Ali Tezel
Aile yardımı sigortası ile AB'ye can atmayız
CHP'nin
yeni genel başkanı benim eski genel müdürüm Kemal Kılıçdaroğlu,
kongrede yaptığı konuşmada "Aile Yardımı Sigortaları"nı getireceklerini
ifade etti. Eğer bunu başarabilirse işte o zaman biz Avrupa Birliği'ne
girmesine bile gerek kalmayan bir ülke olacağımız gibi vatandaşlarımız
da Avrupa'ya işçi olmaya gitmek için can atmazlar
Aile
yardımı (yükleri) sigortaları neden gelemedi? Bunu bir hikâye ile
anlatmak daha doğru olacak. Ben Ödemişliyim, 1942 yılında başbakan olan
hemşerim Şükrü Saraçoğlu, koşa koşa Ödemiş'e gelir ve "Size bir müjde
getirdim; Sümerbank Basma Sanayii fabrikalarını burada kuracağız. En az
2000 kişi de fabrikada işçi olacak" der. Herkesin kendisini tebrik
edeceğini zanneden Saracoğlu'na yörenin ileri gelenleri, "Sen ne
yapıyon efe, buraya fabrika kurar ve 2000 kişiyi işçi yaparsan biz tütün
ve pamuk tarlalarına nereden amele bulacağız? Üstelik bulsak bile
ücretleri en az 23 katına çıkar" derler ve istemezler. Bunun üzerine de
ertesi gün Nazilli'ye giden Saracoğlu, bu fabrikayı Nazilli'de kurmaya
karar verir. O günden sonra Sümerbank Basma Sanayii ile Nazilli gelişir
ama ödemiş hâlâ tek bir fabrikası bile olmayan tarım memleketi olarak
kalır.
İşte bu hikâye gibi aile yardımı sigortaları ülkemize gelirse devlet tarafından iş verilemeyen aile reislerine, geçimlerini sağlamak üzere para, çocuklarını okutmaları için çocuk parası, kirada oturdukları evlerinin kirası için kira yardımı verilirse işçi ücretleri yükselir, yaşam kalitesi artar.
NEDİR AİLE YARDIMI SİGORTASI
Şimdi
birazcık düşünün; iş arıyorsunuz ve bulamıyorsunuz ama eviniz kira,
evde sizden ekmek bekleyen çocuklarınız, nafaka bekleyen eşiniz var. İş
bulamayıp para kazanamazsanız bu giderleri nasıl karşılayabilirsiniz?
İşte bu soruya cevabı "aile yardımı sigortaları" verir. Der ki, "Ey
vatandaşım, devlet olarak sana iş veremedim ama iş veremediğim dönemde
senin giderlerini asgari seviyede karşılamam lazım ki hırsızlık,
uğursuzluk, dolandırıcılık, fuhuş gibi kötü şeylere meyletme. Bunu sana
devletin bir görevi, senin de hakkın olarak vereceğim. Sakın bunu
sadaka olarak algılama, bu sana bu devletin vatandaşı olduğun için
ananın ak sütü gibi helaldir" der.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1952 tarihli 102 sayılı "Sosyal Güvenliğin Asgari Normlarına İlişkin Sözleşmesi" 29 Temmuz 1971 tarih ve 1451 sayılı kanun ile onaylanmış, Bakanlar Kurulu'nun 1 Nisan 1974 tarih ve 7/7964 sayılı kararnamesiyle yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye taraf ülkeler, sözleşmede sayılan 9 risk için sigorta oluşturmak zorundadırlar. Bu riskler; hastalık, analık, sakatlık, yaşlılık, işsizlik, iş kazası, meslek hastalığı, ölüm ve aile yükleridir.
***
DOKUZ SİGORTADAN 8'İ ÜLKEMİZDE BULUNUYOR
Bunlardan yedisi uygulanırken 2000 yılından itibaren sekizincisi olan işsizlik sigortası da uygulanmaya başlanmıştır. En sonuncusu olan aile yükleri (yardımı) sigortası ise halen başlamamıştır. Bunda ülkemizde genelde sağ iktidarların, yani sermaye yandaşlarının hükümet etmesi büyük etkendir.
3 aylık primin ödenmesi gerekiyor
Sosyal
Güvenliğin Asgari Normları Hakkında 102 No'lu Sözleşmesi'nin 3945'inci
maddeleri, aile yardımı (yükleri) sigortasının asgari şartlarını
açıklar.
Buna göre;
■ Her üye, korunan kimselere, bu bölümün aşağıdaki maddelerine uygun olarak, aile yardımları yapılmasını teminat altına alır.
■ Yardım yapılacak hal, çocukların geçimini sağlama mükellefiyetidir.
