Özel BSK Eskişehir Anadolu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İbrahim Cenk SoğukpınarTıp Dünyası tarafından en yaygın hastalık olarak bildirilen Reflü Hastalığı ve Mide Fıtığı hakkında bilgiler verdi.
Reflü hastalığı nedir?
Reflü mide içeriğinin herhangi bir zorlama olmaksızın geriye doğru yani yemek borusuna kaçışına verilen isimdir.
Reflünün en önemli nedeni bu kapak sisteminin yetersiz olması veya halk arasında mide fıtığı olarak bilinen kapak sisteminin karın boşluğundan göğüs boşluğuna kayması sonucu görevini yetersiz yapması sonucu gelişir. Reflü hastalığında mide asit yüksekliği yoktur. Normal hatta düşük asit düzeyinde bile yemek borusuna kaçan mide içeriği yemek borusunda tahribat yapar. Reflü olması için mutlaka kapakçık yetmezliği olması şart değildir. Yemek borusuna ait hastalıklarda ve mide boşalma bozukluğu durumunda da reflü olabilir.
Siz de reflü hastası olabilir misiniz?
Midenizden göğse yükselen yanma ekşime varsa
veya
Ağzınıza acı-ekşi su veya yedikleriniz geliyorsa
veya
Ses kısıklığı farenjit larenjit varsa
veya
Öksürük – tedaviye dirençli astım sorununuz varsa
reflü hastası olma olasılığınız çok yüksektir.
Reflü hastalığı neden çok gündemde?
Ülkemizde yapılan ön çalışmalar batı ülkelerinde olduğu gibi 5 kişiden birinde reflü olduğunu göstermektedir. Bu oranın sayısal göstergesi ülkemizde 10 milyona yakın reflü hastası olduğudur. Maalesef reflü hastalığı son yıllara kadar bazen doktorların da kolayına geldiği için Gastrit teşhisinin gölgesinde kalmıştır.Nerdeyse herhangi bir tetkik yapılmadan mide bölgesinde rahatsızlığı olan herkese gastrit damgası vurulmakta.Aslında Gastrit mideden alınan dokunun mikroskopik incelemesi ile konulabilecek bir teşhistir.
Reflü hastalığında şikayetler nelerdir?
Tipik şikayetler göğüs kemiğinin arkasında hissedilen yanma hissi ve ağza acı ekşi su gelmesidir. Bazı hastalarda ise alışılmışın dışında farklı yakınmalar söz konusudur. Biz bunlara atipik şikayetler diyoruz. Hastalarda kalp kriziyle bile karıştırılabilen göğüs ağrısına boğaz akciğer ve diş sorunlarına (ses kısıklığı sık sık boğaz temizleme hissi ses tellerinde polip öksürük astım benzeri yakınmalar) rastlanılabilmektedir. Geçmişte gastrit teşhisi almış pek çok hastanın aslında reflü hastası olduğu sonradan anlaşılmıştır.
Reflü hastalığının tedavisi nedir?
Reflü hastalığının tedavisinde sosyal tedbirlerden başlayan ve cerrahi girişime kadar değişen farklı seçenekler söz konusudur.
-Sosyal tedbirler: Yatak başının yükseltilmesi reflüjenik olduğu bilinen yiyecek ve içeceklerden uzak durulması (portakal suyu pizza kolalı içecekler vb.) çok sıkı giysilerin tercih edilmemesi gibi mevcut pek çok sosyal tedbir genellikle hafif düzeyde reflüsü olan hastalarda etkili olabilmektedir.
