10 Ocak 2014 Cuma

Savcı Zekeriya Öz: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Hükümete Yönelik Soruşturmaların Derhal Durdurulmasını İstedi

Savcı Zekeriya Öz: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Hükümete Yönelik Soruşturmaların Derhal Durdurulmasını İstedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği görevinden alınan Zekeriya Öz, basın mensuplarına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsına yönelik iddialarına ilişkin açıklamalar yaptı. Öz, açıklama yapmadan önce odasına giren kişilere "aranızdaki polisler elini kaldırsın" diyerek sivil polisleri odadan çıkardı. 

Başbakan Erdoğan'ın tarafından şahsına yönelik gerçek olmayan iddialar dile getirildiğini söyleyen Öz,  "22 kez yurt dışına çıktığım ispat edilirse aynı gün mesleğimden istifa edeceğimi ilan ediyorum" dedi.

Savcı Zekeriya Öz'ün açıklamaları şöyle:
Hakkımdaki bu iddialar Sayın Başbakan tarafından açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan, daha önceden tanıştığım ve saygı duyduğum iki kişi bizzat Sayın Başbakan tarafından bana gönderilmiştir. 
Bursa’da bir otelde görüştüğüm bu kişiler; sayın başbakanın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını söylediler. 
Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren değerli kişilere; soruşturmanın benim dışımda vicdanları kanunlar çerçevesinde görev yapan savcılar tarafından yürütüldüğünü, kaldı ki kuvvetli deliller nedeniyle bir çok şüphelinin tutuklandığını, kuvvetli deliller bulunduğunu, emniyet müdürlüğüne de yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için hazırlanan soruları değiştirdiği yolunda ihbar yapılması üzerine gittiğimi ve sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü olarak teslim aldığımı, başıma gelebilecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim. Bu cevabımdan sonra çok zarar göreceğim tarafıma söylendi. 
Daha sonra kamuoyunda 2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla görüşerek bu soruşturmaya müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara kaydırılmasını, bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de, o soruşturmadan bilgimin olmadığını, soruşturmanın TMK 10. Maddesi ile yetkili Başsavcı Vekilliği tarafından yürütüldüğünü belirttim. 
Bu görüşmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından şahsıma yönelik gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın organları da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim tekzipler de yayımlanmamaktadır. 
Bu görüşmeden sonra tarafıma tahsis edilen koruma aracı, önceden hiçbir tebligat yapılmaksızın, bilgi verilmeksizin ve gerekçe de gösterilmeksizin 06 Ekim 2014 (Ocak 2014) tarihinde alınmıştır. Yürüttüğüm Ergenekon soruşturmasında aldığım sayısız tehditler nedeniyle tarafıma tahsis edilen koruma aracının alınmasından sonra şahsımın ve ailemin başına gelebilecek her türlü olayın sorumlusu bu usulsüz işlemi yapanlardır.
Hakkımdaki asılsız haberleri yayınlama konusunda öncülük yapan bazı gazetelerin sahiplerinin kamuoyunda 2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen soruşturma kapsamında tüm mal varlıklarına mahkeme kararıyla tedbir konulmuş olması aslında yapılanların nedenini ortaya koymaktadır. 
Tüm bunların yaşandığı günlerde çıkan asılsız basın haberlerine dayanılarak hakkımda başlatılan inceleme daha sonuçlanmadan aynı gün tayinimin çıkarılması üzerimdeki baskının artacağını göstermektedir. 
Ümraniye'de bir gecekonduda yakalanan el bombaları üzerine başlayan Ergenekon soruşturması nedeniyle bugüne kadar şahsımın ve tüm ailemin maruz kaldığı tehditlere bugün yenilerinin eklemesini ve bunun Ergenekon Terör Örgütünün ve faaliyetlerinin büyük oranda deşifre edilmesinin sağladığı huzur ortamında varlığını her geçen gün güçlendirerek sürdüren kesimlerden gelmesini aziz milletime havale ediyorum. 
Bu yaşananlardan sonra Ergenekon soruşturmasını yürüttüğüm sırada gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak şahsıma iletilen ancak yerine getirmediğim için husumet beslenen hukuka aykırı taleplerle ilgili hatıralarımı yazmaya başladığımı belirtirim. 
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlıklar karşısında yılmayacağımı, hukuka uygun olarak haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzlukların üzerine korkmadan gideceğimin herkes tarafından bilinmesini istiyorum.
 

