Kehanetler: Yüzlerce yıl önce yok olan Maya Uygarlığı'nın tabletlerine göre dünya büyük bir tufandan sonra son çağına girecek. Maya
takvimindeki yok oluş tarihi Marduk'la da örtüşüyor. Dünyanın
beşinci değişimi bu yüzyılda. Tabletlerdeki Maya takvimi tufanların
yaşandığı 4 çağdan sonra sonu yine tufanla bitecek 5'inci çağın 21'inci
yüzyılda başladığına işaret ediyor. Mayalar kim di?: Her
şeyden önce Mayalar çok üstün seviyeli dinsel bilgilerle geldiler. Tek
tanrı inancındaki eski "Mu Güneş Dini" ne bağlı bir topluluktular.
Örneğin Mısır uygarlığı, Mu'dan sonra gelen ve Mu kadar gelişmemiş bir
uygarlık olan Atlantis'in bir kolonisiydi. Öyle olmasına rağmen dönemin
çok üstünde bir gelişim gösteren bir uygarlık olarak tarih sahnesine
çıktılar. Mayalar o anlamda Mısır'dan hem çok daha üstün bilgiye ve daha
eski bir geçmişe sahiplerdi. Çok gelişmiş dini sistemleri sayesinde
geleceğe ait bazı bilgilere sahip olan Mayalar'ın geleceğe ait olan
bilgileri ise geçmişe ait bilgiye sahip olmalarında yatıyordu.
"Başlangıç nasılsa son da öyle olacaktır" diye çok eski ezoterik bir söz
vardır. Çünkü bazı şeyler yeryüzünde periyodik olarak tekrar ediyor.
İşte Mayalar'ı önemli kılan bu ezoterik (gizli öğreticilik) bilgi
birikimine sahip olmalarıydı. Mayalar'a göre yeryüzünde meydana gelen en
önemli değişimlerden biri de eksen açısıyla ilgiliydi. Günümüz bilimsel bulguları Mayalar'ın bu bilgisiyle tam anlamıyla örtüşmüş durumdadır. Mayalar
2012 için 'zamanların sonu' diyor. Ancak bu yok oluş anlamında değil
fiziksel bir değişim. İnsanoğlu dört kez geriledi ve artık değişim
zamanı. Mayalar'a göre; 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı
olacak. Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya
için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ sona ererek
yeni bir çağ başlayacak. Büyük bir tufanla gelecek olan bu yeni çağın
ipuçlarını ise bilim adamlarına göre iklimsel değişimler sayesinde
şimdiden gözlemleyebiliyoruz. "Beşinci kutupsal kayma" olarak
adlandırılan bu değişimde daha önceki değişimlerde olduğu gibi yine
kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana geleceğini söyleyen
Sınır Ötesi Yayınları'nın Genel Yayın Yönetmeni Ergun Candan, dünyadaki
iklimlerin değişimini de buna bağlıyor. Candan, "Kutuplar yer veya açı
değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma
sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki buzullar zaten erimeye başlamış
durumda. Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde
sona erdi" diyor. Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (kuzey
ve güney kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı. En son
Discovery kanalında dünyanın manyetik alanının belirli periyotlarla
nasıl değiştiğini bilimsel çevreler açıkladı. Hatta bilgisayar
ekranındaki üç boyutlu animasyonlarla gösterimi yapıldı. Şu anda
dünyanın manyetik alanında muazzam bir değişim var. Bunun da en büyük
nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan Mayalar bunu
biliyordu. Konunun bir diğer yanı da Mayalar'ın bununla da yetinmeyip,
gelecekte tüm insanlığı etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir
şekilde duyurmuş olmalarıdır. Bu şifreye göre dünya için 2012 yılı çok
önemli. Yani bu görüşe göre 2012 yılında dünya yok mu olacak?:
Mayalar 2012 için 'zamanların sonu' diyor. Fakat bu dünyanın top yekun
yok oluşu değil, bir fiziksel değişim. Daha önce yaşanan sanki tufan
gibi düşünebiliriz. Bu fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimler
de birbirleriyle orantılı devam ediyor. Her bir büyük fiziksel
değişimlerle birlikte insanlık ruhsal değişimde yaşıyor. Şu ana kadar
insanlar aşağıya inişi yaşadı. Birincisinde biraz daha kabalaştı,
ikincisinde biraz daha, üçüncüsünde biraz daha... Dördüncünün sonunda
tam anlamıyla bir dip yaptı. Bu yüzden 2012'yi Mayalar insanlığın
yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor. Hatta
çeşitli dinler bundan Altın Çağ, vaat edilen cennet veya Nirvana gibi
bahseder. 2012'nin önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı
çıkacaktır. Bunun da ilk basamağı 2012'dir diyor Mayalar. Bugüne
