HDP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HDP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Şubat 2016 Pazartesi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan Sur'a yürüme çağrısı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan  Sur'a yürüme  çağrısı 
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş bugün düzenlediği basın toplantısında Diyarbakırlılara sokağa çıkma yasağının olduğu Sur İlçesi'ne doğru yürümeleri çağrısı yaptı.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DTK Eş Başkanları Hatip Dicle, Selma Irmak ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ile birlikte Dicle Fırat Kültür Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Demirtaş, Diyarbakırlılara bir çağrıda bulunarak,  "Çarşamba saat 16.00′da herkes bulunduğu yerden Sur’a doğru yürümelidir." dedi.

İşte HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın o açıklaması:
AKP hükümeti aklını yitirmiş olabilir, karşılaştığı sorunları diyalog ve müzakere ile çözümü yetisini yitirmiş olabilir ama bugün Sur’da yaşatılanlar sadece artık AKP’ye zarar vermediğini bütün Türkiye’nin görmesi lazım. Bu tür katliamlar toplu ölümler tarihe not düşer ve kırılmalara yol açar” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlla katledeceğim, şehri yıka yıka dümdüz edeceğiz mantığını kimse içine sindirmiyor. Biz bunu durdurmak istiyoruz. Aileler burada günlerdir çözüm için nöbet tutuyorlar. Biz de artık çözüm nöbeti için buradayız. Buradan abluka kalkmalı, çatışmalar, ölümler durmalı. Ne güvenlik görevlisi, ne sivil, ne kadın ve ne de çocuk ölmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbir zaman buna onayımız olmadı. 3 aydır şehrin ortasında 24 saat bir savaş yürütülmesini olağan bir durum olarak görmüyoruz. Tüm Diyarbakır halkı Sur’daki ablukanın kalkması için ayakta olmalıdır. Çarşamba saat 16.00′da herkes bulunduğu yerden Sur’a doğru yürümelidir. Mahalle ve ilçelerden bu demokratik bir haktır. Tek bir insanın canına, malına zarar vermeden zarar gelmesine müsamaha etmeden bu demokratik hakkımızı kullanacağız. Halkımızdan ricamız kararlı ve ısrarlı olunmalıdır. Abluka da kalkmadan geri adım atmayacağız demelidir herkes. Bütün STK, meslek örgütleri, işçi, esnaf örgütleri ve kentimizdeki bütün derneklere çağrımızdır. Biz Sur içinde çatışmaların bitmesini istiyoruz. Sadece ablukanın kalkması yeterlidir. Bu saatten sonra biz AKP’den ve çatışma, savaş denkleminden medet umanlara halkın duyarlılığına saygı duyulmalıdır. Bir halk şehri yakılıp yıkılırken sessiz olamaz. Halkın üzgün olmasını bir teslimiyet şeklinde okuyanlar yanılıyorlar. Biz savaşa asla teslim olmadık, olmayacağız. Biz herkes için özgürlük ve adalet istiyoruz. Bize dayatılan savaş politikalarına ancak böyle durdurabiliriz. Talebimiz bellidir, abluka kaldırılsın. Eş başkanlar olarak burada bulunan aileler ile birlikte çözüm nöbetine katılıyoruz. İnşallah tek kişinin burnu dahi kanamadan mevcut durumu stabil hale getireceğiz. Meseleyi bir gurur ve güvenlik meselesi olarak görenlerin bunun yerine çözüm adına ortaya koyduğumuz siyasi iradeye anlarlar ve çözüm konusunda Çarşamba gününe kadar bizlerle diyaloga geçip bir çözüm ararlar diye umuyoruz. 

23 Kasım 2015 Pazartesi

Leyla Zana'ya yemin kriziyle ilgili bir eleştiri de HDP'den geldi

Leyla Zana'ya yemin kriziyle ilgili bir eleştiri de HDP'den geldi
Leyla Zana'nın TBMM'de yaptığı yemin kriziyle gündeme oturmasına HDP içinden de eleştiriler gelmeye başladı. HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, "Leyla Zana gündemi böyle işgal etmemeli, demokratik parlamenter sistem içinde o yemin anayasal bir gereklilik" dedi. 

Zana'nın bu şekilde gündemi işgal etmesine Ağrı Milletvekili Müslüm Doğan'dan tepki geldi. Demokratik parlamenter sistem içerisindeki o yeminin anayasal bir gereklilik olduğunu söyleyen Doğan “Leyla Zana gündemi böyle işgal etmemeli. Tartışma alanlarımız daralıyor” ifadelerini kullandı.  

Doğan, “Nusaybin tartışılmalıydı. Şiddet sarmalı tartışmalıydı. Sadece Leyla Zana’nın durumu tartışılmamalıydı. Leyla Zana bir bireydir. Gündemi de işgal etmemeli bu şekilde. Böyle işgal ettiği zaman bizim tartışma alanlarımız daralmaktadır” dedi.

Leyla Zana'nın,TBMM Genel Kurulu yemin töreninde, "Türk milleti"ni "Türkiye milleti" olarak değiştirerek yaptığı yemin geçerli sayılmamış, yeniden yemin etmeyeceğini açıklayan Zana gündeme oturmuştu.

