14 Aralık 2011 Çarşamba

Kimin Eli Kimin cübbesi Altında/L. DOĞAN TILIÇ

Kimin eli kimin cübbesi altında… 
Okumuşsunuzdur, gazeteler Cübbeli Ahmet Hoca’nın tutuklanma hikayesinin detaylarıyla dolu. O detaylar ki, tam da medyanın arayıp bulamadığı cinsten. Enformasyon yok, sansasyon çok. Seks, şiddet, mafya, tarikat, cemaat… Hepsi cübbenin altında!

“Seks görüntüleri ile şantaj yapan kişinin Cübbeli’nin eski koruması … olduğu öne sürüldü... Soruşturmanın şok eden detayları Cübbeli’nin fuhuş trafiği ile ilgili. İddiaya göre yaşanan kadın trafiği yine teknik ve fiziki takibe takıldı. … Cübbeli’nin sağ kolu ve karakutusu olarak bilinen …(kişiler) fuhuş yapması için Cübbeli’ye kadın temin ettiler. Takip boyunca Cübbeli’nin beş ayrı hayat kadını ile cinsel ilişkiye girdiği tespit edildi… Cübbeli’ye temin edilen kadınların önce fotoğrafının çekildiği, boy ve kilo ölçüleri alındıktan sonra Ünlü’ye gösterildiği, Cübbeli’nin beğenmesi durumundaysa kadınların buluşma evlerine götürüldüğü belirlendi. Cübbeli’nin beğenmediği kadınlardan birinin Özbekistan uyruklu olduğu (ve fuhşa zorlandığı) belirtildi. …”

Bunlar birçok gazetede yer aldı. Uzun alıntıyı, aynı şeyleri size tekrar okutmak için yapmadım.Nerede yayınlandığının altını çizmek istedim, o kadar. Ajans mahreçli olsa da, “Cübbeli Ahmet Hoca tutuklandı” gibi nötr bir başlıkla verilen bu haber aynen Zaman’da yayınlandı. (bkz: http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1213044)

O gazetenin insanlara gazetecilik dersi veren genel yayın yönetmeni “herkes için haber” olan bu olayı ajanstan alıp koymakta bir mahsur olmadığını söyleyebilir.

Peki, o zaman “Fadime Şahin” olayını ballandıra ballandıra yayınlayanlara, Aczimendileri allandıra pullandıra gösterenlere neden kızıyorduk? Benim neden kızdığım belli. O dönemde, bu yayınların gazetecilik etiğine aykırı ve milleti “şeriat geliyor korkusuyla” baskıcı yönetimlere razı etmenin aracı olduğunu yazıp, söyledim. Onları tartışmaktan, memleketin çok önemli meselelerine gözümüzü kapattık.

Şimdi de, biraz Hoca’nın cübbenin altında neler yaptığıyla oyalanalım bakalım. Başkaca şeyleri bir kenara bırakarak.

Lakin, cübbenin altında yalnızca Hoca’nın faaliyetleri yok; bir de Hocacıların iddiaları var.

İnternet sitelerinde demekteler ki, bu işin altında “hükümeti ele geçiren diyalogcular”, yani Gülen Cemaati var: “Bu bir karalama ve sindirme operasyonudur, hükümeti ele geçiren diyalogcuların son hamlesidir… Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler bakın nasılda işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye’ye vuruyor… Haydi, gün sizin gününüz ey münafıklar, haydi havalara uçun ey bidatçiler. Yaptığınızla övünün ey diyalogcular. Keyfini çıkarın ve Hocamızın düşürüldüğü durumu keyifle seyredin bakalım.”

Tutuklanmadan birkaç gün önce Cübbeli’nin Zaman gazetesini hedef alarak söylediklerine bakınca, insanın içine “cübbenin altından da olsa, dokununca yanıyorsun galiba” diye bir kurt düşüyor:

“İslami Medya diye geçinip de bütün milletin evine giren fakat öbür kötü gazetelerden daha zararlı inançlar millete aşılayan bu medya, İslami geçindikleri halde bunlardan şikâyetçiyiz. … Adam buna para veriyor, evine çoluk-çocuğuna okutturuyor. Orada yazıyor; ‘İslamın hükümlerinin hepsinin tatbik edilmesi gerekli değildir.’ Bende, gazete bende. Sormayın hangi gazete, onu da sen anla! Herkesin evine giren gazete, bedava dağıtılan gazete. ‘Amentüde ittifakımız var’, aynı gazetede çıktı. ‘Yahudi ve Hıristiyan amentüsü ne ise benim amentüm o diyor’. Ya, bunu hangi çıplak gazete yapabilir.” Cübbeli Hoca, bayağı bir dokunmuş işte!

Burası önemli ve bu noktadan kimin elinin kimin cübbesi altında olduğu tartışılmaya değer.

Ancak, bu arada çok daha tartışılmaya değer bir konuyu gözden kaçırmayalım. Lütfen, Can Dündar’ın geçen günkü “Cübbeli’ye açık, bize kapalı” yazısını dönüp tekrar okuyun.

Okuyun ki, kimin eli kimin cübbesi altında belli değilken, MEB internet çağının nimetlerinden yararlanarak nasıl bir nesil yetiştiriyor görüverin! L. DOĞAN TILIÇ

Suriye'de Bir Türk İşçi Öldürüldü

Suriye'de Bir Türk İşçi Öldürüldü
Suriye'de çatışmanın ortasında kalan  Türk işçi Münir Dural öldürüldü. Alınan bilgiye göre Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye dönen işçi Münir Dura, Suriye'de çatışmaların ortasında kaldı. Türk işçi güvenlik güçlerin aracına ateş açması sonucu  öldürüldü.

Ali Dural Suriye'de kardeşinin başına gelenleri şöyle anlattı:
"Kardeşim Münir Dural'ın aracına binen resmi kıyafetli kişi kendilerine öndeki askeri aracı takip etmelerini söylemiş. Yapmışlar da. Kuytu bir yere geldiklerinde kardeşimi ve yanındaki arkadaşını araçtan indirmişler. Yaya olarak oradan uzaklaşmalarını istemişler. Kardeşim hemen oradan uzaklaşmış. Yetkili makamlara giderek olayı anlatmış ve aracının kendisine geri verilmesini istemiş. Yetkililer yanıt vermeyince kardeşim bu sefer Suudi Arabistan'a yaya olarak gelebilmek için Ürdün kapısına gitmiş. Ancak Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan ve Suriye sınırından kendine ait araç ile geçtiği tespit olunca Ürdün Kapısı aracı sormuş, araç olmadan kendisini Ürdün'e alamayacaklarını söylemiş. Kardeşim bu kez yine yaya olarak geri İdlip'e dönüp aracı almak için girişimlerde bulunacağını bana söyledi. 3-4 gün İdlip'te aracını tekrar alabilmek için uğraştı, ancak başarılı olamadı. İdlip'te bir otelde kalıyordu. Olay günü de yine Suriyeli yetkili makamlarla görüşmek için dışarıdaydı. Akşam saatlerinde oteline dönmek isterken bir anda çatışmanın ortasında kalmış. Vücuduna 8 kurşun isabet etmiş. Hayatını bir hiç uğruna kaybetti benim kardeşim. Şu anda İdlip Devlet Hastanesi morguna alınmış. Cenazesini alabilmek için birkaç girişimde bulunduk ama başarılı olamadık. Yetkililerden acil olarak yardım istiyoruz."

İlaçta KDV Oranı Düşüyor

İlaçta KDV Oranı Düşüyor
İlaçta KDV oranı Yüzde 18'den, yüzde 8'e düşürülüyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ilaç sektöründeki kriz konusuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Çelik; “İlaç sanayiinin KDV’si yüzde 18’den yüzde 8’e inecek. 340 ilaçta iskontoyu kaldıracağız veya fiyat artacak” dedi.

İlaçta KDV Yüzde 18'de Yüzde 8'e Düşecek

İlaçta KDV Yüzde 18'de Yüzde 8'e Düşecek

xxx Domain Uzantısı Nedir xxx Domain Uzantısını Kimler Kullanır xxx Domain Uzantısı Ne Demek


.xxx Domain Uzantısı Nedir ? 
Şu an için yalnızca ilgili sektördeki marka hakkı sahiplerinin başvurularına açılmış olan “.

xxx” uzantılı alan adları, “ilk gelen ilk alır” prensibiyle 06 Aralık 2011 tarihinden itibaren isteyen herkesin tesciline açık duruma gelecektir.
Markalarının yetişkin eğlence endüstrisi ile ilişkilendirilmesini istemeyen diğer sektörlerdeki marka hakkı sahiplerine markalarından oluşan “.xxx” uzantılı alan adlarını engellemeleri için “Sunrise B” adı verilen bir periyod ön görülmüştür.

Buna göre yapılacak tek bir ödemeyle marka sahipleri marka haklarını ispat eden belgeyi kayıt kuruluşlarına sunmak suretiyle markalarının yetişkin endüstrisine ait olan “.xxx” uzantılı alan adı olarak tescil edilmesini on yıl süreyle önleyebileceklerdir.

İleride çıkacak uyuşmazlıkları önlemek ve markanızın itibarını korumak için marka hakkınızı gösteren bir belgenin yetkili kayıt kuruşlarından biri aracılığıyla sunulması gerekmektedir.

Marka Tescil Numarası, Marka Tescil Tarihi, Marka İsimleri ve Marka sınıf bilgileri gerekmektedir.

xxx Alan Adı Nedir xxx Alan Adı Ne Demek xxx Alan Adını Kimler Alır xxx Alan Adını Kimler Kullanır


Üniversitelerde XXX çılgınlığı başladı
XXX alan adının kullanıma sunulmasıyla birlikte üniversiteler de bu alan adına sahip olabilmek için yarışa girdi.

