi olarak gösterilen nokta yıldız miktarının gayet seyrek olduğu bir nokta. Yaklaşık 25,800 yılda toplam 4 kere (dünyanın presession süresi) galaksi merkezimizle,

- " A door into the heart of space and time will open" , Zamanın ve uzayın kalbindeki kapı açılacak
- " The cosmos will be reborn or recreated " , Evren yeniden doğacak, yeniden yaratılacak
- " We will reach the Zero Point of the process - a moment of collective spiritual birth " , Döngünün sıfır noktasına erişeceğiz, toplu ruhsal doğuş anı.

- “…our basic orientations will be inverted. On the level of human civilization, our basic assumptions and foundation values will be exposed, and we will have the opportunity to embrace values long since driven under the surface of our collective consciousness"

Bizim basit doğamız ters yüz olacak. Aslında tek önemli tarih 21 Aralık değil 2012 yılı için. Mayaların astronomi birikimlerinde , Boğa takımyıldızındaki Pleiades grubunun ayrı bir önemi var. G Bu yıldız grubunun gökyüzünün tepe noktasından ("Zenith" noktası) geçişi, Mayalar için önemli bir olaydı ve genellikle Tzolkin ile Haab'ın son günlerinin çakıştığı 52 yıllık dönemin sonunda yaşandığı için de fazlasıyla önemsenirdi. Monte Alban'dan İzapa'ya dek birçok kentte, gökyüzünün tepe noktasını gözlemlemek için hizalanmış şaftlara sahip yapılar bulunmuştur. Bu gözlem noktalarında başını yukarı kaldırıp belli bir anda daracık şafttan gökyüzüne bakan gözlemci, yalnızca Zenith noktasını görürdü. Meksika'nın güneyinde, İzapa'nın bulunduğu paralel üzerinde Güneş - Pleiades buluşması, presesyon etkisinden bağımsız olarak her yıl, ilkbahar ekinoksundan 61 gün sonra gerçekleşir. Günümüzde bu tarih, Güneş'in Boğa Burcu'na girdiği 20 Mayıs tarihine denk gelmektedir.

Bu buluşma Zenith'te gerçekleşirse ne olur?
Mayıs 2000'deki gezegen dizilimini hatırlayacaksınız. Ama ondan çok daha önemli birşeyi çoğunluğumuz bilmiyoruz. Mayalarca önemli olduğu yeterince vurgulanan gün, Güneş - Pleiades - Zenith buluşmasıdır ve bu astronomik olayın gerçekleşme tarihi de 20 Mayıs 2000'dir.

Mayalar, 13 Baktun'un hemen öncesine denk gelen bu astronomik buluşmayı, bir sürecin başlangıcını işaretlemek için kullanmışlardı Ünlü Kukulkan piramidinin tepesinde, doğrudan Zenith'e yöneltilmiş, çıngıraklı yılan kuyruğu biçiminde bir sütun yer alır. Çıngıraklı yılanın kuyruğundaki "çıngırak" işaretleri, Maya kültüründe Pleiades'in simgesidir. Çıngırağın biraz aşağısında, "Ahau yüzü" olarak adlandırılan bir kabartma vardır ve bu da, Güneş'i simgelemektedir. Bir bütün olarak Kukulkan piramidinin tepesindeki şekil, Güneş - Pleiades - Zenith buluşmasına işaret etmektedir..

Orta Amerika'nın balta girmemiş ormanlarında kaybolup gitmiş bir uygarlık... Tarihte en çok merak edilen insanların soyu: Mayalar...

Kimdi bu insanlar?... Nereden gelmişlerdi ve çağımıza hangi mesajları bırakmışlardı?

İşte bu sorular; 1773 de şu meşhur şehir Palanque'nin* kalıntıları bulununcaya kadar; yazarların, kaşiflerin, bilim adamlarının iki yüz yıl boyunca kafa yordukları sorulardan sadece birkaçıydı... Hala bile tamamen ortaya çıkarılamamış ve gün geçtikçe vahşi ormanın tehdidini üzerinde hisseden bu muazzam kent, yeni dünyanın en çok merak ettiği sırrıydı... Göz alıcı beyaz kireç taşıyla, Rönesans Masonları'nın bile kusur bulamayacağı mükemmellikte inşa edilmiş o piramitler, tapınaklar ve saraylar görenleri dehşet içinde bırakıyor... Ne yazık ki kentin en önemli binalarının duvarları üzerindeki şifrelerin çözülmesi ancak 20. Yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşebilmiş, bu hazinenin değeri ancak bu şekilde anlaşılabilmiştir.