16 Kasım 2015 Pazartesi

HDP 1 Kasım 2015 genel seçimlerinin iptali için YSK'ya başvurdu

HDP 1 Kasım 2015 genel seçimlerinin iptali için YSK'ya başvurdu
HDP (Halkların Demokratik Partisi), 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan  Milletvekili Genel Seçimlerinin iptal edilmesi  için YSK’ya (Yüksek Seçim Kurulu) başvurdu.

HDP, 1 Kasım 2015 günü gerçekleştirilen 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerin serbestlik ve eşitlik ilkesine aykırı yapıldığı gerekçesiyle YSK'dan iptalini istedi. 

Yapılan başvuruda, Cumhurbaşkanı ve seçim hükümetinin büyük bir seçim yolsuzluğuna imza attığı ifadelerine yer verilerek, YSK'dan seçimin iptaline karar vermesi istendi.

5 Kasım 2015 Perşembe

1 Kasım'dan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başkanlık Sistemiyle Açıklaması

1 Kasım'dan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başkanlık Sistemiyle Açıklaması 
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 1 Kasım seçiminden sonra ilk defa "Başkanlık Sistemi"yle ilgili bir açıklama yaptı. Demirtaş açıklamasında, "Tartışmanın Başkanlık sistemi üzerinden yapılması yanlıştır. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemle, güçlendirilmiş yerinden yönetim istiyoruz. Başkanlık tartışması konusunda tutumumuzu değiştirecek hiçbir şey görmüyorum." dedi.

İşte o açıklama: 
"Türkiye’nin yeni Anayasaya ihtiyacı var. Tartışmanın Başkanlık sistemi üzerinden yapılması yanlıştır. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemle, güçlendirilmiş yerinden yönetim istiyoruz. Başkanlık tartışması konusunda tutumumuzu değiştirecek hiçbir şey görmüyorum."

"Çözüm süreci ile ilgili parlamento çözüm sürecini gündemine almalıdır. Silahların tümüyle devreden çıkacağı bir atmosfer istiyoruz. Çatışma ortamında partiler seçimde elbette etkilendi. Ancak biz çatışma ve hendeklerin olduğu yerden değil batıda oy kaybettik. Tespitlerimize göre HDP seçmeni sandığa gitmedi. Çözüm süreci konusunda CHP'nin insiyatif alması lazım. Karnından konuşarak değil projesini ortaya koymalı.”


30 Ekim 2015 Cuma

1 Kasım 2015 genel seçim seçim sonuçları

1 Kasım 2015 genel seçim seçim sonuçları
1 Kasım 2015 genel seçim sonuçları açıklandığında siyası partilerin aldığı oy oranları ve çıkardıkları milletvekili sayıları sitemizde yer alacak.

1 Kasım seçim sonuçları merakla beklenirken, son anket sonuçları hiçbir partinin tek başına iktidar olamayacağını gösteriyor. Anketlere göre en fazla oyunu artıran parti CHP olurken, AKP ve HDP'de de az da olsa oy artışı var, oy kaybeden tek parti ise MHP. 

27 Ekim 2015 Salı

HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan: Türkiye'de darbe yapacak iki ekip var

HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan: Türkiye'de darbe yapacak iki ekip var
Hayat TV'de soruları yanıtlayan HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, Türkiye'de darbe yapacak iki ekip olduğunu söyledi.

Hayat TV’de, "Ne Yapmalı Nasıl Yapmalı" programına katılarak seçimlere ilişkin soruları yanıtlayan HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, 'Türkiye’de darbe ihtimali var mı?' sorusuna, "Türkiye’de darbe girişimi her zaman vardır. 7 Haziran seçimlerinden hemen sonrada Türkiye’de bir darbe girişimi olduğunu düşünüyorum. Partimizin sağ duyusu olmasaydı, partimizin sakinleştiren söylemleri olmasaydı. Bugün Türkiye çoktan bir darbe ile karşı karşıya kalacaktı.” ifadelerini kullandı.

Buldan, 'Kim yapmış olacaktı bu darbeyi?' sorusuna ise, "Cumhurbaşkanı’nın içinde olduğu bir ekip var. Ve bunun dışında farklı bir ekip daha var. Ben Türkiye’de iki ayrı ekip olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığına yakın olan ekip, cumhurbaşkanının başkanlığına onay veren ve yapmayacakları hiçbir şey yok. Bunlar ayrı bir güç. Ama karşı tarafta da Cumhurbaşkanına karşı olan başka bir güç var. 1 Kasım seçimlerinden sonra yine buraya gelirsek belki kimleri kastettiğimizi söyleyebiliriz. Onlarda ayrı bir güç." dedi.

14 Ekim 2015 Çarşamba

SAMER'in 1 Kasım Anketi CHP HDP Yükselişte Yine Koalisyon

SAMER'in 1 Kasım Anketi CHP HDP Yükselişte Yine  Koalisyon 
Siyasal ve Sosyal Araştırma Merkezi’nin (SAMER), 1 Kasım genel seçimlerine yönelik 5-9 Ekim 2015 tarihleri kapsayan son anketten yine koalisyon çıktı.  

CHP ve HDP yükselişte 
SAMER'in yaptığı son anket 1 Kasım seçimlerinde de 7 Haziran’dan farklı bir sonucun çıkmayacağını gösteriyor. Anket 10 Ekim Ankara barış mitingi katliamından önce, 5-9 Ekim 2015 tarihleri arasında yapıldı. Ankete göre, CHP ve HDP'nin oyları yükselirken, halkın %28'i CHP+HDP koalisyonu istiyor.