XXX alan adının satışa sunulmasıyla beraber yetişkinlere yönelik yayın yapan siteler de kendilerini bu alan adına taşımaya başladı. Ancak XXX alan adına rağbet gösteren sadece bu tip siteler değil; aksine üniversiteler bile XXX alan adına sahip olmaya çalışıyor. Peki ama neden?

Üniversiteler, kendi adına açılacak olası XXX alan adına karşı kendileri önce davranıyor; böylece kendileri dışında üçüncü şahısların üniversite isimlerini kullanarak alan adı almasının önüne geçilmeye çalışılıyor.

Kansas Üniversitesi de bu doğrultuda hareket etti ve kendi ismini kapsayan alan adlarını satın almak için toplamda 3 bin dolar harcadı. kunurses.xxx başta olmak üzere akla gelebilecek birçok aykırı başlıklı alan adını satın alan üniversite, ismini bu şekilde koruma altına aldı.

XXX ALAN ADINA HERKES SAHİP OLABİLİYOR MU

XXX alan adı, cinsel içerikli web sitelerinin tek alan adı altında bir araya getirilmesi amacıyla hizmete girdi. 50 ila 200 dolar arasında değişen ücretlerle satın alınabilen XXX alan adlarına hemen herkes sahip olabiliyor.

Şirketler ise marka imajını korumak için ihtiyaçları olmasa da XXX alan adıyla markalarını özdeşleştiren siteleri bir bir satın alıyor. Bunun en son örneği Google oldu. İnternet devi, YouTube.XXX'i satın alarak markasını koruma altına aldı. hurriyet.com.tr 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bedelli Askerlik Yasasını Onayladı


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bedelli Askerlik Yasasını Onayladı
Cumhurbaşkanlığı'ndan Yapılan Açılama
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “şike” ve “bedelli askerlik” yasalarının da aralarında bulunduğu yedi yasayı onayladı.  Resmi Gazete İçin TIKLAYINIZ

Köşk, merakla beklenen iki yasayı; bedelli ve şike yasalarını bugün onayladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ile ''Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun''un da aralarında bulunduğu bazı kanunları onayladı. Yasalar Resmi Gazete'de yayınlandıktan sonra yürürlüğe girecek.

7 YASA ONAYLANDI
Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 7 yasayı onayladığı duyuruldu. Onaylanan yasalar arasında en çok merak edilen iki yasa ise şike ve bedelli askerlik düzenlemeleriydi.

İşte Köşk'ten yapılan o açıklama:

6252 sayılı "Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun",

6254 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yeni Zelanda Hükümeti Arasında Hava Hizmetlerine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun",

6255 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Avustralya Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun",

6256 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti ile Finlandiya Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin Protokol ve Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun",

6257 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun",

6258 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun",

SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN

6259 sayılı "Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"

Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir.

Bedelli Askerlik Yasası Onaylandı

Bedelli Askerlik Yasası Onaylandı, Bedelli Askerlik Yasasına Onay, Bedelli Askerlik Yasası na Köşkten Onay, Bedelli Askerlik Yasasına Cumhurbaşkanı'ndan Onay, Bedelli Askerlik Yasası Köşkten Geçti, Bedelli Askerlik Yasası Onayı.


Bedelli Askerlik Yasası Onaylandı
Abdullah Gül, şike yasasını ve bedelli askerlik düzenlemesini onayladı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'' onayladı... Resmi Gazete İçin TIKLAYINIZ

Bedelli Askerlik Yasası Köşk Tarafından Onaylandı


Bedelli Askerlik Yasası Onaylandı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'' onayladı... Resmi Gazete İçin TIKLAYINIZ

Cumhurbaşkanı Bedelli Askerlik Yasasını Onayladı


Cumhurbaşkanı Bedelli Askerlik Yasasını Onayladı 
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada şöyle denildi:
"6252 sayılı 'Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun', ...
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Anayasanın 89 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir." ...Resmi Gazete İçin TIKLAYINIZ

13 Aralık 2011 Salı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bedelli Askerlik Yasasını Ne Zaman Onaylayacak

Bedelli Askerlikle İlgili Son Gelişme 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'' onayladı.. Resmi Gazete İçin TIKLAYINIZ 

Tanrı Parçacığı Nedir Tanrı Parçacığı Ne Demek Tanrı Parçacığının Anlamı Tanrı Parçacığı Ne



Tanrı Parçacığı Nedir
CERN laboratuarından bilim insanları , elde ettikleri verilerin, fiziğin en derin sırlarından biri kabul edilen 'Tanrı Parçacığı'nın gerçekten de varolduğuna işaret ettiğini ilan edebildiğini açıkladılar...

Bilim dünyasının gözü ve kulağı bugün Cenevre'deki Cern laboratuarının yapacağı açıklamaya odaklanacak.

Cern'de Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı dev cihazda yapılan deneyler sonunda, fiziğin en derin sırlarından birinin aydınlatılması yönünde önemli bir mesafe katedildiğinin duyurulması bekleniyor.

Sözü edilen sır Tanrı parçacığı olarak da adlandırılan Higgs bozonu.

Adını soruyu 50 yıl önce gündeme getiren İngiliz fizikçi Dr. Peter Higgs'ten alan atom bileşeni modern fizikte maddenin oluşumunu anlamada kilit öneme sahip.

Cern yöneticileri Cenevre saatiyle 14'de açıklamayı yapacak ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak.

Bugün yapılacak açıklamada araştırmacıların parçacığın bulunduğuna ilişkin kesin kanıtlara erişildiğini iddia edecekleri düşünülmüyor.

Beklenti, elde edilen verilerin Higgs bozonu ya da Tanrı parçacığının varolduğuna işaret ettiğinin ilan edilmesi.

CERN laboratuarının eski teorik fizik başkanı Prof. John Ellis, elde edilen verileri kamuya duyurdukları zaman, Tanrı parçacığı olarak bilinen Higgs bozonuna ''ilk kez göz atabileceğimizi'' söyledi.

BBC'ye özel bir mülakat veren Prof. Ellis'in beklentisi doğruysa, modern fizikte bir dönüm noktasına varılmış olacak.

Fiziğin sırları Tanrı Parçacığı

Araştırmacılar, İsviçre-Fransa sınırında yerin altında kurulu CERN laboratuarında Büyük Hadron Çarpıştırıcısı adlı makineyi kullanarak bilimin sınırlarını zorlayan deneyler yapıyor.

Modern fizikte varlığına inanılan, ancak kanıtlanamamış olan Higgs bozonu, ilk defa Edinburg Üniversitesi'nden Peter Higgs tarafından 1960'lı yıllarda ortaya atıldığı için bu fizikçinin adıyla anılıyor.

Higgs bozonu, günümüz fiziğinde elektronları, fotonları ve kuramsal zerrecikleri (kuarkları) anlamamızda kilit öneme sahip.

Higgs bozonu diye adlandırdığımız atom altı unsur, parçacıkların neden kütleye sahip olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor.

BBC bilim muhabirinin ifadesiyle, modern fiziğin önünde duran en büyük ve önemli bilmece, Higgs bozonu.

Milyonlar harcanan Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nın başlıca kurulma nedeni, Higgs bozonunu ortaya çıkarmaktı.

Erdal Eren'in İdam Edilmeden Önce Ailesine Yazdığı Mektup


Sevgili annem, babam ve kardeşlerim;
Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı mektup yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız ve görüşmemizde olmadı. Zaten dışarıdayken de birbirimizi anlayacak şekilde konuşamadık. (Bu konuda sizlere karşı büyük oranda hatalı davrandım. Ancak bunu size karşı saygı duymadığım, bu nedenle böyle davrandığım şeklinde yorumlamamanızı dilerim) Bu nedenle sizlere anlatacağım, konuşacağım çok şey var.

Ancak olanak yok. Düşüncelerimi bu mektupla anlatmaya çalışacağım. Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıklıkla söylüyorum ki benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam, halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizinde bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.

Cezaevinde yapılan (Neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi içten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni yaşamaktan bıktığım yada meselenin önemini, ciddiyetini kavramadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar, başımdan geçenler, kinimi binlerce kez daha arttırdı ve mücadele azmimi körükledi. Halka ve devrime olan inancımı yok edemedi. Mücadeleyi sonuna kadar, en iyi bir şekilde yürütmek ve yükseltmekten başka amacım yoktur.

Mesele benim açımdan kısaca böyle. Ancak sizin açınızdan daha farklı, daha zor olduğunu biliyorum.

Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Ve evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor da olsa bu tür duygusal yönleri bir kenara bırakmanızı istiyorum. Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki, sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar.

Sizlerden istediğim bunu böyle bilmeniz, daha iyi kavramaya çaba göstermenizdir. Zavallı ve çaresiz biriymiş gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Bu konuda ne kadar güçlü, ne kadar cesur olursanız, beni o kadar mutlu edersiniz.

Hepinize özgür ve mutlu yaşam dilerim.
Devrimci selamlar
Oğlunuz Erdal

* Erdal Eren, veda mektubunu hücresinde yazmış ve iç çamaşırında taşıyarak avukatına ulaşmasını sağlamıştı.

Selahattin Demirtaş KCK İle Görüşen Devlet Ve AKP Yetkililerinin İsimleri KCK Dosyasında Neden Yok

Selahattin Demirtaş KCK İle Görüşen Devlet Ve AKP Yetkililerinin İsimleri KCK Dosyasında Neden Yok, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan KCK İle Görüşen Ricada Bulunan Devlet Ve AKP Yetkililerinin İsimleri KCK İddianamesinde Neden Yok Diye Sordu.
 
Selahattin Demirtaş KCK İle Görüşen Devlet Ve AKP Yetkililerinin İsimleri KCK Dosyasında Neden Yok Diye Sordu.

