6 Nisan 2016 Çarşamba

PKK Yöneticisi Murat Karayılan: En zayıf dönemi yaşıyorlar artık onları yenebiliriz

PKK Yöneticisi Murat Karayılan: En zayıf dönemi yaşıyorlar artık onları yenebiliriz 
PKK yöneticisi Murat Karayılan katıldığı bir radyo programında yaptığı açıklamada "artık onları yenebiliriz. Bu süreci elimizden kaçırırsak kaçan tren gibi ne kadar peşinden koşulsa da yakalanamaz" dedi.

Murat Karayılan'ın açıklamaları şöyle: 
Onların en özel güçleri bile çaresiz kalmıştır ve birbirlerine girmişlerdir. Çünkü ilerleyemiyorlar. Bu hegemonik devlet anlayışı zayıflamış; artık onları yenebiliriz. 
Bu süreci elimizden kaçırırsak kaçan tren gibi ne kadar peşinden koşulsa da yakalanamaz. Artık bahar geldi; hiçbir Kürt genci evinde kalmamalı, bu kutsal mücadeleye katılmalıdır. 
İçinde olduğumuz süreçte AKP öncülüğündeki Türk sömürgeciliği en zayıf dönemini yaşıyor. Eskiden NATO arkalarındaydı. Tüm devletler arkalarındaydı. Kürdistan’ı işgal eden her dört devlet birbirleriyle ittifak halindeydiler. Bunun için halkımız ne zaman başkaldırdıysa, başını kesiyorlardı. Fakat bugün AKP’nin elinde o imkanlar yoktur. Bu bizim için fırsattır.

Kansere karşı koruyan besinler nelerdir

Kansere karşı koruyan besinler nelerdir

  • Yaban mersini
  • Greyfurt
  • Erik
  • Borokoli
  • Zerdeçal
  • Yeşil çay
  • Domates
  • kaysı
  • Havuç
  • Nar
  • Patlıcan
  • Koyu renkli tüm meyve ve sebzeler


5 Nisan 2016 Salı

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Söylediğim cümlenin sonuna kadar arkasındayım

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Söylediğim cümlenin sonuna kadar arkasındayım
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü grup toplantısında, Ensar Vakfı'nda tecavüze uğrayan çocuklar için "Bir defaya mahsus bir olay" diyen  Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlunu'nu eleştirerek, "Birilerinin önüne yatmış vaziyette" dedi. 

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu için söylediği sözlerin kendisine ait olmadığını belirterek “Kullandığım ifade bana ait değildir. Siyasi literatüre AKP tarafından sokulmuştur. Söylediğim cümlenin sonuna kadar arkasındayım” dedi.

Kılıçdaroğlu kendisine yöneltilen eleştirilere karşılık yaptığı açıklamada, “Kullandığım cümle, Türk siyasi hayatına AKP’li bir bakan tarafından kazandırılan bir cümle. Cümle bana ait değil. Rıza Zarrab için söylenmiş. ‘Kimse sana birşey yapamaz, ben senin önüne yatarım’ denmiştir. Dolayısıyla bu cümle benim sıfırdan bulduğum bir cümle değil. İkincisi, bu cümleyi kadın erkek diye ayırmak da başlı başına bir gaf. Bir bakana kadın veya erkek diye bakmak da yanlıştır. Bakan bakandır. O koltuğa oturuyorsa, onun kimliği cinsiyeti önemli değildir. Bu eleştiriyi, bu cümleyi kullanan ben değilim, bu cümleyi kullanan onların kendi bakanları” dedi.

17 Mart 2016 Perşembe

Ankara Kızılay terör saldırısını PKK'ya bağlı TAK üstlendi

Ankara Kızılay terör saldırısını PKK'ya bağlı TAK üstlendi
Ankara Kızılay'da sivil halka yönelik gerçekleştirilen bombalı terör saldırısını PKK'ya bağlı TAK üstlendi.

Ankara'nın Kızılay'da sivil halka yönelik gerçekleştirilen, 37 kişinin öldüğü çok sayıda kişinin de ağır yaralandığı  terör saldırısını PKK'ya bağlı Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK) örgütü üstlendi.

TAK'ın internet sitesinde yapılan açıklamada, saldırıyı 2013 yılında PKK'ya katılan  Doğa Jiyan kod adlı Seher Çağla Demir’in başında bulunduğu birimin gerçekleştirdiği belirtiliyor. Saldırının güvenlik güçlerini hedef aldığı, ancak sivillerin ölümünden de üzüntü duyulduğu paylaşılıyor. 

Şubat'ta Ankara'da gerçekleştirilen ve 29 kişinin öldüğü  bombalı saldırıyı da TAK üstlenmişti.

ABD'den PYD'ye şok: Suriye’de özerk ya da yarı özerk bölge istemiyoruz

ABD'den PYD'ye şok: Suriye’de özerk ya da yarı özerk bölge istemiyoruz
ABD, Suriye’de özerk yada yarı özerk bölgeleri tanımayacağını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı,  Suriye’de özerk yada yarı özerk bir Kürt yönetimini tanımayacağını açıkladı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, başkent Washington’da düzenlediği günlük basın toplantısında, ABD’nin Suriye’de özerk ya da yarı özerk bir Kürt bölgesini tanımayacağını, Suriye’nin bütünlüğünden yana olduklarını söyledi.

11 Mart 2016 Cuma

Hidayet Türkoğlu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı oldu

Hidayet Türkoğlu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olmuş.
İyi de neden?
Hangi ihtiyaçtan kaynaklı?
Hangi liyakat usulüne göre layık görülmüş?
Hangi vasfıyla bu göreve getirilmiş?
Hangi konuda danışmanlık yapacak?
Ekonomi
Diş ilişkiler
Sağlık
Çevre
Güvenlik
İnsan hakları
Adalet
 ...
Çocukluk yıllarından beri basketbol oynayan başarılı bir sporcu.
Gençlik ve Spor Bakanı'na danışman olması anlaşılabilir belki.
Demek ki bizim anlayamadığımız şeyler var.
Cumhurbaşkanı'na basketbolun incelikleri öğretecekse..!
Maaşı da 60 bin lira iyi mi...

8 Mart 2016 Salı

Akrostiş nedir Akrostiş ne demek Akrostişin anlamı Akrostiş nasıl yapılır

Akrostiş nedir, Akrostiş ne demek, Akrostişin anlamı, Akrostiş nasıl yapılır

Akrostiş nedir

  • Bir şiirde dizelerin ilk harflerinin yukarıdan aşağıya doğru sıralandığında anlamlı bir sözcük meydana getirmesidir.
  • Divan edebiyatında akrostişe muvaşşah ya da istihrac denir. 
  • Eski Yunan ve Latin edebiyatında akrostiş "üç dize" anlamına gelir.

7 Mart 2016 Pazartesi

Fethullah Gülen ve kardeşi Salih Gülen hakkından yakalama kararı çıktı

Fethullah Gülen ve kardeşi Salih Gülen hakkından yakalama kararı çıktı
Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli internet üzerinden yaptığı açıklamada, Fethullah Gülen ve kardeşi Salih Gülen hakından yakalama kararı çıkartıldığını açıkladı. 

Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli imzası ile yapılan açıklamada, Fethullah Gülen'in kardeşi Salih Gülen'e ait matbaada  paralel yapıya ait suç unsuru oluşturan birçok bilgi ve belgenin saklandığı ihbarı üzerine arama yapıldı. Açıklamada, "Elde edilen delil durumuna göre S.Y. gözaltına alınmış, sevk edildiği Erzurum Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştır. Şüpheliler Fethullah Gülen ve Salih Gülen ise firari olup haklarında yakalama kararı çıkarılmıştır. Konu hakkındaki soruşturma devam etmektedir" denildi.

4 Mart 2016 Cuma

Aylin Nazlıaka CHP'den İhraç Edildi

Aylin Nazlıaka CHP'den İhraç Edildi 
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka CHP'den ihraç  edildi. CHP Yüksek Disiplin Kurulu, disipline sevk edilen CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın oy çokluğuyla partiden ihraç edildiğini açıkladı.

CHP Yüksek Disiplin Kurulu'nun Aylin Nazlıaka'nın ihracıyla ilgili yaptığı basın açıklaması:
Cumhuriyet Halk Partisi Yüksek Disiplin Kurulu, Disipline Sevk Edilen Ankara Milletvekili Sayın Aylin Nazlıaka ile ilgili yapmış olduğu disiplin soruşturmasında; disipline sevk edilen Sayın Aylin Nazlıaka'nın savunmasını aldıktan ve olayla ilgili tanıkları dinledikten sonra aşağıda belirtilen kararı almıştır:
1-Disipline Sevk Edilen Aylin Nazlıaka'nın, bir milletvekilinin odasında bulunan Atatürk resmini indirdiği iddiasının gerçek olmadığını ve iddianın iftira kapsamında bulunduğunu oy birliği ile tespit etmiştir. 
2-Uygulanması gereken ceza yönünden kurul üyeleri Uğur Bayraktutan, Sezgin Kaya, Ali Hikmet Akıllı, Celal Çelik, Turan Aydoğan, Selahattin Emre, Ahmet Zeytunlu'nun Tüzüğün 70/C-c maddesi gereğince kınama cezası verilmesi gerektiği karşı oyuna karşılık; üyeler Saniye Barut, Şehrazat Mercan, Mustafa Serdar Soydan, Gülsüm Filorinalı, Ahmet Ersen Özsoy, Mahir Polat, Hüseyin Aydoğdu ve Süleyman BÜLBÜL'ün çoğunluk oyuyla, Tüzüğün 70/A-b maddesi gereğince disipline sevk edilen Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın Cumhuriyet Halk Partisi'nden kesin olarak ihracına oy çokluğu ile karar verilmiştir. 

