Hatip Dicle Vekilimdir Elini Vekilimden Çek, Halkımızın Eli Kolu Bağlı Kalmayacak, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulunca Düşürülmesi Hukuki Değil Siyasi Bir Karardır, Hatip Dicle'nin Yerine AKP'li milletvekili Getiriliyor.
YSK Hatip Dicle'nin vekilliğini düşürdü
Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Diyarbakır’da rekor oyla bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle’ye ilişkin kararı yayınlandı. YSK, Dicle’nin milletvekilliğini düşürürken, milletvekili tutanağının sıradaki adaya verilmesine karar verdi.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku listesinden seçilen Mehmet Hatip Dicle’nin milletvekili seçilme koşullarını taşımadığına hükmeden YSK’nın kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.
YSK’nin internet sayfasında da yayınlanan kararda yasaca belirlenen seçilmeyi engelleyecek koşulları şöyle sıraladı: “En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile agır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.”
Anayasa’daki bu düzenleme doğrultusunda, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde de benzer hükme yer verildiğini ifade eden YSK, “Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, bazı suçlardan mahkûm olma veya belirli süreyi asan hapis cezasına mahkûmiyet halleri milletvekili seçilme konusunda kesin engel oluşturmaktadır. Sayılan mahkûmiyetlerin milletvekili seçilmeye engel olabilmesi için kesinleşmesi yeterlidir; infaza başlanmamış olması veya kişinin bu mahkûmiyetinden dolayı şartla salıverilmiş bulunması yahut cezanın tümüyle infaz edilmesi (bihakkın salıverilme) sonuca etkili değildir” dedi.
TOP MECLİS'TE Mİ?YSK, milletvekili seçilebilme yeterliliğini kaybetmiş olan kişilerin bu hakka yeniden sahip olabilmelerinin koşullarını ise şöyle ifade ediyor: “Yüksek Seçim Kurulu’nun istikrar kazanmıs olan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarıyla da uyumlu bulunan uygulamasına göre, ceza mahkûmiyeti nedeniyle milletvekili seçilebilme yeterliğini kaybetmiş olan kişilerin bu hakka yeniden sahip olabilmeleri ancak, mahkûmiyete konu suçun sonradan yürürlüğe giren bir yasa ile suç olmaktan çıkartılması yahut cezanın çekildiği veya çekilmiş sayıldığı tarihten itibaren yasada öngörülen üç yıllık süre geçtikten sonra hükümlünün ilgili mahkemeye başvurarak “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararı alması hallerinde mümkündür.”
YSK, “İncelenen olayda, Mehmet Hatip Dicle’nin 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimi’nden önce 22.03.2011 tarihinde kesinlesen ilâmla, terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm olması nedeniyle seçim tarihi itibariyle ve halen milletvekili seçilme koşullarını taşımadığı kuşkusuzdur” diye belirtiyor.
DİCLE’NİN HAKKINI KİME VERECEK?
YSK’nın kararı Dicle’nin milletvekilliği hakkının sıradaki adaya verilmesini içeriyor. YSK’nın bu konudaki görüşü şöyle:
“Adı geçenin milletvekili tutanağının iptali üzerine bir başka adaya milletvekili tutanağının verilip verilmeyeceği hususuna gelince;
10.06.1983 Tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 39. maddesinin yukarıda değinilen dördüncü fıkrası Tasarı’da 35. maddenin 4. fıkrası olarak; “Yukarı ki fıkralar dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal olunan milletvekilleri yerine, aynı partinin, 29 uncu madde gereğince belirlenen listesinde sırada bulunana tutanak verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Danışma Meclisi’nde madde numarası 37 olarak değiştirilmek suretiyle benzer biçimde kabul edilen metin Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonu’nda 39. maddenin 4. fıkrası olarak;
“Yukarıdaki fıkralar dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal olunan milletvekilleri yerine, 34 ve 35 inci madde esaslarına göre sıradaki adaya tutanak verilir” biçiminde değiştirilmiş ve bu haliyle kabul edilerek yasalaşmıştır. Görüleceği üzere Tasarı, sayım, döküm ve oyların adaylara taksimi ile ilgili itirazlar dışındaki bir nedenle milletvekili tutanağının iptali durumunda sıradaki adaya tutanak verilmesini, sadece siyasi parti listelerinden aday olan milletvekilleri yerine ve yine aynı siyasi partinin listesinde yer alan bir sonraki aday bakımından mümkün kılmaktadır. Oysa, yasalaşan metin bu sınırlamayı kaldırarak, bağımsız adayların tutanaklarının iptali halinde de tutanağın en fazla oy alan bir başka bağımsız adaya veya siyasi parti adayına verilmesini emredici biçimde hükme bağlamıştır.
Bu itibarla, Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanunun 130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline, Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine karar verilmesi gerekmistir.”
YSK sonuç olarak şu kararlara varıyor:
1- Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanunun 130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline,
2- Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine,
3- Karar gereğinin Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığınca derhal yerine getirilmesine ve Mehmet Hatip DİCLE ile vekillerine tebliğ edilmesine,
4- Karar örneğinin Resmi Gazete’de yayımlanmasına,
5- Karar örneğinin;
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,
b) Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığına,
gönderilmesine, 21/06/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku listesinden seçilen Mehmet Hatip Dicle’nin milletvekili seçilme koşullarını taşımadığına hükmeden YSK’nın kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.
YSK’nin internet sayfasında da yayınlanan kararda yasaca belirlenen seçilmeyi engelleyecek koşulları şöyle sıraladı: “En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile agır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.”
Anayasa’daki bu düzenleme doğrultusunda, 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11. maddesinde de benzer hükme yer verildiğini ifade eden YSK, “Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, bazı suçlardan mahkûm olma veya belirli süreyi asan hapis cezasına mahkûmiyet halleri milletvekili seçilme konusunda kesin engel oluşturmaktadır. Sayılan mahkûmiyetlerin milletvekili seçilmeye engel olabilmesi için kesinleşmesi yeterlidir; infaza başlanmamış olması veya kişinin bu mahkûmiyetinden dolayı şartla salıverilmiş bulunması yahut cezanın tümüyle infaz edilmesi (bihakkın salıverilme) sonuca etkili değildir” dedi.
TOP MECLİS'TE Mİ?YSK, milletvekili seçilebilme yeterliliğini kaybetmiş olan kişilerin bu hakka yeniden sahip olabilmelerinin koşullarını ise şöyle ifade ediyor: “Yüksek Seçim Kurulu’nun istikrar kazanmıs olan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarıyla da uyumlu bulunan uygulamasına göre, ceza mahkûmiyeti nedeniyle milletvekili seçilebilme yeterliğini kaybetmiş olan kişilerin bu hakka yeniden sahip olabilmeleri ancak, mahkûmiyete konu suçun sonradan yürürlüğe giren bir yasa ile suç olmaktan çıkartılması yahut cezanın çekildiği veya çekilmiş sayıldığı tarihten itibaren yasada öngörülen üç yıllık süre geçtikten sonra hükümlünün ilgili mahkemeye başvurarak “yasaklanmış hakların geri verilmesi” kararı alması hallerinde mümkündür.”
