Darbe planını akademisyenler mi yaptı
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 4 bin 811 akademisyenin kamu görevinden çıkartıldığını açıkladı. İhraç olan, çalışma izinleri iptal edilen, ancak haklarında herhangi bir soruşturma açılmayan akademisyenlerin yurt dışına çıkışları da yasaklandı.
Devlet üniversitelerinde çalışırken sırf muhalif oldukları için ihraç edilen akademisyenler, yurt dışına çıkamıyor. Haklarında hiçbir soruşturma açılmamasına rağmen, pasaport başvuruları reddedilerek ya da iptal edilerek keyfi şekilde çıkış izni verilmiyor. Yurt dışında iş bulan, çeşitli üniversiteler tarafından çağrılan akademisyenler engelleniyor. Aynı keyfi durum diğer meslek grupları içinde uygulanıyor.
Kamu üniversitelerinden ihraç edildikten sonra haklarında herhangi bir soruşturma açılmayan yabancı uyruklu akademisyenlere de kendi ülkelerine dönüş izni verilmiyor.
Yabancı uyruklu olup, kapatılan özel üniversitelerde çalışan akademisyenlerin çalışma izinleri de iptal edilmiş. Haklarında herhangi bir soruşturma açılmayan bu akademisyenlere de yurt dışı yasağı getirilmiş.
Çalıştığı özel üniversite kapatıldıktan sonra sınır dışı kararı verilen yabancı uyruklu akademisyenler de bulunuyor. Bu akademisyenlerden bazıları Türk vatandaşlarıyla evli ve çocukları var. Aile bütünlüğü bozularak, çocuklarından ayırarak, ya da çocuklarıyla birlikte sınır dışı ediliyor.
Bir Türk vatandaşıyla evli olup, 15 Temmuzdan önce yurt dışına çıkan, çalıştığı özel üniversite kapatılan ve hakkında hiçbir soruşturma açılmamış olan yabancı uyruklu akademisyenlere de yurda giriş izni verilmiyor.
Bir kamu üniversitesinde çalışırken ihraç edilen, hakkında soruşturma açılmamış, bir Türk vatandaşı ile evli ve aynı zamanda çifte vatandaşlık hakkı bulunan akademisyene, çocuklarını kendi ülkesinde daha iyi koşullarda okutması için gidiş izni verilmiyor.
Hukuk dışı keyfi uygulamaları saymakla bitiremeyiz… Gitmek isteyen akademisyenlere yurt dışına çıkış yasağı getirilirken, kalmak isteyen akademisyenler sınır dışı ediliyor.
KHK ile ihraç edildikleri için işe alınmayan, İş bulamayan, çalışma izinleri iptal edildiği için çalışamayan kişilerin yurt dışına çıkışları engellenerek açlığa mahkum ediliyor.
Tarihte eşi benzeri görülmemiş, görülme olasılığı da pek mümkün olmayan bir darbe sürecinden geçiyoruz. Silahlı kuvvetlerin bir kısmı darbecilik oyunu oynamak istiyor. En büyük bedeli eğitimciler ve sivil memurlar ödüyor. 35 bin öğretmen ve 6 bine yakın akademisyen meslekten ihraç ediliyor.
“Eğitim Ordusu” sözü 15 Temmuz denetimli darbe girişimi ile gerçeğe dönüşüyor.
Tek bir eksikle…
O da silahlarının olmaması.
Silahsız “eğitim ordusu” darbe yapmaya kalkışıyor (!)
Ve onbinlerce eğitimci meslekten ihraç ediliyor.
Sadece akademisyenlere, öğretmenlere değil, yüzbinlerce mağdura, “ağaç kabuğu yesinler” deniliyor. İşine dönmek için açlık grevi yapanlar tukuklanıp ölüme mahkum ediliyor. Onlara sahip çıkan milletvekillerine biber gazı sıkılıyor.
Ama unutmayın, ekmeği için, onuru için mücadele eden insanların haklılığı karşısında “kağıttan kaplan iktidarınız” yanıp kül olacak. İnsanlık dışı işkencelerinize, plastik mermilerinize karşı "Veli Saçılık" kazanacak.
Darbenin en garip yanı ise figüran rolünde de olsa, tek bir siyasi figürün bile “darbe oyununda” rol almadığının, AKP iktidarı tarafından ısrarla iddia edilmesi. Filmin içinde askeri, polisi, öğretmeni, akademisyeni, doktoru, hemşiresi, temizlikçisi, çaycısı, baklavacısı, börekçisi, eri, erbaşı, üç günlük askeri var. Ama siyasi ayağı yok! Hep bir ayak eksik… Filmini çeksen çekilmez. Çünkü inandırıcılığı olmaz.
Devletin tüm imkanlarını FETÖ’nün hizmetine sunan, “ne istediler de vermedik” diyen, devlette örgütlenmesinin, stratejik alanlara girmesinin önünü açan siyasiler hala görevleri başında bulunuyor. Damatlar teker teker gözaltına alınıp serbest bırakılıyor, toplumun gözünde aklanıyor. Milyon dolarları ödeyen iş adamlarının serbest bırakıldığı iddiaları ortada dolaşıyor.
Darbenin siyasi ayağına dokunulmuyor.
Sır gibi saklanıyor
Ama sır değil.
Dokunan yanar, biliyorlar…
Onlar dokunamaz, ama biz dokunacağız.
Yanacaklar!
Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
9 Haziran 2017