25 Eylül 2010 Cumartesi

Fatmagülün Suçu Yok Asıl Suçlu Kim


FATMAGÜLÜN SUÇU NE TECAVÜZ TACİZ VE BURJUVA AHLAKIN PROMOSYON KÜLTÜRÜ/Mahmut Halil CAN ( Sendiren )

Geçtiğimiz günlerde Fatmagül’ün suçu ne adlı dizi Kanal D adlı TV kanalında izleyici ile buluşmuş. Bu dizinin geçmişte Hülya Avşar tarafından oynanmış bir de filmi varmış. Günlerdir TV haberleri ile gazete sayfalarını meşgul edip, tam da burjuva medyanın işlevine uygun bir biçimde yapay olarak tartışmalar yapılıyor, tecavüz kültürü övülüyor, tecavüz sahnelerindeki oyunlar kıyaslanıyor vs. Korkunç bir ahlaki kirlenme içindeki toplumsal yapı sürekli bir biçimde yeniden ve yeniden tükenişe itiliyor, uçurumlardan yuvarlanıyor.
Bir dizinin reklamı, seyirci çekmek, reyting uğruna ahlaksızca, namussuzca kadınlar aşağılanırken; tecavüz sahneleri ve oyunculukların bu sahnelerle kıyaslanarak tecavüz kültürü ve ikinci bir aşağılanma, kadın bedeni üzerinden oynanan oyunlar yaşatılıyor. Meşru kılınmaya çalışılıyor.

Burjuva düzen açısından her daim var olan Pazar ilkesi bu alanda da her bakımdan öne çıkarak, şimdiye kadar nasıl kullanıldı ise yine aynı biçimde kullanılmaya devam ediliyor. Zira burjuvazi için ahlak, değer, insani özellikler vs değildir esas ve temel olan. Onun için varsa yoksa her şeyi paraya çevirmektir. Kara döndürmektir, satmaktır. Satarken de aynı anda var olan değerleri dejenere etmek, ahlaki-sosyal-kültürel geriye çekmekte cabası olarak kazanç hanesine yazılıyor düzenin.

Beren Saat mi yoksa Hülya Avşar mı iyi oynamış tecavüz sahnesini? Burjuva basının öne çıkarıp pazarladığı, tanıtım, reklam, promosyon için öne çıkardığı bunlar. Bir kadının tecavüze uğraması, toplumsal, sosyal, kültürel sonuçları ve cinselliğin öne çıkarılmaması gibi konular tartışma dışı onlar tarafından. Zira amaç diziyi bir biçimde pazarlamak, izlenmesini, reyting yapmasını sağlamak. Bunun içinse onlar açısından her yol mubah olmaktadır.

Günlerde bu bölüm ana haber bültenleri dahil tüm gazete, TV vs her yerde tartışma konusu haline getirilmekte ve işin esası bundan rahatsızlık duyanlar oldukça azınlıkta kalmaktadırlar. Zira beyinleri uyuşturulmuş, dizi, film ve görsel medya tarafından teslim alınmış bir yapısal yabancılaştırılmış toplumsal dokuya en çokta bu açıdan istenildiği gibi vurulduğu biliniyor kapitalistler ve onların uşakları tarafından.

Fatmagüller ve tecavüzler gündelik yaşamın bir parçasıdır oysa Anadolu coğrafyasında. Kadının ikincil cins, cinsel **** olarak algılatıldığı toplumsal düzen olan kapitalizmde bunlar hiçte garipsenecek, ortadan kaldırılması gereken şeyler gibi değildir. Mesela Tekirdağ’da bir Yetiştirme Yurdunda bir aşçı çalışan tarafından tecavüze uğrayan sözde devlete emanet edilmiş bir kız çocuğu sıradan bir üçüncü sayfa haberidir ancak düzen açısından.

Fatmagül ve Fatmagüllerin bir suçu yok elbette. Suçlu varsa o da düzendir. Fatmagüllere tecavüz ettiren, erkek egemen sistemi koruyan, kadın bedenini cinsel bir nesne olarak öne çıkaran, kadın bedenini ve onun maruz kaldığı şiddeti bir pazarlama, promosyon unsuru olarak gören emperyalist kapitalist düzendir suçlu.

TVkolik, dizi kolik yapılıp ekranlara kilitlenmekten, düzenin aşağılık kültürel-sosyal empozesini reddetmeden, emekçi-proleter ve yeni insana özgü bir sosyal-kültürel-siyasal-pratik bir kimlik yaratılmadan bu düzen alaşağı edilemez ve yerine yenisi konamaz.www.ateshirsizi.com