1 Mart 2016 Salı

Sultan 1. Ahmet'ten sonra tahta kim çıktı

Sultan 1. Ahmet'ten sonra tahta kim çıktı, Ahmet'den sonra tahta geçen padişah kimdir, ahmetten sonra tahta geçen padişah, Osmanlı'da birinci Ahmed'den sonra takta çıkan padişah  Sultan 1. Mustafa.

Sultan 1. Ahmet'ten sonra tahta kim çıktı
Osmanlı İmparatorluğu'nda Sultan 1. Ahmet'in genç yaşta ölümünden sonra tahta kardeşi 1. Mustafa geçmiştir. 

Sultan 1. Ahmet babası 3. Mehmed'in ölümünden sonra 21 Aralık 1603 tarihinde henüz 13 yaşında tahta çıkmıştır. Sultan 1. Ahmet tahta çıktığı gün kardeşi 3. Mustafa'yı öldürtmeyerek kardeş katline son veren padişah olarak tarihe geçmiştir. 

1. Sultan Ahmet 22 Kasım 1617 tarihinde henüz 27 yaşında ölmüş, kardeşi 3. Mustafa  22 Kasım 1617 tarihinde hanedanın en büyük mensubu olarak tahta çıkmıştır.  Devlet işleriyle pek ilgilenmeyen 3. Mustafa istemese de tahta çıkartılmış ancak 96 gün gibi kısa bir süre sonra tahttan indirilerek yerine 2. Osman (Genç Osman) geçirilmiştir. 

Yenilikçi Genç Osman 19 Mayıs 1622 tarihinde Yeniçeriler tarafından tahttan indirilerek 1. Mustafa yeniden tahta çıkartılmıştır. 1,5 yıl daha tahtta kalan Sultan Mustafa akıl sağlığı bozuk olduğu için 10 Eylül 1623 yılında tahttan indirilerek yerine 11 yaşındaki yeğeni Kösem Sultan'ın en büyük oğlu 4. Murat geçirilmiştir. 

29 Şubat 2016 Pazartesi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan Sur'a yürüme çağrısı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan  Sur'a yürüme  çağrısı 
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün düzenlediği basın toplantısında Diyarbakırlılara sokağa çıkma yasağının olduğu Sur İlçesi'ne doğru yürümeleri çağrısı yaptı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eş Başkanları Hatip Dicle, Selma Irmak ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile birlikte Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, Diyarbakırlılara bir çağrıda bulunarak,  "Çarşamba saat 16.00′da herkes bulunduğu yerden Sur’a doğru yürümelidir." dedi.

İşte HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın o açıklaması:
AKP hükümeti aklını yitirmiş olabilir, karşılaştığı sorunları diyalog ve müzakere ile çözümü yetisini yitirmiş olabilir ama bugün Sur’da yaşatılanlar sadece artık AKP’ye zarar vermediğini bütün Türkiye’nin görmesi lazım. Bu tür katliamlar toplu ölümler tarihe not düşer ve kırılmalara yol açar” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlla katledeceğim, şehri yıka yıka dümdüz edeceğiz mantığını kimse içine sindirmiyor. Biz bunu durdurmak istiyoruz. Aileler burada günlerdir çözüm için nöbet tutuyorlar. Biz de artık çözüm nöbeti için buradayız. Buradan abluka kalkmalı, çatışmalar, ölümler durmalı. Ne güvenlik görevlisi, ne sivil, ne kadın ve ne de çocuk ölmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbir zaman buna onayımız olmadı. 3 aydır şehrin ortasında 24 saat bir savaş yürütülmesini olağan bir durum olarak görmüyoruz. Tüm Diyarbakır halkı Sur’daki ablukanın kalkması için ayakta olmalıdır. Çarşamba saat 16.00′da herkes bulunduğu yerden Sur’a doğru yürümelidir. Mahalle ve ilçelerden bu demokratik bir haktır. Tek bir insanın canına, malına zarar vermeden zarar gelmesine müsamaha etmeden bu demokratik hakkımızı kullanacağız. Halkımızdan ricamız kararlı ve ısrarlı olunmalıdır. Abluka da kalkmadan geri adım atmayacağız demelidir herkes. Bütün STK, meslek örgütleri, işçi, esnaf örgütleri ve kentimizdeki bütün derneklere çağrımızdır. Biz Sur içinde çatışmaların bitmesini istiyoruz. Sadece ablukanın kalkması yeterlidir. Bu saatten sonra biz AKP’den ve çatışma, savaş denkleminden medet umanlara halkın duyarlılığına saygı duyulmalıdır. Bir halk şehri yakılıp yıkılırken sessiz olamaz. Halkın üzgün olmasını bir teslimiyet şeklinde okuyanlar yanılıyorlar. Biz savaşa asla teslim olmadık, olmayacağız. Biz herkes için özgürlük ve adalet istiyoruz. Bize dayatılan savaş politikalarına ancak böyle durdurabiliriz. Talebimiz bellidir, abluka kaldırılsın. Eş başkanlar olarak burada bulunan aileler ile birlikte çözüm nöbetine katılıyoruz. İnşallah tek kişinin burnu dahi kanamadan mevcut durumu stabil hale getireceğiz. Meseleyi bir gurur ve güvenlik meselesi olarak görenlerin bunun yerine çözüm adına ortaya koyduğumuz siyasi iradeye anlarlar ve çözüm konusunda Çarşamba gününe kadar bizlerle diyaloga geçip bir çözüm ararlar diye umuyoruz. 

26 Şubat 2016 Cuma

Can Dündar: Cumhurbaşkanı'na açık teşekkür

Can Dündar: Cumhurbaşkanı'na açık teşekkür
Can Dündar ve Erdem Gül, Fox TV ana haber bülteninde  Fatih Portakal'ın sorularını yanıtladı. Can Dündar, ilk yazısının başlığının "Cumhurbaşkanı'na açık teşekkür" olduğunu açıkladı.

Kuyucu Murat Paşa Kimdir Kuyucu Murat Paşa Kim Kuyucu Murat Paşa Biyografisi Kuyucu Murat Paşa Özgeçmişi

Kuyucu Murat Paşa Kimdir, Kuyucu Murat Paşa Kim, Kuyucu Murat Paşa Biyografisi, Kuyucu Murat Paşa Özgeçmişi

Kuyucu Murat Paşa Kimdir

  • 1530 yılında doğdu
  • I. Sultan Ahmed döneminde 11 Aralık 1606-5 Ağustos 1611 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış, Osmanlı devlet adamı
  • 21 Haziran 1611 yılında Diyarbakır'da öldü 




25 Şubat 2016 Perşembe

Boğaziçi Üniversitesi'nde şüpheli araç alarmı verildi

Boğaziçi Üniversitesi'nde şüpheli araç alarmı verildi
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü'nde  şüpheli araç alarmı verildi. Üniversiteye çok sayda polisin sevk edildi. 

Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü otoparkında şüpheli bir aracın bulunduğu ihbarı yapıldı. İhbarın ardından polis alarma geçti. Üniversite kampüsüne çok sayıda polis ekibi sevk edilirken, Kampüs de boşaltılmaya başlandı.

Ancak otoparkta bulunduğu ihbar edilen beyaz aracın yerinde olmadığı anlaşılınca ,çevrede detaylı inceleme yapılması için polis helikopteri kaldırıldığı bildirildi. 

Rusya Türkiye ile bütün askeri ve teknik işbirliğini durdurdu

Rusya Türkiye ile bütün askeri ve teknik işbirliğini durdurdu 
Rusya Türkiye ile bütün askeri ve teknik işbirliğini durdurduğunu açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanı Vladimir Kozhin yaptığı açılamada, bütün hizmet sözleşmeleri, silah tedarik görüşmeleri ve anlaşmalarının durdurulduğunu açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in askeri teknik konulardaki danışmanı  Vladimir Kozhin, Rus İnterfax ajansına konuştu. Kozhin yaptığı açıklamada Türkiye ile olan bütün hizmet sözleşmeleri, silah tedarik görüşmeleri ve anlaşmalarının durdurulduğunu açıkladı.

Kozhin,"Kontratlarımız vardı, silah ve cephane tedarik ediyorduk. Doğal olarak bütün sevkiyatlar ve bütün kontratlar, hizmet kontratları da dahil, şu anda durdu. Şu anda ne görüşme var ne de kontrat. Durum Rusya Başkanı'nın belirttiği noktaya gelinceye kadar da olmayacak." dedi.

24 Şubat 2016 Çarşamba

Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç'tan çalışanlarına ilk mektup

Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç'tan çalışanlarına ilk mektup  
Abisi Mustafa Koç'un ölümünden sonra Koç Holding yönetim kurulu başkanlığına getirilen Ömer Koç, holding bünyesinde çalışanlara elektronik posta yoluyla bir mesaj gönderdi. 