Diyarbakır'da görülen KCK davasını izleyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,  davasıyla ilgili düşüncelerini sosyal paylaşım sitesi Twitter’den paylaştı:  

"Devlet ve AKP yetkililerinden hiç birinin adı dosyada yoktur, ilginçtir ve hukuk rezaletidir. AKP’nin çok önemli isimleri bugün yargılanan kişilerle çok önemli konuları görüşmüş ve ricacı olmuşlardır, dosyada neden bunlar yok? Dinleme kayıtlarının tamamı dosyada olmadığı ve çeviriler de yetersiz olduğu için iddianame BDP karşıtı siyasi bir kağıt parçası olmuş. KCK davasının umut verici tek yönü, yargılananlar son derece gururlu, yargılayanlar utangaç bir tavırla duruyorlar duruşma salonunda." diye yazdı.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Şike Yasası Resmi Gazetede Yayınlandı

Şike Yasası Resmi Gazetede Yayınlandı
Şike Yasası resmi gazetede yayınlandığında sitemizde yer alacak...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Şike Yasası Ve Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'' onayladı...Devam

Şike Yasası Resmi Gazete

Şike Yasası Resmi Gazete
Yasa henüz resmi gazetede yayınlanmadı...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Şike Yasası Ve Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu'' onayladı...Devam

Karşılıksız Çeke Hapis Cezası Kalkıyor Karşılıksız Çek Kanunu Değişiyor


Karşılıksız Çeke Hapis Cezası Kalkıyor Karşılıksız Çek Kanunu Değişiyor
 Karşılıksız çekte hapis cezası kalkıyor
‘’Karşılıksız çek’’ verme suçundan dolayı hapiste olan ya da hapse girmek üzere olanlarla ilgili önemli bir gelişme var.
Adalet Bakanlığı karşılıksız çek düzenlemeyi suç olmaktan çıkaran ve hapis cezasını kaldıran yasa tasarısı hazırladı.

Yeni Düzenlemenin Getirdikleri
Hazırlanan tasarıda ‘’ekonomik suça ekonomik yaptırım’’ ilkesi göz önüne alınarak, karşılıksız çek suç olmaktan çıkartılıyor… ‘’Peki… Karşılıksız çek düzenlemenin hiç mi yaptırımı olmayacak?’’ diye merak edenler içinde açıklayalım.
Bu fiilin yaptırımı olarak, hapis cezası söz konusu olmayacak, mevcut sistemde de zaten var olan ‘’çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı’’ uygulanacak. Bu yaptırım 10 yıl süreli ile geçerli olacak.

Tasarıya göre, idari yaptırım süreci şu şekilde işleyecek:
1.Çekle ilgili olarak ‘’karşılıksızdır’’ işlemi yapılması üzerine, aldığı çek karşılıksız olan kişi, Cumhuriyet Savcısı’ndan, ‘’çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına’’ karar verilmesini talep edecek.
2.Cumhuriyet Savcısı, bu yasağa karar verecek. Başka bir anlatımla, olay hakime intikal etmeden savcı karar vermiş olacak.
3.Verilen karar ilgili kişiye tebliğ edilecek.
4.Hakkında yasak uygulanan kişi, bu yasağa itiraz edebilecek.
5.İtiraz başvurusunun kabulü halinde, yasak kaldırılacak ve TC Merkez Bankası’na bildirilecek.
Yukarıdaki yaptırımlar tüzel kişiler hakkında da uygulanabilecek.

Ne Zaman Çıkacak?
Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı yasa tasarısı tamamlandı. Buradan sonraki aşaması, süre yönünden Meclis’in gündemine alınmasına bağlı.
Olayın önemi de göz önüne alındığında, Aralık ayı içinde komisyonda görüşülüp, Meclis Genel Kuruluna gelmesi bekleniyor.
Yasa kabul edildiğinde, hapiste olanları da kapsayacağı için onlar da tahliye olacaklar. Sözcü

Ruşen Çakır NTV'den Neden Ayrıldı


Ruşen Çakır NTV'den ayrıldı
Gazeteci Ruşen Çakır, NTV'de son görevini de bırakarak kanalla ilişkisini kestiğini açıkladı. Çakır, NTV'den ayrıldığını Vatan'daki köşesinden duyurdu.

NTV'nin yeni yayın döneminde Yazı İşleri ve Basın Odası programları yayından kaldırılan gazeteci Ruşen Çakır, NTV'deki son görevi olan Siyaset Danışmanlığı'nı da bıraktığını köşesinden duyurdu.

Çakır, bugün Vatan'da yazdığı köşesinde şu ifadelere yer verdi:

"Kısa süreli aralar vermiş olsam da 10 yılı aşkın süredir görev yaptığım NTV’den ayrıldım. Bu kararı neden aldığımı soranlara, şimdilik Haziran ayı ortasında yazmış olduğum, "Mesleğimizi kaybetmenin eşiğinde" başlıklı yazımı hatırlatmakla yetiniyorum. Bu vesileyle NTV’de birlikte çalıştığım, her birimden tüm arkadaşlarıma sevgilerimi sunuyor, haklarını helal etmelerini rica ediyorum..."

Çakır'ın NTV'den neden ayrıldığına ilişkin hatırlatmakla yetindiği, "Mesleğimizi kaybetmenin eşiğinde" yazısı:
sol.org.t

"Mesleğimizi kaybetmenin eşiğinde"

Dün öğle vakti, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in arkadaşları olarak Galatasaray Lisesi’nin önünde toplandık ve Taksim Meydanı’na kadar yürüdük. Arkadaşlarımızın tutukluluk sürelerinin 100 günü aşmış olmasını “Adaletin kara yüzü” olarak sloganlaştırdık. Ama tabii başından beri en temel şiarımız, Ahmet’in gözaltına alındığında söylediği “Dokunan yanar arkadaşlar” sözünden hareketle geliştirdiğimiz “Yansak da dokunacağız”dı.

Ahmet ve Nedim’in arkadaşları olarak yansak da dokunmaya kararlıyız kararlı olmasına ama “dokunma” fiilini hayata geçirmemizi sağlayacak olan gazeteciliğimiz çok ciddi bir tehdit altında. Bir dostumun deyişiyle “Eskiden işimizden olur muyuz diye endişelenirken şimdi mesleğimizi kaybetmekten korkuyoruz."

Nitekim dün Galatasaray’da bir araya gelen meslektaşların aralarındaki sohbetler dönüp dolaşıp “Kim atılmış? Kim atılmak üzere? Kim tatile çıkarılmış? Kimin programı kaldırılmış? Hangi yazarın yazısına müdahale edilmiş? Peki onun cevabı ne olmuş?” gibi bir dizi tatsız soruya kilitleniyordu. Bu soruların hiçbiri boşuna sorulmuyor, çünkü Türkiye’de basın özgürlüğünün durumu gerçekten vahim ve işler her geçen gün daha da beter bir hal alıyor.

Bu kötüye gidişi durdurabilmek mümkün mü? Hiç ama hiç sanmıyorum. Çünkü bazılarının ileri sürdüğü gibi bu yaşananların tek sorumlusu hükümet ve Başbakan Erdoğan değildir. Kaldı ki basın özgürlüğü sorunu AKP iktidarıyla başlamış da değildir. Sorunun temelinde medyadaki sermaye yapısı olduğunu düşünüyorum. Medya sahiplerinin başka alanlarda da yatırımları bulunması ve bu bağlamda devletle çok sıkı ekonomik ilişki içinde bulunmaları medya ile iktidar arasındaki mesafenin kısalmasına ve basın özgürlüğünün alanının daralmasına yol açıyor.

AKP ile değişen

Yakın zamana kadar medyaya yatırım yapmak sermayedarlar için hayli cazipti. Gazetelerden, televizyon kanallarından belki zarar ediyorlardı ama bunların kendilerine sağladığı güçle siyasi iktidar üzerinde baskı uygulayabiliyor, bu sayede kaybettiklerinden çok daha fazlasını başka alanlardan kazanabiliyorlardı. Ama AKP iktidarıyla birlikte, özellikle Doğan Grubu’na yönelik vergi cezasının ardından medya patronluğu ateşten bir gömlek haline geldi. Bundan böyle medyanın siyasi iktidar üzerindeki tahakkümünün yerini siyasi iktidarın medya üzerindeki tahakkümünün aldığını söylemek mümkün.

Yıllarca büyük medyanın her türlü saldırısına maruz kalmış ve onun bütün engellemelerine rağmen iktidara gelmiş bir kadronun bir süredir rövanş almakta olduğunu görüyoruz. Kuşkusuz hükümetin basın özgürlüğünü daha da daraltan uygulamalarını olumlamak mümkün değildir ancak ellerindeki medya iktidarını yıllar boyunca sadece kendi kişisel çıkarları için kullanan, Türkiye’nin bir “tabular cehennemi” olmasından sonsuz mutluluk duyan bazı kişilerin, iktidarlarını kaybettikleri için utangaç (ilginçtir, bazıları son derece küstahça yapıyor bunu) bir şekilde “demokrat” ve “özgürlükçü” pozisyonlara yöneliyor olmalarına aldanmamak lazım.

İlişki gazetecileri

Peki ne yapmalı? Bunca yıllık deneyimim bana iki tür gazeteci olduğunu gösterdi: Bir yanda sadece haberini yapan, görüntüsünü çeken, sayfasını çizen, başlığını atan, özgürce yorumunu yazan harbi gazeteciler var; diğer yanda kurduğu ilişkilerle medyada yol alanlar. İkinci gruptakiler için söylenecek fazla bir şey yok. Onların ömrü ilişki kurdukları iktidar sahiplerinin ömrüyle doğrudan orantılıdır. Bakınız “derin devlet”in eteklerinde “büyük gazeteci” geçinen kibir abidelerinin günümüzdeki durumu. Tabii içlerinde azımsanmayacak sayıda “her devrin insanı” da vardır. Bir bakarsınız “zamanın ruhu” kavramını keşfetmiş ve düne kadar küfrettikleri, başına çorap örmek istediklerinin saflarına geçmişlerdir. Asker ya da sivil fark etmez, onlar için önemli olan bir vesayetin altına sığınmaktır.