YSK, “İncelenen olayda, Mehmet Hatip Dicle’nin 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçimi’nden önce 22.03.2011 tarihinde kesinlesen ilâmla, terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm olması nedeniyle seçim tarihi itibariyle ve halen milletvekili seçilme koşullarını taşımadığı kuşkusuzdur” diye belirtiyor.
DİCLE’NİN HAKKINI KİME VERECEK?
YSK’nın kararı Dicle’nin milletvekilliği hakkının sıradaki adaya verilmesini içeriyor. YSK’nın bu konudaki görüşü şöyle:
“Adı geçenin milletvekili tutanağının iptali üzerine bir başka adaya milletvekili tutanağının verilip verilmeyeceği hususuna gelince;
10.06.1983 Tarih ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 39. maddesinin yukarıda değinilen dördüncü fıkrası Tasarı’da 35. maddenin 4. fıkrası olarak; “Yukarı ki fıkralar dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal olunan milletvekilleri yerine, aynı partinin, 29 uncu madde gereğince belirlenen listesinde sırada bulunana tutanak verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Danışma Meclisi’nde madde numarası 37 olarak değiştirilmek suretiyle benzer biçimde kabul edilen metin Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonu’nda 39. maddenin 4. fıkrası olarak;
“Yukarıdaki fıkralar dışında milletvekillerinden bir veya birkaçının tutanaklarının iptaline karar verildiği takdirde, tutanakları iptal olunan milletvekilleri yerine, 34 ve 35 inci madde esaslarına göre sıradaki adaya tutanak verilir” biçiminde değiştirilmiş ve bu haliyle kabul edilerek yasalaşmıştır. Görüleceği üzere Tasarı, sayım, döküm ve oyların adaylara taksimi ile ilgili itirazlar dışındaki bir nedenle milletvekili tutanağının iptali durumunda sıradaki adaya tutanak verilmesini, sadece siyasi parti listelerinden aday olan milletvekilleri yerine ve yine aynı siyasi partinin listesinde yer alan bir sonraki aday bakımından mümkün kılmaktadır. Oysa, yasalaşan metin bu sınırlamayı kaldırarak, bağımsız adayların tutanaklarının iptali halinde de tutanağın en fazla oy alan bir başka bağımsız adaya veya siyasi parti adayına verilmesini emredici biçimde hükme bağlamıştır.
Bu itibarla, Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanunun 130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline, Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine karar verilmesi gerekmistir.”
YSK sonuç olarak şu kararlara varıyor:
1- Diyarbakır İli Seçim Çevresinden bağımsız aday olarak milletvekili seçilen Mehmet Hatip Dicle’ye verilen milletvekili tutanağının seçilme yeterliğine ilişkin tam kanunsuzluk hali nedeniyle 298 sayılı Kanunun 130/4 ve 2839 sayılı Kanunun 39/4. maddeleri uyarınca iptaline,
2- Diyarbakır İl Seçim Kurulu’nca 2839 sayılı Kanunun 34 ve 35 inci maddelerindeki esaslara göre sıradaki adayın tespit edilerek milletvekili tutanağı düzenlenmesine,
3- Karar gereğinin Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığınca derhal yerine getirilmesine ve Mehmet Hatip DİCLE ile vekillerine tebliğ edilmesine,
4- Karar örneğinin Resmi Gazete’de yayımlanmasına,
5- Karar örneğinin;
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,
b) Diyarbakır İl Seçim Kurulu Başkanlığına,
gönderilmesine, 21/06/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
Hatip Dicle’nin avukatları YSK’dan kararı aldı
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesinin ardından Dicle'nin avukatları YSK'ya gelerek kararı aldı.
YSK'nın, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesinin ardından Dicle'nin avukatları itiraz için sabah saatlerinde YSK'ya geldi. YSK'nın Dicle ile ilgili kararını akşam basın mensuplarına açıklaması ve avukatlara bilgi sunmamasından dolayı gerekçeli karara ulaşamayan avukatlar, kararı YSK'dan aldı.
Dicle'nin avukatı Levent Kanad, çıkışta yaptığı açıklamada, kararı inceleyecekleyerek itirazda bulunacaklarını söyledi.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesinin ardından Dicle'nin avukatları YSK'ya gelerek kararı aldı.
YSK'nın, Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürmesinin ardından Dicle'nin avukatları itiraz için sabah saatlerinde YSK'ya geldi. YSK'nın Dicle ile ilgili kararını akşam basın mensuplarına açıklaması ve avukatlara bilgi sunmamasından dolayı gerekçeli karara ulaşamayan avukatlar, kararı YSK'dan aldı.
Dicle'nin avukatı Levent Kanad, çıkışta yaptığı açıklamada, kararı inceleyecekleyerek itirazda bulunacaklarını söyledi.
Dicle'nin avukatı: Karar siyasi
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesini değerlendiren avukatı Fethi Gümüş, kararın geri alınması amacıyla YSK'ya şikayet dilekçesi vereceklerini belirterek, "Hatip Dicle hukuken vekilliği kazanmıştır. YSK'nın aldığı karar, tamamen siyasi ve keyfi bir karardır. Buna karşı itiraz etme hakkı usulen olmamak ile birlikte, söz konusu kararın geri alınması amacıyla yarın YSK'ya bir dilekçe sunacağız" dedi.
Bloğun Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından 'kesinleşmiş cezası bulunduğu' gerekçesiyle düşürülmesine ilişkin Dicle'nin avukatı Fethi Gümüş, YSK'ya şikayet dilekçesi vereceklerini belirtti.
Gümüş, "YSK'nın verdiği karar hukuka aykırıdır ve tamamen yanlış bir karardır. Hatip Dicle hukuken vekilliği kazanmıştır. YSK'nın aldığı karar, tamamen siyasi ve keyfi bir karardır. Buna karşı itiraz, etme hakkı usulen olmamak ile birlikte, söz konusu kararı geri alma amacıyla yarın YSK'ya bir dilekçe sunacağız. Bunun düzeltilmemesi halinde AİHS'e (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) aykırı bir karar olması nedeniyle konuyu AİHM'e taşıyacağız" dedi.
Bazı televizyon kanallarında Dicle yerine başka bir milletvekili geçeceği yönünde yorumlar yapıldığına dikkat çeken Gümüş, "Bu durum tamamen yasaya aykırı bir durumdur. Dicle 12 Haziran 2011 tarihinde halkın iradesiyle milletvekili seçilmiştir ve seçildiğine dair İl Seçim Kurulu'nca verilmiş mazbatasını da almış bulunmaktayız. Süreç itibariyle Dicle yerine başkasının geçmesi mümkün değildir. Bu durum Milletvekili Yasası ve Anayasa'ya tamamen aykırıdır" diye konuştu.
