1 Aralık 2011 Perşembe

Egemen Bağış Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yatak Odası Dinlendi



AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Erdoğan ailesinin yatak odasının dinlendiğini söyledi
Gözaltı süreleri, gazeteci tutuklamaları ile ilgili eleştirilere cevap vermek için ekran karşısına geçen Egemen Bağış kimsenin vermediği bir sır verdi ki, dinleyen herkesin nutku tutuldu. Bir dönem yasa dışı dinlemelerle kendi özel görüşmelerinin kaydedildiğini de anlatan Bağış, aynı yöntemlerle Erdoğan ailesinin de yatak odasının dinlendiğini açıkladı.

Bürüksel Basın Kulübü'nde konuşan Bağış, yargılamalar sonuçlanana kadar kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğini söyledi. Tutuklu gazeteciler konusundaki tartışmalara da değinen Bağış, mahkemelerin, basın mensuplarının devam eden yargı süreçlerini gereken şekilde sonuçlandırarak iddiaları açıklığa kavuşturmalarının beklenmesini istedi.

AK Parti için kapatma girişiminde bulunduğu kendisi hakkında da siyaset yasağı getirildiğini söyleyen Bağış, özgürlükler noktasında "kadının mini etek giyebilme hakkı kadar başörtüsü hakkında olduğu" yönündeki sözlerinin iddianamede savcı tarafından kışkırtıcı bulunduğunu anlattı.

"BU KAPATMA DAVASI OĞLUMU BİLE ETKİLEDİ"

Kapatma davasının yaklaşık 8-9 ay sürdüğünü ve bu sürede birçok olumsuzluklarla karşılaştığını anlatan Bağış, "Hatta 9 yaşındaki oğlumun hayatı bile zorlaştı. Bir gün bir arkadaşıyla sokakta oynarken arkadaşı bisikletini ödünç istiyor. Oğlum ’hayır’ deyince arkadaşı ’babanın partisini kapatacaklar, işsiz kalacak ve bundan sonra bisiklete binemeyeceksin’ şeklinde konuşmuş. Evde 2 gün ağladı. Bu tür olumsuzluklara katlanmak zorunda kaldık, Allah’a şükür geride kaldı" ifadesini kullandı.

Yargılamaların bazen süre alabileceğini ve insanların hayatlarında bu tür acılara neden olabileceğini kaydeden Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yargı sürecini hızlandırmak için yargı reformu üzerinde yoğun şekilde çalıştığını anlattı.

"ERDOĞAN AİLESİNİN YATAK ODASI BİLE DİNLENMİŞ"

"Bazı basın mensuplarının hükümete muhalif oldukları için tutuklandıkları" şeklinde iddialar olduğunu anımsatan Bağış, hükümeti eleştirenlerin rahatlıkla televizyonlarda konuştuğunu, köşelerinde yazı yazabildiklerini söyleyerek yasa dışı işlere karışanların ise bunlarında icabına bakılmalıdır diye konuştu.

Kendisine ait bazı özel telefon görüşmelerinin bir dergi baskınında ele geçirildiğini ve bu nedenle savcılığa davet edildiğini söyleyen Bağış, yasa dışı dinlemelerle Erdoğan ailesinin yatak odasının bile dinlendiğini iddia etti. Bağış şöyle konuştu:

"Bir gün bu tür davalara bakan bir savcıdan telefon geldi. Beni savcılığa davet ediyordu. ’Neden gelip sizi ziyaret etmeliyim? Bir bakanın gidip savcıyı görmesi normal değil’ dedim. Savcı bunun üzerine ’Elimizde size ait olduğuna inanığımız bazı deliller var. Bir baskında ele geçirdik ve emin olmamız gerekiyor’ dedi. Bunun üzerine savcıya gittim. Bana bazı özel telefon görüşme kayıtları gösterdi. Bu kayıtlarda önemli, gizli ya da devlet sırrı gibi birşey yoktu. Bazılarını 20 yıldır tanıdığım birkaç arkadaşlarımla samimi telefon sohbetleriydi. ’Bu kayıtları nasıl elde ettiğini’ sordum. Bir dergiye yapılan baskında ele geçirilen bir CD’den çıktığını ve burada başka siyasetçilere ait kayıtların da bulunduğunu söyledi. Bu telefon görüşmelerinin gerçek olup olmadığını ve sesin bana ait olup olmadığını sordu. Ben de doğruladım. Sonra yasa dışı yollarla elde edilmiş bu kayıtlardan şikayetçi olup olmadığım soruldu. Şikayetçi oldum, çünkü benim rızam dışında kaydedilmiş sesimi dinlemek gerçekten kötü bir duyguydu. Maalesef bu baskınların bazılarında Başbakan’ın (Recep Tayyip Erdoğan) eşiyle yatak odalarındaki özel sohbetlerinin kaydı bile bulundu. O hale bu sadece basitçe basın özgürlüğü davası olamaz. Başka birçok unsur var. İtalya’daki Temiz Eller davasına ve başka ülkelerdeki benzer davaları hatırlatıyor. Bunlar demokratik yollarla seçilmiş hükümeti demokrasi dışı yöntemlerle devirmek isteyen grup ya da yapılanmalara ilgili" dedi.

UYMAMIZ BEKLENMESİN

Başmüzakereci Bağış, AB dışişleri bakanlarının Suriye’yi ele alacakları yarınki toplantısına Türkiye’nin davet edilmemesine sert tepki gösterdi.