Bulgular bizden oldukça farklı bit toplumu gün ışığına çıkarıyor. Mayalar sadece Yeni Dünya Uygarlıkları'ndan değil, kendi dönemleri içinde yaşamış Eski Uygarlıklar'dan da çok farklıydılar. Yaşamsal gereçler haricinde pek fazla kişisel mala sahip değillerdi. Mısır ve diğer mahsulleri yetiştirmek için basit tarım araçları kullanırlar, bununla beraber toprağın verimliliğini sağlamak amacıyla, tuhaf ve acı verici majik ayinler düzenlenmesi gerektiğine inanırlardı. Bu majik nitelikli ayinler, doğayla barış yapmak adına harikulade süslü ve gösterişli giysileriyle rahipler ve kabile liderleri tarafından yürütülürdü. Maya kabilesi hiyerarşik bir toplumdu. Kanun adamları da köylüler de yerlerini bilirlerdi. Mayalar'ın, Avrupa'da aynı çağda yaşamış diğer karanlık çağ toplumlarından önemli bir farkları vardır:


Mayalar Astronomi uzmanıdırlar...
"Güneş'in 5. Çağı"nda yaşadıklarına, bizim devrenin insanına gelinceye kadar yeryüzünde "Dört Çağ" ve "Dört Irk"ın gelip geçtiğine inanırlardı. Onlara göre u dört ırk, büyük afetlerle yok olmuş, her çağdan geriye kalabilenler bu olup bitenleri anlatabilmişlerdir.

M.Ö. 12 AĞUSTOS 3114'den,
M.S 22 ARALIK 2012'ye...
Maya Kronolojisi'ne göre, yaşadığımız "5. Çağ" M.Ö. 12 Ağustos 3114 tarihinde başlar ve M.S. 22 Aralık 2012 tarihinde biter. Mayalar 2012'de dünyanın katostrofik (ağı hasarlı) depremlerle karşılaşarak, büyük bir "Tufan"a sahne olacağına inanırlar.

Bu güne kadar Mayalar hakkında birçok kitap yayınlanmış fakat, hiç biri bu tuhaf ama dikkate değer takvimi incelemeye, bu kesin tarihleri neye dayandırarak ortaya koyduklarını araştırmaya cesaret edememiştir. Takvimlerin mekaniği hakkında pek çok şey yazılmasına rağmen, onları bu tarz komplike zaman sistemleri oluşturmaya iten sebepler hala karanlıktaydı.

Artık kurdukları saatin alarmı çaldı çalacak... Ve biz nihayet onların sadece kendi zamanları için değil, tüm insanlık için hayati önem taşıyan bu bilgilere sahip olduklarını görüyoruz.
Uygarlıkları bizim standartlarımıza göre ilkeldi belki... Çağlayan nehirlerinden başka su sistemleri, yolları, arabaları, elektronik bilgisayarları yoktu... Ama diğer konularda engin bilgi ve altyapıya sahiptiler. Son araştırmaların gösterdiğine göre Mayalar, bizim düşünemeyeceğimiz, hatta tahmin bile edemeyeceğimiz tarzda fizik ötesi bilgi ve pratiği kullanabiliyorlardı.

Bu esrarengiz insanlar, Avusturalya Yerlileri gibi rüyayı, geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman hakkında yorum ve kehanetler yapabilmek için kullanmışlar, gezegenleri ve yıldızları da modern araçlar olmamasına rağmen tuhaf bir biçimde doğru olarak takip edebilmişlerdir.

Mayalar, kendi dinlerine çok sıkı bağlı olan bir toplumdu. Sırlarla dolu dinleri dıştan bakışta hiçbir şey anlaşılamayacak kadar şifreliydi. Ona ancak inisiye olanlar nüfuz edebilmekteydi. Dinlerindeki sırlar mitolojik anlatımlarında üstü örtülü bir şekilde dile getirilmiş durumdaydı. Ama mitolojilerindeki sembolik anlatom üzlubu da çözülemeden, bu bilgilere ulaşmak hiçbir zaman mümkün olamamıştır. Mayalar kelimenin tam anlamıyla gizemli bir toplumdu...

