6 Ağustos 2011 Cumartesi

Deniz Feneri Soruşturması Savcılarına İnceleme Başlatılması Yargıya Ağır Müdahaledir


CHP'den ağır suçlama
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten savcılar hakkında inceleme başlatılmasının yargı sürecine ağır bir müdahale olduğunu belirtti.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcıları’nın hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) müfettiş görevlendirerek inceleme başlatmasına ilişkin : “ Bugüne kadar bizim işaret ettiğim tehlikelerin, yargının nasıl tek koltuktan yönetileceği öngörüsünün gerçekleştiğini göstermektedir bize göre. Baskıcı yönetimin bir tipik örneği daha zuhur etmiştir arkadaşlar. Kendi iktidarlarını güçlendirmek için yapılandırılan bazı soruşturmalardaki hukuksuzlukların mimarı olan savcılara yönelik yüzlerce şikayeti dikkate aldırmamaklar ve üzerini kapattırmakla maruf iktidarın kendisini zora sıkacak bir soruşturmada nasılda aceleci davranarak olağanüstü yetkilerle donattığı HSYK ve müfettişleri eliyle yargı sürecine ağır bir müdahale hazırlığında bulunduğu kamuoyunca ibretle izlenmektedir.” diye konuştu.

İKTİDARIN, SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİNİ DELİK DEŞİK EDECEĞİ AŞİKARDIR

Tarhan, konuşmasında  İktidar partisine yüklenerek: “İktidar adliyedeki odalarına gönderip, konuşlandırdığı müfettişleri eliyle savcılara gözdağı verdiği yetmezmiş gibi soruşturmanın her sürecini bu doğal ortam dinlemesi görevlileri aracılığıyla izleyerek soruşturmanın gizliliğini de delik deşik edeceği ve yandaşları rahatlatacağı da aşikardır.” diye konuştu

Emine Ülker Tarhan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

BİTARAF SAVCILAR VE YARGIÇLAR İÇİN HSYK SİLAH OLARAK KULLANILMAKTADIR

“Ülkemizde bu soruşturmaları kimin yönettiği ve yönlendirdiği artık bir sır değildir. Namuslu Cumhuriyet Savcıları ve yargıçlar iktidarın göz hapsindedir. Dürüstlük bitaraflık İktidar tarafından asla ve asla cezasız bırakılmamakta derhal bertaraf edilmektedir. Aynı bitaraf işadamları ve medya için maliyenin silah olarak kullanıldığı gibi, bitaraf savcı ve yargıçlar içinde HSYK bir silah olarak kullanılmaktadır.

YARGI, SINIF ARKADAŞLARININ KENAR SÜSÜ OLANA KADAR BASKI SÜRECEKTİR

Ne de olsa birilerinin sınıf arkadaşı olan istedikçe veren savcı ve yargıçlar değildir bunlar ve bu bile başlı başına bir bertaraf olma nedenidir. Yargı sınıf arkadaşlarının kenar süsü oluncaya kadar anlaşılan bu baskı sürecektir ki üstünlerin hukuku da tam da bu olsa gerekir.”

İKTİDARIN SORUŞTURMANIN TAM ORTASINDA DAYANAMAYIP MÜDAHALE ETTİĞİ KUŞKUSUZDUR

“Mütedeyyin yurttaşlarımızı istismar etiği ve milyonlarca Euro’luk yolsuzluk iddialarını içeren ve içinde pahalı gayrimenkuller, gemiler, şirketler ve alışveriş merkezlerinin uçuştuğu ve ucunun payitahta kadar uzandığı söylenen böylesine hassas bir soruşturmada önce yayın yasağı ile halktan bilgi kaçırılmıştır. Ancak iktidarın bununla yetinmediği soruşturmanın tam ortasında dayanamayıp müdahale ettiği de artık kuşkusuzdur.”

SAVCILARIN ELİNDEN ŞAİBELİ RAPORLARLA  DOSYALAR ALINIYOR

“ Yurtdışı ile tüm yazışmaların Adalet Bakanlığı aracılığıyla ve denetiminde yapıldığı bir sistemde bu yazışmaların usulsüz olduğu şeklindeki şaka gibi bir neden gösterilerek Adalet Bakanı’nın kontrolündeki HSYK eliyle soruşturmanın üzerinin şaibeli bir müfettiş raporuyla örtüleceği ve daha öncede örnekleri görüldüğü üzere savcıların elinden bu bahaneyle dosyanın alınacağı artık bir sır değildir. Benzer örnekler iktidarı irrite eden soruşturmaları yapan başka pek çok Cumhuriyet Savcısı hakkında da yaşanmıştır. Örneğin; Abbas Özden ve Vahdet Polatkan hakkında da müfettiş aracılığıyla ellerindeki dosyanın alınması sürecinde bunların hepsi yaşanmıştır ” DHA