Anketete karasızlar dağıtıldıktan sonra; 
AKP      % 41,4
CHP      % 26,9
MHP     % 15,4
HDP     %13,9
DİĞER %2,4 

SAMER, 7 bölgede, 24 il, 4 bin 144 hanede yüz yüze görüşme yöntemi ile yaptığı  araştırmayı, kendi öz kaynaklarıyla finanse etti.

12 Ekim 2015 Pazartesi

Leyla Zana 10 Ekim Terör Saldırısıyla İlgili Ne Söyledi

Leyla Zana 10 Ekim Terör Saldırısıyla İlgili Ne Söyledi
HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana,  10 Ekim Cumartesi günü Ankara’da düzenlenen ve 97 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıyla ilgili, Twitter üzerinden bir açıklama yaptı. Zana, "Acımız büyük, öfkemiz büyük ama umutlarımız daha da büyük. Biz acıyla yoğrulduk, ateş çemberinden geçip geldik. Bize ateşle yaklaşanları o ateş yakar" dedi.

Leyla Zana kendisine ait Twitter hesabından şunları paylaştı:
"Bu karanlık zihniyeti korkutan halkların barış umududur. Acımız büyük, öfkemiz büyük ama umutlarımız daha da büyük. Biz acıyla yoğrulduk, ateş çemberinden geçip geldik. Bize ateşle yaklaşanları o ateş yakar. Şehit düşen arkadaşlarımız demokrasi ve barış şehitleridir. Uğruna canlarını feda ettikleri barışı mutlaka halklarımıza armağan edeceğiz."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli CHP'nin Randevu Talebini Reddetti

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli CHP'nin Randevu Talebini Reddetti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Ekim terör saldırısından sonra, MHP ve HDP'den randevu talep etmişti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, zamanlamanın uygun olmadığı gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun o randevu talebini reddetti.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu,  10 Ekim cumartesi  Ankara'da gerçekleşen terör saldırısının ardından Pazar günü Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Çankaya Köşkü'nde görüşmüştü. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş'tan randevu talep edeceğini duyurmuştu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kılıçdaroğlu'nun randevu talebini zamanlamanın uygun olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Kılıçdaroğlu'nun randevu talebi HDP tarafından ise olumlu karşılanmıştı. 

28 Eylül 2015 Pazartesi

HDP'den CHP'ye Koalisyon Sinyali

HDP'den CHP'ye Koalisyon Sinyali
Avrup'da 1 Kasım seçim kampanyası yürüten HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Almanya'nın Hamburg kentinde seçmenlerle buluştu. Demirtaş, CHP ile muhtemel bir koalisyona sıcak bakılacağı sinyallerini vererek, “CHP, HDP ve parlamento dışındaki barış, özgürlük ve demokrasiden yana güç ve çevreler, Türkiye toplumuna alternatif bir demokratik iktidar sunabilmeliler” dedi.

1 kasım seçimleri sonrası kurulacak hükümete ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş şunları söyledi: 
Seçim dönemlerinde ciddi bir karalama partimize karşı yürütülüyor. Bu oy kazanma uğruna yapılan bütün bu dezenformasyon girişimleri, doğru seçim sonrasındaki pozisyonları da çok olumsuz etkiliyor, etkileyecektir. 
AKP yanlısı medya çok ciddi yalan haberler üzerinde şu anda kampanya yürütüyor. Örneğin PKK’nin yaptığı bazı eylemlerin talimatını benim verdiğimi yazıyorlar. Bu kadar açıkça bir yalan ve iftira kampanyası yürütülüyor. Oysa genel kamuoyu çok farkında ki biz çatışmaları ve savaşı durdurmak için en çok çaba sarf eden partiyiz. 
Bu ideolojik anlayışla bu düşük demokrasi çıtasıyla Türkiye artık yürüyemez. Ya AKP kendini değiştirecek, veya Türkiye AKP’den kurtulacak. Bence çözüm budur. CHP, HDP ve parlamento dışındaki barış ve özgürlükten ve demokrasiden yana güç ve çevreler alternatif bir demokratik iktidar sunabilmeliler.
Türkiye toplumuna. AKP iktidarda olmazsa, Türkiye’de bir daha asla barış olmaz gibi düşünmemek lazım. Tam tersine şu an da barışın önündeki en büyük engel AKP’dir. Dolayısıyla iktidardan düşecek diye paniklemeye gerek yok. Bir savaş hükümeti zaten, bir çatışma hükümeti. Bu hükümetten kurtulmak Türkiye’nin yararına olur.

16 Eylül 2015 Çarşamba

SONAR'ın Yaptığı Son Seçim Anketinde AKP Yüzde 38'e Düştü

SONAR'ın Yaptığı Son Seçim Anketinde AKP Yüzde 38'e Düştü
1 Kasım seçimleri için ONAR Araştırma şirketinin   Eylül ayı için yaptığı seçim anketinde AKP'nin oyu %38.2'ye düştü.

İşte SONAR'ın Eylül ayı anket sonuçları
AKP    %38.2
CHP    %28
MHP   %18.2
DHP   %13.7

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ'ın Bayrak Açıklaması

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ'ın Bayrak Açıklaması 
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ son günlerde gündeme oturan bayrak tartışmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Yüksekdağ, "O bayrakta Kürdün kanı var Türkün olduğu kadar. Arabın, Lazın, Pomağın, Gürcünün, Türkiye'nin bugünkü birliğini oluşturan bütün halkların kanı var. Bu halkların kanının oluşturduğu bayrağı bir ulus adına başka bir ulusa karşı kimse kullanamaz" dedi.