YSK kararına ilişkin itiraz hakkı olmamak ile birlikte kararın geri alınması ve düzeltilmesi yönünde talep haklarının olduğunu belirten Gümüş, "YSK'nın da düzeltme ve kararını geri alma yolu mevcuttur. Seçimlerden öncede aynı şekilde karar verilmişti ve yaptığımız şikayet üzerine YSK kararını geri aldı. Aynı yöntem ve usül bu kez de söz konusu olabilir. 5237 sayılı yasanın 53. maddesine göre verilmiş olan ceza infaz edildikten sonra kişi kamu haklarından yararlanabilir. Bu bakımdan söz konusu ceza Hatip Dicle'nin milletvekili olmasına engel değildir" değerlendirmesini yaptı.
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesini değerlendiren avukatı Fethi Gümüş, kararın geri alınması amacıyla YSK'ya şikayet dilekçesi vereceklerini belirterek, "Hatip Dicle hukuken vekilliği kazanmıştır. YSK'nın aldığı karar, tamamen siyasi ve keyfi bir karardır. Buna karşı itiraz etme hakkı usulen olmamak ile birlikte, söz konusu kararın geri alınması amacıyla yarın YSK'ya bir dilekçe sunacağız" dedi.
Bloğun Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından 'kesinleşmiş cezası bulunduğu' gerekçesiyle düşürülmesine ilişkin Dicle'nin avukatı Fethi Gümüş, YSK'ya şikayet dilekçesi vereceklerini belirtti.
Gümüş, "YSK'nın verdiği karar hukuka aykırıdır ve tamamen yanlış bir karardır. Hatip Dicle hukuken vekilliği kazanmıştır. YSK'nın aldığı karar, tamamen siyasi ve keyfi bir karardır. Buna karşı itiraz, etme hakkı usulen olmamak ile birlikte, söz konusu kararı geri alma amacıyla yarın YSK'ya bir dilekçe sunacağız. Bunun düzeltilmemesi halinde AİHS'e (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) aykırı bir karar olması nedeniyle konuyu AİHM'e taşıyacağız" dedi.
Bazı televizyon kanallarında Dicle yerine başka bir milletvekili geçeceği yönünde yorumlar yapıldığına dikkat çeken Gümüş, "Bu durum tamamen yasaya aykırı bir durumdur. Dicle 12 Haziran 2011 tarihinde halkın iradesiyle milletvekili seçilmiştir ve seçildiğine dair İl Seçim Kurulu'nca verilmiş mazbatasını da almış bulunmaktayız. Süreç itibariyle Dicle yerine başkasının geçmesi mümkün değildir. Bu durum Milletvekili Yasası ve Anayasa'ya tamamen aykırıdır" diye konuştu.
YSK kararına ilişkin itiraz hakkı olmamak ile birlikte kararın geri alınması ve düzeltilmesi yönünde talep haklarının olduğunu belirten Gümüş, "YSK'nın da düzeltme ve kararını geri alma yolu mevcuttur. Seçimlerden öncede aynı şekilde karar verilmişti ve yaptığımız şikayet üzerine YSK kararını geri aldı. Aynı yöntem ve usül bu kez de söz konusu olabilir. 5237 sayılı yasanın 53. maddesine göre verilmiş olan ceza infaz edildikten sonra kişi kamu haklarından yararlanabilir. Bu bakımdan söz konusu ceza Hatip Dicle'nin milletvekili olmasına engel değildir" değerlendirmesini yaptı.
TÜRK: HALKIN ELİ KOLU BAĞLI KALMAYACAK
DTK Daimi Meclisi toplantısında Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesini "Devletin Kürt sorununa yaklaşımının açıkça ifadesi" şeklinde değerlendiren DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Meclise gidip gitmeyeceklerine ilişkin de "Dün ne dediysek bunların arkasında olacağız. Bütün kurumlarımızla bunu tartışacağız" dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Daimi Meclisi Olağanüstü toplantısı başladı. Seçim sonuçları, KCK'nin eylemsizlik kararına ilişkin açıklaması, çatı partisi gündemleri ile Diyarbakır Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen toplantıda, gözler YSK'nın Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun "KCK davası"ndan tutuklu bulunan Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili verdiği karara ilişkin DTK'nin vereceği kararda.
'KARAR NE HUKUKİ NE DE İNSANİ'
DTK Eş Başkanı ve bloğun Mardin Milletvekili Ahmet Türk ile DTK Eş Başkanı ve bloğun Van Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali, blok milletvekilleri, kanaat önderleri, aydın ve yazarların katıldığı toplantının açılış konuşmasını DTK Eş Başkanı Ahmet Türk yaptı. Olağan bir şekilde toplanacaklarını, ancak Türkiye'deki olağanüstü gelişmeler nedeniyle toplantının olağanüstü hale geldiğini belirten Türk, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin, "Verilen karar, ne hukukidir, ne insanidir, ne vicdanidir" dedi.
'HESAP VERİLMESİ GEREKİYOR'
Demokratik siyasetin önünü açmak için yoğun çaba gösterilerek, fedakarlıklar yapıldığını ifade eden Türk, "Fakat hükümet ve yargı tarafından önü kesilmeye çalışıldı. Adeta Türkiye'yi halkımızı çatışmalı bir ortama çekmek için verilen bir karardı. Bu kararı başka türlü formüle etmek mümkün değildir. Devletin Kürt sorununa yaklaşımının açıkça ifadesidir. Tabii ki demokratik zeminin kaydırılması, kaybettirilmesi durumunda birilerinin bunu görmesi gerekiyor. Demokratik ulus, demokratik anayasa ve demokratik cumhuriyet projelerinin yaşama geçirilmesi için büyük çaba sarf ettik. Halkın iradesi ile seçilmiş olanlara bir hesap verilmesi gerekiyor" dedi.
'HALKIMIZ TEPKİSİNİ ORTAYA KOYACAKTIR'"Halkımız bu hukuksuz tavra karşı tepkisini gösterecektir" diyen Türk, şöyle konuştu: "Halkımızın böylesi kararlara karşı eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü biz özgürlük ve demokrasi mücadelesini veriyoruz. Bu tür yöntemlerle halkımızın mücadelesinin önünü kesmek mümkün olmayacaktır. Demokratik bir şekilde halkımız tepkisini ortaya koyacaktır. Türkiye'yi çatışmalı bir ortama sürükleyen bu karara karşı Türkiyeli aydınlar da suskun kalkmayacaktır ve kalmamalıdır. Bu karar, kaos ortamına götüren bir karardır. Hepimiz bu kaostan büyük acılar yaşayabiliriz. Demokratik güçlerden bu karara karşı demokrasi için halklara karşı ortak bir tepkinin geliştirilmesini istiyor ve bekliyoruz.”
BLOK MECLİS’E GİDECEK Mİ?
Toplantıda bu gündemi tartışacaklarını belirten Türk, "Dün ne dediysek bunların arkasında olacağız. Bütün kurumlarımızla bunu tartışacağız. Daha önceki kararlarımızın arkasında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Demokratik bir zeminin önünün açılması için, bir kez daha diyoruz; bunun için parlamentoda bulunmayı esas aldık. Müzakereyi ortadan kaldıracak bir yaklaşım devam ederse, yürütme konusunda geçmiş kararımızı hep birlikte göstereceğiz. Daha sonra bu konuda daha geniş bir şekilde kararlarımızı kamuoyuyla paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Türk'ün konuşmasından sonra toplantı basına kapalı devam etti. Bugün sona erecek olan toplantının ardından açıklama yapılması bekleniyor.
