31 Mart 2012 Cumartesi

İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Başbakan Erdoğan'a Madem Kuran'dan İlham Alıyorsun Evin Ve Araban Haricinde Neyin Varsa Bağışla


İHSAN ELİAÇIK: BAŞBAKAN KUR'AN'DAN İLHAM ALSIN 
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na ’Kuran bir ilham kaynağıdır’ diyen Başbakan Erdoğan’a Yazar İhsan Eliaçık’tan cevap geldi.

CHP Lideri'nin Kuran'ı kerimle ilgili "Kuran bizim başucumuzdadır. Kuran'ı süslü kablar içinde koruruz" Sözlerine, "Kuran bir süs aracı değil bir ilham kaynağıdır diyen Başbakan Erdoğan'a Habertürk'te Basın Kulübü programında Yazar İhsan Eliaçık'tan cevap geldi.

İslamcı Yazar İhsan Eliaçık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Madem Kuran'dan İlham Alıyorsun  Evi Ve Arabası Haricinde Neyi Varsa Bağışlasın Kuran Bunu Emrediyor Dedi.
BAŞBAKAN KURAN'DAN İLHAM ALSIN
Eliaçık, "Başbakan 'Kuran'dan ilham alalım' dedi. O zaman alalım... Buyrun alalım... Bakarı Suresi 219. Ayette Allahü Teala buyuruyor ki 'Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar.De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin."İşte Allah, ayetleri size böyle açılar ki, derin derin düşünebilesiniz' Bir kamu görevlisinin bir evi bir de araması olması yeterlidir. Madem Kuran'dan ilham alıyor orada yazanı tatbik etmek zorundadır. Madem Kuran'a hizmet ediyor. Evi ve arabası haricinde neyi varsa bağışlasın infak etsin. Okullara din dersi konularak Kurana hizmet olmaz...Ben Türkiye'de Kuran'ı Kerim öğrenilme sorunu olduğunu düşünmüyorum. Kuran'ı Kerim halen çok satan kitaptır. Onu hiçbir kitap geçemiyor. Halen en çok satan kitap. Madem Kuran'dan ilham alıyorsunuz. Bunu bizzat göstermeniz gerekmektedir. Siz bunları neye göre yapıyorsunuz dediklerinde Kuran ve Peygamberin sünnetine göre yapıyoruz diyorlar ya şimdi bir örnek vereceğim... Peygamberimiz Bedir savaşında kılıç kılıça savaştığı düşmanlarının zincire vurulduğunu görünce 'çözün' dedi. 'Ekmeğinizi onlarla paylaşın' dedi. Ama şimdi Peygamberimizi örnek aldığını söyleyen muhaliflerine ne yapıyor bir bakın. 100 tane gazeteci içeride 500 çocuk içeride 6000 kürt vatandaş içeride bunların zincirlerini çözün" diyerek tepki gösterdi...


İSLAMCI AYDINLAR NEDEN SUSUYOR NEDEN ELEŞTİRMİYORLAR?
"Devletin davranışlarını değiştirmediler, davranışlarını devlet yaptılar. Oysa devletin davranışlarını değiştir diye bu halk onları oraya gönderdi. Bırakın seçmelisini o dersin zorunlusunu koymuştu darbeciler. Siz onlardan daha da geridesiniz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin adını değiştiriyorsunuz. Türkiye devletinin Diyanet tarafından çerçevesinde bir dini vardır. Laik falan değildir. Diyanetin çerçevesini çizdiği din halka öğretilmekte ve belletilmetedir. Diyanetin çizdiği bu din ölüler, ruhlar, mezarlar, ritüeller ve kandil geceleriyle sınırlı bir dindir. Oysa İslam esas itibariyle adalet mülkiyet ve vekalet dediğimiz dolsy düşman idrakının ortaya çıkmasında kendini gösterir ama bunlardan kimse bahsetmiyor... Dolayısıyla bunun bir faydası olmayacaktır. Darbe yasalarını, darbecilerin temel kurumlar devam ediyor. Bunları değiştirmeye yanaşmıyorlar...

Ben 28 Şubat sürecinde korku içindeydim, geceleri korkuyla uyurdum, iki defa tutuklandım... Ama bugün de Kürtler, Ulusalcılar aynı korku içindeler. Hükümetin iktidarı kullanış biçimini eleştiriyorum. İslam alimlerini de eleştiriyorum. Neden iktidarı eleştirmiyorlar. İslam alimi islamcı aydın zamanının sultanına karşı olmalıdır..."