Gelelim harbi gazetecilere. Evet mesleğimiz tarihe karışmak üzere, ama yılmak yok yola devam. Diklenmeden dik duralım, sonuna kadar onurumuzu koruyalım ve birbirimize sahip çıkalım.

Kürek Kemiğimiz Nerede

Kürek Kemiğimiz Nerede 
Omuz mafsalını kol kemiği ile birlikte meydana getiren sırtın üst kısmında yer alanyassı bir kemik.Tıp dilindeki ismi "scapula" 'dır. Sağlı ve sollu olmak üzere iki tanedir. Kaburgaların üzerinde yer alır, fakat kaburgalar ile birleşmemiştir. Kol kemiğinin yuvarlak başı ile birleşerek omuz mafsalını meydana getirir.Omuz mafsalı, kolun her türlü hareketinde rol oynayan mühim bir mafsaldır. 

Kürek kemiği ayrıca köprücük kemiği ile de mafsal yapmaktadır. Fakat, bu mafsal, omuz mafsalı kadar mühim değildir.Kürek kemiğinin üç kenarı, iki yüzü, üç köşesi, bir çok çıkıntısı, girintisi, kabartıları vardır. Omuzu ve kolu hareket ettiren kasların büyük kısmı, bu girinti, çıkıntı ve kabarıklıklara yapışmıştır.Kürek kemiği kırıklarına seyrek rastlanır. Kırık olduğunda, kırığın yerine göre değişik derecelerde olmak üzere omuz ve kol hareketleri yaptırılamaz.

Şike Davasında Korcan Çelikay Tahliye Edildi

Şike Davasında Korcan Çelikay Tahliye Edildi  
Şike davası kapsamında tutuklu bulunan Ümit Karan, Serdal Adalı, Tayfur Havutçu, İbrahim Akın, Abdurrahman Yakut, Korcan Çelikay, İskender Alın ve Ahmet Ateş tahliye edildi. Tahliye kararı verilen sanıklara yurt dışına çıkış yasağı konuldu.

Mahkeme futbolcu ve teknik direktörlerin statlara girme yasağını da ortadan kaldırdı.

Buna göre, Tayfur Havutçu, İbrahim Akın, Emmanuel Emenike, Gökçek Vederson, Sercan Yıldırım, Sezer Öztürk, Ümit Karan ve Korcan Çelikay'ın spor aktivitelerini izleme yasağı kalktı.

GÜMÜŞDAĞ'IN YASAĞI KALKMADI
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanvekili Göksel Gümüşdağ'ın stada giriş yasağı devam ediyor...

YILDIRIM'A TAHLİYE YOK
Mahkeme, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi!

Şike davasında verilen tahliye kararının gerekçeleri "Atılı suçun mahiyeti" "Mevcut delil durumu" "Tutuklulukta geçen süre" "Yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.

İddianamenin ilk davası, 14 Şubat 2012 tarihinde Silivri Cezaevi'nde görülecek.takvim

Şike Davasında Ahmet Ateş Tahliye Edildi

Şike Davasında  Ahmet Ateş Tahliye Edildi 
Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı, Teknik Direktör Tayfur Havutçu, Beşiktaş Protokol Müdürü Ahmet Ateş, İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın, Eskişehirspor Eski Sportif Direktörü Ümit Karan, Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay ve Diyarbakırspor Eski Başkanı Abdurrahman Yakut’un tahliyesine karar verildi.

Mahkeme Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun tutukluluklarının devamına karar verdi. Tahliye edilen sanıklara yurt dışı yasağı konuldu.

Ayrıca Emenike, Hikmet Karaman, Levent Eriş, Mahmut Boz, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım ve Murat Şahin hakkındaki seyirden yasak kararı kaldırıldı.

Şike Davasında Serdal Adalı Tahliye Edildi

Şike Davasında  Serdal Adalı Tahliye Edildi 
Tahliye olan isimler şöyle:
Tayfur Havutçu (seyir yasağı kalktı)
Serdal Adalı
İbrahim Akın (seyir yasağı kalktı)
İskender Alın (seyir yasağı kalktı)
Ümit Karan
Korcan Çelikay (seyir yasağı kalktı)
Ahmet Ateş
Abdurrahman Yakut


Aziz Yıldırım'ın tahliye talebi ise reddedildi. Bu isimlerin tahliyesine karar verildi ancak yurt dışı yasağı konuldu.

Şike Davasında İskender Alın Tahliye Edildi

Şike Davasında  İskender Alın Tahliye Edildi 
Tahliye Olan İsimler 
Tayfur Havutçu (Seyir yasağı kalktı), Serdal Adalı, İbrahim Akın (Seyir yasağı kalktı), İskender Alın (Seyir yasağı kalktı), Ümit Karan, Korcan Çelikay (Seyir yasağı kalktı), Ahmet Ateş, Abdurrahman Yakut.

Şike Davasında Abdurrahman Yakut Tahliye Edildi

Şike Davasında  Abdurrahman Yakut Tahliye Edildi 
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya ilişkin tensip incelemesini tamamladı. Mahkeme heyeti, Beşiktaş yöneticisi Serdal Adalı, Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu, Ümit Karan, İbrahim Akın, Ahmet Ateş, İskender Alın, Korcan Çelikay, Abdurrahman Yakut'un tahliyesine karar verdi.

Mahkeme tahliyelere gerekçe olarak şike yasasında yapılan yeni değişiklikleri gösterdi.

Şike Davasında İbrahim Akın Tahliye Edildi

Şike Davasında İbrahim Akın Tahliye Edildi 

Şike Davasında Tayfur Havutçu Tahliye Edildi

Şike Davasında Tayfur Havutçu Tahliye Edildi  
Şike soruşturması kapsamında tutuklu bulunanlardan aralarında Tayfur Havutçu, İbrahim Akın ve Serdar Adalı'nın bulunduğu 8 kişi  kişi tahliye edildi. Aziz Yıldırım'ın tahliye isteği ise  red edildi.

ŞİKE DAVASINDA 8 TAHLİYE !
Tayfur Havutçu, İbrahim Akın ve Serdar Adalı'nın da içinde bulunduğu 8 isim tahliye edildi.

 Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya ilişkin tensip incelemesini tamamladı.

Futbolda şike soruşturmasında tutuklanan isimlerden Ümit Karan, Serdal Adalı, Korcan Çelikay, Ahmet Ateş, İskender Alın, Abdurrahman Yakut, İbrahim Akın, Tayfur Havutçu'nun tahliyesine karar verildi.

Bu isimlere yurt dışı yasağı konuldu. Tahliye kararının gerekçeleri "atılı suçun mahiyeti" "mevcut delil durumu" "tutuklulukta geçen süre" "yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.

Aziz Yıldırım'ın tahliye talebi ise reddedildi.

BEŞİKTAŞ'TA BAYRAM HAVASI

Mahkeme heyeti, Beşiktaş Futbol Komitesi Başkanı ve Asbaşkan Serdal Adalı, Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu ve Beşiktaş Protokol Müdürü Ahmet Ateş'in tahliyesine karar verdi.

93 sanığın olduğu soruşturmaya ilişkin iddianame cuma günü kabul edilmişti.

Serbest bırakılanlara yurtdışına çıkış yasağı konuldu.

İlk duruşma 14 Şubat'ta Silivri'de yapılacak. Tahliye edilenler ilk duruşmaya tutuksuz olarak katılacak.

TAHLİYE SEBEBİ

Tahliye gerekçesi tutuklulukta geçen süre ve yasanın değişmesi. Şike davası kapsamında savcılık tarafından konulan statlara giriş yasakları kaldırıldı. Şike davasının ilk duruşması 14 Şubat'ta Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda yapılacak.

Şike davasında verilen tahliye kararının gerekçeleri "Atılı suçun mahiyeti" "Mevcut delil durumu" "Tutuklulukta geçen süre" "Yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.

DEĞİŞEN ŞİKE YASASI GEREKÇE GÖSTERİLDİ

Mahkeme heyeti tahliye kararına gerekçe olarak şike yasasında yapılan ve TBMM'de jet hızıyla yapılan değişikliği gösterdi.

SERBEST BIRAKILAN İSİMLER

Korcan Çelikay,
İbrahim Akın,
Serdar Adalı,
Tayfur Havutçu,
Ümit Karan
Abdurrahman Yakut
Ahmet Ateş
İskender Alın

SEYİR YASAĞI KALDIRILAN İSİMLER

İbrahim Akın, İskender Alın, Ümit Karan, Korcan Çelikay, Cengiz Demirel, Doğan Ercan, Emmanuel Emenike, Fatih Akbaba, Gökçek Vederson, Hikmet Karaman, Mahmut Boz, Mehmet Şen, Mustafa Ulaş Ortakkaya, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Şükrü Ongan, Zafer Önder İpek, Sercan Yıldırım, Murta Şahin veTayfur Havutçu'nun seyir yasağı da kaldırıldı.

Mahkeme, aralarında Tayfur Havutçu, İbrahim Akın, Emmanuel Emenike, Gökçek Vederson, Sercan Yıldırım, Sezer Öztürk, Ümit Karan ve Korcan Çelikay gibi isimlerin de bulunduğu 68 şüpheliye konulan statlara giriş yasağını kaldırdı.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener'in stada giriş yasağı ise kalkmadı.