'BU SAVAŞ İLANIDIR'
BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali, Levent Tüzel, Bengi Yıldız, Hasip Kaplan ve Altan Tan YSK'nin kararına sert tepki göstererek, ‘‘Bu Kürtlere karşı bir savaş ilanıdır. Biz haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Artık çözüm bulmak YSK ve Başbakan Erdoğan'ın işidir. Adaletin bittiği yerde barış da olmaz" diye konuştular.
FİLİZ KOÇALİ: Bizim kararımız çok nettir. Biz ya 36 milletvekilimiz ile o Meclis'e gideceğiz ya da gitmeyeceğiz. YSK'nın kararını ne Diyarbakır halkı ne bölge halkı ne de vicdanı olan kabul edebilir. Biz haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Artık çözüm bulmak YSK ve Başbakan Erdoğan'ın işidir. Hukuk dışı bir karar. Dicle'nin adaylığı kesinleşti. Yargıtay'ın daha önce aldığı karar Yüksek Seçim Kurulu'na sunulmuştu ve YSK Dicle'nin milletvekili adaylığı YSK tarafından iptal edilmemişti. Bu 12 gün içerisinde hukuki olarak değişen bir durum yok. Dicle Diyarbakır'da en yüksek oyla seçilmiş bir vekildir. Halkın iradesi yok sayıldığı için bu karar kabul edilebilir değildir. Bu karar adil ve hukuki olmadığı gibi provakatif bir karardır. Söz konusu karara ilişkin gerekli başvurular yapılacaktır ama bizim net bir kararımız var. Biz Meclis'e ya 36 milletvekilimiz ile gideceğiz ya da gitmeyeceğiz. Demokratik siyasetten yana olduğumuzu defalarca açıkladık. Her kesimin buna uygun davranması gerekiyor. Bu olmazsa, biz o Meclis'e gitmeyeceğiz. Bunu ne Diyarbakır halkı, ne bölge halkı ne de vicdanı olan bir kişi kabul eder. Bizim yapacak bir şeyimiz yok, bu çözümü bulmak onların işidir. Çözüm bulmak artık YSK ve Başbakan'ın görevidir. Biz karar karşısında haklı tepkimizi göstereceğiz."
LEVENT TÜZEL: YSK kararı siyasi bir müdahale. Halkın seçtiği kişiye dönük YSK müdahalede bulunmamalı ve meclisin iradesine bırakmalı, demiştik. Ama anlaşılan o ki AKP çok açık şekilde, kendi denetiminde bir müdahaleyle açıkça ülkeyi karıştıracak politik tutum sergilemekte. Avukatlar itiraz edecek. Karardan derhal vazgeçilmeli. Umarız bu yanlıştan geri dönülür. Daha önce YSK'nin benzer müdahalesi olmuştu ve hem sokaklarda hem de demokratik güçler tarafından eleştiri ve protestolara uğramıştı. Benzer süreç yeniden yaşanacak. Halk kendi temsilcisine mutlaka sahip çıkacaktır. Yazarlar, aydınlar, demokratikleşme çabası içinde olan güçler de bu kararın geri çekilmesi için açık tutum takınmalılar.
BENGİ YILDIZ: Bu karar telafisi imkansız zararlara neden olacak. YSK bu toplumun temeline dinamit yerleştiren bir kurul haline geldi. YSK’nın bölge halkının hassasiyetleriyle oynuyor. Bu karar niye bugüne kadar alınmadı. Bugün bölge kaynayacak. Bu karara karşı bölge insanının yoğun tepki vereceğini YSK da herkes de biliyor. Milletvekili seçilen bir insanın, yemin edeceği sırada milletvekilliğinin düşürülmesinin bölge halkında ne etki yapacağını YSK biliyor. Bu karar telafisi imkansız zararlara neden olacak. Bunu bölgeyi bilen bir insan olarak söylüyorum. Telafisi imkansız sonuçları olacak, umarım ki öyle olmaz.
YSK’nın bu kararına karşı sessiz kalmamız söz konusu değil, halkımız gibi biz de tepkilerimizi dile getireceğiz. Bu kurul bu toplumun temeline dinamit yerleştiren bir kurul haline geldi. Bu kurul bu yetkiyi nereden alıyor, kimden alıyor, nasıl alıyor merak konusu ama bu kurul Türkiye’nin kaderiyle oynayan bir kurul haline geldi. Bu topluma yapılabilecek en büyük kötülüğü bu kurul yapıyor. Kürtlere karşı tabiri caizse savaş ilanıdır ve buna tepkimiz aynı ölçüde olacaktır. Sonuçlarına kararı alanlar ve ülkeyi yönetenler katlanacaklardır.
HASİP KAPLAN: Hatip Dicle’nin durumunun seçimden önce belirlendi. Ancak, YSK’nın buna rağmen karar vermedi. Halkın oyuyla seçildikten ve mazbatasını aldıktan sonra YSK’dan karar çıkıyor. Bu ‘skandal’ bir karar. Hukuki, siyasi, etik ve demokratik değildir. Kararın sonuçları ağır olacak. Hatip Dicle'nin seçim öncesi kararı verilmişti. Neden seçime girmesine izin verildi, neden seçildi? Seçmenin iradesi neden yok sayıldı. YSK tuzak bir karar verdi. Hukuk kötüye kullanıldı, tuzak kuruldu, seçmenin iradesi yok sayıldı. Mazbata sonrası böylesi bir kararın meşruiyeti kamu vicdanını yaralayacak. Adaletin bittiği yerde barış da, demokrasi de, hukuk da olmaz.
ALTAN TAN: YSK'nın bu kararı milleti sokağa dökme kararıdır. Acilen bu karar düzeltilmelidir. Meclis, bu konuyla ilgili geçmişte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a uyguladığı yöntemi Hatip Dicle için de uygulamalıydı. Bu karara mutlaka sert tepkimiz olacaktır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çağrıda bulunuyorum. O, köprüleri atmayın diyordu ama YSK köprüleri attı. Bunun hesabını Cumhurbaşkanı sorsun. Aksi taktirde Meclis'e gitmemeyi bile düşünüyoruz.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Daimi Meclisi Olağanüstü toplantısı başladı. Seçim sonuçları, KCK'nin eylemsizlik kararına ilişkin açıklaması, çatı partisi gündemleri ile Diyarbakır Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen toplantıda, gözler YSK'nın Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun "KCK davası"ndan tutuklu bulunan Diyarbakır Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili verdiği karara ilişkin DTK'nin vereceği kararda.