Koç topluluğunun özellikle yurt dışı açılım fırsatlarını titizlikle inceleyeceklerinin vurgulandığı mesaj şöyle:
"Bu büyük sorumluluk ve zorlu görev esnasında, sizlerin varlığı ve destekleri ile başarılı olacağımıza ve bayrağı hep birlikte daha yukarı taşıyacağımıza yürekten inanıyorum. Koç Topluluğu’nu büyük bir ileri görüşlülükle Vehbi Koç kurdu. Vehbi Bey hayatı boyunca, Topluluğumuzun yanında, ülkesi ve devletinin menfaatlerini her daim ön planda tuttu. 
Sonrasında Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Sayın Rahmi M. Koç’un güçlü liderliği ile Topluluğumuz büyüdü, ortaklıklar ile dışa açılmaya başladı. Rahmi Bey sayesinde, profesyonel yönetim anlayışımız da güçlendi. Mustafa V. Koç döneminde ise, farklı sektörlerde Türkiye’nin en büyük satın almaları ile Topluluğumuzu büyüttük. Faaliyet gösterdiğimiz her alanda, yurt içindeki liderliğimizi pekiştirdik. Mustafa Bey aynı zamanda, toplumsal ve sosyal konularda da hepimize örnek oldu, ülke çapında büyük, hepimizi gururlandıran projeleri hayata geçirdi. 
Son olarak, ileriye dönük hayalinin uluslararası arenada çok daha önemli başarılara ulaşmak olduğunu bizlerle paylaştı. 
Bundan sonra Mustafa Bey’in bizlere emanet ettiği bu mirası, Topluluğumuzu, O’nun bıraktığı yerden, hep birlikte, büyük ve güçlü bir aile olarak devralıp daha ileri götüreceğiz. Yeni hedeflerimizi gerçekleştirmek üzere uzun bir yola çıkıyoruz. Bu yolda en büyük dayanağım, Topluluğumuza gönülden bağlı olan siz değerli arkadaşlarımın desteği olacaktır. 
Önümüzdeki dönemde bilhassa, yurt dışı açılım fırsatlarını titizlikle inceleyeceğiz, küresel arenada yeni başarılar için çalışacağız. Yurt içindeki liderliğimizi perçinleyerek faaliyet gösterdiğimiz alanlarda pazar payımızı artırmayı hedefleyeceğiz. İnovasyon ve yeni teknolojiler konusunda cesaretli adımlar atacağız. İnsan kaynağımıza verdiğimiz önem ise her zamanki gibi en büyük farkımız olacak. Tüm bunları yaparken ülkemizin ekonomik olarak kalkınmasına sağlayacağımız katkının yanında, sosyal ve kültürel gelişimine olan desteğimiz de artarak devam edecek. Topluluğumuz, 90 yıllık geçmişiyle, çalışanlarıyla, bayileriyle, tedarikçileriyle ve tüm paydaşlarıyla çok özel ve çok büyük bir aile. Ben de bu ailenin bir ferdi olarak, vizyonumuzu ve hayallerimizi gerçekleştirmek için yoğun çaba sarf edeceğim. 
Bu vesileyle, Topluluğumuzun bu noktaya gelmesinde emeği geçen sizlere ve ailelerinize teşekkür ediyor, şu anda aramızda olmayanları saygı, rahmet, şükranla anıyor ve sizlere başarılar diliyorum."

İlgilendiğin konuları takip et hemen haberda

18 Şubat 2016 Perşembe

PKK'dan Ankara saldırısına ilişkin açıklama

PKK'dan Ankara saldırısına ilişkin açıklama 
28 kişinin öldürüldüğü 61 kişinin de yaralandığı Ankara saldırısına ilişkin PKK'dan açıklama geldi. PKK adına açıklama yapan Cemil Bayık, "Ankara’da militarizmin merkezinde yapılan eylem de halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir." ifadelerine yer yerdi. 

 PKK adına açıklama yapan Cemil Bayık'ın  Ankara' saldırısına ilişkin açıklaması şöyle:
Ankara’da militarizmin merkezinde yapılan eylem de halkımıza karşı yürütülen insanlık dışı vahşi soykırımcı katliamlara karşı misilleme eylemi olabilir. Bu eylemi kimler yapmıştır bilemiyoruz. Ama daha önce Kürdistan'daki katliamlara misilleme olarak bu tür tepki eylemleri yapanların olduğunu biliyoruz. Herhalde eylemi yapanlar yakında niye yaptıklarını açıklarlar. Ancak şu açıktır ki, Kürtlere karşı bu kadar zalimce bir savaş yürütüldüğü ortamda birilerinin misilleme ve tepki eylemleri yapması anlaşılır bir durumdur. Cizre’de genç, sivil katleden bir devletin bu eylemler neden yapılıyor demeye hakkı yoktur. Bu eylemlerin sonuçları Kürdistan'da yapılanların yüzde biri bile değildir.


Ankara’da eylem oluyor, hemen büyük tepkiler gösteriliyor, paneller yapılıyor, bu eylemleri yapanların zalimliğinden söz ediliyor. AKP hükümeti Amed, Ankara ve Suruç katliamları olduğunda böyle naralar atmamıştı. Sabrımız şöyle taştı, böyle taştı deyip IŞİD’e karşı savaş açmamıştı. Lafta IŞİD'e de karşıyım deyip, ama esas olarak IŞİD'e karşı mücadele edenlere saldırmaktadır. Türk basını da aynı AKP hükümeti gibi davranıyor. Cizre’de, Sur’da, Silopi’de, Silvan’da, İdil’de, Gever’de ve Kürdistan'ın birçok il ve ilçesinde tanklarla, toplarla AKP hükümeti saldırıp yüzlerce sivili katlederken, yüzlercesini yaralarken hükümetimiz ve devletimiz neden sivil yerleşim yerlerine tankla, topla saldırıyor diye programlar yapılmamıştır. Dünyada sivil yerleşim yerlerine böyle tankla, topla saldırıldığı görülmüş müdür? Bu, insanlık suçu değil midir? Türk devletinin bu insanlık dışı politikalarına karşı bir yayıncılık yapılmamıştır. Ama sözde demokrat olduğunu söyleyen kişiler hemen aynı gün Ankara’daki eylem üzerine paneller yapıyorlar, bu eylemleri yapanların ne kadar zalim olduğundan dem vuruyorlar. İşte Türkiye gerçeği budur. Ankara eylemlerini yaratan gerçeklik de budur. Bu eylemleri kimin yaptığını bilmiyoruz; ancak Türkiye'nin aydınları, yazarları, basıncıları, siyasetçileri Türk devletinin bu zalimliğine karşı çıkmazsa; öfkeli Kürt gençleri de bu Kürt halkına yapılan saldırılara misilleme yapabilirler. Türkiye'de ahlaksız ve vicdansız bir çifte standart vardır. Kürt çocuğu, kadını, genci, yaşlısı hunharca, zalimce katledilirken sessiz kalanlar, Türkiye'de, hem de askeri hedeflere bir eylem olunca kıyamet koparıyorlar. Böyle pişkin, ikiyüzlü, çift standart yaklaşım olabilir mi? Yoksa Kürtlerin kadını, çocuğu, genci öldürülebilir diye bir kanun mu var? Eğer AKP hükümeti bu politikalardan vazgeçmezse tabii ki Türkiye de savaş alanı haline gelir. Köyleri yakılıp yıkılarak Türkiye metropollerine sürülen Kürtlerin şimdi Kürt şehirlerinin ve kasabalarının yakılıp yıkılması karşısında sessiz kalmasını kimse bekleyemez. 
Kuşkusuz Türk devleti Kürdistan'da bu kadar kirli bir savaş ve mücadele yürütürken Kürt halkı da, Kürt özgürlük mücadelesi de, gençleri de imkanlar dahilinde bulunduğu her yerde Türk devletinin savaşçı güçlerine, kültürel soykırımcı güçlerine yönelik mücadele edeceklerdir, direneceklerdir; kültürel soykırımcı güçlere yönelik eylem gerçekleştireceklerdir. Bunu ortaya çıkaran Türk devletinin politikalarıdır. Bu bakımdan tabii ki Türk devletinin ağır saldırıları karşısında, metropollerde ve Türkiye'nin birçok yerinde sömürgeci, kültürel soykırımcı sistemin kurumlarına karşı direniş olacaktır, eylem olacaktır. 
Savaş bir halka dayanarak yürütülebilir. Bu açıdan Kürdistan'da Kürt halkına dayanarak 40 yıldır bir mücadele yürütülmektedir. Ama metropollerde de milyonlarca Kürt vardır. Türk devletinin bu saldırıları karşısında metropollerdeki halkımız da direnişe geçmelidir, ayağa kalkmalıdır. Yine metropollerdeki halka dayanarak örgütlenip Türk devletinin kültürel soykırımcı hedeflerine karşı mücadele yürütülmelidir, yürütülecektir. Bu tabii ki yapılması gereken işlerdendir. 