SADRİ ŞENER'DEN İLK AÇIKLAMA

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şener; şike operasyonu kapsamında iddianamenin açıklanmasından sonra yasaklarırn kalkması ve tahliyelerin başlaması üzerine DHA'ya yaptığı kısa açıklamada, "Biz baştan beri adalete güveniyoruz demiştik. Buyrun söylediğimiz cümle ve ortaya çıkan son durum ortada" dedi.

Şener, yaptığı açıklamada, "Ancak son günlerde medyada hakkımda çıkan bazı yakıştırmalara çok üzüldüğümü de belirtmek isterim" dedi.

HAVUTÇU BEŞİKTAŞ'IN BAŞINA GEÇEBİLECEK

Seyir yasağı kalkan statlara giriş yapabilecekler. Tayfur Havutçu istenmesi durumunda Beşiktaş'ın başına geçebilecek.

TUTUKLU SAYISI 23'E İNDİ

3 Temmuz'da başlayan soruşturma kapsamında aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da olduğu toplam 31 kişi tutuklanmıştı. Son tahliyelerle birlikte tutuklu sayısı 23'e indi.

VEDERSON'UN DA YASAĞI KALKTI

Bursasporlu Gökçek Vederson'un yasağı kalktı. Bu akşamki Fenerbahçe maçında teknik direktör Ertuğrul Sağlam'ın görev vermesi halinde forma giyebilecek.

Ayrıca Emenike, Hikmet Karaman, Levent Eriş, Mahmut Boz, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım ve Murat Şahin hakkındaki seyirden yasak kararı kaldırıldı.

GÖZLER ÇANKAYA KÖŞK'ÜNDE

Sürpriz tahliyeler yaşanırken gözler Köşk'e çevrildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün veto ettiği Şike Yasası aynen Köşk'e gönderilmişti. Yasa aynen geçtiği için Gül'ün bu kez veto hakkı bulunmuyor. Ancak Gül yasayı Anayasa Mahkemesi'ne veya referanduma götürebilir.

NESLİHAN HAVUTÇU MUTLULUKTAN AĞLADI

Tayfur Havutçu'nun eşi Neslihan Havutçu haberi Süleyman Seba'nın yeğeni İlhan Girişken ve avukatından öğrendiği sırada hıçkırıklara boğuldu. Neslihan Havutçu, Metris'e doğru yola çıktı.

SÜLEYMAN SEBA: "ALLAH'IMA ÇOK ŞÜKÜR "

Beşiktaş'ın Onursal Başkanı ve Havutçu'nun dayısı Süleyman Seba, yeğeninin tahliyesini telefonda duyar duymaz, "Allah'ıma çok şükürler olsun" diyerek telefonunu kapattığı öğrenildi. Seba'nın "Artık yeğenimin evine yarın giderim" dediği de belirtildi.

DEMİRÖREN: SEVİNCİMİZ SONSUZ

Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören; Serdar Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş'in tahliye haberini, Londra'ya gitmek üzereyken öğrendi. Demirören, "Onlar içirede biz dışarıda acıyı çektik, sevincimiz sonsuz. Camiamıza Allah hiçbir zaman böyle bir durum yaşatmasın" dedi.

ŞEVKİ ADALI: KAVUŞMA ANINI BEKLİYORUZ

Serdar Adalı'nın ağabeyi Adalı Holding Yönetim Kurulu Murahhas Aza'sı Şevki Adalı, Metris Cezaevi önünde yaptığı açıklamada, "Ailece bundan daha iyi bir haber alamazdık, bir an önce işlemlerinin bitmesini ve biricik kardeşimize kavuşacak anı bekliyoruz" dedi.

DURUŞMA TARİHİ DE KESİNLEŞTİ

Futbolda şike iddialarına ilişkin 31'i tutuklu 93 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması, 14 Şubat 2012 tarihinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde yapılacak.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın ilk duruşmasının 14 Şubat 2012'de Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılmasını kararlaştırdı. Kaynak haber3.com 

Şike Davasında 8 Kişi Tahliye Edildi

Şike Davasında 8 Kişi Tahliye Edildi 
Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı, Teknik Direktör Tayfur Havutçu, Beşiktaş Protokol Müdürü Ahmet Ateş, İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcular İbrahim Akın ve İskender Alın, Eskişehirspor Eski Sportif Direktörü Ümit Karan, Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay ve Diyarbakırspor Eski Başkanı Abdurrahman Yakut’un tahliyesine karar verildi.


Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, futbolda şike iddialarına ilişkin davada, Beşiktaş Jimnastik Kulübü yöneticisi Serdal Adalı ve teknik direktörü Tayfur Havutçu’nun da aralarında bulunduğu 8 kişinin tahliyesine karar verdi.

Futbolda şike soruşturmasında tutuklanan isimlerden Ümit Karan, Serdal Adalı, Korcan Çelikay, Ahmet Ateş, İskender Alın, Abdurrahman Yakut, İbrahim Akın, Tayfur Havutçu'nun tahliyesine karar verildi. Bu isimlere yurt dışı yasağı konuldu. Tahliye kararının gerekçeleri "atılı suçun mahiyeti" "mevcut delil durumu" "tutuklulukta geçen süre" "yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.
Aziz Yıldırım'ın tahliye talebi ise reddedildi.

Şike soruşturmasında iddianamenin çıkması sonrasında sürpriz tahliyeler yaşandı.

Tahliye olan isimler şöyle:
Tayfur Havutçu (seyir yasağı kalktı)
Serdal Adalı
İbrahim Akın (seyir yasağı kalktı)
İskender Alın (seyir yasağı kalktı)
Ümit Karan
Korcan Çelikay (seyir yasağı kalktı)
Ahmet Ateş
Abdurrahman Yakut

Şike soruşturmasında tutuklu olan Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve İbrahim Akın'ın da aralarında olduğu toplam 8 kişi tahliye edildi. Ümit Karan, Serdal Adalı, Korcan Çelikay, Ahmet Ateş, İskender Alın, Abdurrahman Yakut, İbrahim Akın, Tayfur Havutçu'nun tahliyesine karar verildi. Bu isimlere yurtdışı yasağı getirildi.

Tahliye gerekçesi

Tahliye kararının gerekçeleri "atılı suçun mahiyeti" "mevcut delil durumu" "tutuklulukta geçen süre" "yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.

93 sanığın olduğu soruşturmaya ilişkin iddianame cuma günü kabul edilmişti. İlk duruşma 14 Şubat'ta Silivri Cezaevi'nde görülecek. Bazı şüpheliler hakkındaki statlara giriş yasağı da kaldırıldı.

HAVUTÇU BEŞİKTAŞ'IN BAŞINA GEÇEBİLECEK

Seyir yasağı kalkan statlara giriş yapabilecekler. Tayfur Havutçu istenmesi durumunda Beşiktaş'ın başına geçebilecek.

TUTUKLU SAYISI 23'E İNDİ

3 Temmuz'da başlayan soruşturma kapsamında aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın da olduğu toplam 31 kişi tutuklanmıştı. Son tahliyelerle birlikte tutuklu sayısı 23'e indi.

68 kişiye izin

Şike soruşturması kapsamında yapılan tahliyeler sonrasında bazı isimlerin de statlara giriş yasağı kalktı.

Mahkeme, aralarında Tayfur Havutçu, İbrahim Akın, Emmanuel Emenike, Gökçek Vederson, Sercan Yıldırım, Sezer ÖztürkÜmit Karan ve Korcan Çelikay gibi isimlerin de bulunduğu 68 şüpheliye konulan statlara giriş yasağını kaldırdı.

Vederson'un yasağı kalktı

Bursasporlu Gökçek Vederson'un yasağı kalktı. Bu akşamki Fenerbahçe maçında teknik direktör Ertuğrul Sağlam'ın görev vermesi halinde forma giyebilecek.

Ayrıca Emenike, Hikmet Karaman, Levent Eriş, Mahmut Boz, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım ve Murat Şahin hakkındaki seyirden yasak kararı kaldırıldı. Odatv.com

Şike Davasında Ümit Karan Tahliye Edildi

Şike Davasında Ümit Karan Tahliye Edildi
'Şike Davası'nda 8 tahliye!
Şike soruşturması kapsamında tutuklu bulunan aralarında Serdar Adalı, Ahmet Ateş, İbrahim Akın ve Ümit Karan'ın da bulunduğu 8 şüpheli için tahliye kararı çıktı.

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, davaya ilişkin tensip incelemesini tamamladı. Mahkeme heyeti, "Futbolda şike" soruşturması kapsamında tutuklu bulunan aralarında Tayfur Havutçu, İbrahim Akın, Ahmet Ateş, Ümit Karan ve Serdar Adalı'nın da bulunduğu 8 kişi için tahliye kararı verdi. Şike’den yargılanan 20 kişi için ise maçlardaki seyir yasağı kaldırıldı.

Mahkemenin tahliye kararında Köşk'te bekleyen Şike Yasası da gerekçe olarak gösterildi. Tahliye kararının gerekçeleri "atılı suçun mahiyeti" "mevcut delil durumu" "tutuklulukta geçen süre" "yasanın değişiklilik hali" olarak belirtildi.(İSTANBUL)

KİMLER SERBEST KALDI?

Tayfur Havutçu, Serdar Adalı, İbrahim Akın, İskender Alın, Ümit Karan, Korcan Çelikay, Ahmet Ateş ve Abdurrahman Yakut'un serbest kalmasıyla 'Şike soruşturması' kapsamında tutuklu bulunanların sayısı 23'e indi.

Öte yandan Emmanuel Emenike, Hikmet Karaman, Levent Eriş, Mahmut Boz, Serdar Kulbilge, Sezer Öztürk, Sercan Yıldırım ve Murat Şahin'in de dahil olduğu 20 kişi hakkındaki seyir yasağı kararı da kaldırıldı.