İlk zamanlarından son zamanlarına kadar (M.S. 600 - 800 yılları arasındaki Post-Klasik dönem ve sonraki birkaç yüzyıl) dünyadaki en önemli sanat eserlerinden bazılarını üretmişlerdir. Fakat hala tam olarak anlaşılamayan bazı sebeplerden dolayı, Maya Uygarlığı çökmüş ve kabile, kentlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Bir zamanlar muazzam piramitler inşa edip, yıldızlar ve gezegenler üzerine çalışma yaptıkları bölgenin büyük bir kısmı şu anda ormanın ve toprağın derinliklerinde yatmaktadır.

Maya Uygarlığı'nın üzerinde yükselen Toltek ve Aztek kabileleri, bugünkü Mexico City'nin daha kuzey bölümlerine yerleşmişlerdir. Bununla beraber Maya Uygarlığı'nın en son temsilcileri güneydeki tepelere ve kuzeydeki Yucatan Yarımadası'ndaki düzlüklere dağılmışlar, asıl yerleşim merkezi olan orta kısım ise tamamen terk edilmiştir.

Bilmediğimi öğrenmek adına yola çıktığım bir paylaşımdı...

Öğrendiğimiz bu bilgilerin ışığında kıyamet2012.com'a teşekkür ederiz..

Dünya 2012 Yılında Yok Olacak


‘Maya’lar 2012’de ısrarlı!
Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü, antik bir Maya sitesinde dünyanın sonunun Aralık 2012’de geleceğini öne süren bir başka taş daha keşfetti.

Dünyanın sonunun geleceği öne sürülen Aralık 2012 tarihi bugüne dek sadece bir tek tablet üzerinde yazılı halde bulunmuştu. Meksika’nın güneyindeki Tortuguero antik sitesinde bulunan taşın üzerinde 21 ve 23 Aralık tarihlerini gösteren yazılar bulundu.

Enstitü keşfin birkaç yıl önce yapıldığını ancak üzerindeki çalışmalar sürdüğü için şimdi açıklanabildiğini belirtti. Taşın halka açık bir şekilde sergilenmeyeceği de açıklandı. Maya Kehanetleri’ne göre 2012’de dünya son çağına girecek ancak bu büyük bir tufandan sonra olacak. Enstitü uzmanları bu tarihte dünyanın sonunun gelmeyeceğini savunuyor.

9 Kasım 2011 Çarşamba

YU55 Göktaşı Dünyaya Çarpma Tehlikesi Var Mı



YU55 Göktaşı Çarpma Tehlikesi
Bilim dünyasının dikkati son günlerde bir göktaşı tarafından çekilmiş durumda. Bu göktaşının ismi 2005 / YU55. Yörüngesi üzerinde seyreden bu göktaşının dünyamıza en çok yaklaşacağı sıralarda uydumuz ay ile çarpışma riski var.

Çarpışma ihtimalinin olduğu gün NASA tarafından 11 Kasım 2011 olarak hesaplandı, açıklamalara göre çarpışmanın olup olmayacağı konusunda kesinleşmiş hesap 9 Kasım 2011 de yapılacak. Hesabın pozitif çıkması durumunda NASA felaket senaryolarını ve buna bağlı olarak önlemleri hazırlamış durumda. Bu konuda 8-9 Kasımda bir tatbikat düşünülüyor.

Aşağıdaki videodan göktaşının izleyeceği yol konusunda hazırlanmış bir simülasyonu izleyebilirsiniz.

YU55 Dünya'yı Etkileyecek mi ?
Göktaşı hesaplamalara göre Dünya'ya 350.000 km uzaklıktan geçecek. Bu mesafe bu güne kadar hesaplananlardan en fazla yaklaşacak göktaşı olacağını göstermektedir. Göktaşının Ay ile Dünya arasından geçeceği tahmin ediliyor. 11 Kadir parlaklığında olacağı tahmin edilen göktaşı basit teleskoplar ile görülebilecek. YU55'in Dünya'ya yaklaşan en büyük ve en ağır gök taşı olduğu açıklandı. Göktaşının 55 milyon ton ağırlığında olduğu ve dünyaya çarpması halinde onbinlerce atom bombasının etkisi yaratacağını ve çarpması halinde dünyada büyük değişiklikler yaratacağı söyleniyor.

