11 Şubat 2011 Cuma

Sezgin Tanrıkulu İktidar Uzak Değil

Sezgin Tanrıkulu: “İktidar uzak değil” 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Kars'taGenel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Kars’ta partililere yönelik gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı yeni il binasının açılışına katılan Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, açılış sonrası partililere yönelik gündeme ilişkin açıklamalarda bulunup, genel seçimlerde tek başına iktidar için çok çalışmaları konusunda duyarlılık göstermelerini istedi.

Bundan sonra hiçbir saatimiz boş geçmeyecek. Karşımızda 8 yıldır yalanla, iftirayla iktidarda kalan bir AKP gerçeği var diyen Tanrıkulu, açıklanmalarına şöyle devam etti: “İl Başkanımız Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’ne yakışır bir il binası yapmış. Bu binanın çalışmalarımıza başarı getireceğine inanıyorum. Hepinizin bu pazar günü burada olması, partili olmak adına çok önemli bir sorumluluktur. Bundan sonra hiçbir saatimizin boş geçmemesi lazımdır. Karşımızda yalanla, iftirayla 8 yıldır iktidarda kalan bir AKP gerçeği var. Bunu görmeliyiz. Yerimizde oturduğumuz sürece, başarı elde etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin yeni vizyonu sizler tarafından herkese anlatılması lazım. Sadece bizden bir şey beklemeyin, biz elimizden geldiği kadar bu 4 ay boyunca bütün parti üyelerimiz, Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımız hepimiz bütün Türkiye’ye dolaşacağız. Ulaşamadığımız bütün kesimlere gideceğiz. Ancak sizlerde bulunduğunuz yerlerde her türlü çalışmayı gerçekleştirmek durumundasınız”

İktidar bize çok uzak değil çalışırsak çok yakındır diyerek, bütün üyelerin toplumun her kesimine inmesi gerektiğine vurgu yapan Tanrıkulu; “Bu iktidarın bütün yolsuzluklarını ve yoksulluğu halkımıza anlatacağız. Fakat sizler olmadan bunları yapmamız mümkün değil. Bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına ricam bugünden itibaren hiç boş durmadan bulunduğunuz her ortamda CHP’nin yeni tezlerini, yoksullukla ilgili, işsizlikle ilgili, demokrasiyle ilgili tezlerini, yaklaşımlarını açık ve net bir biçimde herkese anlatmanız ve bu iktidarın 8 yılda halkımıza neler çektirdiğini açık bir biçimde ortaya koymanızdır. Eğer bunu hep birlikte yaparsak iktidar bize çok uzak değil, çok yakındır. Çalışmaktan başka da çaremiz yok. Bu nedenle sizden ricam bugüne kadar yapmadığımız, beceremediğimiz işleri becermek, ev-ev dolaşmaktır. Kars’ta ulaşamadığımız hanenin kalmaması lazım. Her eve mutlaka bir arkadaşımızın gitmesi gerekir. Kadın Kollarımızın bütün kadınlara ulaşması büyük bir kazanım olacaktır. CHP’nin bütün tezlerini ve bu iktidarın yaptığı yanlışları anlatması lazım. Bunlar demokrasi havarisi geçiniyorlar. Ama 8 yılda Türkiye’yi getirdikleri nokta ortada. Daha önceki gün Ankara’yı gördünüz. İşçiler, emekçiler ne yapacaklar? Tabi ki yürüyecekler, tabi ki tepkilerini gösterecekler. Her gün bir yerlerde öğrencilere, emekçilere, partililerimize tepki gösteriliyor”

Hükümetin ‘olağanüstü hali’ biz kaldırdık sözlerine karşılık Tanrıkulu şunları söyledi: “Olağanüstü hali kaldırmakla övünen bu hükümet aslında kamu görevliliği müsteşarlığı ve diğer yöntemlerle Türkiye’ye olağanüstü hali getirdi. Ağzını açanın hakkında soruşturma açılıyor. Yürüyenin hakkında soruşturma açılıyor. Diyarbakır’da ve burada binlerce insanımız hapiste. Reform diye sundukları 2005 tarihli ceza yasasının meydana çıkardıkları gerçekler ortada. “AB süreci nedeniyle biz ceza yasasını değiştiriyoruz, yeni bir yasa mükemmel bir yasa yapıyoruz” dediler. Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMUK) ile bütün kazanımlarımızı elimizden aldılar. Şimdi çıkıp yürüyelim etrafımızda bizden fazla polis birikir. Bunların zihninde, demokrasi, özgürlük ve adalet anlayışı yoktur.”

Tanrıkulu daha sonra sözlerini şöyle devam ettirdi; “İnsanları daha fazla yoksullaştırdılar. Namerde muhtaç hale getirdiler. Bu bölgede hayvancılığı bitirdiler, insanları yoksullaştırdılar. İş yapacak ortam bırakmadılar. Bununla da övünüyorlar. Ama kendi çevrelerine bakın, nasıl zenginleştikleri ortada. Sosyal demokrasinin evrensel referanslarıyla anlatmalıyız. Her tarafta bunları konuşmalıyız. Kars geçmişten bugüne CHP’nin kalesiydi. Yeniden Kars’ı kale yapalım. Genel Başkan Yardımcımız Hurşit Güneş ile ilgili, Gebze’de yerel bir gazetede yalan ve iftira dolu bir haber çıkmış. Hurşit Hocamız aynı gün yalanladı, aynı gün savcılığa suç duyurusunda bulundu ve aynı gün tazminat davası açtı. Ama AKP medyası ve AKP’liler ne yaptı, bu yalana ve iftiraya sarıldılar. Hiçbir yerde bir araya gelmeyen ve AKP’nin övgüyle söz ettiği 70 tane Kürt milletvekili dediği insanların 10 tanesi 4 yıl boyunca bir araya gelmemişler, Kürtlerle ilgili bir laf söylememişler, mecliste demokrasiyle ilgili bir laf söylememişler, ama bu yalan üzerine mecliste toplantı yaptılar. Dolayısıyla bunların iftiralarını, bunların yalanlarını halka anlatacağız. Bize atfen söylenmemiş sözlerle insanları kandırmaya çalışıyorlar.