Yüksekdağ'ın açıklaması  şöyle:
"Bizim seçim sürecinde parti genel merkezimize saldırdılar. Önündeki Türk bayrağına da saldırdılar. ırkçı linç güruhları. Biz perşembe günü düzenlenen yürüyüşün amacının gayesinin bayrağın temsil ettiği kutsiyete sahip çıkma hareketi olduğunu düşünmüyoruz. Eleştirdiğimiz şey budur.

Önünde Türk bayrağı asılı olan genel merkezimize saldıran güruh da o bayraklarla gelmişlerdi parti genel merkezimizi yaktılar. Bizim karşı çıktığımız şey bayrağın bayrağın kutsiyetinin ve bayrağın birleştirici değerlerinin ırkçılığa şovenizme alet edilmesidir.

Kimse Türk bayrağını, ırkçı kafatasçı savaş yanlısı emellerine alet etmeye kalkmasın. Yürüyüşlerde bayrağın gölgesine sığınarak faşizm yapmasın. O bayrağın alında kızılında Kürdün, Türkün, Lazın, Çerkezin kanı var. O bayrağın kızılı oradan gelmiş. Kızılını gölgesini Türkçülüklerine faşizmlerine alet etmeye kalkmasınlar. Biz buna itiraz ediyoruz, ederiz. O bayrakta Kürdün kanı var Türkün olduğu kadar. Arabın Lazın Pomağın Gürcünün, Türkiye'nin bugünkü birliğini oluşturan bütün halkların kanı var. Bu halkların kanının oluşturduğu bayrağı bir ulus adına başka bir ulusa karşı kimse kullanamaz.

Biz o nedenle bu süreç içerisinde bu ırkçı faşist yürüyüşler ve linç hareketleri esnasında Türk bayrağının kullanılmasını, bayrağın kutsiyetine hakaret olarak görüyoruz. halklara karşı yapılan en büyük hakaret olarak görüyoruz. yarın öbür gün bunlar tarih sayfalarında esas değerleri neyse böyle anılacaklar. Ve tarih karşısında hesap verecekler.

Bu kadar büyük bir vahşeti, iğrençliği bizlere, vatanseverlik adına dayatanlar tarih sayfalarında çok karanlık bir şekilde anılacaklar. siyah kara yazılarla yazılacaklar.

Ve perşembe günü gerçekleştirilecek yürüyüş, soruyorum. Bizler karakolların basılmasını istemiyoruz, askerlerin polislerin ölmesini istemiyoruz. buna da karşı çıkıyoruz. Gerillaların ölmesini de istemiyoruz. bizler sivillerin bu süreç içerisinde yaşamını kaybetmesini istemiyoruz. Ama bu süreç içerisinde bu gerçekleştirilecek yürüyüşte terörün her türlüsüne karşı tutum alacaklar mı?

Son 2 hafta, aynı zamanda çok ağır biçim devlet terörünün yaşatıldığı bir süreçtir. Cizre’de yaşamını kaybeden 35 günlük bebeğin ölümünü lanetleyecekler mi? Ekmek almaya giderken fırın kapısında katledilen, keskin nişancılar tarafından öldürülen 75 yaşındaki ihtiyarın katledilmesini lanetleyecek mi?

Sütünü emdiği annesiyle birlikte babaannesiyle birlikte vurulan 2,5 yaşındaki çocuğun öldürülmesini lanetleyecekler mi? cesedi kokmasın diye buzdolabında muhafaza edilen birisi 10 birisi 12 yaşındaki iki tane çocuğun yaşadığı işkenceyi, lanetleyecekler mi, kınayacaklar mı? işte bunlar çok önemlidir.

Bizler o nedenle şiddete karşı, şiddetin her türlüsüne karşı bütün Türkiye olarak ses verelim, tepki verelim diyoruz. Silahların kullanılmasını kınayalım. hep birlikte barışa davet edelim. bu yürüyüşte barışa güçlü bir çağrı çıkacak mı? Bizim ilgilendiğimiz soru budur.

Bu süreç karşılıklı ölümlerin yaşandığı ve çok ağır bir süreç. Ben beş polisin ailesine başsağlığı diliyorum. Yitirdiğimiz bütün yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı diliyorum. Bunun sonu gelmiyor. Bir o taraftan, bir bu taraftan. Ölümlerin sonu gelmiyor. Bizler bir çıkışı görmeliyiz, oraya odaklanmalıyız. Bu savaşın kaynağına yönelelim. Nerede başladı bu savaş, nerede yeniden barış olanağı doğabilir? Bu savaşın kaynağı siyasi iktidar hesaplaşmasıdır. Siyasi iktidar sağlanmasına dönük kilitlenmeye tutum almalıyız. Demokrasiye, halkımızın demokratik tercihlerine alan açmalıyız.

Ne oldu 4 ay önce, halk seçim yaptı. Ama bu seçimin sonucuyla şekillenmedi siyaset. 400 vekile odaklanmış bir iktidarı perçinlemeye yönelik bir darbe geliştirildi. Sürecin kesintiye uğradığı nokta budur. Bakın nereden nereye getirildik. Hepimiz oturmuş sonuçları tartışıyoruz. Ama nedeni asla ve asla unutmamamız gerekiyor.

