ILO Sözleşmeleri, 98 Sayılı ILO Sözleşmesi 135 Sayılı ILO Sözleşmesi 151 Sayılı ILO Sözleşmesi 158 Sayılı ILO Sözleşmesi, 98 Sayılı ILO Sözleşmesi, 135 Sayılı ILO Sözleşmesi, 151 Sayılı ILO Sözleşmesi, 158 Sayılı ILO Sözleşmesi.
1- 98 Sayılı ILO Sözleşmesi
1- 98 Sayılı ILO Sözleşmesi
Örgütlenme
ve Toplu Görüşme Hakkı Prensiplerinin Uygulanması Hakkında 98 Sayılı
Uluslararası Çalışma Sözleşmesi; Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 1
Temmuz 1949’da kabul edilmiş, 18 Temmuz 1951’de yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme Türkiye tarafından 8 Ağustos 1951 tarihinde 5834 sayılı kanunla
onaylanmıştır.
Bu sözleşme, 87 sayılı Sözleşmenin tamamlayıcısı niteliğinde olup
sendika ile toplu pazarlık hakkının işverenlere karşı korunmasını
sağlama amacını gütmektedir.
98 sayılı Sözleşme sendika özgürlüğünün zedelenmesine yönelik olarak
işverenlerden gelecek olumsuz hareketlere karşı işçiyi koruma yönünden
önemli bir sözleşmedir.
Ayrıca sözleşme, işçilerin işe alınmalarında sendikalı olup olmadıkları
yönünden ayrıma tabi tutulmalarını önleme amacı taşımaktadır.
Sözleşmenin özellikle 1 inci maddesi, konumuz açısından önem
taşımaktadır. 1 inci maddede işçilerin sendika hürriyetlerinin her türlü
ayrımcılığa karşı tam bir korumadan yararlanacağı belirtilmiş bu
korumanın;
2-a: Bir işçinin çalıştırılmasını bir sendikaya girmemesi veya bir sendikadan çıkması şartına bağlı tutmak;
2-b:
İşçinin sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında ya da işverenin
onayıyla çalışma saatlerinde sendikal faaliyetlere katılmasından ötürü
bir işçiyi işten çıkarmak veya başka suretle ona zarar vermeye yönelik
hareketlere ilişkin hususlarda uygulanacaktır. Sözleşmenin bu maddesi
işçiyi sendikalı olması veya sendikal faaliyetleri dolayısıyla işten
çıkarılmasına engel olmak yönünden işverene karşı korumaktadır.
2- 135 Sayılı ILO Sözleşmesi
İşverenin
fesih baskısı altında bulunan en büyük kesim, işyeri sendika
temsilcileridir. Bu kişiler, görevleri gereği sendikal faaliyetlerde
bulunmakta ve bu yüzden işverenle karşı karşıya gelmekte ve bunun sonucu
olarak da daha fazla fesih baskısına maruz kalmaktadır.
İşyeri sendika temsilcileri açısından önemli olan “İşletmelerde İşçi
Temsilcilerinin Korunması ve Onlara Sağlanacak Kolaylıklar Hakkında 135
Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi”,
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 23 Haziran 1971 tarihinde kabul
edilmesine rağmen Türkiye tarafından 25.11.1992’de onaylanmıştır.
Sözleşmenin
1. maddesinde işçi temsilcilerinin sendika üyeliği ve sendikal
faaliyetlere katılmalarından ötürü “işten çıkarma dâhil” her türlü
işleme karşı etkin bir korumadan bahsedilmektedir. Böylelikle, 135
sayılı Sözleşmenin işçi temsilcilerini iş sözleşmelerinin sendikal
nedenle feshedilmesi açısından işverene karşı koruma amacı taşıdığını
söyleyebiliriz.
3- 151 Sayılı ILO Sözleşmesi
“Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemleri Hakkında 151 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi”,
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 27 Haziran 1978 tarihinde kabul
edilmiştir. Sözleşme Türkiye tarafından 25.11.1992 tarih ve 3848 sayılı
Kanunla uygun bulunmuş ve 8.1.1993’te Bakanlar Kurulu tarafından 93/3967 sayılı kararla onaylanmıştır.
151 sayılı Sözleşme kamu çalışanlarının örgütlenmesi ve çalışma
koşullarının belirlenmesini amaçlamakta dolayısıyla 87 ve 98 sayılı
sözleşmelerle de bağlantısı bulunmaktadır.
151
sayılı Sözleşmenin 1 inci maddesi bu sözleşmenin kamu makamlarınca
çalıştırılan herkesi kapsadığını belirtmektedir. 2 inci madde kamu
görevlisi deyimini, 3 üncü madde ise kamu görevlileri örgütünü
tanımlamaktadır. Sözleşmenin 4 üncü maddesi ise, kamu görevlilerinin
çalıştırılmaları konusunda sendikalaşma özgürlüğüne halel getirecek her
türlü ayrımcılığa karşı yeterli korumadan yararlanmalarını
düzenlemiştir. (m.4/1). Maddenin devamında bu korumanın kamu
görevlilerinin çalıştırılmalarını, bir kamu görevlisi örgütüne katılmama
veya üyelikten ayrılma koşuluna bağlamak (m.4/2-a), bir kamu
görevlisine bir kamu görevlileri örgütü üyeliği veya böyle bir örgütün
normal faaliyetlerine katılması nedenleriyle işten çıkarmak veya ona
zarar vermek (m.4/2-b) diyerek 2 nci bölüm başlığı olan örgütlenme
hakkının korunması kavramının içeriğini ortaya koymaktadır.
