4 Kasım 2012 Pazar

Kanuni Sultan Süleyman Oğlu Şehzade Bayezid'i Neden Öldürdü


Kanuni Sultan Süleyman Oğlu Şehzade Bayezid'i Neden Öldürdü, Kanuni Hürrem Sultan'dan Olan Oğlu Şehzade Bayezid'i Neden Öldürdü, Şehzade Bayezid'i Nasıl Öldürüldü,  Kanuni Sultan Süleyman Oğlu  Bayezid'i Neden ve Nasıl Öldürttü, Şehzade Bayezid'in Ölümü. 


Kanuni Sultan Süleyman Oğlu Şehzade Bayezid'i Neden Öldürdü  
Hürrem Sultan, kendi oğlu olmayan Şehzade Mustafa’ya tahtın varisi gözüyle bakılmasını ve askerler tarafından desteklenmesini, kendisinin ve oğullarının gücü için bir tehdit olarak algılamış ve onun öldürülmesinde etkin rol oynamıştır.

1546’da Karaman Sancak Beyliği'yle görevlendirilen Bayezid, 1533’te Nahcivan seferi esnasında taht muhafazası için Edirne’ye gönderildi. Ancak Şehzade Mustafa’nın öldürülmesinden sonra onun adına isyan eden Düzmece Mustafa kuvvetlerini durdurmada ağır davrandığı, hatta bu isyanı onun düzenlediği iddiası ortaya atıldı. Kanuni’nin ona olan güveni sarsıldı, ancak yine de onu affedip Kütahya’ya gönderdi. Bayezid bunun üzerine babasına yazdığı mektupta “ben kulunuzu muradına irgürdünüz” diyerek teşekkür etmiş ve kendisini tahtın varisi olarak görmeye başlamıştır.

Hatta Düzmece Mustafa olayında Bayezid’in, affedilmesini Hürrem Sultan’a borçlu olduğu söylenmektedir. Ancak Hürrem Sulta'ın ölümünden sonra, Bayezid koruyucusuz kalmış ve kendine taraftar toplamaya girişmiştir.

Onun askerlerini dağıtamayan Kanuni, aynı şekilde Selim’in de asker toplamasını söylemiş ve Sokollu Mehmed Paşa’yı ona yardıma göndermiştir. Bayezid’in sancağından çıkması isyan olarak değerlendirilmiş ve Şeyhulislam Ebusuud ve başka din adamları tarafından öldürülmesinin vacib olduğuna dair fetvalar verilmiştir. Bu esnada Amasya’dan Ankara’ya gelmiş olan Beyazid, Konya önlerinde Selim’in ordusuyla çarpışmış, ancak onun düzenli ordusu karşısında üstünlük sağlayamayıp yenilmiştir. Bunun üzerine Amasya’ya dönmüş ve müftü Muhyiddin Cürcani’yi babasına, affedilmesini dilemesi için göndemiştir.

Kanuni, Bayezid'in af talebini reddetmiş ve yakalanmasını emretmiştir. Bayezid bunun üzerine oğullarını alarak İran’a sığınmıştır. İran’da Şah Tahmasb taafından büyük bir törenle karşılanan Bayezid, onun aracılığıyla babasından affını dilemiştir. Kanuni de bir ara onu affetmeyi düşünse de Selim’in ve Tahmasb’ın tutumları karşısında bundan vazgeçmiştir. Bu çekişmeden yararlanmak isteyen Tahmasb, bir bahaneyle Bayezid’i ve oğullarını hapse attırmıştır. Bundan sonra Kanuni, Selim ve Tahmasb arasında Bayezid’in teslimi konusunda yazışma ve pazarlıklar başlamıştır. Tahmasb’ın isteklerinden bir kısmını kabul etmek zorunda kalan Kanuni, ona 1.200.000 altın ödeyeceğini ve Kars Kalesi’i bırakacağını vaad etmiştir. Ayrıca Selim de padişah olduğunda, İran’la dost kalacağına dair bir ahidname vermiştir.

Anlaşma sağlanınca Kazvin’e giden Osmanlı elçileri 25 Eylül 1561 tarihinde önce Bayezid’i ardından da oğullarını boğarak öldürmüşlerdir. Bayezid ve oğullarının cenazeleri Sivas’a getirilerek surların dışında bulunan Melik-i Acem türbesine defnedilmiştir.

Bayezid’in sonunu hazırlayan kişilerin başında Lala Mustafa Paşa ve Damat Rüstem Paşa’nın geldiği iddia edilmektedir. Mustafa Paşa, ona sadrazamlık vaadinde bulunan Selim’in tahta çıkmasını istemiştir. Bayezid’i babasına karşı isyana teşvik etmiştir. İkili oynayarak hem kardeşleri birbirine, hem de Bayezid’i Kanuni’ye kötülemiştir. Fakat II. Selim zamanında değil, ancak III. Murat zamanında, yaklaşık 3 ay sadrazamlık yapmıştır.

Şehzade Bayezid, karakter bakımından Kanuni’ye benzemektedir. Melankolik tabiatlı, şair yaratılışlı, iyiliği seven, zeki, mütevazı ve cesur bir kişi olarak nitelendirilmektedir. “Şahi” mahlasıyla yazdığı şiirleri, divanı vardır. Babasından affını dilemek için yazdığı şiirleri ve babasının yine şiir olarak verdiği karşılıklar meşhur ve meselenin özünü anlatması açısından çok manidardır. Sadece birer dörtlüklerini alıyoruz:
Şehzade Bâyezid (Şâhî):

Ey serâser âleme Sultân Süleyman’ım baba
Tende canım canımın içinde canım baba

Bâyezid’ine kıyar mısın benim canım baba
Bî günahım Hak bilir devletlü Sultânım baba..

Kanuni (Muhibbî):

Ey demâdem mazharı tuğyânı isyanım oğul
Takmayayım boynuna herkiz tavkı fermanım oğul

Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezid Hânım oğul
Bî günahım deme bârî tevbe kıl canım oğul.