1 Temmuz 2011 Cuma

Türk-İş'e Bağlı 10 Muhalif Sendika Ortak Basın Açıklaması Yaptı

Türk-İş'e Bağlı 10 Muhalif Sendika Ortak Basın Açıklaması Yaptı 
Mücadeleci bir Türk-İş için...
TÜRK-İŞ İÇİNDEKİ 10 MUHALİF SENDİKA HEDEFLERİNİ AÇIKLADI
Türk-İş’e bağlı Hava-İş, Kristal-İş, TGS, TÜMTİS, Deri-İş, Petrol-İş, Tek Gıda-İş, Belediye-İş, Tez Koop-İş ve Basın-İş sendikaları daha güçlü, işçiden ve demokrasiden yana bir konfederasyon için yola çıktı. Taksim Tramvay Durağı’nda yaptıkları açıklamayla amaçlarını ve hedeflerini kamuoyuna duyuran sendikalar, Türk-İş’e bağlı diğer sendikalara da çağrı yaptı.

Sendikalar adına ortak açıklamayı okuyan Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Türkiye sendikal hareketinin ciddi bir tıkanıklık yaşadığını, emekçilerin karşı karşıya olduğu sorunlara çözüm üretemediğinin kaydetti. Çalışma ve yaşam koşullarını 19. yüzyıl dönemine benzeten Ayçin, yasal ve siyasal kısıtlamaların ve işverenlerin sendika karşıtı uygulamalarının sendikal hareketi güçsüz kıldığını kaydetti.

TÜRK-İŞ SINIFA SIRTINI DÖNDÜ
Türkiye’nin en büyük emek örgütü olan Türk-İş yönetiminin, bu sorunların çözümünde rol üstlenecek anlayıştan, enerjiden ve inançtan yoksun olduğunu dile getiren Ayçin, “Türk-İş yönetimi, çalışma hayatındaki sorunlar karşısında; İş Yasası’nda yapılan değişikliklerde, taşeronlaştırmanın yaygınlaştırılması için yapılan yasal değişikliklerde, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin dönüştürülmesi sürecinde, suya sabuna dokunmayan açıklamalarla, baştan savma eylemlerle, ikircikli tavırlarla ve suskunlukla, iktidarın bu süreçteki sorumluluğuna ortak olmuştur” diye konuştu.

Ayçin, Türk-İş’in işçi sınıfının dayanışma ve mücadele çağrılarına arkasını dönerek, temsil ettiği kesimlerden uzaklaştığını kaydetti. 10 sendikanın böyle bir süreçte insiyatifi ele aldıklarını ve bir adım öne çıktıklarını ifade eden Ayçin, Türk-İş’in güçlü, mücadeleci, demokratik bir yapıya kavuşması sağlamanın öncelikli hedefleri olduğunu söyledi.

ÇIKIŞ NOKTALARI EMEKÇİLERE SALDIRILAR
“Platformumuz ‘Rekabet üstünlüğü’ adı altında emek gücünün ucuzlatılmasına, emeğin daha fazla sömürülmesine ve katma değerden giderek daha düşük bir pay almasına yol açan neoliberal politikaları reddetmektedir” diyen Ayçin, platformlarının çalışan, işsiz, sendikalı ya da sendikasız, mavi ya da beyaz yakalı emekçilerin birbirinin rakibi değil, işçi sınıfının bileşeni olduğuna inandıklarını, bu nedenle ortak mücadeleyi hedeflediğini dile getirdi.

Platformlarının, güvencesiz istihdamın, kuralsızlaştırmanın, esnek çalışma biçimlerinin, temel hizmet alanlarının ticarileştirilmesinin ve özelleştirme politikalarının emeğin hak ve kazanımlarına yönelik ciddi saldırılar olduğuna inandıklarını belirten Ayçin, bu politikalara karşı açık ve net bir karşı duruş sergilemenin platformlarının varoluş nedeni olduğunu söyledi.

Ayçin, “Demokratik, mücadeleci ve güçlü bir sendikal hareket için bir araya geldik. Yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Yürüyüşün sadece bu metne imza koyan sendikalarla sınırlı kalmayacağını, yukarıda dile getirdiğimiz hedeflerin pek çok sendikanın ve emekçilerin büyük çoğunluğunun ortak dileği olduğunu biliyoruz ve onlarla buluşmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

ÜLKEDE, İŞYERİNDE VE SENDİKADA DEMOKRASİ
Anayasa ve çalışma yasalarının emeğin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir şekilde yeniden düzenlenmesinin öncelikli gündemleri olduğunu dile getiren Atilay Ayçin, sosyal hakların güvence altına alınmadığı bir Anayasayı kabul etmeyeceklerini, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması ve gerçek bir iş güvencesi için mücadele edeceklerini kaydetti.

Ayçin, “Platformumuz, ülkemizde pek çok yasakla işlevsiz hale getirilen grev hakkına işlerlik kazandırılması için grev yasaklarının ve grev hakkının kullanımını engelleyen bütün yasal düzenlemelerin kaldırılması, dayanışma grevi, hak grevi ve genel grevin çalışanlara tanınması için mücadele etmekte kararlıdır” diye konuştu.

Temel insan hak ve özgürlüklerine saygılı, hukukun üstünlüğüne dayalı, şeffaf, hesap verebilir, hesap sorulabilinir, katılımcı, çoğulcu, her türlü inanç ve düşüncenin özgürce ifade edebildiği bir demokratik düzenin savunucusu olduklarını kaydeden Ayçin, ülkenin demokratikleşmesi yönünde atılacak adımların sendikal yaşamı canlandıracağını, baskıcı, otoriter anti-demokratik karakteri belirgin hale gelen yeni rejime karşı demokrasiyi savunduklarını söyledi.

Sendikalarda demokratik bir yapının oluşması için gerekli önermeleri geliştirerek,  sendika içi demokrasiyi ortak bir norm haline getirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Ayçin, “Katılımcı, demokratik, şeffaf, üyelerinin söz ve karar sahibi olduğu bir sendikal yapının hakim kılınması için çaba göstereceğiz” diye konuştu.

PARTİLER ÜSTÜ OLMAYACAĞIZ
Türk-İş’in politikalarına yön veren, siyasetten uzak “partiler üstü” anlayışın, geçmişte olduğu gibi bugün de işçi sınıfı mücadelesine vurulan bir pranga olduğunu ifade eden Akilay Ayçin, kendilerine partilerin güdümünde olmayan ama siyasete müdahale eden, siyasal alanı sermaye temsilcisi odaklara terk etmeyen bir sendikal hattın gerekli olduğunu düşündüklerini söyledi.

Emek hareketinin geç kaldığı sendikal bir değişim için yola çıktıklarını belirten Ayçin, bunun için emek hareketi adına söyleyecek sözü olan her kesimle işbirliği yapacaklarını kaydetti.

Sınıfsal-sosyal dayanışma alanın işçi sendikaları ile sınırlı görmediklerini dile getiren Ayçin, kamu çalışanları sendikaları, meslek odaları ve emeğin hakkı için mücadele eden tüm oluşumlarla dayanışma ve ortak mücadele edeceklerini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)