20 Mayıs 2011 Cuma

Ahmedi Hani Kimdir Ahmedi Hani Kim Ahmedi Hani Şiirleri Ahmedi Hani Kitapları


Ahmedi Hani Kimdir  
Ahmed-i Hani 
Ahmed-i Hâni (Kürtçe: Ehmedê Xanî) (d. 1651 - ö. 1707), 17. yüzyılda, divân edebiyatının, Kürtçe'nin Kurmanci lehçesine uyarlanmış şekli olan "Mem û Zîn"i yazan, [(Hakkari'li]]lı Kürt tarihçi, edebiyatçı ve mutasavvıf. Yaşadığı yörede zaman zaman şeyh olarak kabul edilmiş, Hani Baba adıyla da anılmıştır. Doğu Bayazıt medreselerinde müderrislik ve İshak Paşa Sarayında kâtiplik yapmıştır.

Ahmed-i Hâni, Mem û Zîn adlı eserinde, Emir Zeynettin'in güzellikleriyle dillere destan olan Zin ve Sti adlı iki kız kardeşinin Mem ve Tajdin ismindeki iki gençle olan aşklarını şiir şeklinde anlatır. Eser, aynı adla sinemaya da uyarlanmıştır.

Eserleri
Nûbehara Biçûkan (Küçüklerin İlkbaharı), Arapça-Kürtçe manzum sözlük
Eqîdeya Îmanê (İman Akidesi)
Eqîdeya Îslamê (İslâm Akidesi)
Şiir Divanı
Mem û Zîn (Mem ve Zin)
Fî Beyannî Erkanî Îslam (İslam Erkanının Beyanı)

Türbesi 
Ahmed-i Hani Türbesi Ağrı'da; Doğubayazıt'a 8 km mesafede, İshak Paşa Sarayının üst kısmındadır. Türbenin yanında sonradan bir de cami yapılmıştır. Bölgede en çok ziyaret edilen türbedir. Tüm Kürt coğrafyası ve dünyanın değişik bölgelerinden gelenler Ahmed-i Xani Türbesini ve çevresini ziyaret etmektedirler. Türbesi Osmanlıya bağlılığından dolayı, osmanlı imparatorluğu tarafından yaptırılmıştır.

Dış bağlantılar 
Ahmed Hâni
Ehmedê XanîEhmedi Xani’nin doğum tarihi, kendi eseri olan Mem Ü Zin de gösterilmiştir. Hicri 1061 (m.s.1651) tarihinde doğmuştur. Babası Şeyh Elyas, dedesi Eyaz, büyük dedeside Rüstem’dir. Xani, onun soyadı gibidir. Bu iki nedenden kaynaklanmaktadır. Biri yerleşim alanı bağımlılığı diğeri de mensup olduğu aşirettir. Xani aşiretine mensup olan Ehmed’in şöhreti olunca Xani soyadıyla anıldı.

M.S. 1460-1465 Tarihlerinde Doğubayazıt yöresine Hakkari aşiretlerinden Pınyanışi aşiretinden halkı getirip yerleştirirler. Bugün Beyazıt yerleşik halkının ismi Pinyanışiler (planşi)'dir. Doğum yeri Hakkari'nin Çukurca ilçesinin Xan köyüdür.Hakkari hanı (Miri) Doğubeyazıdı kendine bağlayınca buradaki gücünü hissettirmek ve hakimiyetini güçlendirmek için Şéx Ehmedé Xani yi yanındaki pınyanışi aşiretinden olan halk la beraber görevli olarak Doğubeyazıda gönderir. Buradan geçen kervanlardan alınan baç (haraç, gümrük harcı) ile İshak Paşa Sarayının inşaat finansmanı sağlanmıştır. Bugün Kızıldize’nin temelleri harabe şeklindedir. Köyün eski mezarlığına Xani mezarlığı denmektedir. Civar köylerde de Pınyanışiler hakimdir.