'KARAR NE HUKUKİ NE DE İNSANİ'
DTK Eş Başkanı ve bloğun Mardin Milletvekili Ahmet Türk ile DTK Eş Başkanı ve bloğun Van Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali, blok milletvekilleri, kanaat önderleri, aydın ve yazarların katıldığı toplantının açılış konuşmasını DTK Eş Başkanı Ahmet Türk yaptı. Olağan bir şekilde toplanacaklarını, ancak Türkiye'deki olağanüstü gelişmeler nedeniyle toplantının olağanüstü hale geldiğini belirten Türk, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin, "Verilen karar, ne hukukidir, ne insanidir, ne vicdanidir" dedi.
'HESAP VERİLMESİ GEREKİYOR'
Demokratik siyasetin önünü açmak için yoğun çaba gösterilerek, fedakarlıklar yapıldığını ifade eden Türk, "Fakat hükümet ve yargı tarafından önü kesilmeye çalışıldı. Adeta Türkiye'yi halkımızı çatışmalı bir ortama çekmek için verilen bir karardı. Bu kararı başka türlü formüle etmek mümkün değildir. Devletin Kürt sorununa yaklaşımının açıkça ifadesidir. Tabii ki demokratik zeminin kaydırılması, kaybettirilmesi durumunda birilerinin bunu görmesi gerekiyor. Demokratik ulus, demokratik anayasa ve demokratik cumhuriyet projelerinin yaşama geçirilmesi için büyük çaba sarf ettik. Halkın iradesi ile seçilmiş olanlara bir hesap verilmesi gerekiyor" dedi.
'HALKIMIZ TEPKİSİNİ ORTAYA KOYACAKTIR'"Halkımız bu hukuksuz tavra karşı tepkisini gösterecektir" diyen Türk, şöyle konuştu: "Halkımızın böylesi kararlara karşı eli kolu bağlı kalmayacaktır. Çünkü biz özgürlük ve demokrasi mücadelesini veriyoruz. Bu tür yöntemlerle halkımızın mücadelesinin önünü kesmek mümkün olmayacaktır. Demokratik bir şekilde halkımız tepkisini ortaya koyacaktır. Türkiye'yi çatışmalı bir ortama sürükleyen bu karara karşı Türkiyeli aydınlar da suskun kalkmayacaktır ve kalmamalıdır. Bu karar, kaos ortamına götüren bir karardır. Hepimiz bu kaostan büyük acılar yaşayabiliriz. Demokratik güçlerden bu karara karşı demokrasi için halklara karşı ortak bir tepkinin geliştirilmesini istiyor ve bekliyoruz.”
BLOK MECLİS’E GİDECEK Mİ?
Toplantıda bu gündemi tartışacaklarını belirten Türk, "Dün ne dediysek bunların arkasında olacağız. Bütün kurumlarımızla bunu tartışacağız. Daha önceki kararlarımızın arkasında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Demokratik bir zeminin önünün açılması için, bir kez daha diyoruz; bunun için parlamentoda bulunmayı esas aldık. Müzakereyi ortadan kaldıracak bir yaklaşım devam ederse, yürütme konusunda geçmiş kararımızı hep birlikte göstereceğiz. Daha sonra bu konuda daha geniş bir şekilde kararlarımızı kamuoyuyla paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Türk'ün konuşmasından sonra toplantı basına kapalı devam etti. Bugün sona erecek olan toplantının ardından açıklama yapılması bekleniyor.
'BU SAVAŞ İLANIDIR'
BDP Eş Genel Başkanı Filiz Koçali, Levent Tüzel, Bengi Yıldız, Hasip Kaplan ve Altan Tan YSK'nin kararına sert tepki göstererek, ‘‘Bu Kürtlere karşı bir savaş ilanıdır. Biz haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Artık çözüm bulmak YSK ve Başbakan Erdoğan'ın işidir. Adaletin bittiği yerde barış da olmaz" diye konuştular.
FİLİZ KOÇALİ: Bizim kararımız çok nettir. Biz ya 36 milletvekilimiz ile o Meclis'e gideceğiz ya da gitmeyeceğiz. YSK'nın kararını ne Diyarbakır halkı ne bölge halkı ne de vicdanı olan kabul edebilir. Biz haklı tepkimizi ortaya koyacağız. Artık çözüm bulmak YSK ve Başbakan Erdoğan'ın işidir. Hukuk dışı bir karar. Dicle'nin adaylığı kesinleşti. Yargıtay'ın daha önce aldığı karar Yüksek Seçim Kurulu'na sunulmuştu ve YSK Dicle'nin milletvekili adaylığı YSK tarafından iptal edilmemişti. Bu 12 gün içerisinde hukuki olarak değişen bir durum yok. Dicle Diyarbakır'da en yüksek oyla seçilmiş bir vekildir. Halkın iradesi yok sayıldığı için bu karar kabul edilebilir değildir. Bu karar adil ve hukuki olmadığı gibi provakatif bir karardır. Söz konusu karara ilişkin gerekli başvurular yapılacaktır ama bizim net bir kararımız var. Biz Meclis'e ya 36 milletvekilimiz ile gideceğiz ya da gitmeyeceğiz. Demokratik siyasetten yana olduğumuzu defalarca açıkladık. Her kesimin buna uygun davranması gerekiyor. Bu olmazsa, biz o Meclis'e gitmeyeceğiz. Bunu ne Diyarbakır halkı, ne bölge halkı ne de vicdanı olan bir kişi kabul eder. Bizim yapacak bir şeyimiz yok, bu çözümü bulmak onların işidir. Çözüm bulmak artık YSK ve Başbakan'ın görevidir. Biz karar karşısında haklı tepkimizi göstereceğiz."
LEVENT TÜZEL: YSK kararı siyasi bir müdahale. Halkın seçtiği kişiye dönük YSK müdahalede bulunmamalı ve meclisin iradesine bırakmalı, demiştik. Ama anlaşılan o ki AKP çok açık şekilde, kendi denetiminde bir müdahaleyle açıkça ülkeyi karıştıracak politik tutum sergilemekte. Avukatlar itiraz edecek. Karardan derhal vazgeçilmeli. Umarız bu yanlıştan geri dönülür. Daha önce YSK'nin benzer müdahalesi olmuştu ve hem sokaklarda hem de demokratik güçler tarafından eleştiri ve protestolara uğramıştı. Benzer süreç yeniden yaşanacak. Halk kendi temsilcisine mutlaka sahip çıkacaktır. Yazarlar, aydınlar, demokratikleşme çabası içinde olan güçler de bu kararın geri çekilmesi için açık tutum takınmalılar.
BENGİ YILDIZ: Bu karar telafisi imkansız zararlara neden olacak. YSK bu toplumun temeline dinamit yerleştiren bir kurul haline geldi. YSK’nın bölge halkının hassasiyetleriyle oynuyor. Bu karar niye bugüne kadar alınmadı. Bugün bölge kaynayacak. Bu karara karşı bölge insanının yoğun tepki vereceğini YSK da herkes de biliyor. Milletvekili seçilen bir insanın, yemin edeceği sırada milletvekilliğinin düşürülmesinin bölge halkında ne etki yapacağını YSK biliyor. Bu karar telafisi imkansız zararlara neden olacak. Bunu bölgeyi bilen bir insan olarak söylüyorum. Telafisi imkansız sonuçları olacak, umarım ki öyle olmaz.