AKP KADROLARINDA SADECE RANT COŞKUSU GÖRÜYORUM
AKP hükümetinin kadro profilini ve sınıfsal dayanağını analiz eden Eliaçık Gülen Cemaati'ne de önemli eleştiriler yöneltti:

"Kapitalizme abdest aldırıyorlar. Ben AKP kadrolarında rant coşkusundan başka bir şey göremiyorum, eğer rant kokusu almazlarsa üç km. yol yapmazlar. İktidarın diğer bileşeni olan Cemaatte ise cemaat taasubundan başka bir şey görmüyorum. İnsanlar ehliyet ve liyakat ölçülerine göre göreve getirilir. Ama ehliyet ve liyakat olmasa bile cemaatin adamıdır diye en iyi makamlara getirilmeye çalışıyorlar... Eğer böyle giderse muhafazakar iktidarı rant coşkusu ce cemmat taasubu nedeniyle bitecek. Burada yine söylüyorum, bu iki şey sizi bitirecek."

"Kuranı Kerim'im adı bile paylaşımı ifade eder. Adı bile bölüşümü paylaşımı emreder" diyen Eliaçık güncel İslami elitlerin tüketim kültürünün bir parçası haline geldiğini söyledi ve "adam ihtiraslarını ihtiyaç diye pompalıyor" dedi.(Focushaber.com)

Eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın Kızı Zeynep Erbakan Kocasını Öldürtmek İçin Tefeciye Gitti İddiası Mahkemede


Erbakan'dan şimdi de ‘bel altı’ şantaj davası
Necmettin Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan, boşanma, kardeşleri hakkındaki ‘mal kaçırma’ davasının ardından şimdi de ‘şantaj davası’ açtı... 

Önce koca dayağı, ardından boşanma, sonra kardeşleriyle mal kavgası derken eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan’ın başı şimdi de ‘şantaj’ ile dertte. “Babamın mallarını benden kaçırdılar” diye suç duyurusunda bulunan Zeynep Erbakan, son olarak psikolojik tedavi görürken hastanede tanıştığı genç hakkında da “şantaj” yapıyor diye dava açtı. Suçlanan Murat Çankaya ise “Üç ay birlikte olduk. Benden kocasını öldürtmemi istedi. Ayrıca Ankara’daki kuyumcusuyla da ilişkisi var” dedi. Şok olay, Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Kaya’nın hazırladığı iddianame ile ortaya çıktı. Bir süre sonra görülecek dava için Zeynep Erbakan’ın yanı sıra şantajla suçlanan Murat Çankaya ifade verdi.

‘TEDAVİ DÖNEMİNDE TANIŞTIM’
Asliye ceza mahkemesince kabul edilen dava, son dönemlerde sıkıntılı günler geçiren Zeynep Erbakan’ın suç duyurusu üzerine açıldı. İddianamede, “zincirleme şekilde şantaj ve kişilerin huzur ve sükûnunu bozma” suçunu işlediği gerekçesiyle hakkında 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istenen şüpheli Murat Çankaya ile Zeynep Erbakan’ın karşılıklı ifadelerine yer verildi. Babası Necmettin Erbakan’ın rahatsızlığı döneminde Kasım 2009 ve Ocak 2010 tarihleri arasında Hacettepe’de psikolojik tedavi gördüğü sırada, Murat Çankaya ile tanıştığını belirten Zeynep Erbakan ifadesinde şunları dile getirdi:

‘150 BİN TL VERDİM’
“Eşimle boşanma düşüncem vardı. Murat Çankaya bir avukatın yanında çalıştığı, boşanma davamda hukuki yardımda bulunacağı, ayrıca eşimin mal varlığı ile ilgili araştırma yapacağı vaadiyle benden para istedi. Ben de Aralık 2010 ile Haziran 2011 tarihleri arasında kendisine 150 bin lira verdim. Bu parayı verebilmek için o tarihlerde evimizi sattık ve evin 2/3’sinin parasını verdim. Zira parayı vermediğim takdirde eşime ve kamuoyuna açıklama yapacağı tehdidinde bulunmuştu. Ben de ailemin ismine helal getirmemek için parayı verdim. Bu kişi, daha sonra benden 100 bin lira daha istedi. Vermediğim takdirde de şeref ve saygınlığıma zarar verecek nitelikte isnatlarda bulunup, bunu açıklayacağını belirterek şantaja başladı. Telefonla sık sık arayıp,mesaj çekerek hem huzurumu bozdu, hemde şantajda bulundu. Hastanede aynı serviste bulunduğumuz sıralarda aramızda yaptığımız konuşmanın dışında herhangi bir hadise geçmemiştir. Ancak konuşmaları kaydetmiş olabileceği gibi, ismimi de kullanarak suçlamalarda bulunacağını ve bu yönde açıklamalar yapacağını belirterek şantaja devam etmiştir.”