1 Kasım'da seçimler yaklaşıyor. Savaşa karşı barış iradesini ve barış blokunun kazanması için bütün barışı isteyenlerin bir araya gelmesi gerekir. sarayın tekçi savaş iktidarına karşı yeni bir halk yönetiminin demokrasi blokuyla kapısının açılması gerekir. Bütün Türkiye'nin kilitlenmesi gereken nokta budur. savaşla başlattıkları savaşla ölümlerle bu tercihin üstünü örtmeye çalışıyor olabilirler. Ama bizler 1 Kasım seçim sandıklarında da bu gerçeği onlara gösterirsek işte o zaman ölümlerin son bulacağı kapıyı da hep birlikte açmış olacağız." 

28 Ağustos 2015 Cuma

HDP'den Levent Tüzel’in Bakanlık Teklifini Reddetmesine İlişkin İlk Açıklama

HDP'den Levent Tüzel’in Bakanlık Teklifini Reddetmesine İlişkin İlk Açıklama
HDP'den İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in geçici hükümette bakanlık teklifini reddetmesine ilişkin ilk açıklama Grup Başkanvekili İdris Baluken'den geldi. Baluken yaptığı açıklamada,“Bu konuda EMEP ile bir fikir ayrılığımız olduğu için böyle bir karar süreci gelişti. Biz de bunu yetkili organlarımızda değerlendireceğiz” dedi.

Baluken, “Levent Bey seçim ittifakı yaptığımız EMEP’in kurucu başkanıdır. Dolayısıyla kendisi açısından kurucu başkanlığını yaptığı siyasi partinin görüşleri doğrultusunda hareket etmenin de biz demokratik bir hak olduğunu düşünüyoruz. Kendisi bu konuda EMEP'in ortaya koyduğu tutum üzerinden kabinede yer almak istemediğini söyledi.HDP böyle düşünmüyor yani bu AKP’nin savaş konsepti katliam uygulamalarına karşı meydanı AKP’ye bırakarak değil tam tersine bütün meydanları doldurarak barış sesini yükseltmeyi stratejik olarak önemli görüyor. Bu konuda EMEP ile bir fikir ayrılığımız olduğu için böyle bir karar süreci gelişti. Yetkili organlarımız bu konuyla ilgili değerlendirmelerini daha sonra yapacaklar. Ona göre kamuoyuna gerekli bilgilendirmeleri yaparız. Biz de bunu yetkili organlarımızda değerlendireceğiz” değerlendirmesini yaptı.

27 Ağustos 2015 Perşembe

HDP Milletvekili Levent Tüzel Geçici Hükümette Bakanlık Teklifini Reddetti

HDP Milletvekili Levent Tüzel Geçici Hükümette Bakanlık Teklifini Reddetti 
Geçici Hükümetin Başbakanı AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bakanlık teklifinde bulunduğu HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel teklifi reddetti.

HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, geçici hükümeti kurmakla görevlendirilen AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kabinede yer alması teklifini reddedeceğini açıkladı.

Tüzel’in kurucu genel başkanı olduğu Emek Partisi'de (EMEP) konuyla ilgili bir açıklama yaparak hükümette yer almayı uygun görmediklerini duyurdu.

