Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan Savcı Muammer Akkaş'a Seninle Daha İşimiz Var
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Manisa Demirci'de yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili konuştu. Erdoğan, Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürütürken dosyası elinden alınan Cumhuriyet Savsısı Muammer Akkaş'ı tehdit edercesine, "Bu nasıl savcı? Seninle işimiz var. Dur bakalım seninle işimiz var." diye seslendi.
Başbakan Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:"Bu hangi meşrepten olursa olsun, hangi mizaçtan olursa olsun, kim olursa olsun, karşılarında bizi bulacaklardır. Bu ülkede, devletin içinde, hizmeti kalkıp da istismar etmek suretiyle, cemaat istismar etmek suretiyle, tertemiz kardeşlerimizi maalesef bu ülkede bölmeye gayret etmek suretiyle, onlar üzerinden rant elde etmek suretiyle bilsinler ki karşılarında bizi bulacaklardır. Çünkü bu ülke, 76 milyonun ve biz 76 milyonun hükümetiyiz. Bu ülkeyi, bölmeyi parçalamaya kimse cüret edemez. Kimsenin de buna hakkı yok. Herkes yerini bilecek. Bu kim olursa olsun. Bu ülkede birçok insanı istismar etmek, iftira atmak suretiyle günah keçisi haline getiriyorlar.
Son olayları görüyorsunuz. Ulusal boyutu var uluslararası boyutu var. Gizlilik kaydı olan evrakları yanına aldığı yandaş medyayala birlikte kullanarak birçok masum insanları deşifre etmek suretiyle, günahları olmadığı halde iftira atmak suretiyle onları günahkar hale getiriyor.
Çıkıyor bir savcı efendi, makamını farklı bir şekilde kullanıyor. Gizlilik kaydı olan evrakları yanına aldığı yandaş medya ile birlikte kullanarak birçok masum insana iftira atmak suretiyle bu ülkede onları günah keçisi haline getiriyor. Bu insanlar yarın tertemiz olsalar da toplumun içinde nasıl dolaşacaklar? Başsavcımızın yaptığı bir açıklama var çok manidardır. Ancak bu gücü suistimal etmek suretiyle bu ülkenin bölünmesine neden oluyorlarsa bunu teşhir ederiz. Bu nasıl savcı? Seninle işimiz var. Dur bakalım seninle işimiz var. Adalet sarayının önünde adalet değil bildiri dağıtıyorsun. Hangi savcı sokağa çıkar da bildiri dağıtır?
HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı. Burada bir yanlış yaptık. Nedir o yanlış? HSYK, onu da yargılayan, denetleyen bir mekanizma vardı. Biz dedik ki demokrasinin gereğini yapalım ve millete gititğimizde Adalet Bakanlığının elinde olan bu yetkiyi kalktık devrettik. Orada yanlış yapmışız. Eğer şu anda Anayasayı değiştirecek bir güce sahip olduğumuzda bu yetkiyi değiştirmek durumundayız. Çünkü kimsenin kalmaması gerekir. Yani bu ülkede Başbakan denetlenecek, bakanlar denetlenecek, parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek, bu beyler denetlenmeyecek. Demek ki olmuyor bu iş. Bunların da denetlenmesi lazım.