Sezgin Tanrıkulu: “İktidar uzak değil”
Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kars’ta partililere yönelik gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı yeni il binasının açılışına
katılan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, açılış sonrası
partililere yönelik gündeme ilişkin açıklamalarda bulunup, genel
seçimlerde tek başına iktidar için çok çalışmaları konusunda duyarlılık
göstermelerini istedi.
Bundan sonra hiçbir saatimiz boş geçmeyecek. Karşımızda 8 yıldır
yalanla, iftirayla iktidarda kalan bir AKP gerçeği var diyen Tanrıkulu,
açıklanmalarına şöyle devam etti: “İl Başkanımız Cumhuriyet Halk Partisi
(CHP)’ne yakışır bir il binası yapmış. Bu binanın çalışmalarımıza
başarı getireceğine inanıyorum. Hepinizin bu pazar günü burada olması,
partili olmak adına çok önemli bir sorumluluktur. Bundan sonra hiçbir
saatimizin boş geçmemesi lazımdır. Karşımızda yalanla, iftirayla 8
yıldır iktidarda kalan bir AKP gerçeği var. Bunu görmeliyiz. Yerimizde
oturduğumuz sürece, başarı elde etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin yeni vizyonu sizler tarafından herkese
anlatılması lazım. Sadece bizden bir şey beklemeyin, biz elimizden
geldiği kadar bu 4 ay boyunca bütün parti üyelerimiz, Genel Başkanımız,
Genel Başkan Yardımcılarımız hepimiz bütün Türkiye’ye dolaşacağız.
Ulaşamadığımız bütün kesimlere gideceğiz. Ancak sizlerde bulunduğunuz
yerlerde her türlü çalışmayı gerçekleştirmek durumundasınız”
İktidar bize çok uzak değil çalışırsak çok yakındır diyerek, bütün
üyelerin toplumun her kesimine inmesi gerektiğine vurgu yapan Tanrıkulu;
“Bu iktidarın bütün yolsuzluklarını ve yoksulluğu halkımıza
anlatacağız. Fakat sizler olmadan bunları yapmamız mümkün değil. Bu
nedenle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına ricam bugünden itibaren hiç
boş durmadan bulunduğunuz her ortamda CHP’nin yeni tezlerini,
yoksullukla ilgili, işsizlikle ilgili, demokrasiyle ilgili tezlerini,
yaklaşımlarını açık ve net bir biçimde herkese anlatmanız ve bu
iktidarın 8 yılda halkımıza neler çektirdiğini açık bir biçimde ortaya
koymanızdır. Eğer bunu hep birlikte yaparsak iktidar bize çok uzak
değil, çok yakındır. Çalışmaktan başka da çaremiz yok. Bu nedenle sizden
ricam bugüne kadar yapmadığımız, beceremediğimiz işleri becermek, ev-ev
dolaşmaktır. Kars’ta ulaşamadığımız hanenin kalmaması lazım. Her eve
mutlaka bir arkadaşımızın gitmesi gerekir. Kadın Kollarımızın bütün
kadınlara ulaşması büyük bir kazanım olacaktır. CHP’nin bütün tezlerini
ve bu iktidarın yaptığı yanlışları anlatması lazım. Bunlar demokrasi
havarisi geçiniyorlar. Ama 8 yılda Türkiye’yi getirdikleri nokta ortada.
Daha önceki gün Ankara’yı gördünüz. İşçiler, emekçiler ne yapacaklar?