YSK’nın bu kararına karşı sessiz kalmamız söz konusu değil, halkımız gibi biz de tepkilerimizi dile getireceğiz. Bu kurul bu toplumun temeline dinamit yerleştiren bir kurul haline geldi. Bu kurul bu yetkiyi nereden alıyor, kimden alıyor, nasıl alıyor merak konusu ama bu kurul Türkiye’nin kaderiyle oynayan bir kurul haline geldi. Bu topluma yapılabilecek en büyük kötülüğü bu kurul yapıyor. Kürtlere karşı tabiri caizse savaş ilanıdır ve buna tepkimiz aynı ölçüde olacaktır. Sonuçlarına kararı alanlar ve ülkeyi yönetenler katlanacaklardır.
HASİP KAPLAN: Hatip Dicle’nin durumunun seçimden önce belirlendi. Ancak, YSK’nın buna rağmen karar vermedi. Halkın oyuyla seçildikten ve mazbatasını aldıktan sonra YSK’dan karar çıkıyor. Bu ‘skandal’ bir karar. Hukuki, siyasi, etik ve demokratik değildir. Kararın sonuçları ağır olacak. Hatip Dicle'nin seçim öncesi kararı verilmişti. Neden seçime girmesine izin verildi, neden seçildi? Seçmenin iradesi neden yok sayıldı. YSK tuzak bir karar verdi. Hukuk kötüye kullanıldı, tuzak kuruldu, seçmenin iradesi yok sayıldı. Mazbata sonrası böylesi bir kararın meşruiyeti kamu vicdanını yaralayacak. Adaletin bittiği yerde barış da, demokrasi de, hukuk da olmaz.
ALTAN TAN: YSK'nın bu kararı milleti sokağa dökme kararıdır. Acilen bu karar düzeltilmelidir. Meclis, bu konuyla ilgili geçmişte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a uyguladığı yöntemi Hatip Dicle için de uygulamalıydı. Bu karara mutlaka sert tepkimiz olacaktır. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çağrıda bulunuyorum. O, köprüleri atmayın diyordu ama YSK köprüleri attı. Bunun hesabını Cumhurbaşkanı sorsun. Aksi taktirde Meclis'e gitmemeyi bile düşünüyoruz.
TAŞ: HALKIN İRADESİNE MÜDAHALE
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş, YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğini düşürme kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, YSK'nın anti-demokratik kararlara bir yenisini daha eklediğini ifade etti.
Alper Taş, halkın iradesine saygı gösterilmesini istedi. Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin iade edilmelisini ve milletvekili olma hakkını kazanmış olan herkesin tutukluluğunun sona erdirilmesini talep etti.
Alper Taş açıklamasına şöyle devam etti: "12 Haziran 2011 seçimleri YSK‘nın gölgesi altında gerçekleşti. YSK seçimler öncesinde imza attığı anti-demokratik kararlara bir yenisini daha ekleyerek Hatip Dicle'nin milletvekiliğini düşürdü. Bu durum halkın iradesine müdahaledir.
Kürt sorununun demokratik çözüm imkanlarını zayıflatan başta KCK davası olmak üzere seçilmiş insanlar üzerindeki baskı ve engellemeler sona erdirilmelidir."
Alper Taş, halkın iradesine saygı gösterilmesini istedi. Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin iade edilmelisini ve milletvekili olma hakkını kazanmış olan herkesin tutukluluğunun sona erdirilmesini talep etti.
Alper Taş açıklamasına şöyle devam etti: "12 Haziran 2011 seçimleri YSK‘nın gölgesi altında gerçekleşti. YSK seçimler öncesinde imza attığı anti-demokratik kararlara bir yenisini daha ekleyerek Hatip Dicle'nin milletvekiliğini düşürdü. Bu durum halkın iradesine müdahaledir.
Kürt sorununun demokratik çözüm imkanlarını zayıflatan başta KCK davası olmak üzere seçilmiş insanlar üzerindeki baskı ve engellemeler sona erdirilmelidir."
İHD: YSK KARARINI GERİ ALSIN
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi ve İstanbul Şubesi, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesine yazılı açıklama yaparak, “Hatip Dicle seçilmiş milletvekilidir, YSK kararını geri almalıdır” dedi.
İHD, YSK'nın verdiği kararı, hukuk skandal ve siyasi bir karar olarak değerlendirdi.
SEÇMEN İRADESİNE SAYGI DUYULMALI
YSK'nın verdiği kararı derhal geri almasını, seçmen iradesine saygı duyulması istenen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “AHİS ve AHİM içtihatları uyarınca tutuksuz yargılanma kural, tutuklu yargılama istisna olması gerekirken, Türkiye’de bunun tersi bir durumun yaşanması başlı başına bir sorundur. CMK’da tutuklama şartlarının ağırlığı karşısında, AHİS’in uygulanmaması Türkiye’de özgürlüklere olan karşı duruşun tipik bir yansımasıdır.”
“Milletvekillerinin kaçma şüphesinin olmaması, yargılandıkları davalarda delillerin toplanmış olması, daimi ikametgah sahibi olmaları ve en önemlisi de halk iradesini TBMM’de temsil edecek olmaları nedeni ile serbest bırakılmaları zorunludur” denilen açıklamada Dicle'nin ile birlikte KCK davası kapsamında tutuklu olan diğer milletvekillerinin de serbest bırakılması istendi.
ÖZGÜRLÜKLERE GİDEN YOL AÇILMALIDIR
İHD, yargının, Kürt sorunu başta olmak üzere demokrasi ve insan hakları sorunlarının çözüleceği yeni ve demokratik bir anayasa yapım sürecinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtti, “Ancak, YSK ve Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin bu pratiklerinin devamı halinde özgürlüklerin uzak olduğunu da unutmamak gerekir. Bu durumda TBMM’nin duruma müdahale etmesi ve özgürlüklere giden yolu bir an önce açması zorunluluktur” dedi.
İHD Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama, “Yeni krizler ve kaoslar değil, yeni çözümler için özgürlüklerden yana olmak gerekir” ifadeleri son buldu.
'KÜRT-TÜRK ÇATIŞMASINA DAVETİYE'
YSK'nın Hatip Dicle'nin Diyarbakır’dan aldığı 70 binin üzerindeki oyu yok sayarak yine bir hukuk skandalına imza attığını belirten İHD İstanbul Şubesi ise, kararın toplumsal barış ve halk iradesi önünde ciddi bir engel olduğunu kaydetti.
“Bu tür kararlar ile Ankara yolu kapatılan Kürtler’in kendi merkezlerini belirlemelerinin yolu mu gösteriliyor?” diye sorulan açıklamada, “30 yıllık bir savaş ve asimilasyon, inkâr ve imha’dan yakasını alamamış bir halk olarak, Kürt’lerin demokratik siyaset kanallarına döşenen mayınsal kararların Kürtleri zorunlu bir savaşa yönlendirdiği açıktır.” denildi.
