"Nedim, Ahmet onurumuzdur"
Gazetecilere Özgürlük Platformu öncülüğünde yapılan ve 25’i ulusal düzeyde, 60’ı yerel düzeyde faaliyet gösteren 85 meslek örgütü bir araya gelerek Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan 9 gazeteci için protesto gösterisi düzenledi.
Bugün (4 Mart) öğle saatlerinde Taksim Meydanı'nda bir araya gelen basın örgütleri, siyasi partiler ve dernekler "Cezaevinde gazeteci istemiyoruz", "Sansüre Baskıya, Baskına Hayır" dövizleriyle Galatasaray Meydanı'na yürüdü.
"Faşizme karşı omuz omuza", "Özgür basın, herkese lazım" "Nedim, Ahmet onurumuzdur" sloganlarının atıldığı yürüyüşün sonunda Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dönem başkanı Ercan İpekçi "Susmayacağız" başlıklı basın metnini okudu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) başkanı da olan İpekçi "Gazeteciler önce birer birer, sonra beşer beşer ve nihayet onar onar gözaltına alınmasaydı, meslektaşları bugün özgür ve bağımsız ilkelerinden taviz vermeyeceklerini haykırmak zorunda kalmazlardı" diye konuştu.
İpekçi açıklamasında şunlara değindi:
"Eğer Vedat Kurşun 174 yıl, Emine Demir 138 yıl hapis cezası almasa; Erdal Süsem'in müebbet hapis cezası Yargıtayca onanmasa, örgütler bugün toplanma ihtiyacı duymazdı.
"Meslektaşlarını fikri temelde eleştirirken, bir gün tutuklanmalarına neden olacaklarını akıllarından geçirmeyen çilekeş gazeteci arkadaşlarımızın yüreklerinde birazcık burukluk hissetmese, bugün bir araya gelme ihtiyacı duymazdık.
"Bugün itibarıyla cezaevlerinde 54'ü tutuklu, 7'si hükümlü toplam 61 basın mensubu bulunuyor. Bu sayılara, dün gözaltına alınan gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, İklim Bayraktar, Sair Çakır, Müyesser Yıldız ve Coşkun Musluk ile yazar Yalçın Küçük dahil değildir.
"Bu uygulamalar, basın ve ifade özgürlüğünün açıkça ihlali anlamına geliyor. Gazeteciler üzerindeki baskıların giderek artmasından duyduğumuz endişeler artık tahammül edilemez bir noktaya ulaştı.
"Cezaevlerindeki gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden değil de, terör örgütü üyeliği ya da propagandasından tutuklu olduğunu iddia edenler, "iftira" suçu işliyor.
"Haklarında kesin delillere dayanan bir suçlama olmayan meslektaşlarımızın evlerinin "isnat edilen" suçlar için "kanıt bulmak" ya da "kanıt yerleştirmek" amacıyla aramaya tabi tutulması hukuk dışıdır.
"Gazeteciler üzerinde yaratılan baskı, korku ve sindirme ortamını ortadan kaldıracak demokratik adımların atılmasını, ceza yasalarında köklü değişikliklerin acilen yapılmasını bekliyoruz.
"Cezaevlerindeki gazetecilerin derhal özgür bırakılmasını talep ediyoruz."
"Faşizme karşı omuz omuza", "Özgür basın, herkese lazım" "Nedim, Ahmet onurumuzdur" sloganlarının atıldığı yürüyüşün sonunda Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) dönem başkanı Ercan İpekçi "Susmayacağız" başlıklı basın metnini okudu.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) başkanı da olan İpekçi "Gazeteciler önce birer birer, sonra beşer beşer ve nihayet onar onar gözaltına alınmasaydı, meslektaşları bugün özgür ve bağımsız ilkelerinden taviz vermeyeceklerini haykırmak zorunda kalmazlardı" diye konuştu.
İpekçi açıklamasında şunlara değindi:
"Eğer Vedat Kurşun 174 yıl, Emine Demir 138 yıl hapis cezası almasa; Erdal Süsem'in müebbet hapis cezası Yargıtayca onanmasa, örgütler bugün toplanma ihtiyacı duymazdı.
"Meslektaşlarını fikri temelde eleştirirken, bir gün tutuklanmalarına neden olacaklarını akıllarından geçirmeyen çilekeş gazeteci arkadaşlarımızın yüreklerinde birazcık burukluk hissetmese, bugün bir araya gelme ihtiyacı duymazdık.