Salih Necar kimdir Salih Necar kim Salih Necar özgeçmişi Salih Necar Ankara saldırısı

Salih Necar kimdir, Salih Necar kim, Salih Necar özgeçmişi, Salih Necar Ankara saldırısı

Salih Necar kimdir  
Ankara'da 28 kişinin öldüğü 61 kişinin de yaralandığı saldırıyı, Suriye vatandaşı PYD/YPG militanı 1992 doğumlu Salih Necar'ın düzenlediği iddia ediliyor..

Salih Necar'ın Temmuz ayında Suriyeli mültecilerle birlikte Türkiye’ye giriş yaptığında alınan parmak izinden  kimliğine ulaşıldığı da iddialar arasında yer alıyor.

17 Şubat 2016 Çarşamba

Ankara'da servis araçlarına düzenlenen terör saldırısında ölenlerin isimleri

Ankara'da servis araçlarına düzenlenen terör saldırısında ölenlerin isimleri
Ankara’da akşam saatlerinde bomba yüklü araçla yapılan terör saldırısında ilk açıklamalara göre 28 kişi hayatını kaybetti. 

Ankara Devlet Mahallesi'nde bomba yüklü araçla gerçekleştirilen saldırıda hayatını kaybeden 28 kişinin isimleri açıklandı.

Keçiören'de bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın kapısına asılan liste şöyle:

Astsubay Kd. Çvş. Feyyaz İlhan
Astsubay Üçvş. Uğur Fetih Özdemir
Astsubay Bşv. Mehmet Kutlu
Astsubay Kd. Bçvş. Erkan Tümer
Sivil Memur Ayşehül Pürnek
Sivil Memur Sedat Durğun
Sivil Memur Mustafa Haliloğlu
Sivil Memur Meryem Yılmaztürk
Sivil Memur Mustafa Küçük
Sivil Memur Orçun Munyas
Astsubay Bçvş. Eren Ördek
İşçi Cumali Akman
Er Ali Öztaş
Rd. Kd. Bçvş. Mehmet Yener
Astsubay Kd. Bçvş. Recep Gülen
Astsubay Üçvş. Mehmet Koray Pınar
Astsubay Kd. Bçvş. Ertan Akgül
Astsubay Kd. Bçvş. Cüneyt Sertel
Sivil Memur Figen Gündüz
Astsubay Kd. Bçvş İbrahim Baran
Sivil Memur Fevziye Kayiş
İşçi Mevlüt Öksüzoğlu
Sivil Memur Güner Altınok
Sivil Memur Filiz Koçak
Sivil Mmeur Yıldız Demirtaş
Sivil Memur Muammer Kosacı
Sivil Memur Gülşen Yıldız
Fatma Berna Atmaca

14 Şubat 2016 Pazar

MHP'den Suriye'ye kara operasyonu tepkisi

MHP'den Suriye'ye kara operasyonu tepkisi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Suudi Arabistan ile birlikte Suriye'de bir kara operasyonu yapılabileceği açıklamalarına sert tepki geldi. Bahçeli, "Suudi Arabistan ile yan yana geliniyorsa netice çok kötü tahminlerin ötesinde feci olaylara kapı aralayabilecektir" dedi.

Suudi Arabistan ile Suriye'ye yapılması planlanan kara operasyonu için sert tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
"Dışişleri Bakanı 'kara operasyonu lazım' sözleriyle AKP'nin nasıl bir anlayışta olduğunu deşifre etmiştir. Elbette hükümet ülke güvenliğini korumak, sınırlarımızın ötesinden kaynaklanan vahim tehlikelere karşı etkili ve caydırıcı önlemler almak mecburiyetindedir. Ancak küresel projeleri temin ve takviye için herhangi bir askeri operasyon planlıyor ve bu maksatla Suudi Arabistanla yan yana geliniyorsa netice çok kötü, tahminlerin ötesinde feci olaylara kapı aralayabilecektir. Türkiye yabancı başkentlerde kurgulanan şiddet ve vahşet senaryolarına taşeronluk yapamayacak, aksi halde akıbet korkunç olabilecektir"

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim Türkiye'nin taleplerini reddettiklerini açıkladı

PYD  Eşbaşkanı Salih Müslim Türkiye'nin taleplerini reddettiklerini açıkladı
Türkiye'nin top atışlarından sonra PYD'nin Eşbaşkanı Salih Müslim yaptığı açıklamada Türkiye'nin taleplerini reddettiklerini söyledi.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye’nin YPG’nin Azez ve Miniğ Hava Üssü’den çekilmesi yönündeki taleplerini reddettiklerini açıkladı. 

Müslim, Suriyelilerin, Türkiye’nin herhangi bir müdahalesine karşı direneceğini ve  Suriye’nin içişlerine karışma hakkı olmadığını söyledi. 

TSK’nın PYD mevzilerinin vurulduğunu ve Suriyeli rejim unsurlarınca yapılan havan atışına da misliyle karşılık verildiğini duyururken dün akşam saatlerinde Başbakan Ahmet Davutoğlu, önemli açıklamalarda bulunmuştu. Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde şu üç maddenin altını çizdiğini aktarmıştı:

  • YPG derhal, Azez ve çevresinden uzaklaşacak.

  • Koridoru tekrar kırma çabalarında bulunmayacak.

  • Minnak (Minniğ Hava Üssğ) Havaalanı’nı, Türkiye’ye veya muhalefete karşı kullanma hevesine kapılmayacak ve o hava alanını derhal boşaltacak.

Obüs nedir obüs ne demek

Obüs nedir obüs ne demek 

Obüs nedir  
Obüs, üst açı grubu atışlarda barut haklarının vuruş bölgeleri üst üste binen, görerek veya görmeyerek gözetleyici ile ateş edebilen ateşli silah.

Obüsler ile toplar arasındaki ayrım çok belirgin değildir. 

1980'li yıllara dek namlu uzunluğu/namlu çapı oranı 20'den küçük silahlar havan, 20 ile 30 arası olanlar obüs, 30'dan büyük olanlar top olarak adlandırılmaktaydı. Havanlar tek barut hakkı kullanırken obüs ve toplar farklı barut hakları kullanmakta, obüslerde 45 dereceden büyük açılarda farklı barut miktarlarıyla yapılan atışlar aynı noktaya düşürülebilmekteyken toplarda bu mümkün olmamaktaydı. 

Modern topçu silahlarının geliştirilmesiyle namlu uzunluğu 30 çaptan daha büyük olan silahların da üst açı grubunda farklı barut haklarıyla aynı noktayı vurması mümkün olmuştur. 
Günümüzde üst açı grubu atışlarda iki veya daha çok farklı barut hakkıyla aynı noktayı vurabilen topçu silahları obüs olarak adlandırılmaktadır.

Günümüzde karada kullanılan obüsler 105 ile 203 mm arasında çaplara sahiptirler. 

Obüsler hareket kabiliyetlerine göre başka bir araçla çekilen çekili ve kendi motoru ile yol alan, genellikle paletli olan kundağı motorlu obüsler olarak ikiye ayrılırlar. Bu ikisi arasında kısa mesafeleri kendi motoruyla katedebilen Panter gibi kendi yardımcı motoruna sahip çekili obüsler de bulunmaktadır.

12 Şubat 2016 Cuma

Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev: “ABD, Rusya ve Türkiye dünya savaşı çıkmasını önlemeli

Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev: “ABD, Rusya ve Türkiye dünya savaşı çıkmasını önlemeli
Almanya’nın Münih şehrinde düzenlenen 52. Güvenlik Konferansı'na katılan Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev yaptığı açıklamada, “ABD, Rusya ve hatta Türkiye dünya savaşı çıkmasını önlemeli” dedi

Rusya  Başbakanı Dimitriy Medvedev, Almanya’nın Münih şehrinde düzenlenen 52. Güvenlik Konferansı öncesi açıklamalarda bulundu.  Suriye’ye başlatılacak olası bir kara harekatının dünya savaşına davetiye çıkarma anlamına geleceğini söyleyen Medvedev, “ABD, Rusya ve hatta Türkiye dünya savaşı çıkmasını önlemeli” dedi

Medvedev, “Suudi Arabistan Suriye’ye karadan girdiği takdirde bölgedeki başka ülkeler de otomatik olarak ihtilafa iştirak edecektir. Bu yüzden hem ABD, hem de Suudi Arabistan onlarca yıl devam edecek ve hatta tüm dünyayı içine çekecek yeni cihan harbi çıkmasını istiyor mu? Bilindiği üzere özellikle Arap dünyasında böyle bir savaş bir kere patlak verdiğinde herkes herkese karşı savaşmaya başlar” diye konuştu. Medvedev, “Suriye’de patlak verebilecek savaş kimsenin çıkarına olamayacağına göre ABD ve Rusya’nın ve hatta belirli çekincelerle Türkiye’nin de uyguladığı sert adımlarla taraflar görüşme masasına çekilmeli. Üçüncü Dünya Savaşı başlamasının kimse tarafından istenmediği düşünüyorum." dedi.  