-İlaç tedavisi: İlaç tedavisi çoğu zaman sürekli bir kullanım gerektirmektedir. İlacın bırakılması yakınmaların yeniden ortaya çıkarak hastalığın nüks etmesine neden olur. Bunun nedeni ilaçların sadece kullanıldığı günlerde asit salgısını baskılayabilmesinden kaynaklanmaktadır. Yani ilaç tedavisi kesin bir tedavi yöntemi olmayıp sadece kullanıldığı günlerde hastanın yakınmalarını ortadan kaldıran bir tedavi türüdür. Ayrıca asitle beraber safra ve oniki parmak bağırsağı salgısıda yemek borusuna kaçıyorsa yanma hissi ortadan kalkabilir fakat sıvının yemek borusuna verdiği zarar devam edecektir.
-Ameliyat: Reflü tedavisindeki en önemli seçeneklerden biri ameliyattır. Elbette arzulanan bu girişimin laparoskopik yöntemle yani kapalı cerrahi ile yapılmasıdır. Laparoskopik cerrahi ile midenin üst bölümü yemek borusunun alt ucuna çepeçevre sarılarak dikilmekte böylelikle reflünün önüne geçilmektedir. Yaklaşık 45-60 dakika süren operasyonun bir gün sonrasında hastalar taburcu olabilmektedir. Reflü ameliyatından sonra hastaların ilaç kullanma gereksinimleri tamamen ortadan kalkar.
Sürekli ilaç kullanmanın yan etkisi varmıdır?
Sürekli mide ilacı kullanılarak asit olması gereken mide suyunun bu özelliği ortadan kaldırılmaktadır. Bazı bilimsel çalışmalar PPI sürekli alındığında midenin asit ortamı ortadan kalktığı için kalsiyum emiliminin bozulduğunu ve buna bağlı kemik erimesi ve kalça kırığı riskinin ortaya çıktığını göstermektedir. Yine özellikle yaşlı hastalarda sık akciğer enfeksiyonu gelişimine neden olduğu iddia edilmektedir.
Reflü Hastalığı ve Laparoskopik Cerrahi ile Tedavisi
Genel anestezi altında yapılır. Karın duvarı üzerinde 5 adet girişim yeri kullanılır. En büyüğü 1 cm dir. Eğer mide fıtığı da varsa (yani midenin bir bölümü göğüs kafesinin içinde bulunuyorsa) öncelikle fıtık tamiri yapılarak işleme başlanır. Bazı durumlarda (örneğin mide fıtığı çok büyükse) sentetik bir yama ile fıtık onarımının desteklenmesi gerekebilir. Daha sonra reflüyü tedavi etmek üzere midenin esnek yapıdaki üst bölümü yemek borusunun alt kısmına ok yönünde çepeçevre sarılır. Böylelikle kapak vazifesi gören bir alan oluşturulur ve sarılan bölüm çepeçevre birbirine dikilerek işleme son verilir.
Laparoskopik Cerrahi ve Sonrası
* Operasyon süresi ortalama 45 - 60 dakikadır.
* Hastalar operasyonu takip eden gün taburcu olurlar.
* 3 – 5 gün içinde normal aktivitelerine ve işlerine dönebilirler.
* 2 – 3 hafta devam eden bir diyet dönemi vardır.
* Ameliyat sonrası dönemde hastalara çok yüksek ağırlıkları kaldırmaması önerilir.
* Laparoskopik cerrahinin konforu ve başarısı hastaların cerrahi tedaviyi kabul etme oranlarını arttırmıştır.
* Hasta memnuniyeti %95’ler seviyesindedir.
Cerrahi Tedavinin İlaç Tedavisine Üstünlükleri
· Başarılı bir cerrahi tedavi reflüye kesin çözüm getirir. İlaç tedavisi ise gerçek anlamda reflüyü önleyemez sadece ilaç kullanıldığı sürece şikayetleri ortadan kaldırabilir. İlaç kesildikten sonra hastalık tekrarlamaktadır.
· Zaman içinde ilaçlara direnç gelişebilir. Yani ilaç alsanız da şikayetleriniz yeterince kontrol edilemeyebilir.
Ömür boyu ilaç tedavisi herkes için uygun değildir.
İlaç yan etkisi
Midede atrofik gastrit varlığı
Diğer sebepler...