İşte Levent Tüzel'in o açıklaması:
“Ülkemiz çok olağanüstü koşullarda seçime götürülüyor. Bunun arkasında 7 Haziran seçim sonuçlarının Cumhurbaşkanı ve AKP tarafından kabul edilmeyişi var. İstediği sayısal çoğunluğu elde edemeyen ve başkanlık rejimini gerçekleştiremeyen sayın cumhurbaşkanı ve ekibi ülkeyi böylesi olağanüstü koşullarda seçime götürüyor. Bu bir dayatma ve o günden beri de bu yaşanıyor. 
“Bildiğiniz gibi yeniden savaş başladı. HDP’nin 7 Haziran’da elde ettiği başarı ve çözüm, başarı gibi politikaların halk tarafından karşılık görmesi saray tarafından bir türlü hazmedilemedi. Bugün ne yazık ki ülkeyi halka karşı ilan edilmiş bir savaşla seçime doğru götürerek buradan farklı sonuçlar elde etmeyi umuyor. Biz bu hesabın tutmayacağını umuyoruz. 
“Halkımızın, hiçbir gencimizin ölmesini istemiyoruz. Yaşam hakkı en kutsal hak. Yaşam hakkı öncelikle devlet tarafından her gün ihlal ediliyor. Ülkenin Kürt illerinde, bugün Yüksekova’da da olan gelişmeler. Halka karşı operasyonlar söz konusu. Özerkliğe dair görüşler sürdükleri iddiasıyla halkın temsilcileri tutuklanıyor. Bunun terse dönmesi de söz konusu. Bu savaşı başlatanlar dönüp kendilerini vurduğunu görüyor. Artık asker, polis cenazelerinde yüreği yanan vatandaşlarımız, bu savaşın sorumlularını teşhir ediyor. Bu çözüm süreci denilen süreç niye bitti de artık silahlar konuşmaya başladı? 
“Benim çağrım da HDP Eş Başkanlarının yaptığı çağrı gibi, bu haksız savaşın derhal durdurulması. Türkiye halkları adına mücadele ettiğini söyleyen her kimse, bu savaşı sürdürmemesi gerektiğini bir kez daha söylüyorum. 
“Sayın Başbakan HDP’nin üç vekiline, biri de benim bakanlık görevi tevdi etti. AKP hükümeti ve aslında bir numara diyebileceğimiz sayın cumhurbaşkanı, ‘Seçimlere ben mi giriyorum ki benim üzerime geliyorlar’ diyen cumhurbaşkanı, bir düşünceyi adım adım uyguluyor, topluma empoze ediyor ve örgütlüyor. Evet seçime kendi giriyor. 7 Haziran’da da böyleydi, bugün de böyle. Ben inanıyorum ki, 7 Haziran sonuçları ortaya çıktığında, 1 Kasım’a kadarki süreci AKP kurmayları 8 Haziran’dan itibaren planladılar; bunu simülasyonlar üzerinden planladılar, uyguluyorlar. 
“Özel güvenlik bölgeleri, cenazelerde canı yanan insanların sözlerinin hukuksuzluk sayılması… Anayasa, hukuk yok. Her şey cumhurbaşkanı ve başbakan ikilisi tarafından yürütülüyor. Şimdi bizim katılmamızı istedikleri anayasa gereği tekrarlanması gereken seçim hükümetinde de bu işleyişin devam edeceği çok açık. Hem halka karşı yürütülen savaş, hem kriz, hem de toplu sözleşmede olduğu gibi sosyal haklar açısından, hem nefret söylemini hala sürdürüyor olmaları açısından, bu hükümetin aynı çizgide iş ve görev yapacağını gösteriyor. Teslim edelim, kabul edelim ki mevcut hükümetin de ana görevi bu olacaktır. Her türlü entrikayla arzu ettikleri sonucu almaya çalışmak. Bu bize her şeyden kaybettiriyor. Temsil ettiğim EMEP’in de kaygısı budur. 
“Bölgede olanlar kaygı verici. AKP hükümeti, Kürt hareketine, barış isteyen güçlere, HDP’ye tuzak hazırlıyor. HDP’nin varlığından bile rahatsız oluyor. Yılların teamülü Kılıçdaroğlu’na işlemedi. En küçük bir saygı gereği parti yöneticilerine önerecekleri isim sorulmadı. Başbakan ‘Benim yetkim, anayasa bu hakkı veriyor’ diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor. 
“Bu savaşla seçimden sonuç elde edeceğini düşünen bir iktidar aklı var. Bu iktidar bundan vazgeçmeyeceğini düşündürüyor. 
“EMEP olarak da HDP olarak, ittifak ve hep birlikte kader ortaklığı yaptığımız güçler, bu teslim alma politikalarını hiçbir zaman kabul etmedi, halka sığındık. Bundan sonra da bu süreç böyle olacak, böyle işleyecektir. Bu savaşı durdurmak hepimizin görevi. Barış Bloğunun çağrıları önemli. ‘Bu haksızlık, bu kirli operasyonlar derhal durdurulmalı’ diyoruz. Hükümete, devlet yönetimine çağrımız budur. 
“Böyle oldukça bu hükümetin devamı olacağını gördüğümüz, bütün anti demokratik işleyişiyle hukuk tanımayan, bu halka saldırı hükümeti karakteri taşıyacak bir seçim hükümetinde geçici de olsa görev almayı doğru bulmuyoruz. 
“Kurucu genel başkanı olduğum ve HDP içinde de yer aldığımız partide kararımız bu yönde teşekkül etti. Biz bunu HDP yönetimiyle de paylaştık. Sayın Başbakana bu görevi kabul etmediğimizi süresi içinde bildirmiş olacağız. 
“Sayın Cumhurbaşkanı, AKP ülkeyi gerginleştirerek taşıdığı ortamda seçim elbette önemli olacak. HDP’nin varlığı bütün gerginlikleri azaltmak ve önlemek adına önemli elbette.”

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş: Seçim Hükümetinde Görev Alacağız

HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş: Seçim Hükümetinde Görev Alacağız 
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, seçim hükümetiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Demirtaş, "Biz geçici seçim hükümetinde görev alacağız. Bu 3 arkadaşımız da yakın zamanda görevlerine başlayacaklar" açıklamasını yaptı. 


Avusturya'nın başkenti Viyana'da bulunan HDP Eşbaşkanı Demirtaş seçim hükümetinde Başbakan Davutoğlu tarafından bakanlık teklifi edilen HDP'li 3 milletvekilinin bu görevi kabul edeceklerini söyledi.

Demirtaş,"Biz bu konuda kararımızı daha önce de açıklamıştık. Partimizin Merkez Yönetim Kurulu’nu toplamış ve politikamızı netleştirmiştik. Biz geçici seçim hükümetinde görev alacağız. Hangi arkadaşımız görev alırsa bizim açımızdan fark etmez. Bütün milletvekillerimiz o görevi layıkıyla yürütebilecek düzeye, potansiyele sahiptir. Bu 3 arkadaşımız da yakın zamanda görevlerine başlayacaklar." dedi.

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Geçici Hükümette Bakanlık Görevi Alacak HDP Milletvekilleri

Geçici Hükümette Bakanlık Görevi Alacak HDP Milletvekilleri
Erken seçim tarihinin 1 Kasım olarak kesinleşmesinin ardından, kurulacak geçici hükümette yer alacağını açıklayan HDP'ye bakanlık daveti gitti. Milletvekili teklifi gönderilen HDP'li milletvekillerinin isimleri Geçici Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklandı.

