11 Eylül 2012 Salı

Başbakan Erdoğan'ı En Çok Kızdıran Gerçek Ne

Başbakan Erdoğan'ı en çok kızdıran gerçek ne 
Öncelikle bir uyarıda bulunmak istiyorum. Afyon’da yaşanan “kilim felaketi” ardından Genelkurmay Başkanı’nın “üzüntülerini” dile getirdiği, bunun da “özür” sayılabileceğini söyleyenler oldu. Ancak yaptığı açıklamaya bakalım. Başkan üzülmüş ama neye üzülmüş:

“Ziyaretim esnasında Sayın Vali’nin sergilediği tutumun devletimizin bir geleneği olduğunu ve sergilenen davranışın elim olayla hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum.”

Genelkurmay Başkanı “hediye alıp vermenin” devlet geleneği olduğunu, dışarıda bağrı yanık anneler-babalar henüz parçaları bile ayırt edilememiş yavrularına ağlaşırken içeride “hediyeleşmenin” normal olduğunu düşünüyor! (Hürriyet-web-08.09.2012)

Ayıp olan gerçeğin bir fotoğraf ile deşifre edilmesi!

Başkan bir anda şaşırıp kaldığı için hediyeleri aldığını da söylüyor:

“Sayın Vali’nin şahsına ve makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişen davranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim.” (ibid)

“Reaksiyon gösteremeyen” Genelkurmay Başkanı’nın kendisi de Vali’ye, önden planlandığı üzere, bir şilt hediye etmiş! Al gülüm ver gülüm!

Genelkurmay Başkanı’nın Vali’ye gösterdiği saygının bir kısmını da şehit ailelerine göstermesini beklemek ise Başbakan açısından şerefsizlik olarak nitelendirildi!

Kem söz sahibine aittir deyip, esas konumuza geçelim.

***

Artık her fırsatta muhalefet partileri ve muhalif medyaya sövmeyi gelenek haline getirmiş Başbakan’ın ruh hali gerçekten bazı AKP’lileri bile ürkütüyor.

Son dönemde Başbakan kontrolsüz/denetimsiz tavırlar sergiliyor.

Bu ruh halinin yorgunluğunun, hastalığının eseri olduğunu söyleyenler var.

AKP’nin ikinci parti ile arasını 30 puan açtığını gösteren anketler karşısında Erdoğan’ın çok daha rahat hareket etmesi gerektiğini düşünenler de var.

***

Ben ise Erdoğan’ın terbiye sınırlarını zorlayan hiddetinin/kontrolsüzlüğünün yine de siyasetten kaynaklandığını düşünüyorum.

Ancak, onun siyaseten derdi AKP değil!

Kendisi!

Siyasi kariyerini Cumhuriyetimizin ilk “seçilmiş cumhurbaşkanı” olarak (hem de 2 kez üst üste), Cumhuriyetin 100.yılında Türkiye’ye (ve dahi Ortadoğu’ya) liderlik ederek taçlandırmak isteyen Recep Tayyip Erdoğan bütün enerjisini 2014 hesaplarına dönük harcıyor.

Ancak, maalesef cumhurbaşkanlığı yarışında yalnız değil!

Abdullah Gül de var!

Tamam, Gül danışmanının “yarışta Gül de var!” açıklamasının ardından “Erdoğan ile kardeşten de öteyiz” dedi ama aynı konuşmada aynı Gül (cumhurbaşkanlığı adaylığı için) “zamanı gelince konuşuruz!” da dedi.

Uluslararası konjonktürün “öngörülebilir” bir Cumhurbaşkanı’nı “öngörülemeyen” (ne zaman ne yapacağı kestirilemeyen) bir Cumhurbaşkanı’na tercih edilebilme ihtimali dikkatleri Gül’ün üzerine çekerken, üstüne üstlük Cemaat’in de Gül’den yana ağırlık koyma olasılığı Erdoğan’da ne sinir bırakıyor, ne de terbiye!

***

Erdoğan’ın ruh hali muhakkak ki bazı rakamlardan etkileniyor!

Konsensüs Araştırma Şirketi’nin Habertürk için yaptığı araştırmada halk “yapılacak bir cumhurbaşkanlığı seçiminde kimin cumhurbaşkanı olmasını istersiniz?’’ sorusuna %32,3 oranında Recep Tayyip Erdoğan, %31,8 oranında Abdullah Gül demiş!

Benzer araştırma geçtiğimiz haziran ayında da yapılmış. O güne oranla Erdoğan 9,5 puan gerilemiş, arada adaylığını açıklayan Gül ise 11 puan ilerlemiş. Aradaki fark küçücük bir 0,5 (yarım) puana düşmüş!

***

Aynı araştırmada halk “en önemli sorun olarak” %83,5 ile terörü işaretlemiş. İkinci sırada gelen enflasyon ise sadece %20,7 seviyesinde. “Terör” ikinci sıradaki “sorun”u nerede ise 60 puan geçmiş. Hergün şehit haberleri ile yatıp kalkan Türkiye’de bu durumun hesabını birileri verecek ama bu kişi Abdullah Gül değil!

Başbakan Şam’da namaz kılma hayali kurarken araştırmaya göre halk Suriye’ye müdahaleye de %79,9 oranında karşı. Zaten, Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin “Suriye Politikaları”nı halk %61,5 oranında onaylamıyor.

Suriye’nin düşürdüğünü zannettiğimiz uçağımız hakkında tatminkâr açıklama yapılmadığını düşünenlerin oranı ise %76,5!

89 senelik dışlanmışlık duygusu ile hala AKP’ye açık destek veren halkımızın büyük bir çoğunluğu başını Recep Tayyip Erdoğan-Ahmet Davutoğlu-Necdet Özel’in çektiği “dış politika” ve “asker” ağırlıklı politikaları katiyen tasvip etmiyor!

***

Dış politikada içeride ve dışarıda tamamen yalnız kalmış, kendi eli ile seçtiği komutanların savaş kabiliyetinin bizzat halk tarafından sorgulandığı Erdoğan cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden yolda darbe yeme telaşı içinde!

Yetersizliklerini deşifre eden muhalif basına sövünce yetersizlikleri yok olmuyor ama belki de Başbakan’ın sinirleri gevşiyordur! Dr. Cüneyt Ülsever/Yurt Gazetesi