9 Ocak 2014 Perşembe

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat: İsrail Lobisi Ermeni ve Rum Lobileri de birer paralel devlettir

KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat: İsrail Lobisi Ermeni ve Rum Lobileri de birer paralel devlettir
KCK Yürütme Konseyi Eş başkanı Bese Hozat Paris katliamını cemaatin yaptığını iddia etti. Bese Hozat yaptığı açıklamada Gülen Cemaati’nin paralel devlet olduğunu, “İsrail Lobisi Ermeni ve Rum Lobileri de birer paralel devlettir” dedi.

Bese Hozat’ın İsrail Lobisi Ermeni ve Rum Lobileri de birer paralel devlettir” açıklamasına Agos Gazetesi yazarları Yetvart Danzikyan, Rober Koptaş ve Ohannes Kılıçdağı'dan cevap geldi.

Yetvart Danzikyan: Ermeni nefretini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır  
Yetvart Danzikyan daha önce Abdullah Öcalan’ın Milliyet Gazetesine sızan görüşlerinin de benzer olduğuna dikkat çekti. Danzikyan “Madem Ermeni ve Rum lobisi de bu ‘paralel devlet’ ile birlikte hareket ediyor (ki açıklamalarda bu zincir NATO ve Gladio’ya kadar uzanıyor) ve bu böyle açıkça konuşulabiliyor biraz daha ayrıntı bekliyoruz. Elde ne tür bilgi ve belge var, paylaşırlarsa seviniriz. Zira hayli ağır suçlamalar söz konusu. Yok, eğer bu bir kanaat olarak söyleniyorsa toplumun bir kesiminde var olan Ermeni nefretini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır maalesef. Toplumda belirleyici olan güçler arasındaki her türlü kavgada dönüp dolaşıp azınlıkların masaya sürülmesi umutsuzluk yaratıyor doğrusu” dedi.

Rober Koptaş: Türkler ve Kürtlerin, Ermeni, Rum ve Yahudileri hedef göstererek inşa edecekleri barış hayır getirmez
Rober Koptaş da Hozat’ın açıklamalarının Abdullah Öcalan’ın görüşlerine benzediğini söyleyerek. “Türkler ve Kürtlerin, resmi ideolojinin “daimi düşman”ı Ermeniler, Rumlar ve Yahudileri hedef göstererek inşa edeceği bir barışın hayır getirmeyeceğini söylemiştik” dedi. Koptaş değerlendirmesine, “Görünen o ki, AK Parti iktidarı ile Gülen Cemaati arasındaki savaş etrafında siyasi saflar yeniden oluşturulurken, bu ayrımcı yaklaşım yeniden gündeme sürülüyor. Sürülüyor, çünkü Ermeniler, Rumlar, Yahudiler deyip, ardına da “lobi, komplo, gizli, kripto” gibi birtakım malum kelimeleri eklediniz mi, söylediklerinizin içeriğine, tutarlı olup olmadığına bakılmaksızın, sözlerinizin bolca alıcısı çıkar bu ülkede” şeklinde devam etti.

Ohannes Kılıçdağı: Durum sandığımızdan da vahimdir
Agos gazetesi yazarı Ohannes Kılıçdağı ise “vahim paranoya” şeklinde değerlendirme bulundu. Kılıçdağı “Bese Hozat'ın İsrail lobisinin, milliyetçi Ermeni ve Rum lobilerinin birer paralel devlet olduğuna dair sözlerinin kastını anlamadım. Eğer anlatılmak istenen bunların Türkiye'de birer paralel devlet oldukları ise bu o kadar gülünçtür ki üstüne yorum yapmaya değer görmem. Sadece şu kadarını söylerim: Ermeni ve Rum paranoyası, yıllardır özgürlük ve "halkların kardeşliği" mücadelesi verdiğini söyleyen bir örgütün zihin dünyasına kadar sızmışsa durum sandığımızdan da vahimdir” dedi.

Bese Hozat’ın açıklamasına Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından da bir eleştiri geldi. HDP’den yapılan açıklamada “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat’ın, Paris’te Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın katledilmelerinin birinci yıldönümü vesilesiyle verdiği mülakatta, “Türkiye’de resmi devletin dışında oluşan paralel devletler”den söz ederken, “İsrail lobisi... milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri”nin de “birer paralel devlet” olduğuna ilişkin tespitlerinin Halkların Demokratik Partisi (HDP) içinde ve dışında tartışmalara ve endişelere neden olduğunu görüyoruz” dendi. Kaynak: odatv

Geçtiğimiz günlerde İngiltere'de bir cerrahın adının baş harflerini ameliyat ettiği hastasının hangi organına yazdığı ortaya çıkarılmıştır

Geçtiğimiz günlerde İngiltere'de bir cerrahın adının baş harflerini ameliyat ettiği hastasının hangi organına yazdığı ortaya çıkarılmıştır

Cevap:Karaciğer