Tahliye kararlarını Doğan Haber Ajansı(DHA)'na değerlendiren Beşiktaş JK Başkanı Yıldırım Demirören, "Onlar içeride, biz dışarıda acıyı çektik, sevincimiz sonsuz. Camiamıza Allah hiçbir zaman böyle bir durum yaşatmasın" dedi.

GÜL: ANAYASAYA AYKIRI DEMEDİM

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Romanya Devlet Başkanı Traian Basescu ile düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin kamuoyunda ''şiddet yasası'' olarak bilinen Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un Mecliste aynen kabul edildiğini anımsatarak, ''Bu yasaya ilişkin tavrınız önceki gibi mi olacak?'' şeklindeki sorusu üzerine Gül, Basescu'nun konu hakkında fikir sahibi olması için, tercümandan kısa bir özet yapmasını istedi. Gül, yasanın sadece şikeyi değil, sporda şiddetin önlenmesi ve bahis konularında yeni düzenlemeleri kapsayan bir yasa olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, ''Ben veto gerekçemde söylemiştim, ceza siyasetini Meclis belirler. Geri gönderirken 'bir daha gözden geçirin' demiştim ama Meclis de buna ihtiyaç duymadı, ceza siyasetini bu şekilde belirlemiş oldu ve bana geri gönderdi. Benim de artık Anayasa'ya göre yapacağım bellidir. Bir anayasal konu değil, Meclisin ceza siyasetini takdir etmesiyle ilgili bir konu'' dedi. evrensel

Şike Davasında Tahliye Edilenlerin İsimleri

Şike Davasında Tahliye Edilenlerin İsimleri
Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı,
Teknik Direktör Tayfur Havutçu,
Beşiktaş Protokol Müdürü Ahmet Ateş,
İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcu İbrahim Akın

İstanbul Büyükşehir Belediyesporlu futbolcu  İskender Alın,

Eskişehirspor Eski Sportif Direktörü Ümit Karan,
Sivasspor kalecisi Korcan Çelikay
Diyarbakırspor Eski Başkanı Abdurrahman Yakut

Deniz Gezmişin İdam Kararının Verildiği Mahkemedeki Hiç Yayınlanamış Resimleri



Deniz Gezmiş'in hiç yayınlanmamış fotoğrafları
Ankara'da koleksiyoncu Muhammet Yüksel'in arşivinde, 6 Mayıs 1972'de idam edilen Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş'in bugüne kadar fazla bilinmeyen fotoğrafları bulunuyor.


Muhammet Yüksel, arşivinde yer alan fotoğraflarda, Deniz Gezmiş’in mahkemeye götürülürken koridorlarda askerlerle tartışması, mahkeme salonunda hakim karşısında görüldüğünü söyledi.


Üzerinde beyaz gömlek bulunan Gezmiş’in mahkeme koridorlarında kendini götüren askerlerle tartışması ve hakim karşısına çıktığında da oldukça sakin duruşu dikkat çekiyor. Koleksiyoncu Muhammet Yüksel, arşivindeki fotoğraflarla ilgili olarak bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmadığını öne sürerek şöyle dedi:



"Deniz Gezmiş, hakkında idam kararı verildiği mahkemeye götürülürken oldukça sakin görünüyor. Mahkeme koridorunda kendisini itekleyen askerlerle tartışıyor. Burada bir askerin Gezmiş’e vuracakmış gibi elini kaldırdığı görülüyor. Ancak, ona rağmen Gezmiş oralı bile olmuyor."


Deniz Gezmiş’in düğüne gider gibi idama gittiğinin fotoğraflarda da görüldüğünü kaydeden Yüksel, şöyle devam etti:



"Onurlu bir duruş, o güzel şeyler için, ülkesi için, daha doğru şeylerin bu ülkede olması için canını verdi. Tüm fotoğraflarda Gezmiş’in onurlu duruşu ve hiç pişmanlık duymadığı görülüyor. Çünkü o ülkesi için, inandığı doğru şeyler için ölüme gittiğinin bilincindeydi."

GEZMİŞ’İN ANISINA SERGİ

6 Mayıs 2012 tarihinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 40’ıncı yıldönümü olduğunu hatırlatan Yüksel, "Gezmiş’in anısına sergi açmayı düşünüyorum. Elimde Gezmiş’in yayınlanmamış çok sayıda fotoğrafı var. Bu arada elinde Gezmiş ve arkadaşlarıyla ilgili bilgi, belge, fotoğraf olan varsa, onların da bana ulaşmasını rica ediyorum. Sergide onlara da yer vereceğim" dedi.radikal

11 Aralık 2011 Pazar

Turplar Vadisi İzle Turplar Vadisi Video İzle Turplar Vadisi Filmi İzle

Turplar Vadisi İzle Turplar Vadisi Video İzle Turplar Vadisi Filmi İzle, Turplar Vadisi Filmi İzle İndir, Turplar Vadisi Video İndir İzle, Turplar Vadisi Filmi İzle İndir.


Turplar Vadisi
Bu da Turplar Vadisi! İşte rekor kıran görüntüler!
Osmaniye’nin Kadirli ilçesi sakinleri, Turplarının tanıtımı için bir dizi çekti. İnternette fenomen oldu… 

Turplar Vadisi


  •  

Türkiye’nin turp ihtiyacının yüzde 70’ini karşılayan Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde turpun tanıtımını yapmak için “Kurtlar Vadisi” dizisinden esinlenip “Turplar Vadisi” ismiyle 2 bölümlük film çeken ilçe sakinlerinin dizisi internette izlenme rekorları kırıyor. Yaklaşık 10 yıldır yayında olan ve bir çok kanalda yer alan Kurtlar Vadisi dizisi Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki turp girişimcilerini esin kaynağı oldu. Turpuyla ünlü Kadirli ilçesindeki girişimci Ekrem Bayazıtoğlu, İlyas Belkuş ve Refik Güler çalışanlarıyla birlikte turp tanıtımı yapmak için kolları sıvadı. Bir kameraman kiralayan girişimciler, Kurtlar Vadisi dizisinden uyarlama “Turplar Vadisi” isimli 2 bölümlük dizi film çekmeye başladı. Kurtlar Vadisi dizisininmüziklerini kullanan girişimciler, dizinin başında turpların nasıl sofralara geldiğini fotoğraflarla anlattı.

Dizide senaryo gereği “mal” diye tabir ettikleri turp satışı için kollar sıvandı. Malı alacak silahlı iki grupta satışının yapılacağı yere doğru hareket ediyor.

Sakin bir yerde buluşan gruptan biri turpu poşetten çıkartıp bıçakla keserek tadına bakıp gerçek turp olup olmadığını kontrol ediyor. Ancak turpun gerçek turp olmadığına karar vererek kandırıldıklarını söyleyip havaya ateş açıyor. Bu nedenle iki grup arasında çatışma çıkıyor. Bir süre çatışma devam ederken arkadan elinde turpla gelen bir kişi “İşte gerçek turp burada Kadirli turpu burada” diyerek turpları taraflara fırlatıp onları olay yerinden kovalıyor.

Girişimcilerin sanal alemde paylaştığı iki bölümden oluşan dizi filmi, kısa sürede izlenme rekorları kırdı.
Kaynak MEDYAFARESİ  

19 Kod Sistemi Ve Atatürk


19 Kod Sistemi Ve Atatürk 
Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı üzerinde, 19 sayısı ile alakalı çeşitli çalışmalar vardır.
Bu çalışmalar bazı kitaplara da konu olmuştur (Örn: Kur'an,İslamiyet, Atatürk ve 19 Mucizesi Cenk Koray)
Atatürk hayatından tarih ve sözlerin, 19 ile bağlantısı hakkında da bazı örnekler;
Doğum tarihi: 1881 (19x99)
Ölüm tarihi:1938 (19x102) de 57 (19x3) yaşında.
Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı kabul edilen Samsun'a çıkması 19 Mayıs 1919.
Cenaze töreninde 19 notalı 19'uncu şopen marşı çalındı.
Mareşal ve Gazilik unvanını 19 Eylül 1921'de aldı.
Çanakkale Savaşı'nda 19'uncu fırka' yı (tümen) kurmuş ve komuta etmiştir. Ayrıca 38'inci (19x2) piyade alay komutanlığı ve 57'inci (19x3) piyade alay komutanlığı yaptı.
Atatürk'ün bu sözleri olan, "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " ile "İSTİKBAL GÖKLERDEDİR" 19 harftir.
İsminin harf sayısı: 19'dur. "Mustafa Kemal Atatürk."

Kutsal kitaplarda  19 Sayısı
Semavi dinler (İbrahimi dinler) diye adlandırılan dinlerin kitapları içinde 19 rakamı özeldir.
Her ne kadar İncil' de böyle bir özellik görülmese de Tevrat (Tora) ve özellikle Kur'an 'da 19 rakamı üzerine çok sayıda çalışma vardır.

Tevrat'ta  19 Sayısı
19 sayısının üzerine bir sistem, 11. yüzyılda yaşayan bir Yahudi hahamı (Rabbi Judah) tarafından ortaya konmuştur. Tevrat'ın dualarından birisinde tesbitlerde bulunmuştur.
Judah Rabinin (baş hahamın) çalışmaları, 1978 yılında Californiya Üniversitesi yayınları arasında yayınlanan Studies in Jewish Mysticism adlı bir kitapta incelenir.

Kur'anda 19 Sayısı
Kur'an 'ın 74. suresi olan, Müdessir (Gizlenen/Bürünen) Suresi'nin 30. ayetinde 'Ondokuz' ibaresi aynen geçer.

74:30 Üzerinde ondokuz vardır onun.
30. ayeti takip eden ayette ise 'bekçi meleklerinin sayısı' şeklinde bir ifade bulunmaktadır. Ard arda gelen ayetler olması sebebi ile bir önceki ayete istinaden bu sayının 19 olduğu belirtilmiştir.