Xani ilk okumaya aile içinde babası İlyas’tan hukuk kuralları ilim kaynaklı bilgilerle okumaya başladı. Bir yönünü okula, bir yönünü de divana vererek eğitimini yapması sağlanıyor. Okulda bilim, divanda yaşam derslerinde büyüdükçe okuma düzeyi de yükseliyor. Feqilik derslerinde Arapça öğrenir. O dönemde imkanı olanlar yüksek öğrenimlerini feqi okullarında yaparlardı. Xani için bu imkanlar oluşur. Beyazıt’taki Muradiye medresesine gider. Bir süre sonra Beyazıt ve çevresindeki tüm camileri gezer. Daha sonra Ahlat ve Bitlis medreselerinde öğrenim görür. Botan ve Mezapotamya da devam eder öğrenimine. Bağdat, Şam, Halep ve İran medreselerinde uzunca yıllar öğrencilik hayatı yaşadı. Kabe’yi tavaf ettiği, Mısıra gittiği yazdığı eserinin içeriğinde açıkça görülmektedir. Bilhassa Suriye medreselerinde Antik Yunan felsefesini, Mezopotamya ve İran medreselerinde de tasavvufu (İslam felsefesini) astronomi, şiir ve sanat tekniğini öğrenmiştir. Bunun yanında, buralarda Feqiye Teyrana, Ehmedi Ciziri’ye, Hipokrat’a, Platon’u, Aristo’yu Farabi’yi, Şahabettin Sühreverdi’yi, Mühyettin Arabi’yi, Ali Heriri’yi, Firdevsi’yi, Ömer Hayyam’ı, Nizami’yi ve bir çok ilim adamlarını öğrendi. Her yerde isim yapmış alimlerle araştırır ilmi ve bilimi daha da ilerletmek için onların yanında diplomasını aldıktan sonra Beyazıt’a eğitim vermeye çalışır. Halk içerisinde otorite ve saygınlığı vardı. Toplum içinde iki yeri vardı. Biri ilim, diğeri de misafirperverliği, mertliği ve dindarlığıydı. Söz ve maneviyatı herkesin üzerinde derin etkiler bırakıyordu.

Xani, İshakpaşa Sarayının temeli atılırken (1674) dua okumuştur. Beyazıt Beyi Mir Mehemmed’dir. Daha sonra Beyazıt’ta Muradiye Camii’nde imamlık yapmıştır. Mir Mehemmed’e divan katipliğinde bulunmuştur. Onunla yakınlığını, ona sevgisini bir şiirinde ifade etmiştir, ölümüne dair üzüntüsünü belgelemiştir. Mir adına İran sınır Serdar’ı ile alınan karara imza atmıştır.

Ehmed-i Xani’nin siyasi özlemi, düşünceleri açıktır ki o dönemin genel atmosferinden doğmuştur. Bu dönemde, Kürt düşün hayatının geri olduğu açık. Ancak bu, Kürt düşünce ve edebiyat mirasının hiç olmadığı anlamına gelmiyordu. Önemli bir düşünce ve edebiyat mirasına sahipti. Fakat bu Kürtlerin sosyo-ekonomik koşullarından dolayı yaygınlık kazanamamıştı. Çok dar sınırlar içinde düşüne haps olmuştu. Bu bir idari yaptırımdan çok sosyal ve kültürel nedenlerden kaynaklanıyordu. Xani daha çok birlik ve ittifak parolalarını kullanarak sesini yükseltiyor, Kürtlerin kendi aralarındaki çelişkilerine de dikkat çekiyordu. Butür şartlar altında Beyler Xani’yi anlayamadılar. Kısaca bu modern düşünceler pratikleşmeyip sonrasız kaldı. Ehmed-i Xani’nin en önemli yönü, yurtsever ve halkçı oluşudur. O aslında aydınlanmanın öncüsü sayılır. Birçok aşirete bölünmüşlük kendisi için en temel sorundur. Denilebilinir ki, tüm düşüncelerinde ana tema budur. Bu nedenle Kürtlerin birliği, Kürtlerin diğer halklar gibi özgür yaşaması, Kürt kültürü vedilinin özgürce gelişmesi için feryat eder. Tüm bunları sağlamanın yolunun çağdaş bir millet olmaktan geçtiğine inanır. Kürtlerin aslında hiçbir yönü ile komşu halklardan geri olmadığını yalnızca birlik ve iyi yöneticilerden yoksun olduğunu savunur. Bu nedenle şiirlerinde komşu halkların sanatıyla dilleriyle yarışır ve bununla Kürtlerin sahip olduğu yeri dile getirir. Ancak Xani’de başka halkları karşısına alan bir milliyetçiliğe rastlanmaz. Tam tersine Xani hep eşitliği gösterir. Komşu halkların kültürel, tarihsel, dinsel yakınlıklarını kardeşlik olarak görür. Kimi şiirlerinde her bir mısrasını ayrı bir dilde (Kürtçe, Farsça, Türkçe, Arapça) ifadelendirdiği dörtlüklerde sembolize eder.tr.wikipedia.org