Tabi ki yürüyecekler, tabi ki tepkilerini gösterecekler. Her gün bir
yerlerde öğrencilere, emekçilere, partililerimize tepki gösteriliyor”
Hükümetin ‘olağanüstü hali’ biz kaldırdık sözlerine karşılık
Tanrıkulu şunları söyledi: “Olağanüstü hali kaldırmakla övünen bu
hükümet aslında kamu görevliliği müsteşarlığı ve diğer yöntemlerle
Türkiye’ye olağanüstü hali getirdi. Ağzını açanın hakkında soruşturma
açılıyor. Yürüyenin hakkında soruşturma açılıyor. Diyarbakır’da ve
burada binlerce insanımız hapiste. Reform diye sundukları 2005 tarihli
ceza yasasının meydana çıkardıkları gerçekler ortada. “AB süreci
nedeniyle biz ceza yasasını değiştiriyoruz, yeni bir yasa mükemmel bir
yasa yapıyoruz” dediler. Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMUK) ile bütün
kazanımlarımızı elimizden aldılar. Şimdi çıkıp yürüyelim etrafımızda
bizden fazla polis birikir. Bunların zihninde, demokrasi, özgürlük ve
adalet anlayışı yoktur.”
Tanrıkulu daha sonra sözlerini şöyle devam ettirdi; “İnsanları daha
fazla yoksullaştırdılar. Namerde muhtaç hale getirdiler. Bu bölgede
hayvancılığı bitirdiler, insanları yoksullaştırdılar. İş yapacak ortam
bırakmadılar. Bununla da övünüyorlar. Ama kendi çevrelerine bakın, nasıl
zenginleştikleri ortada. Sosyal demokrasinin evrensel referanslarıyla
anlatmalıyız. Her tarafta bunları konuşmalıyız. Kars geçmişten bugüne
CHP’nin kalesiydi. Yeniden Kars’ı kale yapalım. Genel Başkan Yardımcımız
Hurşit Güneş ile ilgili, Gebze’de yerel bir gazetede yalan ve iftira
dolu bir haber çıkmış. Hurşit Hocamız aynı gün yalanladı, aynı gün
savcılığa suç duyurusunda bulundu ve aynı gün tazminat davası açtı. Ama
AKP medyası ve AKP’liler ne yaptı, bu yalana ve iftiraya sarıldılar.
Hiçbir yerde bir araya gelmeyen ve AKP’nin övgüyle söz ettiği 70 tane
Kürt milletvekili dediği insanların 10 tanesi 4 yıl boyunca bir araya
gelmemişler, Kürtlerle ilgili bir laf söylememişler, mecliste
demokrasiyle ilgili bir laf söylememişler, ama bu yalan üzerine mecliste
toplantı yaptılar. Dolayısıyla bunların iftiralarını, bunların
yalanlarını halka anlatacağız. Bize atfen söylenmemiş sözlerle insanları
kandırmaya çalışıyorlar.
İktidar adayı siyasal bir partiyiz. Hedefimiz iktidar olmak, bu
nedenle hiç kimsenin çalışmama gibi bir lüksü yoktur. Gerçek halk
partililer ne olursa olsun partide kalacaklar. Türkiye’de çeşitli
davalar yürüyor bazı davalarla da CHP’yi iliştirmeye çalışıyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) davanın yeri nerede olursa olsun, davanın
ismi ne olursa olsun o davanın konusuyla ilgili değildir. CHP darbeye,
darbe girişimlerine ve bu devletin içindeki bütün derin ilişkilere
karşıdır. Açığa çıkarmasını ister.
Eğer bir davada darbe girişimi yargılanıyorsa o yargının işidir bizim
işimiz değil. Ancak bir davada, ne olursa olsun yargılanan insanların
temel insan haklarına müdahale varsa, yani adil yargılanmıyorlarsa, özel
yaşamlarına müdahale varsa, konut dokunulmazlığına müdahale varsa o
davanın konusunda ayrı olarak CHP sıfatı ne olursa olsun, etnik kimliği
ne olursa olsun o insanların o davada adil yargılanma haklarını savunur.
Bizim çizgimiz budur. Bunu çok açık bir biçimde söylersiniz. CHP’yi de
bu konuda Genel Başkan temsil eder. Onun sözleri tüzük gereği partiyi
bağlar. Onun dışındaki hiçbir Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin sözleri
partiyi bağlamaz. Ama Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin Genel Başkanın
ağzından bu konuda çıkan sözler vardır. Bizim gündemimizde Ergenekon,
Ergenekon’un sanıkları yoktur. Onların temel hakları vardır. Sadece
onların değil Türkiye’de yargılanan herkesin temel hakları vardır.
Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin yeni politikaları uç vermeye
başladı. Biz kayıp yakınlarının eylemine katıldık. Orada fotoğrafı
olanların en az 10 tanesi benim müvekkilimdi. Biri benim büromdan
çıkarken kaçırılmıştı 73 yaşında halen daha kayıp. Onların yanına oturup
bütün Türkiye’ye mesaj verdik, biz Türkiye’de mağdurların sözcüsü
olacağız dedik. 306 haftadır bu anneler eylem yapıyorlar ve 9 yıldır bu
parti iktidarda. Bugüne kadar cumartesi annelerini görmüyorlar polisle
dağıtıyorlar. Ama Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) gidip onların yanında
durdu. Sokak da oturdu. Dün Başbakan onları Dolma Bahçe Sarayı’na davet
etti. 306. haftada onları kabul etmek zorunda kaldı. Cumhuriyet Halka
Partisi (CHP) aynı zamanda böyle yapıcı bir muhalefet yapma durumuna
gelmiştir. 9 yıldır başbakanın görmediği, AKP’nin görmediği gerçeği yeni
onlara göstermiştir. Başbakan onların derdini dinlemek zorunda
kalmıştır. Biz bu hükümeti iktidardan uzaklaştıracağız ama iktidardayken
de insan hakları çizgisine getireceğiz. Getirmeye de başladık. Zorlada
olsa Başbakan ile onları yan yana getirdik. Eğer biz gitmemiş olsaydık
belki de Başbakan onlarla bir araya gelmeyecekti. Türkiye’nin gerçekten
kardeşliğe ve bir arada yaşamaya ihtiyacı vardır. Bunun güvencesi
Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir. Ne zaman ki Cumhuriyet Halka Partisi
(CHP) sorun değerlerinden uzaklaşmaya başladı o zaman bu sorunlar
çıkmaza girmeye başladı. Ne zaman ki Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)
ötekilerin sorunlarından uzaklaşmaya başladı Türkiye neredeyse bir
çatışma noktasına geldi. O nedenle açık ve net bir şekilde ifade
ediyorum, Türkiye’nin güvencesi, bir arada yaşamanın güvencesi
Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir. Bu nedenle Kürt sorununu da Alevi
sorununu da diğer bütün sorunları da kardeşliği esas alarak, barışı esas
alarak, toplumsal uzlaşmayı ele alarak çözeceğiz. İnanç çevrelerinin
bütün sorunlarına biz sahip çıkacağız. 9 yıldır iktidarlar onları
sömürmekten başka bir şey yapamadılar. Onların güvencesi de biziz.
Türkiye’nin güvencesi Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir.
Biz yeni anayasayı AKP gibi yapmayacağız. Biz “Süreç odaklı anayasa”
dediğimiz katılımcı bir modelle, demokratik bir modelle bütün
yurttaşlarımızın görüşünü alarak, kahve kahve, ev ev dolaşarak herkesin
görüşünü alarak demokratik bir anayasa yapma sürecini inşa edeceğiz.
Ondan sonra alın yazın diyeceğiz. Halk bunları istiyor. Toplumsal
uzlaşma, barış böyle taleplerle olur. Halk yapacak anayasacılar yazacak.
Bizim anayasa modelimiz budur. Yeni anayasada 12 Eylül anayasasının
tümünü değiştireceğiz. Yeni bir anayasa yapacağız. Bu yeni anayasa
Türkiye’de barışın, bir arada yaşamanın güvencesi olacak. Cumhuriyet
Halka Partisi (CHP) kendi dinamikleriyle sizlerden aldığı güçle tek
başına iktidar hedefine yürümektedir. AKP’den uzaklaşan bütün kesimlere
kapımız açıktır.”