 HDP Bakanlık Teklifi Giden Milletvekilleri
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel, İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca.

30 Temmuz 2015 Perşembe

ANDY-AR Araştırma Şirketi Açıkladı: Erken Seçim Olursa CHP Oylarını Artırıyor

ANDY-AR Araştırma Şirketi Açıkladı: Erken Seçim Olursa CHP Oylarını Artırıyor
ANDY-AR anket araştırma şirketi  sahibi Faruk Acar Haber Türk televizyonuna son anketlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Acar, bu Pazar seçim olursa oyunu attıran ve avantajlı durumda olan tek partinin CHP olduğunu açıkladı.

Acar, 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan tabloda çok fazla bir şeyin değişmediğini, HDP'nin bölgesinde daha da güçlendiğini Batı'da  ise CHP'den aldığı oyları kaybedeceğini söyledi.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

HDP Askeri Operasyonların Durdurulması İçin Açıklama Yaptı

HDP Askeri Operasyonların Durdurulması İçin Açıklama Yaptı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) PKK kamplarına yönelik askeri operasyonların ve gözaltıların durdurulması için yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Konuşarak ve müzakere ile çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur" ifadelerine yer verildi.

HDP'nin o açıklaması şöyle: 
"24 Temmuz itibariyle Türkiye sonu belirsiz bir sürece itildi. AKP Hükümeti, devlet kurumları ve ordu, çözüm ve barış sürecini, çatışmasızlık adı altındaki fiili ateşkesi ne yazık ki sona erdiren adımları attı.
Yavaş yavaş bütün illere yayılan, partimizi ve bileşenlerini kapsayan siyasal gözaltılar, Kürdistan Federal Bölgesi’ne yönelik ağır bombardıman, İstanbul ’da Barış Bloku’nun düzenlediği "Büyük Barış Mitingi"nin sudan gerekçelerle yasaklanması, çeşitli basın ve iletişim kuruluşlarına yönelik engellemeler, Eğitim Sen başta olmak üzere çeşitli sivil toplum kuruluşlarına yapılan polis baskınları önümüzdeki günlerin Türkiye toplumu açısından son derece sıkıntılı geçeceğinin ilk göstergeleridir. 
24 Temmuz itibariyle Cumhurbaşkanı ve AKP, bir erken seçime kadar ülke yönetimini güvenlik politikaları üzerinden, ordu ve Emniyet aracılığıyla yürütme anlayışını devreye koydular.  
Cumhurbaşkanı ve AKP, günlerdir yarattıkları psikolojik ve politik zeminle bu yeni dönemi hazırladılar. Kendi medyaları üzerinden başlattıkları psikolojik operasyonla toplumu çatışmalı ortama hazır hale getirdiler. 
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin son yıllardaki Türkiye- Ortadoğu politikaları, toplumdaki barış, çözüm ve huzur beklentilerine vurulmuş çok ağır darbeler yaratmıştır. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin, yeni uygulamalarla 24 Temmuz’dan sonra Türkiye’ye verecekleri zararlar da tamir edilemez yaralara yol açacaktır. Girilen yol, çözüme ve barışa yönelme imkanlarını kesinlikle tahrip edecek, ağır bir toplumsal maliyet yaratacaktır. 
Bir kez daha ve güçlü bir biçimde, Türkiye’nin barışa ve çözüme ihtiyacı olduğunu vurguluyoruz. Toplumsal, tarihsel ve siyasal sorunlarımızın çözümü karşılıklı diyalog, müzakere ve demokrasinin geliştirilmesiyle mümkündür. Şiddet sarmalının büyütülmesi ve sürdürülmesi hiçbir taraf ve toplumun hiçbir kesimi için kalıcı, demokratik ve eşitlikçi bir çözümün yaratılmasına hizmet etmeyecektir.

Türkiye, geleceği bakımından çok önemli bir kavşaktadır. Erdoğan-Davutoğlu ikilisi tarafından ilan edilen yeni dönem politikalarının ve uygulamalarının "hayırlı" bir sonuca varma ihtimali yoktur. Türkiye toplumunun geleceği, MİT’in koordinasyonunda, Emniyet’in içte, ordunun da dışta sürdüreceği operasyonlara teslim edilemez.
Meclis’teki çoğunluğunu kaybeden ve ölünceye kadar Türkiye’yi "tek adam" olarak yönetme hayali yıkılan Erdoğan’ın hazırladığı şiddet ortamının sınırları yoktur. Hedefi, ona eski gücünü geri verecek bir yeniden seçimin kurgusunu yapmaktır. Koalisyon kurulmasını imkansızlaştırarak, seçim yenileninceye kadar tek başına iktidarda kalma planı da ülkeyi felakete sürükleme planıdır. 
"Terörle kapsamlı bir mücadele içerisine girdiği" izlenimi uyandırarak, milliyetçi ve militarist bir iklim yaratarak yeniden seçimle tek parti iktidarına geçişin sağlanması planı, iktidar için ülkeyi yakma planıdır. Erdoğan-AKP iktidarının, Kürt halkına yönelik mücadeleyi, IŞİD’le mücadelenin içine sokması asla kabul edilemez. 
Askeri saldırılar ve bombalamalar, siyasal gözaltı operasyonları ve baskılar bir an önce durdurulmalıdır. Konuşarak ve müzakere ile çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur. 
Türkiye demokrasi ve barış güçlerine, vicdan ve sorumluluk sahibi tüm yurttaşlarımıza bir kez daha çağrı yapıyoruz. Bugün susma ve bekleme günü değildir. İzledikleri politikalarla Türkiye’yi adım adım büyük bir çatışmanın içerisine sürükleyen Cumhurbaşkanı ve AKP’nin yaklaşımlarını kaygı ve endişe içinde izlemekle yetinemeyiz. Gelin hep birlikte barış, çözüm, adalet, demokrasi ve müzakere mücadelesini güçlendirelim. Kaybedilen her dakika atılacak adımların biraz daha zorlaşmasına yol açacaktır."