Ayrıca 31. ayette bu sayının (meleklerin sayısı 19'u) ; 1inkar edenler için bir imtihan, 2kitap verilenlerin süphelerini gidermesi, 3inananların imanlarını arttırması için işaret edildiği belirtilir. Ayrıca 4 kalplerinde hastalık bulunanlar da 'Bu örnekle ne demek istendi' demeleri için bir işaret olduğu belirtilir.

74:31 Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki, kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.

Her ne kadar bu ayeti bir referans kabul etmeyip, bu rakamı özel bulmayanlar olsa da 19 rakamının Kur'an 'da geçişi; bazı kelimelerin ve harflerin tekrar sayılarının 19'un katı olması kayda değerdir...

Örnekler;
Kuran’da 114 Sure vardır (6x19). 114 ün çarpanları olan 6 ve 19 oluşturduğu 619 sayısı ise 114. asal sayıdır.[5]Asal Sayılar Listesi
Kur'an 'ın başlangıcında yer alan Besmele(Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla) tamlaması bütün Kur'an nüshalarında 114 (6x19) kez geçer. (Bütün surelerin başında olupta, 9. surenin başında yer almayan Besmele ise, Neml (Karınca) Suresi'nin 30. ayetinde yer alır)
Besmele'nin arapça yazılışı olan (Bismillahirrahmanirrahim) 19 harftir.*Üzerinde ihtilaf vardır.
İlk vahiy olarak kabul edilen 96. surenin ilk 5 ayeti, toplam 19 kelimedir. 19 kelimelik ilk vahiy 76 (19 x 4) harftir.
İlk vahiy barındıran 96. Alak Sure'si toplam 19 ayettir. Alak, aynı zamanda sondan 19. sure ve 304 (16 x 19) harfdir.
Son vahiy olarak kabul edilen 110. Nasr Suresi 19 kelimedir ve ilk ayet 19 harften oluşmaktadır.
Bazı surelerin başında bulunan harflerle alakalı olarak: Giriş ayetlerinde Kaf (ق) harfi bulunanan sureler olan; 42. Şura Suresinde 57 (3x19), 50. Kaf Suresinde 57(3x19) adet Kaf (ق) harfi bulunur....

Türk İş Genel Başkanı Yine Kumlu Oldu Sendikal Güçbirliği Nasıl Hareket Edecek


TÜRK-İŞ'te Mustafa Kumlu yeniden seçildi

TÜRK-İŞ 21. Olağan Genel Kurulu'nda Mustafa Kumlu, yeniden Genel Başkanlığa seçildi.

Ankara Büyük Anadolu Hotel'de 8 Aralık'ta başlayan TÜRK-İŞ 21. Olağan Genel Kurulu, bugün yapılan seçimin ardından sona erdi. Seçimde, 362 delegenin tamamı oy kullandı. Oyların 350'si geçerli sayıldı. Oyların 223'ünü Mustafa Kumlu, 127'sini ise Sendikal Güçbirliği Platformu'nun desteğiyle aday olan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın aldı.

Bu sonuçla Musafa Kumlu, yeniden TÜRK-İŞ Genel Başkanı seçildi.

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu da şu isimlerden oluştu:

"Genel Sekreter Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat, Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar."

Sonuçlara bakıldığında Güçbirliğine doğrudan katılmış olan sendikaların dışından da oy aldığı görülen Öztaşkın'ın ve Güçbirliği'nin bundan sonra nasıl hareket edecekleri merakla bekleniyor. Temmuz 2011 tarihinde Basın-İş, Belediye-İş, Deri-İş, Hava-İş, Petrol-İş, Kristal-İş, TÜMTİS, Tekgıda-İş, Tezkoop-İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın katılımıyla kurulan Sendikal Güçbirliği Platformu Türk-İş Genel Kurulu'na kadar Türkiye'nin dört bir yanında binlerce işçinin katıldığı bölge toplantıları gerçekleştirmişti. Bu toplantılarda yapılan çağrılarda, bu Platformun amacının sadece Türk-İş Genel Kurulu'na yönelik bir muhalefet olmadığı, sonuç ne olursa olsun, bu Platformun Türk-İş Genel Kurulu sonrasında da sendikal hareketin mücadeleci bir eksende yeniden yapılanması için çalışmalarına devam edeceği vurgulanmıştı.

EmekDunyasi.Net/Ankara

Türk İş Başkanlığı'na Seçilen Mustafa Kumlu'yu Cumhurbaşkanı Ve Başbakan Kutladı



Türk-İş, ”Kumlu'yla devam” dedi 
TÜRK-İŞ 21. Olağan Genel Kurul'u sona erdi. Mustafa Kumlu, yeniden Genel Başkanlığa seçildi.

Büyük Anadolu Hotel'de 8 Aralık'ta başlayan TÜRK-İŞ 21. Olağan Genel Kurulu, bugün yapılan seçimin ardından sona erdi. Seçimde, 362 delegenin tamamı oy kullandı. Oyların 350'si geçerli sayıldı. Oyların 223'ünü Mustafa Kumlu, 127'sini ise Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın aldı.

Bu sonuçla Musafa Kumlu, yeniden TÜRK-İŞ Genel Başkanı seçildi.

TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu da şu isimlerden oluştu:

"Genel Sekreter Pevrul Kavlak, Genel Mali Sekreter Ergün Atalay, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Nazmi Irgat, Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar."

Sonuçların açıklanmasının ardından taraflar birbirini kutladı.

Kumlu'dan birlik mesajı
TÜRK-İŞ Genel Başkanlığına yeniden seçilen Mustafa Kumlu, yeniden genel başkanlığa seçilmesinin ardından yaptığı teşekkür konuşmasında, TÜRK-İŞ için artık yeni şeyler söylemenin zamanı olduğunu ifade etti.

Genel kurulun etkilerinden arınıp tek yürek, tek yumruk halinde dev sorunların çözümü için el ele yürümeleri gerektiğini belirten Kumlu, "Biz birlik ve bütünlük içinde oldukça, tek bir yürek, tek bir ses oldukça önümüzde hiç kimse, hiçbir güç duramayacaktır" dedi.

TÜRK-İŞ genel kurullarında kazananın ve kaybedeninin olmadığını dile getiren Kumlu, "Protestolarla, sloganlarla, yapılan konuşmalarla genel kurulumuza TÜRK-İŞ topluluğunun her rengi yansımıştır. Tabanında her türlü eğilimi barındıran TÜRK-İŞ'e yakışan da budur" diye konuştu.

Erdoğan ve Gül'den kutlama
Öte yandan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, TÜRK-İŞ Genel Başkanlığına yeniden seçilen Mustafa Kumlu'yu kutladı. Erdoğan, Kumlu'ya TÜRK-İŞ 21. Olağan Genel Kurul sonucu yeniden genel başkan seçilmesinden dolayı bir kutlama mesajı gönderdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de TÜRK-İŞ Genel Başkanlığına yeniden seçilen Mustafa Kumlu'yu kutladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Gül, Kumlu'ya telgraf göndererek, tebrik etti ve başarılar diledi.

Gül, ayrıca Kumlu'yla bir de telefon görüşmesi yaptı.Kaynak: dunya.com

Hayat Devam Ediyor Hayat Hamile Mi


Hayat Hamile Olabilir Mi?
Hayat devam ediyor dizisinde şimdide ‘Hayat hamile mi?’ söylentisi ortaya çıktı.
Medya ve bir kaç sosyal paylaşım sitelerinde Hayat devam ediyor dizisi ile ilgili şuan en çok konuşulan konu ”Hayat hamile olabilir mi?” oldu. Özellikle Facebook ve Twitter gibi yerlerde paylaşılan hatta üzerine anket bile yapılan konuyu görünce şaşırmıştım. Bir ihtimal hamile olma olasılığı var diyorum. Ama kesinlikle Abbas’tan değildir. Olursa Kerem’den olma olasılığı çok yüksektir.

Hayat Abbas’tan Hamile mi?
Abbas, Hayat’ı ölesiye sevdi hatta çok beğendi ölürken bile hayalinde Hayat vardı. Fakat en çok istediği cinsel temas olayını başaramamıştı. O yüzden Hayat’ın Abbas‘tan hamile olma olasılığı bence çok zayıf hatta hiç diyebiliriz çünkü aralarında cinsellik gibi bir konu olmadı hiç.

Hayat Kerem’den Hamile mi?
Dizinin 1. bölümünde Kerem ile Hayat birbirlerini çok seven bir çift rolünü sergiliyordu. İkiside o kadar çok seviyorlardı ki Hayat, Kerem’e teslim etmişti kendisini küçük yaşta olmasına rağmen. Hayat eğer dizide hamile kalırsa kesinlikle Kerem’den kalacaktır. Dizi gidişatı neyi gösterir bilemeyiz ama söylentiler ve çıkan haberler üzerine bu da bizim kendi tahminimiz diyorum. Kaynak:www.hayatdevamediyor.gen.tr

Zaman Gazetesi Başbakan'ı Ağır Dille Eleştirdi



 Zaman Gazetesi Başbakan'ı Ağır Dille Eleştirdi

Zaman Gazetesi A. Turan Alkan'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Eleştiren Yazısı



Zaman Gazetesinden A. Turan Alkan'ın  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı  Eleştiren Yazısı:

Şike koalisyonu ve yeni anayasa
Burç FM ve Mehtap TV'deki programlar için, dönüşü de hesaba katarsak bir hafta içinde en az dört kere Başbakan'ın Kısıklı'daki evi civarından geçiyorum demektir.