kadar Mayalar'ın hangi kehanetleri yerini buldu? Şu anda bilimsel
olarak ispat edilen dünyanın dört kez kutup değişimi geçirdiği. Bugün bu
durum ispatlanmış durumda. Günümüz insanları bunu yeni keşfetse de,
Mayalar bunun farkındaydılar. Bu bile başlı başına önemli bir şey. Mayalar'la
ilgili tüm bu bilgilere nasıl ulaşıldı?: Bütün bunlar dünyaca ünlü
astro fizikçi Coterelli'nin bilgilerini bir BBC muhabiri Adrian
Gilbert'in derlemesi sonucunda dünya kamuoyuna duyurdu. En önemli buluş
da eski Maya kenti Palanque'deki Yazıt Tapınağı'nda buldukları mezar
taşının kapağındaki şifreyi çözmeleriyle oldu. Şifre nasıl
çözüldü?: Simetriyle ilgili bilgileri çözerek çok önemli sonuçlara
ulaştılar. Kapağın üzerindeki şerit motiflerini simetrik bir şekilde yan
yana getirdiklerinde ortaya Jaguar ve bunun üzerinde de bir Yarasa
sembolünün ortaya çıktığını gördüler. Mayalar'ın sakladıkları bu
sembollerin bir anda belirmesi Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü
Mayalar'ın mitolojik yazıtlarında Jaguar beşinci yani bizim çağımızı,
yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi!... Kapağın üzerinde açık bir
şekilde görülen "Güneş Haçı" nın üzerindeki ilikler ise Güneş'in
manyetik iliklerini temsil etmekteydi. Bu da Mayalar'ın gizli mesajıydı.
Yaşanacak trajedinin sebebi Güneş'te meydana gelecek olan manyetik
değişimlerdir!.. Mayalar şaşırtıcı bir astronomi bilgisine
sahip bir medeniyetti. Sadece Güneş, Ay ve Mars gibi bugün amatör
gözlemcilerin dahi gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse
bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini
gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün
süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile
hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için
döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı. Bunların ilki,
“kutsal takvim” olarak bilinen ve 20’şer günlük 13 aydan oluşan
“Tzolkin” (Gün Sayımı) denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin
oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü “13
Ahau”dur. “Haab” adını taşıyan bir ikinci takvim, bugün bizim
kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20’şer günlük 18
aydan oluşur. “Uinal” olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı
360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna “tun” adı verilir. Normal
güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla “tun”a
eklenir (aynı Mısır ve Sümer’de olduğu gibi!) Her iki döngünün gün
sayıları ancak 52 güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab’ın
bitişleri aynı güne denk gelir yani, Tzolkin’e göre 13 Ahau gününde,
Haab da sona ermiştir. GÜN SAYISI İSMİ 1 Kin 20 Uinal 360 Tun 7200 Katun 144000 Baktun İşte
Mayaların efsanevi “Long Count” yani “Uzun Sayım” dedikleri süreç, 13
Baktun'a eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yılı) Maya tarihinde
“başlangıcı” olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki hesabı
yapamayız. Bizim takvim sistemimize göre bu an, İsa'nın doğduğu
varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz bu yılı “0” olarak kabul
eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız. Mayalarda da bu
tarihin başlangıcı 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç
noktası Arkeolojik bulgular ve Karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım tarihi
bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç tapınakta
(İzapa, Chichen Itza ve Monte Alban'da) Maya rahiplerinin, yapılış
tarihini belgeleyen Uzun Sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma payıyla
birlikte Milattan Önce 11 Ağustos 3114 tarihi 0.0.0.0.0 noktası olarak
tespit eidlmiştir. Ve buna göre 13.0.0.0.0 tarihi 21 Aralık 2012 gününe
denk gelmektedir. Maya takviminin 21 Aralık 2012'de bitmesinde
ne var diye soruyor olabilirsiniz. Aslında bu tarih tespit edildikten
sonra araştırmacılarında kafasına takılan soru buydu. Ve ilk akla
gelende, astronomide bu kadar ileri bir toplumun bu tarihide bir
astronomik oluşumla ilişkilendirmiş olma olasılığıydı. Bu yönde yapılan
araştırmalar bu fikrin doğru olduğunu ortaya koydu.