YSK kararının, “Kürt- Türk çatışmasına davetiye çıkaran” bir karar olduğu kaydedilen a açıklamada, “Savaşı murat edenlerin muradını boşa çıkarmak için” tüm toplumsal muhalefeti tepki göstermeye çağırdı. İHD İstanbul Şubesi, Cumhurbaşkanı ve hükümete de YSK'nın geri alınması için tepki göstermeye çağırdı.
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi ve İstanbul Şubesi, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesine yazılı açıklama yaparak, “Hatip Dicle seçilmiş milletvekilidir, YSK kararını geri almalıdır” dedi.
İHD, YSK'nın verdiği kararı, hukuk skandal ve siyasi bir karar olarak değerlendirdi.
SEÇMEN İRADESİNE SAYGI DUYULMALI
YSK'nın verdiği kararı derhal geri almasını, seçmen iradesine saygı duyulması istenen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “AHİS ve AHİM içtihatları uyarınca tutuksuz yargılanma kural, tutuklu yargılama istisna olması gerekirken, Türkiye’de bunun tersi bir durumun yaşanması başlı başına bir sorundur. CMK’da tutuklama şartlarının ağırlığı karşısında, AHİS’in uygulanmaması Türkiye’de özgürlüklere olan karşı duruşun tipik bir yansımasıdır.”
“Milletvekillerinin kaçma şüphesinin olmaması, yargılandıkları davalarda delillerin toplanmış olması, daimi ikametgah sahibi olmaları ve en önemlisi de halk iradesini TBMM’de temsil edecek olmaları nedeni ile serbest bırakılmaları zorunludur” denilen açıklamada Dicle'nin ile birlikte KCK davası kapsamında tutuklu olan diğer milletvekillerinin de serbest bırakılması istendi.
ÖZGÜRLÜKLERE GİDEN YOL AÇILMALIDIR
İHD, yargının, Kürt sorunu başta olmak üzere demokrasi ve insan hakları sorunlarının çözüleceği yeni ve demokratik bir anayasa yapım sürecinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtti, “Ancak, YSK ve Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin bu pratiklerinin devamı halinde özgürlüklerin uzak olduğunu da unutmamak gerekir. Bu durumda TBMM’nin duruma müdahale etmesi ve özgürlüklere giden yolu bir an önce açması zorunluluktur” dedi.
İHD Genel Merkezi tarafından yapılan açıklama, “Yeni krizler ve kaoslar değil, yeni çözümler için özgürlüklerden yana olmak gerekir” ifadeleri son buldu.
'KÜRT-TÜRK ÇATIŞMASINA DAVETİYE'
YSK'nın Hatip Dicle'nin Diyarbakır’dan aldığı 70 binin üzerindeki oyu yok sayarak yine bir hukuk skandalına imza attığını belirten İHD İstanbul Şubesi ise, kararın toplumsal barış ve halk iradesi önünde ciddi bir engel olduğunu kaydetti.
“Bu tür kararlar ile Ankara yolu kapatılan Kürtler’in kendi merkezlerini belirlemelerinin yolu mu gösteriliyor?” diye sorulan açıklamada, “30 yıllık bir savaş ve asimilasyon, inkâr ve imha’dan yakasını alamamış bir halk olarak, Kürt’lerin demokratik siyaset kanallarına döşenen mayınsal kararların Kürtleri zorunlu bir savaşa yönlendirdiği açıktır.” denildi.
YSK kararının, “Kürt- Türk çatışmasına davetiye çıkaran” bir karar olduğu kaydedilen a açıklamada, “Savaşı murat edenlerin muradını boşa çıkarmak için” tüm toplumsal muhalefeti tepki göstermeye çağırdı. İHD İstanbul Şubesi, Cumhurbaşkanı ve hükümete de YSK'nın geri alınması için tepki göstermeye çağırdı.
AKP'LİLER YORUMSUZ!
YSK'nın Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürüldüğünü açıklaması üzerine BDP cephesinden karara tepkiler gelirken, AKP'liler çok kısa açıklamalar yaparak kararın kendileri ile ilgili olmadığını söylemekle yetiniyor.
YSK'nın Hatip Dicle ile ilgili kararına AKP'den ilk tepkiler gelmeye başladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek karara ilişkin "YSK’nın kararıdır. Ben birşey söylemem" dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik da yine kısa bir açıklama yaparak “Sağduyu hakim olmalı, memleketin tadı kaçmamalı” diye konuştu.
Tarım ve Köyişleri Bakanı ve AKP Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker ise konu ile ilgili "bizim yorum yapacağımız bir iş değil" dedi.
NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in sunduğu 'Seçimin Ardından' programına telefonla katılan Eker, Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı olduğunu belirterek, ''bizim parti olarak tavrımız öteden beri bellidir. Biz rakiplerimizle sandıkta yarışmak istedik'' dedi.
Bunun dışındaki gelişmenin tamamiyle yargının sorumluluğunda olduğunu ileri süren Eker, karar hakkında 'doğru veya yanlış' şeklinde bir değerlendirmeyi doğru bulmadığını söyledi.
YSK'nın Hatip Dicle ile ilgili kararına AKP'den ilk tepkiler gelmeye başladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek karara ilişkin "YSK’nın kararıdır. Ben birşey söylemem" dedi.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik da yine kısa bir açıklama yaparak “Sağduyu hakim olmalı, memleketin tadı kaçmamalı” diye konuştu.
Tarım ve Köyişleri Bakanı ve AKP Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker ise konu ile ilgili "bizim yorum yapacağımız bir iş değil" dedi.
NTV canlı yayınında Oğuz Haksever'in sunduğu 'Seçimin Ardından' programına telefonla katılan Eker, Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı olduğunu belirterek, ''bizim parti olarak tavrımız öteden beri bellidir. Biz rakiplerimizle sandıkta yarışmak istedik'' dedi.
Bunun dışındaki gelişmenin tamamiyle yargının sorumluluğunda olduğunu ileri süren Eker, karar hakkında 'doğru veya yanlış' şeklinde bir değerlendirmeyi doğru bulmadığını söyledi.
CHP'Lİ ÇELEBİ ÇÖZÜM İÇİN MECLİS'İ İŞARET ETTİ
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, YSK’nın Hatip Dicle ile ilgili verdiği kararı değerlendirirken, “Bir düzeltme yapılması gerekiyorsa, Meclis bu anlamda bir düzeltme yapması gerekiyorsa, bu konuda kanun teklifi dahil, anayasa değişikliği dahil, bu tip çabaları ortaya koymalıyız ama sonuçta hukukun dışına çıkacak başka bir güç olamaz” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, TBMM’de kaydını yaptırdıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“HALKIN İDARESİNİN MECLİS’E BÜTÜNÜYLE YANSIYACAĞI BİR SÜREÇ BEKLİYORUZ”
“YSK’nın Hatip Dicle ilgili verdiği kararı nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Çelebi, şöyle dedi:
“Daha itiraz süreçleri var, sanırım devam ediyor. Hukuki süreçler tamamlanmadan bir değerlendirme yapmayı doğru bulmam, her şeyden önce. Böyle bir süreci şöyle görüyorum. Halkın iradesinin Meclis’e bütünüyle yansıyacağı bir süreç bekliyoruz.
