22 Şubat 2011 Salı

Başkan Babaların Sonbaharı


BAŞKAN BABALARIN SONBAHARI
Büyük yazar Gabriel Garcia Marquez’in bir türlü ölmek bilmeyen bunak bir diktatör ekseninde, yolsuz bir ülkeyi anlattığı o meşhur kitabının adıdır, “Başkan Babamızın Sonbaharı” (orijinal ismi El Otono del Patriarca)…

Marquez ve Latin Amerika sonunda kurtuldu o diktatörlerden; şimdi sıra Ortadoğu’da.
Tunus 74 yaşındaki Bin Ali’den, Mısır 82 yaşındaki Mübarek’ten kurtuldu, sanırız sıra Libya’yı 42 yıldır yöneten 69 yaşındaki Kaddafi’de…
Ama daha pek çoğu da var. Mesela Yemen'i 33 yıldır yöneten Abdullah Ali Salih, Cezayir’i 12 yıldır olağanüstü hal yasasıyla yöneten 73 yaşındaki Buteflika…
Krallıklar da telaşta… Alın bakın, Ürdün Kralı Abdullah, adaşı Suudi Arabistan Kralı 87 yaşındaki Abdullah, diğer Körfez Krallıkları Bahreyn, Katar, Kuveyt’in şeyhleri vs.
Amerika, Avrupa ve hatta İsrail tarafından atanmış, korunmuş, kollanmış diktatör ve krallar listesi uzayıp gidiyor.
Hatta daha yeni ABD’nin “demokrasi” getirdiği Irak’ta bile, hem Bağdat’tan, hem Erbil’den sesler geliyor.
“İstikrar” sakatlarda…
O istikrar ki, Lawrence’ler, 1. ve 2. dünya savaşları ve ardından İsrail’in kurulmasıyla yaşanan travmalarla, darbelerle, komplolarla ve savaşlarla kurulan sömürü düzeninin kibarcası…
Önce Büyük Ortadoğu Projesi, ardından yayılıp Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi haline gelen neo-sömürü planları.
Batının yapısal krizinin kurbanı oldu istikrar…
BOP derken, renkli devrimler derken bir de baktık asıl isyan başlamış.
Yiyecek ekmek bulamayan fakir Arapların isyanı bu…
Ortaçağda yaşatılan, kulluktan bireye dönüşmesine izin verilmeyen o fakir yığınlar.
Bugün her şeye rağmen başkaldırıyorlar.
Başkan babalar, diktatörler, krallar yataklarında bir o yana, bir bu yana dönüp duruyorlar.
Uçaklar hazır bekletiliyor.
Ortadoğu halkları için demokrasi hala çok uzakta ama bir ışık var sanki tünelin ucunda.
Zorlu bir tünel bu. Dolara endeksli bağnazlığın, petrol kokulu gericiliğin pençesinde kıvrananların kendi el yordamıyla bulmaları gereken uzun bir yol var.
Cumhuriyet kelimesi bize Arapça’dan gelme bir kelime. Biz bu kelimeyi sevdik, sahiplendik.


Sevmeyenlerimiz bile onun nimetlerinden faydalanıyor.

Şimdi Arap kardeşlerimizin de bu kelimenin gerçek anlamını keşfetme zamanı.
Bedeli ağır olacak orası kesin…
Başkan babaların ağababaları kızgın ve tehlikeli…
Ama bu bedel ödenmeden de olmuyor.
Başkan babaların sonbaharı, garip çocukların ilkbaharı olsun…
Deli zeytinden herkesi besleyen aşılı zeytin üretsinler…
Odatv.com