2 Kasım 2017 Perşembe

Mağdurların sessiz çığlığı ve intiharlar



Mağdurların sessiz çığlığı ve intiharlar
Tarih bugünleri, “adalet”in yok edildiği, insanların “adalet” uğruna intihar ettiği günler olarak kayda geçecek.

Diğer yargısız infaza uğrayanların intiharları gibi, İrfan Bayar’ın intiharı da adaletsizliğe karşı atılan sessiz bir çığlıktı. Sessiz çığlık olur mu demeyin? En acı çığlıklar sessiz ve derinden atılanlardır… Ama sesi kulaklardan hiç gitmez!

Jandarma Uzman Çavuş İrfan Bayar; 1997 yılında Kuzey Irak’ta “gazi” olduktan sonra, Kastamonu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde işçi olarak çalışmaya başlamış. 2011 yılında oğlu Efe’yi “gazi” kontenjanından Kastamonu'daki özel bir koleje kayıt ettirmek istemiş. Ancak başvurduğu okul kontenjanları dolduğu gerekçesiyle Efe’yi kabul etmemiş. Devreye giren İl Milli Eğitim Müdürlüğü, gazi İrfan Bayar’ın oğlu Efe’yi cemaatin kolejine kaydettirmiş.

İrfan Bayar; 2 hafta önce, yapılan FETÖ soruşturması kapsamında, Ankara'ya ifadeye çağırılıyor. Kendisini sorgulayan müfettişe, “O okula oğlumu devletimin kontenjanından gönderdim. Benim FETÖ'ye üyeliğim, irtibatım ve iltisakım yok” diyerek kendini savunuyor.

Bu olaydan sonra, “Devletim beni vatan hainleriyle nasıl aynı kefeye koyabilir” diyerek bunalıma giriyor. Ve… 27 Ekim'de çalıştığı, Kastamonu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün bahçesinde, arabasının içinde ruhsatlı silahıyla intihar ediyor.

İrfan Bayar; 12 yaşındaki oğlu Efe’yi, 9 yaşındaki kızı Şevval Eylül’ü ve tüm sevdiklerini arkasında bırakıp, yargısız infaza isyan ederek intihar etti.

Soruyorum sizlere, İrfan Bayar’ın katili kim?
FETÖ’ün okullar, üniversiteler, yurtlar açmasına izin verenler mi?
Teşvik edenler mi?
Parsel parsel arsa verenler mi?
Efe’yi FETÖ’nün okuluna kaydettirenler mi?
İnsanları FETÖ’nün kucağına itenler mi?
Katil kim?
Hepsi mi?

Biz, gerçek sorumlulardan hesap sormaya söz veriyoruz. FETÖ’yü devletin kılcal damarlarına kadar yerleştirenlerden, çocuklarımızı FETÖ’nün yurtlarına, okullarına mahkum edenlerden hesap soracağız.

Biz, Efe’ye de, Şevval Eylül’e de sahip çıkacağız. Çocuklardan intikam alan, “ağaç kabuğu yesinler” diyen anlayışı mahkum edeceğiz. Tarihin çöplüğüne gömeceğiz. FETÖ’nün okulları, yurtları, üniversiteleri için parsel parsel arsa verenler, istifa ederek kurtulamayacaklar…

AKP bugüne kadar ne gazilere ne de şehitlere sahip çıktı. Dini siyasete alet ettikleri gibi, şehit ve gazilerin üzerinden de siyaset yapmaya devam ediyor. Bu yüzdendir ki şehitler arasında da ayrım yaptı. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, “yatacak yeriniz yok” sizin…

Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kore’de, Kıbrıs’ta, 15 Temmuz’da ve her türlü teröre karşı verilen mücadelede, hayatını ortaya koyan şehit ve gazilerimize minnet borcumuzu ne yapsak ödeyemeyiz. Yeter artık şehitler ve gaziler üzerinden siyaset yapmayı bırakın.

Biz 15 Temmuz gazileri Kenan Konuk’a da, Alper Sarısam’a da sahip çıkacağız. İrfan Bayar’ın haklarını da, ailesinin haklarını da savunacağız. Tüm mağdurların yanında olacağız.

Bugün Efe’nin, Şevval Eylül’ün, boynu bükük kalmışsa, sorumlusu AKP’nin yargısız infazlarıdır.

Ey saraya kulluk edenler!
İrfan Bayar’a taşıyamayacağı bir yük yüklediniz.
Mağdurların ahını aldınız.
Sahte delillerle suç ürettiniz.
Hesabını soracağız.

Ey Fethullah Gülen, emperyalistlerin kucağında saklanma!
Gel hesap ver…
AKP ile nasıl işbirliği yaptığınızı…
“Kozmik Oda”ya nasıl girdiğinizi, devletin gizli bilgilerini kimlere verdiğinizi açıkla!

Ey adalet düşmanları!
Sizin de adalet arayacağınız günler yakın, yok ettiğiniz yargının önünde hesap vereceksiniz.

Yıldırım Kaya
CHP Parti Meclisi Üyesi
2 Kasım 2017/Kastamonu