Simülasyon ile hesaplanan risk anı :
YU55 Özellikleri :
Çap : 400m
Yoğunluk : 8000 kg/m3 (Bu yoğunluk göktaşının her 1m3 ünün 8 ton ağırlığa tekabül ettiğini göteriyor.)
Açı : 45 derece
Yapı : Tortul kaya
Atmosfere girmeden önceki enerjisi : 2,52 x 1019 Joule = 6.01 x 103 MegaTon TNT
Darbe enerjisi : 2.49 x 1019 Jul = 5.94 x 103 MegaTon.

Eğer çarparsa dünyada olacak değişiklikler :
Dünya önemli boyutta kütle kaybeder.
Bu güçte bir göktaşı dünyayı yörüngesinden çıkarmaya yetmez.
0.617 km ile 0.436 km arasında derinlik ve genişlikte eliptik bir krater oluşturabilir.
Termal radyasyon oluşur.
Özellikle çarpma bölgesinde uzun yıllar depremlerin olmasına sebep olur.

Göktaşı Nasıl Çarpar ?
Bir göktaşının çarpması için illaki cisimsel yörüngenin birbiri ile kesişmesi gerekmez. Etkili çekim alanlarının kesişmesi yeteridir. Eğer YU55 dünyanın çekim alanına girerse kendi yörüngesinden çıkıp dünyanın çekim alanına girdiği için dünya tarafından çekilecek ve çarpışma olacaktır. Fakat çekim alanına girmezse çarpışma atlatılmış olacaktır.

8 Kasım 2011 Salı

Beyaz Saray Dünya Dışı Canlılar Hakkında Bilgi Verdi


Beyaz Saray'dan "uzaylı" yalanlaması
Beyaz Saray, Dünya dışı canlılar hakkında bilgi sahibi olduğu iddialarını resmen yalanladı.

Başkan Barak Obama yönetimi, "We The People" adlı resmi sitesinde, 17 bin kişi tarafından imzalanan iki dilekçeye verdiği yanıtta "Dünya dışında yaşam olduğuna ya da Dünya dışı bir varlığın insan ırkından biriyle temas kurduğuna" dair herhangi bir kanıt olmadığını açıkladı.

Beyaz Saray'ın Bilim ve Teknoloji Politikasından sorumlu Phil Larson tarafından yapılan açıklamada, iddiaların aksine halktan gizlenen herhangi bir kanıtın da bulunmadığını belirtti.

Larson, "gezegenimiz dışında yaşamın mümkün olup olmadığını sorgulayan bilim adamları ve matematikçiler, evrendeki trilyonlarca trilyonlarca yıldız arasında üzerinde yaşam bulunan en az bir gezegenin varolma olasılığının oldukça yüksek olduğu sonucuna vardılar. Öte yandan aradaki mesafeler dikkate alındığında bu dünya dışı varlıklarla temas kurma olasılığımızın son derece az olduğunu da vurguladılar" dedi.

Beyaz Saray, eylül ayında "We The People" adlı bir site kurarak vatandaşlarına hükümetin yanıtlamasını istedikleri konuları dile getirmeleri olanağı tanıdı. Dilekçenin yanıtlanması için 30 günlük süre içinde en az 5 bin kişi tarafından imzalanması gerekiyor. ABD yönetimi, şimdiye kadar eşcinsel evliliği, öğrenci kredisi borçları gibi birçok konuda dilekçelere yanıt verdi.aa

2 Kasım 2011 Çarşamba

Kıta Katili Göktaşı Dünyaya Çarpabilir

Kıta Katili Göktaşı Dünyaya Çarpabilir, NASA Hızla Yaklaşan Kıta Katili Göktaşının Dünyaya Çarpma Olasılığı Var,  nasa 20 milyon tonluk göktaşının dünyayla çarpışma riski var,  göktaşı dünyayla çarpışabilir, Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi Nasa Göktaşının Dünyayla Çarpışabileceğini Açıkladı, , Kıta Katili Göktaşı Dünyaya Çarpabilir, Mısır mitolojisi, Apofis, Marduk Gezegeni, Sümer yazıtları, Ni.bi.ru Gezegeni Felaket Getirebilir, Babil Tanrısı Marduk Gezegeni,


Korkunç şüphe! Dünyanın sonu mu geliyor? 
Korkunç şüphe, bilim adamlarını harekete geçiren 'Kıta Katili' 
Saatte 37 bin km hızla yaklaşan 20 milyon tonluk göktaşıyla çarpışma riski, 2012 veya 2013'te netleşecek.