İşte iddianamedeki Çankaya’nın mesajları
Zeynep Erbakan’ın, Murat Çankaya’nın kendisine gönderdiğini öne sürdüğü mesajlar da iddianamede şöyle yer aldı:
-İlla partiyi mi arayım, oraya mı geleyim, seni rezil mi edeyim, karar senin.
-Adının lekelenmemesi için partiye faks çekmiyorum, ama gerekirse çekerim ve partiye de gelirim, ama itibarına zarar gelmesini istemiyorum, pazartesi benle mutlaka görüş.
-Hâlâ telefonu açmazsan sen bilirsin, zaten pisliklerin gibi sen de bir pisliksin, sonra da dinci diye geçinirsiniz.

'KOCASINI 250 BİNE ÖLDÜRTMEMİ İSTEDİ'
İşsiz, lise mezunu ve eşinden boşandığı belirtilen 35 yaşındaki Murat Çankaya ifadesinde iddiaları yalanlarken Zeynep Erbakan hakkında şok suçlamalarda bulundu. Hacettepe Hastanesi Psikiyatri Servisi Bölüm 44’te birlikte tedavi görürken tanıştıklarını söyleyen Çankaya’nın şu iddialarda bulunduğu öğrenildi: “Benden soyadını bilmediğim eski sevgilisi Serdar adlı kişiye ulaşmamı istedi. Bu kişiye para yedirdi. Kendisiyle bu samimiyet sonrası yaklaşık üç ay cinsel birliktelik yaşadık. 2011 yılının şubat ayının sonlarında başlayan bu ilişkimiz mayıs ayına kadar sürdü.

‘ARAŞTIRMAMI İSTEDİ’
Benden boşandığı eşi Ömer Faruk Baykoç ve eniştesi Mehmet Altınöz’ün mal varlıklarını araştırmamı istedi. Kendi adını kullanmaksızın annem (Hacettepe Öğrenci Yurdu’nda temizlik işçisi) G.Ç. adına İzmir Basmane PTT Şubesi’ne paralar gönderdi. Bu paraları istediği kişilere dağıttım. Bana çeşitli işyerleri tarif edip, buralardan aldığım paraları farklı yerlere bırakmamı söylüyordu. Bu işlemleri İstanbul, Balıkesir ve Adana illerinde yoğunluklu olarak yaptım. Bütün bu işlerin karşılığında bana 100 bin lira ödeyecekti. İlişkimiz devam ettiği sırada beni bunaltıyordu. 24 saat bana ulaşmaya çalışıyordu. Gecenin geç saatlerinde dahi arıyordu. Sayısız tanığım var. Bunaldığım için ilişkimizi kendim bitirdim. Beni 0507.... numaralı telefonu ve sokakta satılan telefon hatlarından alıp arıyordu. Benden kocasını öldürtmemi istedi. Bu işi başardığım takdirde 250 bin lira ödeyeceğini söyledi.

‘KUYUMCU İLE İLİŞKİSİ OLDU’
Benden sonra da İbrahim K. adlı kişiyle ilişkisi oldu. İbrahim, Ankara’da kuyumcuda çalışan evli biridir. Bu kişiye çok miktarda para yedirdi. Ben müştekiden, aylık 3 bin lira ücret ve masraflar dışında para almadım. Hatta para bile verdim. Bana ve aileme kredi çektirdi. Tarihini hatırlamıyorum, ancak İş Bankası’ndan 35 bin lira çektik. Ben bu krediyi ve yakın akrabalardan elden para alarak kendisine 89 bin lira nakit para verdim. Senet veya yazılı belge düzenlemedik. Bu parayı ödeyeceğine yemin etti. Bu para ve vereceğini vaat ettiği toplam 189 bin lira ödeme yapacaktı. Kendisi ile 10 Kasım 2011 tarihinde sözlü anlaştık.

‘FOTOĞRAFI NEDEN VERDİ’
Müştekiye kullandığım telefondan çekilen mesajlar ile soruşturma evrakları içerisinde bulunan ve eniştesi Mehmet Altınöz’e gönderdiğim el yazılı metinleri ben gönderdim. Boşandığı eşi Ömer Faruk Baykoç’a ait iki fotoğrafı neden bana verdiğinin sorulmasını istiyorum. Zira bu kişiden ayrılıp, çocukları yanında kalıp, kalan parayı kendisi yiyecekti. Söz verdiği halde borcunu ödemediği için, partiye, basın ve medya önünde rezil edeceğime dair mesajla, dosyada olmayan posta iletileri gönderdiğim ve bu hususu konuşmak için kendisini aradığım doğrudur.” Cemal DOĞAN/ HT GAZETE

30 Mart 2012 Cuma

Şike Davasında Abdullah Başak Tahliye Oldu

Şike Davasında Abdullah Başak Tahliye Oldu
30 Mart 2012 tarihinde görülmesine devam edilen "Şike Davası"nda Abdullah Başak tahliye oldu. Haberin ayrıntısı için tıklayınız...