Bilindiği gibi
21 Aralık tarihi yılın en kısa günüdür. John Major Jenkins, 21 Aralık
2012'de gökyüzünde oluşan astronomik konumların, oldukça sıradışı
birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi, gezegenlerin ve Ay'ın
üzerinde hareket ettiği, “Ekliptik” olarak adlandırdığımız “tutulum
çemberi”nin, tam 21 Aralık günü Samanyolu'nun dünyadan görülen ekvatoral
çizgisiyle kesişmesi. Bu kesişmenin, modern astronomik ölçümlere göre
"galaksimizin merkezi” olduğu belirlenen noktada (süper karadeliklerden
biri olduğu düşünülüyor.) gerçekleşmesi, bu tarihi daha da ilginç
kılıyor. Ama daha ilginci, 21 Aralık günü Güneş'in de tam “gündönümü”
sırasında bu noktayla aynı hizaya gelmesi. Astronomik deyişle “Gündönümü
Güneşi”, Ekliptik ile Samanyolu kuşağının “galaksi merkezi” olduğu
belirlenen noktayla aynı hizada kesiştiği koordinata yerleşiyor. Bu
birleşim, Mayalara göre, “Güneşler” olarak adlandırdıkları devrelerin
beşincisinin noktalandığı anı belirlemekte.Maya kozmogonisine göre,
dünyanın geçmişi, 13 Baktun'luk (aşağı yukarı 5125 yıl) devrelerden
oluşur ve bunların her birinin bitimi, dünya için radikal değişimler ve
büyük yenilikler içerir. İçinde bulunduğumuz devre, Mayalara göre
beşinci ve son devredir ve 13.0.0.0.0 tarihinde son bulacaktır. Bizim
takvimimize göre sözü edilen bu tarih, 21 Aralık 2012'ye denk
gelmektedir.
Mayaların bugüne ilişkin öngörüleri,efsaneleri veya
kehanetleri ise gerçekten çarpıcı. Buna geçmeden önce bir bilgiyi daha
vermek gerekli. İçinde bulunduğumuz galaksi milyonlarca yıldıza sahip
olmasına rağmen, galaksimizin merkezi olarak gösterilen nokta yıldız
miktarının gayet seyrek olduğu bir nokta. Yaklaşık 25,800 yılda toplam 4
kere (dünyanın presession süresi) galaksi merkezimizle,
" A door into the heart of space and time will open" , Zamanın ve uzayın kalbindeki kapı açılacak " The cosmos will be reborn or recreated " , Evren yeniden doğacak, yeniden yaratılacak "
We will reach the Zero Point of the process - a moment of collective
spiritual birth " , Döngünün sıfır noktasına erişeceğiz, toplu ruhsal
doğuş anı “…our basic orientations will be inverted. On the level of
human civilization, our basic assumptions and foundation values will be
exposed, and we will have the opportunity to embrace values long since
driven under the surface of our collective consciousness” Bizim basit doğamız ters yüz olacak.
Aslında
tek önemli tarih 21 Aralık değil 2012 yılı için. Mayaların astronomi
birikimlerinde , Boğa takımyıldızındaki Pleiades grubunun ayrı bir önemi
var. G Bu yıldız grubunun gökyüzünün tepe noktasından (“Zenith”
noktası) geçişi, Mayalar için önemli bir olaydı ve genellikle Tzolkin
ile Haab'ın son günlerinin çakıştığı 52 yıllık dönemin sonunda yaşandığı
için de fazlasıyla önemsenirdi. Monte Alban'dan İzapa'ya dek birçok
kentte, gökyüzünün tepe noktasını gözlemlemek için hizalanmış şaftlara
sahip yapılar bulunmuştur. Bu gözlem noktalarında başını yukarı kaldırıp
belli bir anda daracık şafttan gökyüzüne bakan gözlemci, yalnızca
Zenith noktasını görürdü. Meksika'nın güneyinde, İzapa'nın bulunduğu
paralel üzerinde Güneş – Pleiades buluşması, presesyon etkisinden
bağımsız olarak her yıl, ilkbahar ekinoksundan 61 gün sonra gerçekleşir.
Günümüzde bu tarih, Güneş'in Boğa Burcu'na girdiği 20 Mayıs tarihine
denk gelmektedir.
Bu buluşma Zenith'te gerçekleşirse? Mayıs
2000'deki gezegen dizilimini hatırlayacaksınız. Ama ondan çok daha
önemli birşeyi çoğunluğumuz bilmiyoruz Mayalarca önemli olduğu yeterince
vurgulanan gün, Güneş – Pleiades – Zenith buluşmasıdır ve bu astronomik
olayın gerçekleşme tarihi de 20 Mayıs 2000'dir. Mayalar, 13 Baktun'un
hemen öncesine denk gelen bu astronomik buluşmayı, bir sürecin
başlangıcını işaretlemek için kullanmışlardı Ünlü Kukulkan piramidinin
tepesinde, doğrudan Zenith'e yöneltilmiş, çıngıraklı yılan kuyruğu
biçiminde bir sütun yer alır. Çıngıraklı yılanın kuyruğundaki “çıngırak”
işaretleri, Maya kültüründe Pleiades'in simgesidir. Çıngırağın biraz
aşağısında, “Ahau yüzü” olarak adlandırılan bir kabartma vardır ve bu
da, Güneş'i simgelemektedir. Bir bütün olarak Kukulkan piramidinin
tepesindeki şekil, Güneş – Pleiades – Zenith buluşmasına işaret
etmektedir
|