Önce annesinin vefâtında, ardından geçirdiği ameliyat sonrasında, Kısıklı'daki sokağın ağzında bekleşen ziyaretçi kalabalığını her görüşümde içimden, uğrayıp geçmiş olsun demek hissi geçti. Çok sahici ve samimi bir arzuydu bu; dar zamanlarda gösterdiği kavî duruşu, dirâyeti ve baş üstüne koyduğu yüksek değerlerdeki ortaklığımız zamanla gıyâbî bir muhabbet peydâ etti.


Eminim ki, son seçimlerde şöyle bir kımıldanan yüzde 50 meyânında pek çok insan, hattâ daha fazlası bu düşünceleri paylaşıyor; bir geçmiş olsun telgrafı çekseler bile Başbakan'ın eline değmeyeceğini bildiklerinden daha sağlam bir "posta" usûlünü tercih ederek iyi niyetlerini dua zarfına sarıp yolluyorlar. Bu duaların ne mânâya geldiğini en iyi Başbakan bilir.

Yapamadım, bir "Devletlû" değil bir başbakan, kırk yıllık arkadaşınız olsa bile, sair zamanlardaki hukuku bulmak kabil olmuyor. Bir şeyler incinip dökülmesin diye ertelenmiş ziyaretler vardır. Öyle oldu, herkes gibi ben de hayır dua postalarına müracaat ettim. Geçmiş olsun Sayın Başbakan; tez zamanda şifâ bulup dümene geçmenizi temenni ediyorum.

Başbakan rahatsızken çok garip işler oldu; "Başbakan hastalandı da böyle oldu" dedirtecek işler değil doğrusu; aksine Başbakan'ın karar ve direktifiyle böyle oldu. Duyduğumuza göre Başbakan, partisinde kanunun inatla aynen geçmesine karşı çıkan isimleri arayıp "Aynen" konusunun altını çizmiş, ardından konuşma yasağı koymuş. Parti yöneticileri de gruba, "Değişikliğin altındaki imza Başbakan'ın imzası demektir, ona göre ha!" diye sert çıkmış. Bunun üzerine vekiller, genel kurul oylamasına girerek Başbakan'a "görünmek" gerektiğine hükmetmişler.

Başbakan'a görünmek?..

Ne için, ne uğruna? Çıkarılan kanun, 70 milyonun hukukuyla ilgili kapsamlı bir düzenleme değil ki, neticede birkaç yüz futbol yöneticisini, daha özel planda üç-beş ismi rahatlatmayı amaçlıyor.

"Şikecileri göstere göstere affettiler" dedirtmeye değer mi bilmem.

Bana çok anlamsız, hatta saçma-sapan görünüyor fakat Başbakan'ın konuya farklı bir mânâ verdiği anlaşılıyor. Böyle hâllerde, "Vardır büyüklerimizin bir bildiği zâhir!" der geçerdik: "Şey"lerin içini açıp bakmayı öğreneliberi artık geçmiyoruz. Vardır bir hikmeti değil, "Nedir yahu hikmeti?" diye taaccüp ediyor, "Bu aziz o kadar muazzez midir?" diye hayretlere gark oluyoruz.

Doğrusunu söyleyeyim mi, haddizâtında Başbakan'ın fındıkkabuğu kadar cirmi olmayan bir mesele için amme efkârından değil de futbol baronlarından yana tavır koymasına hem çok şaşırdım, üzüldüm ve kırıldım; bana öyle göründü ki şu dört yıllık ustalık döneminde Başbakan, kendi kariyer çizgisini milletin hukukundan daha fazla ciddiye alabilir pekâlâ.

Şike kanununda gösterdiği sert kararlılık ve direnç, metânetin değil aslında bükülüşün emâresidir.

Şikecilerin cezasında indirim yapılıp yapılmayacağı, ilk duruşmada salıverileceklerine dair gûft u gûların artık hiç bir kıymet-i harbiyesi yok: Şikecilerin cezasından "Yüksek ve ince siyâsetle" tenzil olunan cezâlar, yarın kamuoyu tarafından karara imza koyanların hesabına ilâve ediliverir. İmza koyanlar derken elbette diğer iki muhalefet partisini kasdediyor değilim; onlar ki birisi doğrudan AK Parti'yi kapattırmak için devrin yüksek yargısıyla kaş-göz imâlarına girişmiş, diğeri ise başörtüsünde iktidarı "Fak"a bastırıp kapattırılması ihtimâlini "Çalgı-çengi" refakatinde gülerek seyretmişti. Ne güzel kader arkadaşlarıdır bunlar AK Parti için!

Durmayınız efendim, yola devam; ustalık devri denilen demek bu imiş!

Sayın Başbakan, küçük bir hatır meselesi için daha büyük bir hâtırı kaale almamaya karar verdi. Bir şartla anlar ve affederim kendi nâmıma: Eğer hâlâ vazgeçilmedi ise yeni anayasa çalışmalarında, şike kanununda sizi can-baş ile destekleyen CHP ve MHP'yi ortak çalışmaya ikna edip, vaadiniz üzre yeni anayasayı yaparsanız ferâsetinize şapka çıkartacağım...

Aksi takdirde, "Bir başbakan vardı" deyip üzüleceğiz.zaman/A. Turan Alkan

Türk İş 21.Genel Kurul'unda Mustafa Kumlu Ve Mustafa Öztaşkın'ın Listeleri Yarışıyor



Türk İş 21.Genel Kurul'unda Mustafa Kumlu Ve Mustafa Öztaşkın'ın Listeleri Yarışıyor


Mevcut Yönetimin Listesi 
Genel Başkan: Tes-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu
Genel Sekreter: Türk Metal Genel Başkanı Pevrul Kavlak
Genel Mali Sekreter: Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı Ergun Atalay
Genel Eğitim Sekreterliği: Yol-İş Genel Başkanı Ramazan Ağar
Genel Teşkilat Sekreterliği: TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat

Türk İş 21. Olağan Genel Kurul Sonuçları


Sendikal Güç Birliği Platformunun Listesi: 
Genel Başkan: Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın
Genel Sekreter: Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin
Genel Mali Sekreter: Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi
Genel Eğitim Sekreterliği: Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş
Genel Teşkilat Sekreterliği: Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi

10 Aralık 2011 Cumartesi

YÖK'ün Yeni Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Oldu

YÖK'ün Yeni Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Oldu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YÖK Başkanını atadı.Gül YÖK Başkanlığı'na İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'yı atadı.


Abdullah Gül, YÖK Başkanlığı'na Prof.Dr. Gökhan Çetinsaya'yı atadı.
Yusuf Ziya Özcan'ın bugün görev süresinin dolmasıyla, Abdullah Gül'den YÖK'e yeni bir atama bekleniyordu. Köşk'ün tercihi belli oldu. Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamayla, Abdullah Gül'ün, YÖK Başkanlığı'na İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya'yı atadığı öğrenildi.

İstanbul Şehir Üniversitesi, Gülen cemaatiyle bağlantılı Bilim ve Sanat Vakfı tarafından 2008 yılında kuruldu. Şehir Üniversitesi, Cevizli’deki TEKEL arazisini gasp etmesiyle gündeme gelmişti. Üniversite’nin kuruluşunda en etkili isimlerden biri Ahmet Davutoğlu. Yeni YÖK başkanı Gökhan Çetinsaya da Ahmet Davutoğlu'na yakınlığıyla biliniyor. Çetinsaya aynı zamanda Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteci ve Yazarlar Vakfı’nın da üyesi.sol.org.tr

Gökhan Çetinsaya Kimdir Gökhan Çetinsaya Kim Gökhan Çetinsaya Özgeçmişi Gökhan Çetinsaya Biyografisi


Gökhan Çetinsaya Kimdir  
1985 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Çetinsaya, aynı bölümden 1988 yılında yüksek lisans derecesi aldı. 1994 yılında University of Manchester’da Orta Doğu Araştırmaları Bölümünden doktor unvanını aldı. 1986-1994 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışan Çetinsaya, aynı bölümde 1995-1999 yılları arasında yardımcı doçent ve 1999-2002 yılları arasında docent olarak görev yapmıştır. 2002-2005 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümünde bulunan Çetinsaya, 2005’te aynı bölümden profesörlük unvanını almış ve 2009 yılına kadar çalışmalarına devam etmiştir.

2001 yazında University of London, School of Oriental and African Studies’te, 2004 yazında Free University of Berlin, Institute for Turcology’de ve Eylül 2007-Haziran 2008 arasında da Woodrow Wilson International Center for Scholars’da (Washington DC) misafir araştırmacı olarak bulunan Çetinsaya, Amerika Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (Middle East Studies Association of North America, MESA), 1994 Malcom H. Kerr Sosyal Bilimler Doktora Tez Ödülü Birinciliği ve İngiltere Orta Doğu Çalışmaları Cemiyeti (British Society for Middle Eastern Studies, BRISMES), 1995 Leigh Douglas En İyi Doktora Tezi Ödülü’nün de sahibidir.

Çalışma alanları Osmanlı ve Modern Türkiye Tarihi (19. ve 20. Yüzyıl), Osmanlı ve Modern Türk Siyasî Düşüncesi (19. ve 20. Yüzyıl), Ortadoğu Tarihi ve Politikası (19. ve 20. Yüzyıl) ve Türk Dış Politikası olan Çetinsaya’nın ulusal ve uluslararası birçok makale ve tebliğinin yanı sıra Ottoman Administration of Iraq, 1890-1908 (London: Routledge, 2006) adlı bir kitabı yayımlanmıştır.

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya; Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F. Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği (2000-2001), İstanbul Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Başkanlığı (2002-2005), İTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Fakülte Yönetim Kurulu ve Fakülte Kurulu Üyeliği (2003-2005) ve İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Teknoloji, Hukuk ve Politika Anabilim Dalı Başkanlığı (2003-2005) gibi idari görevleri de üstlenmiştir.


10 Aralık 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından YÖK  Başkanlığı'na atadı.