Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner Hukuksuzluğa Uğradım Bunun Hesabını Soracağım, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner Saldırıya Ve Hukuksuzluğa Uğradım Bunun Hesabını Soracağım Dedi.
Bunun Hesabını Soracağım
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), 190 unvanlı hakim ve Cumhuriyet savcılarının atamasına ilişkin kararnamesiyle Adana Cumhuriyet savcılığına atanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, ''Ben burada saldırıya uğramış, hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunun hesabını soracağım'' dedi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), 190 unvanlı hakim ve Cumhuriyet savcılarının atamasına ilişkin kararnamesiyle Adana Cumhuriyet savcılığına atanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, ''Ben burada saldırıya uğramış, hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunun hesabını soracağım'' dedi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), 190 unvanlı hakim ve
Cumhuriyet savcılarının atamasına ilişkin kararnamesiyle Adana
Cumhuriyet savcılığına atanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, makamında düzenlediği basın toplantısında, Adana Cumhuriyet savcılığına atanmasını değerlendirdi. ''Cumhuriyet savcısının rütbesi olmaz, hukuki statüsü vardır'' diyen Cihaner,
''Kimse bana rütbe vermedi, kimse de alamaz bu anlamda tenzili rütbe
lafı çok yanlış ve çok çirkin de bir laf. Onun için tenzili rütbe
söylemini terk etmek lazım. Yeni atandığım görev yerinde başsavcı
unvanımın bulunmaması... Başsavcılık kamuoyunda da yanlış anlaşılıyor.
Başsavcılığın anlamı eşitler arasında birinci demek. Önemli olan
Cumhuriyet savcısı olmak o unvanı da taşıyoruz. Özellikle belli bir
kesimin bıyık altından gülerek yaptığı o yakıştırmalar çok yakışıksız
ve ahlaksız'' şeklinde konuştu. Başsavcıların bulundukları
görevlerinin süresinin 5 yıl olduğunu söyleyen Cihaner, görev süresinin
dolmadan ve talebi de olmadan yapılan atamanın, ''Çifte standart'' olduğu iddiasında bulundu.
Cihaner, şöyle devam etti: ''Eğer
hakkımdaki soruşturma ya da dava gerekçe gösteriliyorsa bununla ilgili
benden savunma istenmedi. Henüz nerede olduğu bile belli değil,
bakanlık da bilmiyor. Erzurum'daki davadan bahsediyorum. Kurula yeni
atanan üyelerin bu soruşturmayı gerekçe göstererek, bu atamayı
yapmaları doğru ise çok anlamsız olur. Çünkü bu dosyayı alıp
incelemeleri mümkün değil. Bırakın dosyaları, kararnameleri bile bu
kısa sürede incelemeleri mümkün değil.''
Atamalarda iki-üç kriterin dikkate alındığını ifade eden Cihaner, şunları kaydetti: ''Benim
hakkımda disiplin, ceza soruşturmasında daha esasa bile girilmedi.
Talep edilen deliller toplanamadı. Hangi mahkemede görülebileceği yeni
belli oldu. 'Bu suçlamalara karşı sen ne diyorsun'un, kurul ya da
kararnameyi hazırlayanlar tarafından ya doğrudan disiplin savunması
çerçevesinde ya da benim bu yönde yapmış olduğum savunmaya dayanarak
incelenip değerlendirilmesi lazım. Çünkü biz görev gereği çok absürt,
hukuk dışı şikayetlere de maruz kalıyoruz. Eğer kriter, soruşturma ise
hakkında soruşturma olan başka kişiler de var, görev yerimin
değişikliği yönünde talepte de bulunmadım.''
HSYK üyelerinin kendisiyle ilgili açıklamalarının taraflı olduğunu iddia eden Cihaner, ''Bu
üyelerin benimle ilgili kararlara katılmamaları gerekir. Çünkü taraf
olduklarını daha önceden belli ettiler. Bu hukuk dışıdır. Bunların
yerine yedek üyeler katılması gerekirdi. Bazıları yargıyı etkileyecek
açıklamalar yapmıştı. Anayasanın öngördüğü bağımsızlık, tarafsızlık
koşullarını karşılamayacağı açık. O nedenle bu kararnameyi, atamayı
uygunsuz buluyoruz'' dedi. Hakkındaki her iddianın çürütülmüş olduğunu
söyleyen Cihaner, ''En basiti kamelya davasında, halbuki bu kamelya
Türkiye'deki tek yasal kamelya olduğunu iddia ediyorum. Bizim onurla
taşıdığımız tek unvan cumhuriyet savcılığı unvanıdır. Nasıl kazanılıp,
nasıl kaybedildiği bellidir. Şu an hala cumhuriyet savcısıyım.
Cumhuriyet savcısının görevi bellidir. Bunu da yasalar çerçevesinde
gittiğimiz yerde yapacağız'' şeklinde konuştu.
Henüz
atamaya ilişkin tebligatın kendisine ulaşmadığını belirten Cihaner,
tebligatın ulaşmasının ardından 15 gün içinde yeni görev yerine
başlaması gerektiğini hatırlattı. Özellikle belli bakış açısına sahip
bir medya ve o medyanın yönlendirmesi ile fikirlerini oluşturmuş birçok
insanda, ''Erzincan denince akıllara, muhtemelen çetelerin
cirit attığı, birtakım karanlık yapıların egemen olduğu bir yer
gelebileceğini'' öne süren Cihaner, ''Ancak öyle değil. Birlikte yaşama kültürüne sahip örnek bir il. Nüfusuna göre en huzurlu iller arasında'' diye konuştu. Kamuoyunda kendisiyle ilgili bilgi kirliliği de yaratıldığını ileri süren Cihaner, şöyle dedi:
''Çıkıp birtakım özellikle unvanlarının başında eski olan tırnak
içerisinde hukukçular, -onlara 'cep hukukçusu' diyorum- cep kitapları
serisinden yayımlanmış yasalara bakıp yorumlar yapan birtakım adamlar,
kamuoyunda çıkıp bilgi kirliliği yarattılar. Öyle şeyler yaşadık ki biz
birtakım kararları veren hakim savcıların etnik kökenleri, inançsal
aidiyetlerinin sorgulaması yapıldı. Aynı sorgulamayı ben yaparsam ne
olur bu ülkenin hali?''
Cihaner bir gazetecinin, ''Pişmanlık duyduğunuz bir durum oldu mu?'' şeklindeki sorusuna, ''Hayır
asla olur mu tam tersi yaptığım soruşturmaları bugün olsa aynı şekilde
yaparım. Şimdiye kadar yaptığım tüm soruşturmalara hukuka ve yasaya
uygundur. Ama Erzincan'a yada yaptıklarıma dair keşke olmasaydı
diyebileceğim hiçbir hareketim yoktur'' yanıtını verdi. ''Siyaseti düşünür müsünüz?'' sorusu üzerine Cihaner,
''Siyaseti düşünmüyorum şu an Cumhuriyet savcısıyım. Ben burada
saldırıya uğramış hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunun hesabını
soracağım. Birileri kaçacak uzak yerler arayacaklar. Bundan başkaları
kurtulmak isteyecekler. Bunun zamanı gelecek tabi. Özellikle bu tayin
dönemimde tenzili rütbe yok düz savcı, rütbe olayı yoktur. Biz
Cumhuriyet savcıyız, koltuk kaygım yoktur ancak hukuksuzluk söz konusu,
kaygım buradadır'' dedi. AAinternethaberoku.blogspot.com