5 Şubat 2016 Cuma

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Çocuk Cezaevleri için Kanun Teklifi Verdi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Çocuk Cezaevleri için Kanun Teklifi Verdi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba çocuk cezaevleri için kanun teklifi verdi. Kanun Teklifi gerekçesinde, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu uyarınca “çocukların yüksek yararının gözetilmesi” ilkesi hatırlatılarak, iyileştirme iddiası ile çocuk hükümlülere ziyaretlerin kapalı görüş usulü ile yapılmasının bir hak gasbına neden olduğu belirtildi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, çocuk cezaevlerinde uygulanan kapalı görüş uygulamasının kaldırılarak, tüm görüşlerin açık usulle yapılması için TBMM’ye kanun teklifi verdi.

Teklif gerekçesinde, Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre hükümlü ve tutuklu toplamda 2.374 tane çocuk mahkum bulunduğu, diğer Ceza İnfaz Kurumlarında olduğu gibi Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında da kapalı görüş usulü uygulandığı belirtildi. Çocuk hükümlüler için de üç kapalı görüş, bir açık görüş olmak üzere infaz koruma memurları nezaretinde görüş hakkı verildiği belirtilen teklifte, kapalı görüş uygulamasında, aile veya ziyaretçi olarak gelen kişilerle gerçekleştirilen görüşmeler sırasında arada bir camın bulunduğu ve telefon aracılığı ile görüşüldüğü ifade edildi.

Teklif gerekçesinde, Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu uyarınca “çocukların yüksek yararının gözetilmesi” ilkesi hatırlatılarak, iyileştirme iddiası ile çocuk hükümlülere ziyaretlerin kapalı görüş usulü ile yapılmasının bir hak gasbına neden olduğu belirtildi. Gerekçede, "Çocukların aileleri ve ziyaretçileriyle iletişimlerini bu vesileyle zorlaştırmak, mahkum çocukların adalet duygusunu köreltmekte, bunun yanı sıra ötekileştirilme ve dışlanma duygusunu hissettirmektedir." ifadeleri yer alırken, bu problemlerin giderilmesi amacıyla Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında bütün görüşlerin açık görüş olması gerekmektedir denildi.

Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba’nın TBMM Başkanlığına sunduğu Kanun Teklifi şöyle:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI'NA

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımla arz ederim.

Veli AĞBABA
Malatya Milletvekili


GENEL GEREKÇE
Ülkemizde Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlara göre hükümlü ve tutuklu toplamda 2.374 tane çocuk mahkum bulunmaktadır. Diğer Ceza İnfaz Kurumlarında olduğu gibi Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında da kapalı görüş usulü uygulanmaktadır. Çocuk hükümlüler için de üç kapalı görüş, bir açık görüş olmak üzere infaz koruma memurları nezaretinde görüş hakkı verilmektedir. Kapalı görüş uygulamasında, aile veya ziyaretçi olarak gelen kişilerle gerçekleştirilen görüşmeler sırasında arada bir cam bulunmakta ve telefon aracılığı ile görüşülmektedir.

Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu uyarınca “çocukların yüksek yararının gözetilmesi” ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkeden yola çıkarak, iyileştirme iddiası ile çocuk hükümlülere ziyaretlerin kapalı görüş usulü ile yapılması bir hak gaspına neden olmaktadır. Çocukların aileleri ve ziyaretçileriyle iletişimlerini bu vesileyle zorlaştırmak, mahkum çocukların adalet duygusunu köreltmekte, bunun yanı sıra ötekileştirilme ve dışlanma duygusunu hissettirmektedir.

Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında kapalı görüş usulünden kaynaklı ortaya çıkan psikolojik problemlerin en az seviyeye indirilmesi gerekmektedir. Bu amaç doğrultusunda Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında bütün görüşlerin açık görüş olması gerekmektedir.

MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Kanunu’nun 83. Maddesinin 3. Fıkrasına bir cümle eklenerek, çocuk hükümlülere ziyaretlerde yalnızca açık görüş usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

MADDE 2- Yürürlük maddesidir.

MADDE 3- Yürütme maddesidir.

5275 SAYILI CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1 – 5275 sayılı Kanunun “Hükümlüyü Ziyaret” başlıklı 83. Maddesinin 3. Fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Çocuk hükümlülere ziyaretlerde açık görüş usulü uygulanır.”

MADDE 2 - Bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

MADDE 3 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.”

Kaynak: chp.org

25 Ocak 2016 Pazartesi

ABD en büyük düşman Rusya olduğunu açıkladı

ABD en büyük düşman Rusya olduğunu açıkladı
ABD Kara Kuvvetleri Komutanı Milley, ABD'nin en büyük düşmanının Rusya olduğunu açıkladı.
ABD için yeryüzündeki en büyük tehdidin Rusya olduğunu söyleyen  Milley, Rusya'nın ABD için tehdit oluşturmasının sebebini de sahip olduğu nükleer güç olarak açıkladı.

ABD Ordusu Kara Savaşı Enstitüsü Dernek kahvaltısında konuşan ABD Kara Kuvvetleri Komutanı General Mark Milley, "ABD için yeryüzündeki en büyük tehdit Rusya" dedi. Milley, Rusya'nın ABD için tehdit oluşturmasının sebebini ise, sahip olduğu nükleer güç olarak açıkladı.

Rusya'yı agresif davranmakla suçlayan Milley, Rusya'nın ABD için tehdit oluşturmasının bir diğer sebebin de askeri alanda yaptığı yatırımlar olduğunu iddia etti.


24 Ocak 2016 Pazar

CHP MYK görev dağılımı 24 Ocak 2016

CHP MYK görev dağılımı

  • Kamil Okyay Sındır: Genel Sekreter  
  • Selin Sayek Böke: ve Parti Sözcüsü  ve Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı 
  • Veli Ağbaba: İşçi Sendikaları ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Çetin Osman Budak: İşveren Sendikaları ve Meslek Birliklerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  •  Erdal Aksünger: Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı 
  • Zeynep Altıok: İnsan ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Tekin Bingöl: Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Öztürk Yılmaz: Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Yasemin Öney Cankurtaran: Tanıtım ve Halkla İlişkilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Lale Karabıyık: Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Ahmet Haluk Koç: İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Bülent Tezcan: Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  
  • Seyit Torun: Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı  

18 Ocak 2016 Pazartesi

CHP Parti Meclis Üyeleri Seçildi

CHP Parti Meclis Üyeleri Seçildi
CHP 35. Olağan Kongresi 16-17 Ocak tarihlerinde yapıldı. En yüksek oyu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke'nin aldığı Parti Meclisi seçimlerinde %10 gençlik ve %33 kadın kotası uygulandı.

CHP'nin Parti Meclis üyeleri: 
Selin Sayek Böke
Erdal Aksünger
Fikri Sağlar
Ali Özgündüz
Necati Yılmaz
Veli Ağbaba
Aykut Erdoğdu
Devrim Kök
Haluk Koç
Gürsel Erol
Candan Yüceer
Hakkı Süha Okay
Seyit Torun
İlhan Cihaner
Ali Özcan
Mehmet Tüm
Bülent Tezcan
Mustafa Moroğlu
Eren Erdem
Sezgin Tanrıkulu
Ali Öztunç
Çetin Sosyal
Tekin Bingöl
Mehmet Ali Çelebi
İdris Yıldız
Bülent Kuşoğlu
Öztürk Yılmaz
Gamze Akkuş İlgezdi
Gülseren Onanç
Çetin Osman Budak
Kamil Okyay Sındır
Haydar Akar
Zeynep Altıok
Orhan Sarıbal
Hakkı Akalın
İdris Akyüz
Mevlüt Dudu
Aylin Nazlıaka
Sibel Özdemir
Turan Hançerli
Yıldırım Kaya
Hüsnü Süslü
Emre Çam
Gamze Taşçıer
Canan Kaftancıoğlu
Serra Kadıgil
Tuğba Ütabay
Ferihan Karasu
Sevda Erdan Kılıç

CHP 35. Olağan Kurultay Sonuç Bildirgesi

CHP 35. Kurultay Sonuç Bildirgesi açıklandı 
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Arena Spor Salonu’nda 16-17 Ocak 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen Olağan Kurultayını tamamlandı. 35. Olağan Kurultayını tamamlayan CHP, 21 maddelik Sonuç Bildirgesi  açıkladı.

CHP 35. Olağan Kurultay Sonuç Bildirgesi

-Parti devleti düzenine son verilecek, saydam ve hesap verebilir bir hukuk devleti kurulmalıdır.

-Yargı, siyasetin ve her türlü güç odağının kontrolünden kurtarılmalı, ‘özel güdümlü’ yargı uygulamalarına son verilmeli , yargı bağımsızlığı tam olarak sağlanmalıdır.

-Darbe hukuku ve onu tahkim eden tüm düzenlemeler kaldırılmalı, hak ve özgürlükler hiçbir ayrım yapmaksızın tüm yurttaşlarımız için kesin güvence altına alınmalıdır.

-Siyasi Partiler Yasası ve seçim yasaları, milli iradenin kusursuz temsilini sağlamak üzere değiştirilmeli, lider sultasına son verilerek milletin vekilini milletin seçeceği, halkın iradesinin Meclis’te baraja takılmadan temsil edilebileceği demokratik siyaset rejimi getirilmelidir.

-Kuvvetleri tek elde toplamaya dönük girişimler boşa çıkarılarak, kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter demokrasi güçlü ve etkin kılınmalıdır. Parlamento güçlendirilmeli, parlamento üzerindeki her türlü vesayete son verilmelidir.

-Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk paylaşımı, halkın ihtiyaçlarını gözeterek, en üst düzeyde katılım sağlanabilecek şekilde belirlenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır.

-Cumhurbaşkanlığı makamı, Anayasayı çiğneyen pozisyondan kurtarılmalı, Anayasal sınırlar içine çekilerek, demokratik süreç içerisinde anayasaya saygılı bir Cumhurbaşkanı’nın göreve gelmesi sağlanmalıdır.

-Düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlükleri başta olmak üzere temel hak ve özgürlükler önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

-Aileden başlayarak, hayatın her alanında ve devlette her türlü otoriterleşmeye son verilmelidir.

-Basın özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı, tutuklu gazeteciler ayıbına son verilmeli, medya 4. kuvvet olarak anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.

-Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez. Toplumsal barış, yalancı çözüm süreçleri ile inşa edilemez. Etnik köken ve inanç temelinde siyaset kıskacına alınmış olan sorun, barışın toplumsallaştırılmasını hedefleyen Üçüncü Yol Perspektifi ile aşılmalıdır. Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir.

-Laiklik, inançların ve yaşam tarzlarının güvencesidir. Devletin tüm inançlara saygılı, tüm inançlara eşit mesafede olacağı bir laiklik anlayışı güçlü bir şekilde kurulmalıdır.

-Her türlü ayrımcılığa ve ekonomik, toplumsal, siyasal eşitsizliklere karşı topyekûn mücadele edilmelidir. Hak ve eşitlik temelinde kadınlar ve gençler desteklenmeli, engellilere ve toplumun dezavantajlı kesimlerine fırsat eşitliği sağlanmalıdır.

-Kalkınmayı yalnızca zenginleşme olarak anlayan yaklaşıma son verilmeli, insani kalkınma öncelikleri gözetilmelidir. Yüksek teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli üretim yapan, kalkınmanın merkezine insanı koyan, güçlü ekonomi ile zengin bir refah toplumu yaratılmalıdır.

-İnsanı, çevreyi ve doğal yaşamı yok sayan, para kazanma hırsını her türlü toplumsal, insani değerin önüne koyan üretim anlayışına son verilmelidir. Ku?resel ısınma ve çevre kirliliğine karşı ekonomide dönüşüm ve su?rdu?ru?lebilirlik sağlanmalıdır.

-Sosyal devlet kurulmalı, hak temelli uygulamalarla zenginliğin adaletli paylaşımı ve sosyal adalet sağlanmalıdır.

-Eğitim reformuyla, aklın ve bilimsel düşüncenin egemen olduğu, bilgi çağını yakalamış, evrensel değerlerle donatılmış bir eğitim sistemi kurulmalı, eğitim kalkınmanın temeli ve motor gücü olarak çağdaş bir anlayışla ele alınmalıdır.

-Üniversitelerin üzerindeki iktidar baskısı kaldırılmalı, akademik özgürlüğün temel koşulları sağlanmalıdır.

-Sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmak her yurttaşın anayasal hakkıdır. Ücretsiz ve kaliteli sağlık hizmeti sağlayan, sosyal adaleti temel alan bir sağlık politikası inşa edilmelidir.

- ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi ekseninde, yayılmacı ve maceracı tuzaklara düşmeden, komşularla iyi ilişkileri esas alan, AB üyeliğini hedefleyen, inanç ve mezhep odaklı siyaseti dışlayan bir dış politika oluşturulmalıdır.

-Ülkenin her yerinde huzur ve barışın tesis edildiği, terör saldırıları karşısında vatandaşların can güvenliğinin sağlandığı, insan haklarına saygılı bir güvenlik politikası oluşturulmalıdır.

15 Ocak 2016 Cuma

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Çınar saldırısını yapanlar halktan özür dilemelidirler

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Çınar saldırısını yapanlar halktan özür dilemelidirler
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Çınar saldırısına ilişkin açıklamalar yaptı. Demirtaş, "Çınar saldırısını yapanlar halktan özür dilemelidirler" dedi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK'nın Diyarbakır'ın  Çınar İlçesi'nde Emniyet Müdürlüğü'ne yaptığı saldırıya ilişkin ilk defa konuştu. Demirtaş, 1'i  polis, 1'i bebek 6 kişinin öldüğü saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, "Çınar saldırısını yapanlar; kadınlar, bebekler ve siviller için çıkıp bu halktan özür dilemelidirler" dedi.

CHP Parti Meclisi akademisyenlerin gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi

CHP Parti Meclisi akademisyenlerin gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi 
Bugün toplanan CHP Parti Meclisi, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" üyelerinin gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi.

Genel Sekreter Gürsel Tekin'in okuduğu Parti Meclisi Bildirisi'nde, " “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisine imza atan 1128 akademisyen üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı emir telakki eden yargının ve bazı üniversite yönetimlerinin harekete geçmesi Türkiye demokrasisine yeni bir leke düşürdü. Bugün sabah itibariyle Cumhurbaşkanı’nın verdiği talimatla açılan soruşturmayla çok sayıda akademisyen gözaltına alındı ve görevden uzaklaştırmalar başladı. CHP Parti Meclisi olarak, ancak demokrasi dışı rejimlerde rastlanan, düşünceyi açıklama özgürlüğü ve bağımsız yargıyı hedef alan bu operasyonları hukuksuz, kabul edilemez ve son derece tehlikeli buluyoruz. Geçmişte bazı kişi ve mihraklar tarafından hedef gösterilen insanların katledilmesi hafızalarımızdadır. Maalesef, Cumhurbaşkanı himayesinde konuşan bir mafya liderinin ‘akan kanlarınızla duş yapacağız’ ifadesi endişelerimizi güçlendiriyor." denildi


İşte CHP Parti Meclisi Bildirisi (15 Ocak 2016)

Cumhuriyet Halk Partisi, her türlü terörü amasız fakatsız ve lakinsiz şiddetle kınar ve lanetler. Terörün insanlık suçu olduğunu kabul eder.

“Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisine imza atan 1128 akademisyen üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı emir telakki eden yargının ve bazı üniversite yönetimlerinin harekete geçmesi Türkiye demokrasisine yeni bir leke düşürdü. Bugün sabah itibariyle Cumhurbaşkanı’nın verdiği talimatla açılan soruşturmayla çok sayıda akademisyen gözaltına alındı ve görevden uzaklaştırmalar başladı.

CHP Parti Meclisi olarak, ancak demokrasi dışı rejimlerde rastlanan, düşünceyi açıklama özgürlüğü ve bağımsız yargıyı hedef alan bu operasyonları hukuksuz, kabul edilemez ve son derece tehlikeli buluyoruz. Geçmişte bazı kişi ve mihraklar tarafından hedef gösterilen insanların katledilmesi hafızalarımızdadır. Maalesef, Cumhurbaşkanı himayesinde konuşan bir mafya liderinin ‘akan kanlarınızla duş yapacağız’ ifadesi endişelerimizi güçlendiriyor.

CHP olarak düşünce açıklama özgürlüğünü demokrasinin vazgeçilmez temel ilkelerinden biri olarak kabul ediyor ve kararlılıkla savunuyoruz. Bu anlayışla, şiddet çağrısı içermedikçe ifade özgürlüğünü kullanan tüm yurttaşların yanındayız ve onlara destek olmaya devam edeceğiz.

Söz konusu akademisyenler bildirgesi ekseninde devam eden hukuksuz soruşturma, gözaltına alma ve görevden uzaklaştırmaların derhal son bulmasını talep ediyoruz.

14 Ocak 2016 Perşembe

Oluk oluk kan akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız diyen Sedat Peker'e soruşturma açıldı

Oluk oluk kan akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız diyen Sedat Peker'e soruşturma açıldı
Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyesi akademisyenlere "Oluk oluk kan akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” diye tehditler savuran Sedat Peker hakkında soruşturma açıldı.

Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyesi  1128 akademisyenin imzalayıp yayınladıkları bildiriden sonra, “Sözde Aydınlar Çanlar İlk Önce Sizin İçin Çalacak” başlıklı yazı yayınlayarak,  “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” diye tehdit eden Sedat Peker'e soruşturma açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Basın Suçları Soruşturma Bürosu, bir grup avukatın verdiği şikayet dilekçesini kabul ederek Sedat Peker hakkında soruşturma başlattı.

Umut Oran da kurultayda genel başkan adayı olmayacağını açıkladı

Umut Oran da kurultayda genel başkan adayı olmayacağını açıkladı
Umut Oran da 16-17 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek olan, CHP 35. Olağan Kurultayda Genel Başkanlığa  adayı olmayacağını açıkladı.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Umut Oran,  “CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’nda Genel Başkanlığa aday değilim. Ayrıca Kurultay’da Parti Meclisi (PM) üyeliği için de aday olmayacağım. Erteliyorum ama vazgeçmedim” dedi.

Rusya Ebola virüsünün aşısını buldu

Rusya ebola virüsünün aşısını buldu
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ebola virüsünün aşısını bulduklarını açıkladı. Putin, dünyaya korku salan Ebola virüsüne karşı en etkili ilacı bulduklarını duyurdu.