Fransa’nın Türkiye’nin davet edilmesi yönündeki girişiminin Kıbrıs Rum kesimi tarafından veto edilmesini değerlendiren Bağış, ’Demek ki Suriye üzerinde Türkiye’den daha etkili olduklarını düşünüyorlar" dedi.

Bağış, "AB’nin, alınmasında katkımız olmayan kararlarına uymamız beklenmesin" ifadesini kullandı.

AB kararlarına Türkiye’nin de katılması bekleniyorsa, AB zirvelerine ve bakanlar toplantılarına Türkiye’nin de davet edilmesini isteyen Bağış, daha önceki aday ülkelerde tatbik edilen bu davetlerin Türkiye’den esirgenmesini eleştirdi.
Kaynak :internethaber.com

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kendi Sağlığı İçin Tam Gün Yasasını Nasıl Rafa Kaldırdı


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla savunduğu Tam Gün Yasası başına dert oldu... 
AK Parti hükümetinin yıllardır üzerinde çalıştığı, binlerce doktorun günlerce protesto ettiği, mahkeme mahkeme iptal davalarının açıldığı "Tüm Gün Yasası" Başbakan Erdoğan'ın başına dert oldu. 
Nasıl mı?

İşte o hikaye...

Devlet, hekimlere "Ya devlet hastanesinde ya da özel hastanede çalışacaksın" dayatmasının yapılmasının ardından İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden istifa eden Prof. Dr. Dursun Buğra Özel Amerikan Hastanesi'nde görev yapmaya başladı.

Prof. Buğra için herşey yoluna girmişken, Başbakan Erdoğan'ın sağlık sorunları baş gösterdi. Sessiz sedasız Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Erdoğan'a teşhis konuldu ancak doktor bulunamadı.

Çünkü işinde uzman doktorlar "Tam Gün Yasası" sonrası devlet kurumlarından istifa etmişlerdi.

BAŞBAKAN'IN SESİ YETTİ

Tam Gün Yasası tasarısı konuşulmaya başlandığı ilk günden itibaren tasarının geri çekilmesi için sokaklara dökülen binlerce hekimin sesini duymayan Sağlık Bakanlığı, Erdoğan'ın sesini hemen duydu.

Kendi çıkardıkları "Tam Gün" yasasına göre muayenehanesi olan ve özel hastanelede çalışan hekimler üniversite hastanelerinde hastaya müdahale edememesine karşın Prof. Buğra Başbakan'ın operasyonu için bir üniversite hastanesine geldi ve Başbakan Erdoğan'a ''laparoskopik'' yöntemle başarılı bir sindirim sistemi ameliyatı yaptı.

TABİP ODASI TEPKİLİ

Tam Gün Yasası'na karşı hukuki mücadele yürüten İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise yaşanan bu durumu sert bir dille eleştirdi:

"Sonuçta sözünü ettiğimiz kişi Başbakan olunca mevzuat yürürlükten kalkabiliyor. Başbakan'ın hekim seçme özgürlüğü olabilir, ancak bu herkes için olmalı. Yürürlükteki hukuksal mevzuat ile diğer bireyler için yasaklanmış ve Sağlık Bakanı'nın 'milli iradeyi temsil ederek' hassasiyet gösterdiği bu uygulama Sayın Başbakan için yürürlükten kaldırılmış gözükmektedir.

ERDOĞAN'IN İYİLEŞMESİ UZUN SÜRER

Başbakan Erdoğan ile aynı ameliyatı olan Vatan gazatesi yazarı Zülfü Livaneli, operasyonun ayrıntılarını anlattı ve ekledi:

"Umarım Tayyip Bey'de çıkmaz ve kısa zamanda sağlığına kavuşur. Yalnız burada, damdan düşen halden bilir kuralı gereğince bir uyarı yapmak istiyorum. Geçirdiği ameliyat çok ağır ve iyileşme o kadar çabuk da olmuyor." Kaynak : http://www.internethaber.com 

Askerlikte Vicdani Ret Cezası

Askerlikte Vicdani Ret Cezası  Nedir, Askerlikte Vicdani Ret Cezası Ne Demek, Askerlikte Vicdani Ret Cezası, Askerlikte Vicdani Ret Cezası Geliyor, Askerlikte Vicdani Retçiler İçin Yeni Düzenleme Yapılıyor Vicdani Ret Cezası Cezası Geliyor, Vicdani Ret Cezası Ne.


Vicdani ret cezası
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, vicdani red konusunda çalışma yapılacağını belirterek, “Askere gitmek istemeyene ceza vereceğiz. Cezayı hapiste çektikten sonra askerlikten muaf olacak” dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, hükümetin vicdani ret çalışmasına ilişkin şu bilgiyi verdi: “Hem Adalet Bakanımızın dediği hem bizim arkadaşların ortak çalıştığı, diyoruz ki: Bu gibi ‘Ben askere gitmeyeceğim veya üniforma giymeyeceğim’ diyen insanlar için bir ceza yani her seferinde 3 yıl, 5 yıl, 3 yıl, 5 yıl değil. Bir ceza vereceğiz, o cezayı hapiste çektikten sonra da askerlikten muaf olacak. Düzenleme budur, bununla ilgili bir çalışma yapılacak.”