"Bugün itibarıyla cezaevlerinde 54'ü tutuklu, 7'si hükümlü toplam 61 basın mensubu bulunuyor. Bu sayılara, dün gözaltına alınan gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Doğan Yurdakul, Mümtaz İdil, İklim Bayraktar, Sair Çakır, Müyesser Yıldız ve Coşkun Musluk ile yazar Yalçın Küçük dahil değildir.
"Bu uygulamalar, basın ve ifade özgürlüğünün açıkça ihlali anlamına geliyor. Gazeteciler üzerindeki baskıların giderek artmasından duyduğumuz endişeler artık tahammül edilemez bir noktaya ulaştı.
"Cezaevlerindeki gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden değil de, terör örgütü üyeliği ya da propagandasından tutuklu olduğunu iddia edenler, "iftira" suçu işliyor.
"Haklarında kesin delillere dayanan bir suçlama olmayan meslektaşlarımızın evlerinin "isnat edilen" suçlar için "kanıt bulmak" ya da "kanıt yerleştirmek" amacıyla aramaya tabi tutulması hukuk dışıdır.
"Gazeteciler üzerinde yaratılan baskı, korku ve sindirme ortamını ortadan kaldıracak demokratik adımların atılmasını, ceza yasalarında köklü değişikliklerin acilen yapılmasını bekliyoruz.
"Cezaevlerindeki gazetecilerin derhal özgür bırakılmasını talep ediyoruz."
Basına özgürlük hemen şimdi!
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazetecilere Özgürlük Platformu sayıları 60’ı aşan tutuklu gazeteci ve basın üzerindeki baskıları protesto etmek için Adalet Bakanlığı’na yürüdü
Kızılay YKM önünde bir araya gelen basın meslek örgütlerine çok sayıda çalışan da destek verirken eyleme birçok aydının yanı sıra halk da yoğun destek verdi. “İleri demokrasimizle gurur duyuyoruz. ABD’den daha özgür basınımız var” pankartı açan basın emekçileri, “Gazetecilere özgürlük” dövizleri taşıdı. Ağızlarını siyah kurdelelerle bağlayan eylemci gazeteciler, basın üzerindeki baskıları ve gazetecilerin tutuklanmasını “Basına özgürlük hemen şimdi” sloganlarıyla protesto ettiler.
Adalet Bakanlığı önünde son bulan yürüyüşün ardından TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım açıklama yaptı. Yıldırım, “Biz gazeteciler olarak gazetecilik faaliyetleri nedeniyle meslektaşlarımızın hedef haline getirilmesine karşı çıkıyoruz. İleri geri değil gerçek demokrasi istiyoruz. sözde değil evrensel standartlarda basın özgürlüğü, özgürlükleri tehdit altında olan meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını baskı ve tehditlerin son bulmasını istiyoruz” dedi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazetecilere Özgürlük Platformu sayıları 60’ı aşan tutuklu gazeteci ve basın üzerindeki baskıları protesto etmek için Adalet Bakanlığı’na yürüdü
Kızılay YKM önünde bir araya gelen basın meslek örgütlerine çok sayıda çalışan da destek verirken eyleme birçok aydının yanı sıra halk da yoğun destek verdi. “İleri demokrasimizle gurur duyuyoruz. ABD’den daha özgür basınımız var” pankartı açan basın emekçileri, “Gazetecilere özgürlük” dövizleri taşıdı. Ağızlarını siyah kurdelelerle bağlayan eylemci gazeteciler, basın üzerindeki baskıları ve gazetecilerin tutuklanmasını “Basına özgürlük hemen şimdi” sloganlarıyla protesto ettiler.
Adalet Bakanlığı önünde son bulan yürüyüşün ardından TGS Ankara Şube Başkanı Göksel Yıldırım açıklama yaptı. Yıldırım, “Biz gazeteciler olarak gazetecilik faaliyetleri nedeniyle meslektaşlarımızın hedef haline getirilmesine karşı çıkıyoruz. İleri geri değil gerçek demokrasi istiyoruz. sözde değil evrensel standartlarda basın özgürlüğü, özgürlükleri tehdit altında olan meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını baskı ve tehditlerin son bulmasını istiyoruz” dedi.
(bianet-birgün)