Rusya'nın bulduğu aşının Ebole virüsüne karşı diğer ilaçlardan daha etkili olduğunu söyleyen Putin, “İyi bir haberimiz var, Sağlık Bakanı da bu konuyla ilgili açıklama yapacaktır. Rusya gerekli testlerden sonra bu zamana kadar dünyada kullanılan diğer ilaçlara kıyasla daha etkili olduğu saptanan Ebola virüsüne karşı ilacı buldu” dedi.

Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'na CHP Kadın Kolları Kongesinde konuşmasına izin verilmedi

Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun CHP Kongesi'nde konuşmasına izin verilmedi
Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun CHP Kadın Kolları Kongesi'nde konuşmasına izin verilmedi. 

CHP Ankara İl Kadın Kolları Kongresinde kürsüye çıkarak konuşmak isteyen Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun  konuşmasına izin verilmedi. Ankara İl Kadın Kolları Başkanı Zuhal Sirkecioğlu Dönmez ile Eminağaoğlu arasında tartışma yaşandı. 

Zuhal Sirkecioğlu Dönmez, Eminağaoğlu'na delege olmadığı için kürsüye çıkıp konuşma yapamayacağını söyleyerek talebini reddetti. 

Salonda bulunan bazı partililer Eminağaoğlu'nu desteklerken, Dönmez, "Burası kadın kolları kongresi. Yüksek Seçim Kurulu ile veya başka bir şeyle alakası yok. Lütfen aşağı iner misiniz?" dedi.

13 Ocak 2016 Çarşamba

Papa X Leo çok sevdiği hangi hayvanını ölünce Vatikan'a gömdürüp sanatçı Raphael'e bu hayvanın freskini çizdirmiştir

Papa X Leo çok sevdiği hangi hayvanını ölünce Vatikan'a gömdürüp sanatçı Raphael'e bu hayvanın freskini çizdirmiştir

Cevap:Fil

Evreka meyer ve lizbon hangisinin çeşitleridir

Evreka meyer ve lizbon hangisinin çeşitleridir

Cevap: Limon

Futbol kurallarına göre pozisyon sırasında hangisi rakip kale çizgisine sondan 2. savunma oyuncusundan daha yakınsa ofsayt verilmez

Futbol kurallarına göre pozisyon sırasında hangisi rakip kale çizgisine sondan 2. savunma oyuncusundan daha yakınsa ofsayt verilmez

Cevap:Futbolcunun kolu

Halk arasında hangisine gırnata denir

Halk arasında hangisine gırnata denir

Cevap:Klarnet

Hangi ülkenin adıyla bir deniz vardır

Hangi ülkenin adıyla bir deniz vardır

Cevap: Çin

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce aday olmayacağını açıkladı

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce aday olmayacağını açıkladı
CHP Yalova Milletvekili Muharrem 16-17 Ocak'ta yapılacak olan kurultayda aday olmayacağını açıkladı. İnce, yaptığı yazılı açıklamada, "Aday olmam durumunda demokrasicilik oyununa meşruiyet kazandıracağımı görmüş bulunmaktayım" ifdelerine yer verdi.

Kurultay'da Aday olmayacağını açıklayan Muharrem İnce yaptığı yazılı açıklamada, “Kurultayın kongre süreçlerinin ortaya çıkardığı tablo gereği yeniden genel başkanlığa, basında yazılan görevlerin hiçbirine aday olmayacağımın kamuoyumuz tarafından bilinmesini isterim. Aday olmam durumunda partideki mevcut yapının demokrasicilik oyununa meşruiyet kazandıracağımı, yanlışlara, olumsuzluklara tersinden katkı sağlama durumunda kalacağımı gördüğümden, aday olmamın doğru olmayacağını görmüş bulunmaktayım” dedi.

Muharrem İnce’nin yaptığı yazılı açıklama şöyle:

7 Haziran seçimleri 14 yıldır süren AKP iktidarının tarih olması için halkımız tarafından muhalefete verilmiş bir büyük fırsat olduğu halde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından gerektiği biçimde değerlendirilememiştir.

Türkiye Büyük Meclisi Başkanlığı seçiminde yaşanan gelişmeler ve sonrasında izlenen yanlış politikalar ile bugün içinde bulunduğumuz duruma gelinmesine neden olunmuştur.
Özellikle AKP ile yürütülen sözde koalisyon görüşmeleri tarihin karşısında bizi mahkum etmeye yeter de artar.

Bir aydan fazla süren bu görüşmelerde 14 yıldır AKP karşısında ana muhalefet partisi olan bir partinin “istikşafi görüşmeler” olarak adlandırılan bir süreci yaşaması kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değildir.

14 yıldır bütün görüşlerimiz, düşüncelerimiz, eylemlerimiz ortada olduğu halde parti yönetimi, “biz istikşafi yapılacak bir parti değiliz”, “bu anlayışı kabul edemeyiz” diyememiştir. Bu görüşmeler için üretilen gerekçeler ise CHP’ye yakışmayan bir aklın izahları niteliğindedir.

Uzlaşma, masada olma, taraflar ortak amaçlara, ulaşılması gereken hedeflere sahip ise demokratik kültürün, demokrat olmanın bir gereğidir.

Başından itibaren karşı tarafın uzlaşma, ortak hedeflere ulaşma amacı taşımadığı, kendilerinin ifade ettiği biçimde “keşif” niteliği taşıyan bir görüşmeyi “uzlaşma ve masada olma” gerekçesi ile savunamayız.

Bugün benzer bir durum yeni anayasa yapmak adına aynen sürdürülmektedir.
AKP’nin açıkça bir rejim değişikliği içeren Başkanlık sistemi talebinin tartışılacağı, bunun için meşruiyet oluşturucu bir platform olacağı belli olan bir komisyona CHP’nin sadece “masada olması, kendi görüşlerine güvenmesi” olarak bakmak bizler için gelecekte bedeli çok ağır olan bir sürecin kapısının aralanmasıdır.

Unutmayalım ki böyle bir kapı aralanırsa, o kapı sonuna kadar açılacaktır ve CHP için o kapının arkasında kalmaktan başka bir sonuç oluşmayacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi bir büyük Kurultayının arifesinde bulunmaktadır.

Ne yazık ki Kurultayımız, partinin ihtiyaç duyduğu yenilenmeyi gerçekleştirmekten uzak bir il kongreleri sürecinin ardından toplanmaktadır. Çünkü bu kurultaya giden süreçte ortaya çıkan temel görüş başarısızlıkla hesaplaşma, tepeden tırnağa yenilenmek olmamıştır. Öne çıkan görüş, sorunun Genel Başkanının etrafında olduğu dolayısıyla değiştirilmesi gerekenlerin bu kadrolar olduğu görüşüdür. Kurultayımız için bu görüş etrafında bir beklenti oluşturulmuştur.

Bu beklentiyi oluşturanlara göre Cumhuriyet Halk Partisinde başarısızlıklardan sorumlu olan örgütlerdir, Genel Başkan dışında bütün parti yöneticilerdir. Bir benzetmeyle anlatacak olursak lokomotif sağlam, arkasındaki vagonlar arızalıdır, çürüktür. Kullanım süreleri bitmiştir.

Oysa gerçek tam tersidir.
Çünkü bu yönetimlerin oluşmasının, kadroların tek seçicisi doğrudan partinin genel başkanıdır. Seçici olarak genel başkanın hatalı olmadığını ama seçtiklerinin hatalı olduğunu söyleyip değiştirilmesinin talep edilmesi Cumhuriyet Halk Partisine böylesi bir süreçte hiç bir katkı sağlamadığı gibi partide onarılmaz başka yaralar açacak bir tavırdır.
Özellikle çeşitli il ve ilçelerde yapılan kongrelerde tanık olunan durumlar bize bunu şimdiden düşündürmektedir. Bolu Merkez İlçe, Bartın Merkez İlçe, Kayseri Bünyan, Tekirdağ Çorlu, Çerkezköy, Süleymanpaşa, Giresun Bulancak gibi ilçeler hızlandırılmış kongre süreci nedeniyle il kongrelerinde temsil edilememişlerdir. Türkiye’nin en büyük mahallelerinden biri olan İçerenköy Mahallesi delege seçimleri de bu hızlandırılmış kongre sürecine kurban gitmiştir.

Böyle bir tavrın doğal sonucu mevcut kadrolar açısından temel hedefimiz olan seçimleri kazanmak değil Kurultayları kazanmak olmuştur.

Acı gerçek Cumhuriyet Halk Partisinin kötü yönetildiği, temel politikalarının ve ilkelerinin büyük yaralar aldığıdır. Kendisine destek veren 12 milyon insanda ve toplumun tümünde umut olmadığıdır. Bunu tersine çevirecek gelişmeler yerine her gün bu umutsuzluğu, güvensizliği besleyecek gelişmeler olmaktadır.

Bunun son günlerdeki somut örneklerinden biri basına yansıyan CHP’li bir milletvekilinin odasındaki Atatürk resmini indirdiği olaydır. Böylesi bir olay karşısında CHP yönetimi, olayı açıklığa kavuşturma, sorumlusundan hesap sorma yerine üzerini örtmeyi, unutulmaya bırakmayı tercih etmiştir. Konunun duyulmasından sorumlu milletvekili çağrılıp “nedir bu durum” denilememiştir.