23 Temmuz 2015 Perşembe

CHP Suruç Katliamının Görüşülmesi İçin Meclisi Olağanüstü Toplantıya Çağırdı

CHP Suruç Katliamının Görüşülmesi İçin Meclisi Olağanüstü Toplantıya Çağırdı
Cumhuriyet halk Partisi (CHP) Şanlıurfa Suruç katliamının görüşülmesi için TBMM'ini olağanüstü toplantıya çağırdı.

CHP, Şanlıurfa Suruç'ta 32 kişinin hayatını kaybettiği intihar saldırısı nedeniyle TBMM'yi 29 Temmuz saat 15:00'da olağanüstü toplantıya çağırdı.

Meclisin olağanüstü toplantıya çağrılması için 110 milletvekilinin imzası gerekiyor. Ancak, Meclis’te birleşimin açılabilmesi için en az 184 milletvekilinin genel kurulda hazır bulunması gerekiyor. CHP’nin çağrısına HDP’nin de 80 vekiliyle destek vermesi durumunda 212 milletvekiliyle Meclis olağanüstü toplanabilecek.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Suruç katliamının ardından  Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırarak, "80 milletvekilimizle hazırız" demişti.


4 Temmuz 2015 Cumartesi

HDP Mİlletvekili Celal Doğan Sarayda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Ne Konuştu

HDP Mİlletvekili Celal Doğan Sarayda Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Ne Konuştu
HDP Gaziantep Milletvekili Celal Doğan'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan’la sarayda sürpriz bir görüşme yaptığı ortaya çıktı. Görüşmeye ilişkin ayrıntı vermeyen Doğan, koalisyon ve çözüm sürecine ilişkin her konuyu konuştuklarını söyledi.

BBC Türkçe’den İlhan Taşçı’ya konuşan HDP'li Celal Doğan görüşme talebinin kendisinden gittiğini açıkladı.

 Celal Doğan Doğan Görüşmeye ilişkinşunları söyledi: 
“Belediye Başkanıyken aşinalığımız, hukukumuz var. Gittik, geldik. Onun dışında da görüşmelerimiz oldu” sözleriyle tanışıklıklarını anlatan Doğan, görüşmeyi “Türkiye’nin bugünkü ortamını değerlendirme konusunda bir sohbetti” diye özetledi.

'Parti adına bir görüşme değil'
Celal Doğan, Cumhurbaşkanı ile yapılan görüşmenin “parti adına bir görüşme olmadığının” altını çizerek .

Anlaşıldığı kadarıyla çözüm süreci ve PKK ’nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan ile HDP heyetinin görüştürülmemesi de Erdoğan ile Doğan arasındaki görüşmenin ana başlıkları arasında yer alıyor.

Öcalan ile görüşülmemesinin HDP’de yarattığı rahatsızlığı Cumhurbaşkanı'na iletip iletmediğine ilişkin soruya ise Doğan “Onlar ikili görüşme konusu. Bilgi verme şansım yok. Çok mesele konuştuk” demekle yetindi.

Doğan, konuşulan meseleleri ayrıntılandırırken örnek olarak Gaziantep’te çevre kirliliği nedeniyle tartışma yaratan Nizip Çayı’nın bile Cumhurbaşkanı ile görüşmede gündeme geldiğini aktardı.

Doğan: Koalisyonu konuştuk ama...
Celal Doğan “Tabii ki koalisyon konusunu da konuştuk” dedi ancak “Ama ayrıntıları söyleme şansım yok; O’nun fikri şöyledir, benim fikrim böyledir. Çünkü rıza almadan bir şey söyleme sansım yok. İki kişi arasındaki konuşma” sözleriyle de detay vermekten kaçındı.

“Bir AKP -HDP koalisyonu seçeneği gündemde mi?” sorusuna ise Celal Doğan şu yanıtı verdi:

“Bunlar konuşulsa bile söyleme şansım yok, ayıp olur. Çünkü o konuda yetkili değilim.”

Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin parti yönetiminin bilgisi dahilinde olmadığını, “kendi şahsi görüşüyle gittiğini” söylüyor. Bu nedenle parti yönetiminde bir eleştiri ya da görüş iletilip iletilmediği sorumuza ise, “Hayır yani ben biriyle görüşeceksem parti niye rahatsız olsun?” yanıtını verdi.

Doğan “Cumhurbaşkanı ile görüşmek Türkiye’de ambargolu mu? Koalisyon olsun olmasın, devletin başındaki önemli bir aktördür” değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: bbc.com