151
sayılı Sözleşmenin 4/2-b bendinde açıkça kamu görevlileri sendika
üyeliği veya sendikal faaliyeti dolayısıyla maruz kalacağı fesih
tehdidine karşı korunmaktadır. Sonuç olarak 4 üncü maddede bir kamu
görevlisinin çalıştırılmasını bir örgüte katılma veya ayrılma şartına
tabi tutma, onun böyle bir örgüte ya da faaliyetlerine katılması
sebebiyle iş sözleşmesinin feshi ayrımcılık sayılmıştır.
Kamu çalışanlarına bireysel ve örgütsel koruma sağlayan 151 sayılı
Sözleşmenin ikinci bölümündeki düzenlemeler 98 sayılı Sözleşmenin 1 ve 2
nci maddesindeki hükümlerle aynı doğrultudadır.
4- 158 Sayılı ILO Sözleşmesi
Uluslararası
Çalışma Örgütü Genel Konferansı Uluslararası Çalışma Bürosu Yönetim
Kurulunca 2 Haziran 1982 tarihinde Cenevre’de toplanıp düzenlediği 68.
oturumun sonunda 22 Haziran 1982 tarihinde “Hizmet İlişkisine İşveren
Tarafından Son Verilmesi Hakkında 158 Sayılı Uluslararası Çalışma
Sözleşmesi” kabul edilmiştir. Sözleşme, Türkiye tarafından 09.06.1994 tarih ve 3999 sayılı Kanunla onaylanmıştır.158
sayılı ILO Sözleşmesi iş güvencesini konu edinmekte ve bu yönde
ölçütleri ortaya koymaktadır. İşçilerin işten çıkarılması durumunda
onların korunmasını amaçlamaktadır. Feshe
karşı koruma, sosyal ve ekonomik sonuçları bakımından karşı
çıkılamayacak bir kavramdır Bunun yanında feshe karşı koruyucu
hükümlerin amacı, keyfi fesihlerin önüne geçilmesini mutlak bir şekilde
sağlamaktır.
158
sayılı Sözleşme genel olarak işçiyi feshe karşı korumanın yanında
sendikal nedenlerle feshe karşı korumaya ilişkin hükümlere de yer
vermektedir. Sözleşme özellikle iş ilişkisinin sona ermesine ilişkin
olması sebebiyle konumuz açısından önem taşımaktadır. Sözleşmenin 4 üncü
maddesinde “işçinin kapasitesine veya işin yürütümüne veya işyeri
gereklerine dayalı geçerli bir son verme nedeni olmadıkça hizmet
ilişkisine son verilemez.” ve 5 inci maddede ise, iş sözleşmesine son
vermek için geçerli bir neden oluşturmayacak durumlar sayılmıştır:
a. sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızasıyla çalışma saatlerinde sendikal faaliyetlere katılma,
b.
İşçi temsilciliği yapmış olmak, yapmak veya işçi temsilciliğine talip
olmak. Görüldüğü üzere 5 inci maddenin a ve b bentleri işçileri sendikal
feshe karşı sendikal faaliyetlere katılma ve işçi temsilciliği yapma
yönünden korumaktadır.
Sözleşmenin
7 ve 8 inci maddelerinde iş sözleşmesine son verme usulleri ve itiraz
hakkı anlatılırken; 9 uncu maddenin 2 inci bendi, ispat yükünü işverene
yüklemiştir. Sözleşmenin 10 uncu maddesi iş ilişkisine son verme
işleminin haksız bulunması halinde verilecek kararları düzenlemiştir:
“Bu sözleşmenin 8 inci maddesinde belirtilen merciler son verme işlemini
haksız bulurlarsa ve son verme işlemini iptale ve/veya işçinin işe
iadesini öngörmeye ya da önermeye ulusal mevzuat ve uygulamalara göre
yetkili değillerse veya bunları uygulanabilir bulmazlarsa yeterli bir
tazminat veya uygun kabul edilen bir telafi biçimini kararlaştırmaya
yetkili kılınacaklardır.”
158
sayılı Sözleşme, iş ilişkisinin sona ermesinin yanında, sona ermenin
etkisini azaltacak hükümlere de yer vermiştir. Sözleşmenin 12 inci
maddesi “Kıdem Tazminatı ve Gelirin Korunmasına İlişkin Diğer Şekiller”
başlığı altında iş ilişkisine son verilen işçinin ulusal mevzuat ve
uygulama ışığında kıdem tazminatı, işsizlik sigortası veya yaşlılık,
malullük gibi sosyal güvenlik türleri veya bunların birleşiminden
faydalanacağını düzenlemiştir.