Bir başka somut örnek ise yazdığı yazılar ile nefret tohumları saçan, Cumhuriyet Halk Partisine, onun kurucu kadrolarına en aşağılık sıfatları yazan birinin ölümü üzerine taziyede bulunulmasıdır. Eğer bu tavır insani bir durum ise Kenan Evren’in ölümü üzerine gösterilen tutum ne anlama gelmektedir?

Benzer bir tutumun bir başka örneği Diyanet İşleri Başkanlığının “Alevilerle evlenilmez” fetvası karşısında izlenmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı, Anayasal bir kurum, bir inancın, bir mezhebin kurumu olmadığı gibi Osmanlının Şeyhülislamlık makamı da değildir. Diyanet İşleri Başkanlığının yasal durumu bu iken parti olarak bu mezhepçi, toplumsal barışımıza karşı bu akıl dışı yaklaşıma gerekli tepki verilememiştir.

Unutulmasın ki bu ve benzeri tavırlar, tarihe kaydedilmiştir.

Ben bir önceki olağanüstü Kurultay’da bu anlayışı değiştirmek için aday oldum.
Bu konuda ortaya koyduğum iddiamın arkasındayım.

Ancak yukarıda da açıkladığım gibi bu Kurultayın kongre süreçlerinin ortaya çıkardığı tablo gereği yeniden genel başkanlığa, basında yazılan görevlerin hiçbirine aday olmayacağımın kamuoyumuz tarafından bilinmesini isterim. Aday olmam durumunda partideki mevcut yapının demokrasicilik oyununa meşruiyet kazandıracağımı, yanlışlara, olumsuzluklara tersinden katkı sağlama durumunda kalacağımı gördüğümden, aday olmamın doğru olmayacağını görmüş bulunmaktayım.

Dileğim bütün söylediklerimde şahsımın yanılmış olmasıdır.

Son olarak yapılacak olağan kurultayımızda parti içi demokrasiyi gerçekleştirmek ve partideki korku imparatorluğunu ortadan kaldırmak iddiasıyla gelmiş bir yönetimin Parti Meclisi seçimlerinde Blok Liste yöntemine başvuracağını düşünmüyorum.

8 Ocak 2016 Cuma

Genelkurmay Akit yazarı Hasan Karakaya'nın ölümünde taziye telefonu açmamış

Genelkurmay Akit yazarı Hasan Karakaya'nın ölümünde taziye telefonu açmamış
Genelkurmay'ın Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya'nın ölümünden sonra taziye telefonu açmadığı ortaya çıktı.

Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü'nün, Yeni Akit yazarı Hasan Karakaya'nın ölümünden sonra oğlunu arayarak, "Haksızlığa karşı en zor zamanda konuşmasını bilmiş ve dik duruşundan asla taviz vermemiştir" dediği iddia edilmiş "dik duruş" ifadesi ise tartışmalara neden olmuştu.

Genelkurmay'ın iddia edildiği gibi Karakaya'nın oğlunu taziye için aramadığı ortaya çıktı.  Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer, Tuğgeneral Özkürkçü'nün konuya ilişkin yaptığı açıklamayı köşesine taşıdı.

İşte Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü'nün o açıklaması:
Size vefatlarını müteakip ailelerine taziyede bulunduğumuz kişilerin bazılarını gönderiyorum. Bunların dışında vefat eden bazı yazar ve sanat dünyasına ait isimler de var ama onlar uzun bir liste, gerek görmedim göndermeye. M. Ali Birand 19 Ocak 2013, Prof. Toktamış Ateş 21 Ocak 2013, Yaşar Kemal 28 Şubat 2015, Zeki Alasya 10 Mayıs 2015, Erol Simavi 8 Haziran 2015, Cüneyt Arcayürek 23 Haziran 2015, Levent Kırca 12 Ekim 2015, Çetin Altan 22 Ekim 2015, Hasan Pulur 1 Aralık 2015.

7 Ocak 2016 Perşembe

İran vatandaşlarına Mekke'ye umreye gitmelerini yasakladı

İran vatandaşlarına Mekke'ye umreye gitmelerini yasakladı
Suudi Arabistan'ın Şii din adamı Nimr El Nimr'in idam etmesinden sonra İran ile ilişkiler her geçen gün daha da geriliyor.  İki ülke arasındaki gerginlik İran'ın kendi vatandaşların Mekke'ye umreye gitmelerini yasaklamasıyla yeni bir boyut kazandı. 

Suudi arabistan'ın İran ile ekonomik ve siyasi ilişkilerini kesmesinden sonra İran'dan da misillemeler gelmeye başladı. Suudi Arabistan menşeli ürünlere yasak getiren İran,  şimdi de vatandaşlarının Suudi Arabistan Mekke'ye umreye gitmelerini yasakladı.


4 Ocak 2016 Pazartesi

AKP Hükümeti HDP'yi kapatacak mı

AKP Hükümeti HDP'yi kapatacak mı 
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra basın toplantısı düzenledi. Parti kapatılmasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, prensip itibariyle parti kapatmaya karşı olduklarını söyledi. 

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başta olmak üzere partinin önde gelen isimlerinin milletvekilliğinin düşürüleceği iddialarıyla ilgili olarak "Prensip itibariyle parti kapatmaya da, milletvekili düşürülmesine de karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Biz sorumluluğumuzu yerine getirirken HDP’nin de sorumluluklarını yerine getirmesi en önemli borçtur" dedi.

Kurtulmuş'un basın açıklaması:  
Türkiye bu tabloyu geçmiş dönemlerde maalesef defaatle yaşadı. Parti kapatmanın siyasete en ufak bir faydası olmadığını gördük. Aynı şekilde dokunulmazlıkların kaldırılmasında çok bir sonuç olmadığına şahitlik ettik.
HDP’ye dostça tavsiyemiz şudur; terörün sona erdirilmesi, tüm vatandaşlarımızın eşit olması için en büyük sorumluluk HDP’ye düşüyor. Demokrasinin yöntemlerini kullanması, öncelikle barışı getirirler mi diye oy veren kitlenin taleplerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Kimse HDP’ye terörü desteklesin diye oy vermedi. 
Dolayısıyla öncelikli olarak büyük sorumluluk HDP’ye düşüyor. Zaten parlamentodalar, hangi fikri demokratik yollarla dile getireceklerse buyursunlar getirsinler. Parlamento, demokrasi dışı yollarla Türkiye’nin parçalanma sürecine girmesini sağlayacak sözlerden, eylemlerden kaçınmalıdırlar. Tavsiye olarak sürekli dile getiriyoruz, umarım faydalanırlar. Türkiye hiçbir zaman antidemokratik ortamlarda ne ekonomik olarak, ne sosyal olarak ileri gitmedi. Ne zaman ki hukuki ve siyasi anlamda demokrasi adımları attı, herkes bu sürece katkı sağladı, o zaman Türkiye gelişti. 
HDP kendine oy veren insanların hakkını hukukunu koruyacaksa demokratik teamüllere uyarak katkı sunmalılar. Aksi takdirde hendek siyasetinin yanında durarak, destek vererek, ortaya koyan illegal unsurları meşru hale getirmeye çalışarak Türkiye’de siyaset yapılamaz. Prensip itibariyle parti kapatmaya da, milletvekili düşürülmesine de karşı olduğumuzu ifade ediyoruz. Biz sorumluluğumuzu yerine getirirken HDP’nin de sorumluluklarını yerine getirmesi en önemli borçtur.

İran idamlardan kimi sorumlu tuttu

İran idamlardan kimi sorumlu tuttu
İran Suudi Arabistan'da gerçekleşen idamlardan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tuttu. İran medyası idamların, Riyad ve Ankara ittifakı tarafından ortaklaşa planlanan komplonun ilk sonucu olduğunu iddia etti.

İran, Suudi Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr'in ile birlikte 47 kişinin idamından sonra Türkiye'ye ağır eleştirilerde bulundu. İran medyası da Riyad ve Ankara ittifakı tarafından ortaklaşa olarak planlanan komplonun ilk sonucu olduğunu iddia etti.

Mehr Haber Ajansını konuya ilişkin haberi şöyle:
Suudi Arabistan Şiileri Lideri’nin idamı her özgür insanın yüreğini dağladı, Suudi Arabistan aşırıcılık ve Vahabilik’in kaynağı olarak Irak ve Suriye’de IŞİD, El Nusra ve Ceyş’ül İslam gibi terör örgütlerini desteklemektedir. 
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın son günlerde yaptığı Suudi Arabistan ziyaret ile bölgedeki Şiileri baskıya maruz bırakmak için Riyad ile Ankara arasındaki ittifak bağları güçlendirildi. Diğer taraftan sözü edilen devletlerin terör örgütlerine verdiği destek, Suudi Arabistan Şiileri Lideri’nin idamıyla sonuçlandı.

1 Ocak 2016 Cuma

2016 amorti numaraları

2016 amorti numaraları
2-8

2016 milli piyango büyük ikramiye 0556013 nolu bilete çıktı

2016 milli piyango büyük ikramiye 0556013 nolu bilete çıktı
2016 yılı milli piyango yılbaşı çekilişinde 55 milyonluk büyük ikramiye 0556013 nolu çeyrek bilete çıktı. Büyük ikramiye biletlerinin 3'ü İstanbul biri ise Adana'da satıldı.