İşte 2012'deki 8 felaket senaryosu!..
Mısır mitolojisinde kötülüğün simgesi, karanlıklar ve kaos tanrısı Apofis’in adı verilen, “Kıta Katili” lakabı takılan göktaşının Dünya’yı vurma ihtimali, bilim adamlarını harekete geçirdi.

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) uzmanlarına göre 20 milyon tonluk, 300 metre çapında Apofis adlı göktaşı saatte 37 bin km hızla Dünya’ya yaklaşıyor. NASA’nın göktaşını durdurması için 25 yılı var.

Hürriyet'in haberine göre; Göktaşı, 2029’da 32 bin kilometre yakınımızdan geçecek. İzlediği yörünge gereği tekrar Dünya’ya yönelecek olan göktaşı, 13 Nisan 2036’da Dünya’ya çarpabilir.

Bu olasılık 250 binde 1, fakat hesaplar kesin değil. NASA’dan, “Apofis’in nereye yöneleceğini tam olarak bilmiyoruz. Ama 2012’de ya da 2013’te tekrar görünür olunca belirleyebileceğiz” dedi.

DİPNOT:
Tabi bir de “Marduk” kavramı var... 2012 fenomeninde Marduk önemli bir yere sahip; Marduk, son tahminlere göre 36 milyar km. uzaklıkta olup, güneşimiz etrafındaki bir turunu 3661 yılda bir dönerek dünyaya yakın geçiş yaptığı varsayılan gezegendir. İsmini Babil tanrılarının kralı Marduk'tan alır.

Sümer yazıtlarında bu gezegene Geçiş Gezegeni anlamına gelen Ni.bi.ru denir. Babil astronomları ise ona, güçlü tanrıları Marduk'un adını verdiler. Mısır belgelerinde ise Milyonlarca Yılın Gezegeni diye geçiyor.

Gezegenin neden olduğu en büyük felaketin 13.000 yıl önceki Nuh Tufanı olduğu söylenmektedir. Son yörünge geçişini, MÖ 1649'da yapan gök cismi, Thera yanardağının patlamasını da içeren bir dizi doğal âfete neden olmuş, Mısır'dan Çıkış mitlerine esin kaynağı oluşturmuş, yakındoğu başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmiştir.

Maya kozmolojisine göre içinde bulunduğumuz çağın, yani Beşinci Güneş'in bitiş tarihi olan 2012 yılının baş kahramanı yine bu gizemli gök cismidir. Mayaların takvimine göre Marduk'un dünyaya yaklaşma tarihi kesin. Binlerce yıl önce Meksika'da Mısır piramitlerine benzeyen dev anıtlar inşa edebilen Maya kavminin bu takvimi nasıl bir bilgiyle hazırladığı tam olarak bilinmiyor. Aynı tarihlerdeki Sümer, Akat ve Babil belgelerinde de aynı dev gezegenden ya da gök cisminden sembolik olarak söz ediliyor. Hititler ve Asurlar Marduk'u kil tabletlere resmetmişlerdir. Bu tabletler şu anda İstanbul'daki müzelerdedir.

Bilim çevreleri tarafından son yıllarda Güneş Sistemindeki 10. gezegen olduğu belirlenmiş ve belirli aralıklarla Dünya'ya çok yaklaştığı tespit edilmiştir. Sümerler tarafından Nibiru olarak adlandırılan gezegenin, bugüne kadar sadece 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu sayesinde görüntülenmiş ve NASA tarafindan KX76 adiyla kataloglanmıştır.

Marduk, 3 bin 600 yılda bir Dünya"ya teğet geçer. Maya takvimine göre yeni ziyaret 2012'de. Gezegenin neden olduğu en büyük felaket 13 bin yıl önceki Nuh Tufanı'ydı. Benzeri olabilir. Hititler ve Asurlar Marduk'u kil tabletlere resmetti. O tabletler İstanbul'daki müzelerde.