2 Aralık 2012 Pazar

Firuze Hatun'un Dövmesinin Anlamı Acem Diyarında Safevi Hanedanının Alameti İşareti

Firuze Hatun'un Dövmesinin Anlamı Acem Diyarında Safevi Hanedanının Alameti İşareti,  Safevi Hanedanının İşareti, Safevi Hanedanının İşareti, Safevi Devletinin Alameti İşareti, Firuze Hatun'un Dövme İşaretinin Anlamı Nedir. 

Firuze Hatun'un Dövmesinin Anlamı: Acem Diyarında Safevi Hanedanının Alameti İşareti 
Muhteşem Yüzyıl dizisinde Firuze Hatun'un hiç kimsenin bilmediği sırrı ortaya çıkıyor. Attan düşerek bayılan Firuze Hatun'un boynundaki dövmeyi Rüstem Paşa görüyor. Rüstem Paşa, dövmenin ne anlama geldiğini  de öğrenerek Hürrem Sultan'a söylüyor.

Rüştem Paşa, Firuze Hatun'un boynundaki dövmenin anlamının "Acem diyarında Safevi hanedanının alameti (işareti)" olduğunu ortaya çıkarıyor.

Kanuni Sultan Süleyman Döneminde Osmanlı İmparatorluğu-Safevi İlişkileri  

Safeviler-Safevi Hanedanı 
Safeviler,(1501-1736) yaklaşık 400 yıldır parçalanmış durumdaki İran'ı birleştirmiş ve Şiilik'i resmi mezhep yapmışlardır. Saf evi adı, hanedanın kurucusu Şah İsmail'in atası Şeyh Safiyeddin'den (1252-1334) gelir. Şeyh Safiyeddin'in kurduğu Safeviye tarikatı özellikle Batı İran'da ve Azerbaycan'da yayılmıştı.

Safeviler'in Anadolu'da yıllardan beri sürdürdükleri propaganda etkinliği Osmanlı Devleti'ni tedirgin ediyordu. 1512'de padişah olan Yavuz Sultan Selim bu eylemlere son vermek ve doğu sınırını güvence altına almak amacıyla 1514'te sefere çıktı. İki taraf arasında Çaldıran'da yapılan savaşta Şah İsmail ağır bir yenilgiye uğradı. Yavuz Sultan Selim Safeviler'in başkenti Tebriz'e kadar ilerledi. Safeviler batıdaki topraklarının bir bölümünü Osmanlılar'a bırakmak zorunda kaldılar. Bu topraklar 200 yıldan fazla süren Osmanlı-İran savaşları boyunca sık sık el değiştirdi.

Tebriz'in Osmanlılar'ın eline geçmesi üzerine İsfahan'ı başkent edinen Şah İsmail bundan sonra Gürcistan'a küçük çaplı seferler düzenledi, doğudaki Özbekler'le savaştı. Bir yandan da devlet örgütlenmesini geliştirip güçlendirmeye çalıştı.

Kanuni Sultan Süleyman Safevilerle İlişkileri
Şah İsmail'in 1524'te ölmesinden sonra başa geçen oğlu I. Tahmasp döneminde de Safeviler, Osmanlılar ve Özbekler'le savaştılar. Kanuni Sultan Süleyman 1535'te Bağdat'ı Safeviler'den aldı. Irak'ın tümü ve Azerbaycan'ın bir bölümü daha Osmanlılar'ın eline geçti. Ama sınırdaki çatışmalar aralıklarla sürüp gitti.

Tahmasp, kendisine başkaldıran kardeşi Elkas Mirza'nın Osmanlı Devleti'ne sığınması üzerine Doğu Anadolu'ya girince Kanuni Sultan Süleyman 1548'de yeniden İran'a sefere çıktı. Tahmasp' in birliklerini yenerek Tebriz'e kadar ilerledi. Elkas Mirza da Osmanlılar'in desteğiyle Bağdat'tan harekete geçerek Hemedan, Kaşan ve İsfahan'ı yağmaladı. Ama Osmanlı ordusunun geri dönmesinden sonra Tahmasp yeniden Doğu Anadolu'ya saldırarak Ahlat'a kadar ilerledi. Bu gelişme üzerine Kanuni Sultan Süleyman 1553'te üçüncü kez İran'a sefere çıktı. Revan, Nahcivan ve Karabağ'ı ele geçirerek geri döndü.

Osmanlılar karşısında birbiri ardınca uğradığı yenilgiler üzerine Tahmasp barış önerisinde bulundu. 1555'te imzalanan Amasya Antlaşması ile Safeviler Azerbaycan ve Irak'taki Osmanlı egemenliğini kabul ettiler. Tahmasp hükümdarlığının sonuna kadar bu antlaşmayı bozmadı.