Tabii bu hukuki süreç. Yargının bütün sonuçlarını bekledikten sonra daha geniş bir değerlendirme yaparız.”
“HERKES HUKUK İÇİNDE HAKKINI ARAYACAKTIR”“36 milletvekili ile geleceksek geleceğiz, gelmeyeceksek kayıt bile yaptırmayacağız, dediler. Ne diyorsunuz” sorusuna da Çelebi, “Herkes hukuk içerisinde hakkını arayacaktır, hakkını aramalıdır. Ama herkes de hukukun sonuçta kararlarına saygı gösterecek” dedi. Çelebi, şöyle dedi:
“Bunu eleştireceğiz, yanlışlıkları sonuna kadar eleştirme hakkımız var. Bunları sonuna kadar eleştireceğiz. Bir düzeltme yapılması gerekiyorsa, Meclis bu anlamda bir düzeltme yapması gerekiyorsa, bu konuda kanun teklifi dahil, anayasa değişikliği dahil, bu tip çabaları ortaya koymalıyız ama sonuçta hukukun dışına da çıkacak başka bir güç olamaz. Hukukun kararlarına hepimiz saygı göstereceğiz ama hukukun eşit, adil olması konusunda da sosyal hukuk devletinin hukuk kimliğine uygun bir hukuk devleti yaratılması konusunda mücadele etmeliyiz. Bu mücadeleyi de biz sonuna kadar Meclis’te vermeye çalışacağız.”
“Bu kararla YSK halkın iradesinin önüne mi geçmiş oluyor” sorusuna da Çelebi, “Halkın iradesinin bir tespit olarak söylüyorum. Hukukun bütün aşamalarının tamamlanmadığını düşünüyorum" dedi.
“SAVCILAR İDAM İSTEYEBİLİR AMA SONUÇTA YARGI KARAR VERECEKTİR”
“Savcıların, Balbay ve Haberal hakkında verdiği ret kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Çelebi, “Ret kararı değil, mütalaası var. Hukukta mütalaa olur. Bazen savcılar idam isteyebilirler ama sonuçta yargı karar verecektir. Yargının kararını beklemeden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum” dedi
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, TBMM’de kaydını yaptırdıktan sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“HALKIN İDARESİNİN MECLİS’E BÜTÜNÜYLE YANSIYACAĞI BİR SÜREÇ BEKLİYORUZ”
“YSK’nın Hatip Dicle ilgili verdiği kararı nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Çelebi, şöyle dedi:
“Daha itiraz süreçleri var, sanırım devam ediyor. Hukuki süreçler tamamlanmadan bir değerlendirme yapmayı doğru bulmam, her şeyden önce. Böyle bir süreci şöyle görüyorum. Halkın iradesinin Meclis’e bütünüyle yansıyacağı bir süreç bekliyoruz.
Tabii bu hukuki süreç. Yargının bütün sonuçlarını bekledikten sonra daha geniş bir değerlendirme yaparız.”
“HERKES HUKUK İÇİNDE HAKKINI ARAYACAKTIR”“36 milletvekili ile geleceksek geleceğiz, gelmeyeceksek kayıt bile yaptırmayacağız, dediler. Ne diyorsunuz” sorusuna da Çelebi, “Herkes hukuk içerisinde hakkını arayacaktır, hakkını aramalıdır. Ama herkes de hukukun sonuçta kararlarına saygı gösterecek” dedi. Çelebi, şöyle dedi:
“Bunu eleştireceğiz, yanlışlıkları sonuna kadar eleştirme hakkımız var. Bunları sonuna kadar eleştireceğiz. Bir düzeltme yapılması gerekiyorsa, Meclis bu anlamda bir düzeltme yapması gerekiyorsa, bu konuda kanun teklifi dahil, anayasa değişikliği dahil, bu tip çabaları ortaya koymalıyız ama sonuçta hukukun dışına da çıkacak başka bir güç olamaz. Hukukun kararlarına hepimiz saygı göstereceğiz ama hukukun eşit, adil olması konusunda da sosyal hukuk devletinin hukuk kimliğine uygun bir hukuk devleti yaratılması konusunda mücadele etmeliyiz. Bu mücadeleyi de biz sonuna kadar Meclis’te vermeye çalışacağız.”
“Bu kararla YSK halkın iradesinin önüne mi geçmiş oluyor” sorusuna da Çelebi, “Halkın iradesinin bir tespit olarak söylüyorum. Hukukun bütün aşamalarının tamamlanmadığını düşünüyorum" dedi.
“SAVCILAR İDAM İSTEYEBİLİR AMA SONUÇTA YARGI KARAR VERECEKTİR”
“Savcıların, Balbay ve Haberal hakkında verdiği ret kararını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Çelebi, “Ret kararı değil, mütalaası var. Hukukta mütalaa olur. Bazen savcılar idam isteyebilirler ama sonuçta yargı karar verecektir. Yargının kararını beklemeden bir değerlendirme yapmayı doğru bulmuyorum” dedi
Birçok yerde protesto edilecek
Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülmesi, "Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" çağrısı ile bir araya gelenler tarafından İstanbul, Diyarbakır, Bodrum ve İzmir'de düzenlenecek olacak eylemlerle protesto edilecek.
Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine BDP'li yöneticilerin ardından toplumun farklı kesimlerinden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden "Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" çağrısı yapan yüzlerce kişi, İstanbul, Diyarbakır, Bodrum ve İzmir'de düzenlenecek olan eylemlerle YSK'nın kararını protesto edecek.
"Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" protesto eylemleri, Amed'de saat 15.00'da belediye binası önünde, İstanbul'da saat 19.00'da Taksim Meydanı'nda, Ankara'da Sakarya Meydanı'nda ve Bodrum'da yine saat 19.00'da Belediye Meydanı'nda gerçekleşecek. (anf-etha-soL)
Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülmesi, "Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" çağrısı ile bir araya gelenler tarafından İstanbul, Diyarbakır, Bodrum ve İzmir'de düzenlenecek olacak eylemlerle protesto edilecek.
Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine BDP'li yöneticilerin ardından toplumun farklı kesimlerinden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden "Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" çağrısı yapan yüzlerce kişi, İstanbul, Diyarbakır, Bodrum ve İzmir'de düzenlenecek olan eylemlerle YSK'nın kararını protesto edecek.
"Hatip Dicle vekilimdir. YSK elini vekilimden çek" protesto eylemleri, Amed'de saat 15.00'da belediye binası önünde, İstanbul'da saat 19.00'da Taksim Meydanı'nda, Ankara'da Sakarya Meydanı'nda ve Bodrum'da yine saat 19.00'da Belediye Meydanı'nda gerçekleşecek. (anf-etha-soL)