4 Eylül 2011 Pazar

AKP'den İsrail'e Yaptırım Yerseniz

AKP'den İsrail'e yaptırım... Yerseniz!
New York Times, İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla ilgili BM Raporu'nu ABD basınına sızdırdı. İddia edilen içerik, Türkiye’nin taleplerini karşılamaktan uzak. AKP hükümetinin büyük bir tantanayla ilan ettiği yaptırımlar ise İsrail üzerinde bir basınç oluşturmaktan uzak
New York Times'ın Birleşmiş Milletler'in resmi açıklamasından önce ortaya attığı sızdırma iddialarına göre raporda İsrail’in saldırısının yanı sıra saldırıya uğrayanlar da eleştiriliyor, abluka haklı gösteriliyor ve Türkiye’nin “özür” talebi dikkate alınmıyor.

AKP iktidarı da Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yapılan bir açıklamayla, İsrail ile ilişkileri sınırlandıran bazı yaptırımlar uygulayacaklarını açıkladı. Büyük bir tantanayla ilan edilen yaptırımlar ekonomik ilişkiler alanında bir yaptırım içermediği gibi, askeri ve politik alanda da somut bir geri adım içermiyor.

Davutoğlu’nun açıklamalarına göre, şu yaptırımlar uygulanacak:

• İlişkiler ikinci katip düzeyine indirildi, bunun dışındaki tüm görevliler Çarşamba gününe kadar ülkelerine gönderilecek.

• Askeri anlaşmalar askıya alındı.

• Türkiye Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için önlem alacak.

• Gazze ablukasını tanınmayacak. Uluslararası Adalet Divanı’na götürülecek. BM’de girişimler başlayacak.

• Türk ve yabancı tüm mağdurlara mahkemede destek verilecek.

Peki bunların somut karşılığı ne?

• Türkiye-İsrail ilişkileri AKP iktidarı döneminden önce de ikinci katip düzeyine indirilmişti. Ancak bu sembolik adım diplomatik ilişkilerin kesilmesi anlamına gelmiyor

• Askeri anlaşmalar ise ABD’nin de onay verdiği bir süreçte uzun süredir zaten askıda idi. Yani süren bir askeri faaliyet kesilmiş olmuyor. Ancak İsrail çıkarlarını savunan somut bir askeri ilişki olarak İran’ı hedef alan füze kalkanı AKP iktidarının onayı ile Türkiye topraklarına kuruluyor. Davutoğlu ekranlarda konuşurken, altyazıda geçen füze kalkanına onay haberleri ironik bir tablo açığa çıkartıyor.

• İsrail’e yönelik bir hukuki sürecin başlatılması bizzat AKP tarafından, İHH üzerindeki nüfuz kullanılarak engellenmişti. Bugüne kadar normal olarak yapılması gerekip de engellenenin, bugün yapılabileceğinin ifade edilmesi bir yaptırım olarak kabul edilmekten uzak.

• Suriye’ye karşı ekonomik yaptırımlara da gidilebileceğini açıklayan AKP iktidarının İsrail’e karşı bu kadar “sert çıkmışken” herhangi bir ekonomik yaptırımdan bahsetmemesi gözlerden kaçmıyor. AKP iktidarı boyunca İsrail ile ekonomik ilişkiler istikrarlı olarak gelişti.

'Anlaşmaların askıya alınması' kurnazlığı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "askeri anlaşmaların askıya alınması" açıklaması, medya tarafından ciddi biçimde büyütüldü. Açıklama, gün boyu haber bültenlerinde "İsrail ile tüm anlaşmaların askıya alınması" ya da "İsrail ile tüm anlaşmaların iptal edilmesi" biçiminde yansıtıldı.

Medya aynı taktiği daha önce de iki ülkenin hava kuvvetleri tarafından ortak yapılan Anadolu Kartalı tatbikatının gerçekleşmemesi sürecinde izlemişti. Oysa NATO'nun güvenlik stratejileri bağlamında Türkiye'nin İsrail ile tüm anlaşmalarını askıya alması mümkün değil. İsrail'i ilk tanıyan Müslüman ülke olan Türkiye, İsrail ile askeri ve ticari anlaşmalara da ilk adım atan ülkelerin arasında yer alıyor.

Özellikle Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde yapılan askeri işbirliği anlaşmalarının ardından İsrail, Türkiye'nin savunma alımlarında en önemli ülke haline geldi. Liman ziyaretleri, özel birliklerin eğitimi ve ortak tatbikatlardan oluşan askeri eğitimler; iki ülke sanayi şirketleri arasında işbirliği, teknolojik bilgi paylaşımları ve askeri alımlardan oluşan savunma sanayi işbirlikleri ve özellikle Türkiye'nin bağımlılığını artıran istihbarat paylaşımı İsrail ile askeri anlaşmaların temelini oluşturuyor.

AKP, Boykot’a karşı İsrail’in yanında
AKP iktidarı daima İsrail’e karşı boykot uygulamaktan imtina etti. Aralık 2008’de Gazze’ye yönelik saldırı başladığında, silah ticareti sürüyordu. Buna karşı anlaşma iptali seçeneği dillendirildiğinde ise AKP sözcüleri “ulusal çıkar” bahanesi ile silah ticaretinin süreceğini açıklamıştı. Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik, "Hiçbir ülkenin malı boykot edilmesin. Ticaret başka, siyaset başkadır" demişti.

Mavi Marmara saldırısında bir aydan daha kısa bir süre önce İsrail’in OECD’deki üyeliği oylanırken Filistin’den gelen “veto” çağrıları karşılıksız kaldı ve AKP, İsrail’in OECD üyeliğini onayladı. Bir ay içinde Mavi Marmara saldırısı yaşandı. Bu kez de Heron uçaklarının alımı gündemdeydi ve AKP bu silah ticaretini de aksatmadan sürdürdü. Ekonomik boykot çağrıları ise siyaset başka ticaret başka denerek her seferinde geri çevrildi.

Sendika.Org