Hrant Dink Ölümünün 4.Yılında Anıldı, Hrant Dink anıldı, Hrant Dink'in katilleri hala korunuyor, Hrant Dink ölüm yıldönümünde anıldı, Hrant Dink'i katledenler hala serbest dolaşıyor, Hrant Dink'i katledenler neden bulunmuyor, Hrant Dink'i katledenleri kimler koruyor.
"AKP susuyor, katilleri koruyor"
Hrant Dink’in ölümünün 4. yıldönümünde düzenlenen törene binlerce kişi katıldı
Uğradığı silahlı saldırı sonucu 4 yıl önce katledilen gazeteci Hrant
Dink, dün Agos gazetesinin önünde düzenlenen törenle anıldı. Törene
katılan Hrant’ın arkadaşları, cinayetin ardından 15 duruşma geçtiğini
belirterek “Bunca duruşmaya karşın hâlâ cinayetin arkasında kimlerin
olduğu ortaya çıkartılmadı. Bununla birlikte, Hrant’ın katil zanlısı,
çocuk mahkemesinde yargılanmak istiyor. Bu cinayeti aydınlatırlarsa,
Türkiye aydınlanır. O yüzden karanlık bırakmak için uğraşıyorlar” dedi.
Agos gazetesinin ilk genel yayın yönetmeni Hrant Dink, Halaskârgazi
Caddesi’ndeki Agos gazetesinin önünde yaklaşık 10 bin kişinin
katılımıyla anıldı. Taksim ve Şişli’deki Cevahir Alışveriş Merkezi
önünden Dink’in öldürüldüğü yer olan Halaskârgazi Caddesi’ndeki gazete
binası önüne yürüyen kalabalık grup, “4 yıldır yüzleri yok, yürekleri
yok”, “4 yıldır Hrant yok” dövizleri taşıyıp, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz
Ermeniyiz”, “Hrant için adalet için”, “Katil devlet hesap verecek” ve
“AKP susuyor, katilleri koruyor” sloganları attı. Dink’in öldüğü saat
olan 15.00’te törene katılanlar, Dink ve faili meçhul cinayetlere kurban
giden tüm aydınlar için saygı duruşunda bulundu. Bu yıl Dink ailesinden
kimse konuşma yapmazken tören konuşmasını “Toplumsal Bellek Platformu”
üyeleri adına gazeteci Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi yaptı.
Gazetenin balkonundan “adalet isteyenlere” seslenen İpekçi, “Bu tür
cinayetler bir daha asla işlenmesin. Gelecek kuşaklar böyle bir utancı
yaşamasın, taşımasın” diyerek, “Ama artık öğrendiğimiz bir şey var: Bu
tür cinayetleri artık siyasi cinayet, linç, katliam gibi sözlerle
tanımlamayacağız. Çünkü var olan yasalar, şimdilik yetersiz kalsa da,
bunların insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına girdiğini biliyoruz”
dedi. “Artık bir adımız var. Adımızı biliyoruz ama bu cinayetleri
kimlerin aydınlatacağını bilmiyoruz” diyen İpekçi, “Bilmek istiyoruz,
görmek istiyoruz ve neredesiniz? Hrant için adalet için. Neredesiniz?”
diye konuştu.
Agos önündeki anmanın ardından bir eylem de İstiklal Caddesi’nde
yapıldı. Akşam saat 19.00’da Taksim Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi
meşalelerle Galatasaray’a yürüdü.
‘Rapordaki bulgularımızın gereği yapılmadı’
TBMM’de cinayetin araştırılması için oluşturulan komisyonun başkanı
AKP Milletvekili Mehmet Ocaktan, “Raporumuzda cinayette polis ve
jandarmanın ihmal ve kusuru olduğunu yazdık. Ancak bunun gereği
yapılmadı. Cinayetin arka planı, siyasi bağlantıları, çete bağlantıları
ortaya çıkartılamadı” dedi.
Dink cinayetini araştırmak amacıyla TBMM İnsan Hakları Komisyonu
bünyesinde oluşturulan alt komisyon, raporunu bir yıllık bir çalışmanın
ardından 2008 yılında açıklamıştı. Komisyonun başkanlığını yapan
Ocaktan, öldürülmesinin 4. yıldönümünde cinayetle ilgili gelinen noktaya
ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
İhmal ve kusur var dedik: Hrant Dink komisyonu olarak bize
yöneltilen en önemli eleştirilerden biri de cinayetin arka planına
bakmadığımız noktasında oldu. Komisyonumuz, cinayeti aydınlatmak
amacıyla değil, idarede yani polis ve jandarmada bir ihmal ve kusur
bulunup bulunmadığını araştırmak için kurulmuştu. Raporumuzda da açıkça,
polis ve jandarmada kusur ve ihmal olduğunu belirttik. Raporumuzun
esası buydu.
Gereği yapılmadı: Cinayetin arkasındaki başka tür siyasi
bağlantılar, yine arka planındaki çete bağlantılarının araştırılıp
ortaya çıkarılması bizim işimiz değildi. Bunların ortaya çıkarılması
başta yargı olmak üzere ilgili kuruluşların göreviydi.
Cinayet 6 ay önceden biliniyor: Komisyona verilen bilgilerden
anlıyoruz ki Hrant Dink’in öldürüleceği 6 ay önceden polise ve
jandarmaya bildirilmiş. Ama önlenmesi ve Dink’in korunması için hiçbir
şey yapılmamış.
Ali Öz olayı: Cinayette en önemli eksiklerden biri de dönemin
Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Öz’ün dinlenemeyişidir. Öz’ü komisyon
olarak davet ettik. Önce gelmedi, daha sonhra geldi ama “Şu aşamada
konuşmayacağım, ancak mahkeme çağırırsa gidip ifade veririm” dedi.
“Tanık olarak gideceğim ancak sanık da olabilirim” gibi şeyler söyledi.
Ama mahkemeye gitmek ve bu konuda konuşmak konusunda çekinceleri olduğu
belliydi. Ancak hakkında onca iddialar çıkan Öz’ün üzerine bile gereken
ölçüde gidilemedi.
Kaynak: Cumhuriyet