4 Ocak 2011 Salı

Spor İş Kanunu Metin Kurt Spor İşçisi Yasası Çıkmalı Dedi

Spor İş Kanunu  Metin Kurt Spor İşçisi Yasası Çıkmalı Dedi, Metin Kurt Spor İşçisi Yasası Çıkmalı  Spor İş Kanunu Çıkmalı, Metin Kurt: Spor İşçisi Yasası Çıkmalı, spor iş kanunu, spor iş yasası, sporcular için iş kanunu çıkmalı, devrimci spor emekçileri sendikasını kuran metin kurt spor iş kanunu çıkmalıdır dedi.

Metin Kurt: Spor İşçisi Yasası Çıkmalı

Futbol, spor ve örgütlenme üzerine sorularımızı cevaplayan Spor Emek Sen'in kurucusu eski milli futbolcu Metin Kurt, Spor İşçileri Yasası çıkmadan sorunların çözülemeyeceğini ifade etti.

Galatasaraylı eski futbolcu Metin Kurt ile spor, spor emekçileri üzerine bir söyleşi yaptık.
Aktif futbolculuğu döneminden bu yana sporcuların örgütlenmesi için çaba harcayan ve nihayet Spor Emek Sen'in kurucusu olan Metin Kurt ile sporun kapitalizm içindeki yerini konuştıuk. Metin Kurt 1990 yılından bu yana söylediği ve artık bir slogan haline gelen; mevcut spor sitemi içerisinde atılan her golün "emekçilerin kalesine girdiği" sözünü yine tekrar etti. Metin Kurt futbolcu olduğu için sorularımı özellikle bu alandan seçtim. Ancak Kurt'un verdiği cevaplar aslında çok daha geniş bir kapsamda tüm sporcuları kapsıyor. 

-Sporda şiddet bugünlerde çok fazla kendini gösterdi. Özellikle tribün kaynaklı şiddet olayları için ne düşünüyorsunuz?

"Öbür taraftakiler" kavramından uzak durmamız gerekiyor. Çünkü; tabii ki biz kendi takımımızı destekleyeceğiz ama karşı takımda oynayanlar da emekçi. Futbolu seviyorsak, rakip takım oyuncularının da bu oyunun emekçileri olduğunu unutmadan, "ötekiler" kavramından uzak bir şekilde olaylara yaklaşmamız lazım.

Biz kendi takımımızı destekleyerek, varlığımızı hissettirmeliyiz. Rakip takıma saldırarak değil. Sonuçta onlar da emekçi.

Spor Emek-Sen'in kurulmasında gösterdiğiniz çaba tartışılmaz. Peki gerekli desteği gördünüz mü? "Daha fazla destek olabilirdi" diyor musunuz bugün? Taraftar grupları bu sendikayı ne kadar benimsedi.

Spor Emek-Sen şu bakımdan çok önemlidir. Sendika kurulmaz denen bir ortamda biz bu sendikayı kurduk. Hatta tüm medyadan beklemediğimiz kadar büyük bir destek bulduk. Bütün TV kanalları ve medya kuruluşları dertlerimizi dinlemek istedi. Biz de kendimizi ifade etme imkânı bulduk. Ben bunu 1990 yılından beri söylüyorum; "Atılan her gol, emekçi kalesine giriyor arkadaşlar."

Artık gördüğünüz gibi, neredeyse her toplumsal harekette taraftar grupları da var. Zaten Spor Emek-Sen olarak ilk yapacağımız iş, taraftar gruplarına kendimizi ifade ederken onlardan da beklentilerimizi dile getirmek olacak. Bugün taraftar grupları ile taraftar arasında bir duvar var. Oysa taraftar her zaman futbolcuyla bütünlük içerisinde olmalıdır.

İtalya'da da sendika kuruldu ve yapılması planlanan greve Gattuso, Zanetti, Nesta gibi futbolcular katıldı. Türkiye'de de bu isimler gibi önde gelen futbolcular var mı?

Biz başlangıçta, tabela sendikası olmayıp, tabandan tabana sağlam bir sendika olmak için yola çıktık. Bunun ilk adımı 12 ay öncesinden geliyor. Amatör sporcular derneğinden başlattık işi. O zaman tabanı örgütlemiştik, profesyonel futbolcular da katılmıştı. 12 ay önce Amatör Futbolcular Derneği Başkanı, eski Galatasaray kalecisi Eser'di. Fenerbahçe temsilcisi, kaybettiğimiz kaptan Önder'di. Trabzon sorumlusu Şenol Güneş'ti. Burada önemli olan konu şu; biz bir defa "spor emekçisi" kavramını oturtmalıyız. Sonrası gelecek. Bizim yaptığımız çalışma, tüm dünyaya bir örnek. Çünkü; diğer ülkelerde sadece profesyonel sıfatlı futbolcular sendikalı. Orada da altta çalışanlar var, onlar örgütlü değil. 70'li yıllarda ben yönetmeliklerle mücadele ederken, uzun süre Galatasaray'da kaldım. Ben buna itiraz ediyordum. Çünkü, bu uzatma olayı, anti-demokratiktir, değişmelidir. O zamanlar bana "Batı'da bile yok, sen yeni bir oluşum mu yaratmaya çalışıyorsun?" diyorlardı. Ne oldu sonra; 1985-86 yıllarında Bosman diye bir sporcu çıktı. AİHM'e gitti. Anti-demokratikliği kabul edildi. Bosman kuralları çıktı ortaya. Avrupa'nın her alanda çok ileride olduğunu düşünmeyelim. Bu sektörde çalışan sadece futbolcu değil. Çaycısı var, aşçısı, malzemecisi var. Bu insanlar için herhangi bir yasa yok.

Kulüpler batıyor. Yapılan yanlış transferler, yönetim hataları derken, örneğin; Kocaelispor gibi iki Türkiye Kupası sahibi bir takım 31 Ekim'de amatör kümeye düşebilir. Bunların önüne nasıl geçebiliriz? Çünkü Kocaelispor ilk değil son da olmayacak! 

Her takımın başına gelebilir bu. Çünkü; bu işin nerden geldiği nereye gittiği belli değil. Bu işin yasası yok. Biz bu yüzden 'Spor İşçisi Yasası' çıksın istiyoruz. Bu yasa çıksın ki, patronlar ortaya çıksın. Her şey açığa çıksın. O zaman aracılara tefecilere verilen paralarla büyük bir patlama yaparız diye düşünüyorum.

Şu örneği de vereyim; Avrupa'da ne kadar gurbetçi gencimiz var; 5 milyon diyelim. Türkiye'de 72 milyondan ne kadar genç var. Neden halen biz Avrupa'da yetişmiş oyuncuları Türkiye'ye getirmeye çalışıyoruz? Henüz resmi bir araştırma yapmadık ama baktığın zaman Türkiye Ligi'nde oynayan oyuncuların büyük çoğunluğu Avrupa kökenlidir. Demek ki, biz yeterli ve çağdaş bir spor yasasına sahip değiliz. Biz bunun için spor emekçileri ve taraftarlarla bir arada bu çalışmayı yürütmek istiyoruz ki, bu yasalar çıksın. Bu yasalar çıkınca da, esas mutlu olması gerekenler mutlu olacak. Bunlar da taraftarlar ve spor emekçileri.