■ Yapılacak yardımlar:
a) Staj süresini tamamlayan, her korunan kimseye ödeme yapılması;
b) Veya çocuklara yiyecek, giyecek, mesken, tatil geçirme yerleri veya ev idaresinde yardım sağlanması;
c) Yahut, (a) ve (b) fıkralarında yazılı yardımların meczedilerek (birleştirilerek-karıştırılarak) temini şeklindedir.
■ Yardım, 3 aylık prim ödeme veya çalışma, yahut bir senelik ikamet şartlarından birini yerine getiren, korunan kimseler içindir.
■ Yapılacak yardımların tutarı,
a) Ortalama bir işçinin ücretinin yüzde 3'ü ile korunan kimselerin çocukları sayısının çarpımına;
b) Veya bu ücretin yüzde 1.5'i ile ikamet edenlerin çocuk sayısı çarpımına, eşit olmalıdır.
■ Periyodik yapılacak yardımlar, yardımı gerektiren halin devamı süresince sağlanır.
■ Her üye, korunan kimselere, bu bölümün aşağıdaki maddelerine uygun olarak, aile yardımları yapılmasını teminat altına alır.
■ Yardım yapılacak hal, çocukların geçimini sağlama mükellefiyetidir.
■ Yapılacak yardımlar:
a) Staj süresini tamamlayan, her korunan kimseye ödeme yapılması;
b) Veya çocuklara yiyecek, giyecek, mesken, tatil geçirme yerleri veya ev idaresinde yardım sağlanması;
c) Yahut, (a) ve (b) fıkralarında yazılı yardımların meczedilerek (birleştirilerek-karıştırılarak) temini şeklindedir.
■ Yardım, 3 aylık prim ödeme veya çalışma, yahut bir senelik ikamet şartlarından birini yerine getiren, korunan kimseler içindir.
■ Yapılacak yardımların tutarı,
a) Ortalama bir işçinin ücretinin yüzde 3'ü ile korunan kimselerin çocukları sayısının çarpımına;
b) Veya bu ücretin yüzde 1.5'i ile ikamet edenlerin çocuk sayısı çarpımına, eşit olmalıdır.
■ Periyodik yapılacak yardımlar, yardımı gerektiren halin devamı süresince sağlanır.
AB'DE SOSYAL YARDIMLARLA AİLE YARDIMLARI YAPILIYOR
Avrupalı
ülkeler, vatandaşlarının onurlu yaşam sürdürebilmeleri, kimseye muhtaç
olmamaları için birtakım temel ihtiyaçlarını (gıda, giyim, ayakkabı,
barınma, ulaşım, sağlık, eğitim ve ısınma) karşılasınlar diye sosyal
yardımlar veya aile yardımları da yapıyorlar. Buna bazen asgari geçim
yardımları, bazen de aile yükleri yardımları denilmektedir. Zira
ülkeden ülkeye hem ismi hem miktarları değişiyor.
CHP'li İnce bakalım bana ne gösterecek?
CHP'de
köklü bir değişim rüzgârı başladı ve rüzgârın hızı azalmazsa bir
sonraki seçimde bana göre tek başına iktidara gelir. Gerçekten bu ülke
insanının sol bir iktidara ve sol iktidarın başında da Kemal
Kılıçdaroğlu'na ihtiyacı olduğuna yürekten inanıyorum. Yıllardır emeğin
en yüce değer olduğunun bilincini işlemeye, emekten yana duruş
sergilemeye de devam ediyorum. Ancak, CHP içindeki bazıları beni
tedirgin etmiyor da değil.
Mesela, 5 Mart 2010 günü bu köşeden "Emekli Öğretmenlerin Sigortalı Olacağını Öğretmen Vekil Bile Bilmiyor" demiştim. Çünkü, 16 emekli öğretmeni yıllarca sosyal güvencesiz çalıştıran dershane sahibi Muharrem İnce, aynı zamanda çalışanlarının hiçbirisi için Tasarrufu Teşvik Primi ödememesi sebebiyle SSK Sigorta Müfettişi olduğum yıllarda benim yazdığım raporla epey yüklü ödemeler yapmıştı.
Şimdi her gördüğü yerde, "İktidara gelelim sana göstereceğim" diyor. Ben de merak ediyorum, CHP iktidara gelince Yalova Milletvekili Muharrem İnce bana ne gösterecek diye. Umarım bu merakım CHP'nin iktidara gelmesiyle son bulur. Ancak asıl sorun, İnce gibi düşünenler varsa, iktidara geldiklerinde devletin gücünü arkalarına alıp kendi şahsi menfaatlerini gözetecekler, kin ve garezlerini başkalarından çıkaracaklarsa şimdiki iktidardan ne farkları kalacak. Doğrusu benim esas merakım bu.