İktidar adayı siyasal bir partiyiz. Hedefimiz iktidar olmak, bu nedenle hiç kimsenin çalışmama gibi bir lüksü yoktur. Gerçek halk partililer ne olursa olsun partide kalacaklar. Türkiye’de çeşitli davalar yürüyor bazı davalarla da CHP’yi iliştirmeye çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) davanın yeri nerede olursa olsun, davanın ismi ne olursa olsun o davanın konusuyla ilgili değildir. CHP darbeye, darbe girişimlerine ve bu devletin içindeki bütün derin ilişkilere karşıdır. Açığa çıkarmasını ister.

Eğer bir davada darbe girişimi yargılanıyorsa o yargının işidir bizim işimiz değil. Ancak bir davada, ne olursa olsun yargılanan insanların temel insan haklarına müdahale varsa, yani adil yargılanmıyorlarsa, özel yaşamlarına müdahale varsa, konut dokunulmazlığına müdahale varsa o davanın konusunda ayrı olarak CHP sıfatı ne olursa olsun, etnik kimliği ne olursa olsun o insanların o davada adil yargılanma haklarını savunur. Bizim çizgimiz budur. Bunu çok açık bir biçimde söylersiniz. CHP’yi de bu konuda Genel Başkan temsil eder. Onun sözleri tüzük gereği partiyi bağlar. Onun dışındaki hiçbir Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin sözleri partiyi bağlamaz. Ama Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin Genel Başkanın ağzından bu konuda çıkan sözler vardır. Bizim gündemimizde Ergenekon, Ergenekon’un sanıkları yoktur. Onların temel hakları vardır. Sadece onların değil Türkiye’de yargılanan herkesin temel hakları vardır.

Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’nin yeni politikaları uç vermeye başladı. Biz kayıp yakınlarının eylemine katıldık. Orada fotoğrafı olanların en az 10 tanesi benim müvekkilimdi. Biri benim büromdan çıkarken kaçırılmıştı 73 yaşında halen daha kayıp. Onların yanına oturup bütün Türkiye’ye mesaj verdik, biz Türkiye’de mağdurların sözcüsü olacağız dedik. 306 haftadır bu anneler eylem yapıyorlar ve 9 yıldır bu parti iktidarda. Bugüne kadar cumartesi annelerini görmüyorlar polisle dağıtıyorlar. Ama Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) gidip onların yanında durdu. Sokak da oturdu. Dün Başbakan onları Dolma Bahçe Sarayı’na davet etti. 306. haftada onları kabul etmek zorunda kaldı. Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) aynı zamanda böyle yapıcı bir muhalefet yapma durumuna gelmiştir. 9 yıldır başbakanın görmediği, AKP’nin görmediği gerçeği yeni onlara göstermiştir. Başbakan onların derdini dinlemek zorunda kalmıştır. Biz bu hükümeti iktidardan uzaklaştıracağız ama iktidardayken de insan hakları çizgisine getireceğiz. Getirmeye de başladık. Zorlada olsa Başbakan ile onları yan yana getirdik. Eğer biz gitmemiş olsaydık belki de Başbakan onlarla bir araya gelmeyecekti. Türkiye’nin gerçekten kardeşliğe ve bir arada yaşamaya ihtiyacı vardır. Bunun güvencesi Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir. Ne zaman ki Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) sorun değerlerinden uzaklaşmaya başladı o zaman bu sorunlar çıkmaza girmeye başladı. Ne zaman ki Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) ötekilerin sorunlarından uzaklaşmaya başladı Türkiye neredeyse bir çatışma noktasına geldi. O nedenle açık ve net bir şekilde ifade ediyorum, Türkiye’nin güvencesi, bir arada yaşamanın güvencesi Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir. Bu nedenle Kürt sorununu da Alevi sorununu da diğer bütün sorunları da kardeşliği esas alarak, barışı esas alarak, toplumsal uzlaşmayı ele alarak çözeceğiz. İnanç çevrelerinin bütün sorunlarına biz sahip çıkacağız. 9 yıldır iktidarlar onları sömürmekten başka bir şey yapamadılar. Onların güvencesi de biziz. Türkiye’nin güvencesi Cumhuriyet Halka Partisi (CHP)’dir.

Biz yeni anayasayı AKP gibi yapmayacağız. Biz “Süreç odaklı anayasa” dediğimiz katılımcı bir modelle, demokratik bir modelle bütün yurttaşlarımızın görüşünü alarak, kahve kahve, ev ev dolaşarak herkesin görüşünü alarak demokratik bir anayasa yapma sürecini inşa edeceğiz. Ondan sonra alın yazın diyeceğiz. Halk bunları istiyor. Toplumsal uzlaşma, barış böyle taleplerle olur. Halk yapacak anayasacılar yazacak. Bizim anayasa modelimiz budur. Yeni anayasada 12 Eylül anayasasının tümünü değiştireceğiz. Yeni bir anayasa yapacağız. Bu yeni anayasa Türkiye’de barışın, bir arada yaşamanın güvencesi olacak. Cumhuriyet Halka Partisi (CHP) kendi dinamikleriyle sizlerden aldığı güçle tek başına iktidar hedefine yürümektedir. AKP’den uzaklaşan bütün kesimlere kapımız açıktır.”