8 Kasım 2010 Pazartesi

Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner Hukuksuzluğa Uğradım Bunun Hesabını Soracağım Dedi.

Bunun Hesabını Soracağım
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK), 190 unvanlı hakim ve Cumhuriyet savcılarının atamasına ilişkin kararnamesiyle Adana Cumhuriyet savcılığına atanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, ''Ben burada saldırıya uğramış, hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunun hesabını soracağım'' dedi.


Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), 190 unvanlı hakim ve Cumhuriyet savcılarının atamasına ilişkin kararnamesiyle Adana Cumhuriyet savcılığına atanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, makamında düzenlediği basın toplantısında, Adana Cumhuriyet savcılığına atanmasını değerlendirdi. ''Cumhuriyet savcısının rütbesi olmaz, hukuki statüsü vardır'' diyen Cihaner, ''Kimse bana rütbe vermedi, kimse de alamaz bu anlamda tenzili rütbe lafı çok yanlış ve çok çirkin de bir laf. Onun için tenzili rütbe söylemini terk etmek lazım. Yeni atandığım görev yerinde başsavcı unvanımın bulunmaması... Başsavcılık kamuoyunda da yanlış anlaşılıyor. Başsavcılığın anlamı eşitler arasında birinci demek. Önemli olan Cumhuriyet savcısı olmak o unvanı da taşıyoruz. Özellikle belli bir kesimin bıyık altından gülerek yaptığı o yakıştırmalar çok yakışıksız ve ahlaksız'' şeklinde konuştu. Başsavcıların bulundukları görevlerinin süresinin 5 yıl olduğunu söyleyen Cihaner, görev süresinin dolmadan ve talebi de olmadan yapılan atamanın, ''Çifte standart'' olduğu iddiasında bulundu.

Cihaner, şöyle devam etti: ''Eğer hakkımdaki soruşturma ya da dava gerekçe gösteriliyorsa bununla ilgili benden savunma istenmedi. Henüz nerede olduğu bile belli değil, bakanlık da bilmiyor. Erzurum'daki davadan bahsediyorum. Kurula yeni atanan üyelerin bu soruşturmayı gerekçe göstererek, bu atamayı yapmaları doğru ise çok anlamsız olur. Çünkü bu dosyayı alıp incelemeleri mümkün değil. Bırakın dosyaları, kararnameleri bile bu kısa sürede incelemeleri mümkün değil.''
Atamalarda iki-üç kriterin dikkate alındığını ifade eden Cihaner, şunları kaydetti: ''Benim hakkımda disiplin, ceza soruşturmasında daha esasa bile girilmedi. Talep edilen deliller toplanamadı. Hangi mahkemede görülebileceği yeni belli oldu. 'Bu suçlamalara karşı sen ne diyorsun'un, kurul ya da kararnameyi hazırlayanlar tarafından ya doğrudan disiplin savunması çerçevesinde ya da benim bu yönde yapmış olduğum savunmaya dayanarak incelenip değerlendirilmesi lazım. Çünkü biz görev gereği çok absürt, hukuk dışı şikayetlere de maruz kalıyoruz. Eğer kriter, soruşturma ise hakkında soruşturma olan başka kişiler de var, görev yerimin değişikliği yönünde talepte de bulunmadım.''

HSYK üyelerinin kendisiyle ilgili açıklamalarının taraflı olduğunu iddia eden Cihaner, ''Bu üyelerin benimle ilgili kararlara katılmamaları gerekir. Çünkü taraf olduklarını daha önceden belli ettiler. Bu hukuk dışıdır. Bunların yerine yedek üyeler katılması gerekirdi. Bazıları yargıyı etkileyecek açıklamalar yapmıştı. Anayasanın öngördüğü bağımsızlık, tarafsızlık koşullarını karşılamayacağı açık. O nedenle bu kararnameyi, atamayı uygunsuz buluyoruz'' dedi. Hakkındaki her iddianın çürütülmüş olduğunu söyleyen Cihaner, ''En basiti kamelya davasında, halbuki bu kamelya Türkiye'deki tek yasal kamelya olduğunu iddia ediyorum. Bizim onurla taşıdığımız tek unvan cumhuriyet savcılığı unvanıdır. Nasıl kazanılıp, nasıl kaybedildiği bellidir. Şu an hala cumhuriyet savcısıyım. Cumhuriyet savcısının görevi bellidir. Bunu da yasalar çerçevesinde gittiğimiz yerde yapacağız'' şeklinde konuştu.
Henüz atamaya ilişkin tebligatın kendisine ulaşmadığını belirten Cihaner, tebligatın ulaşmasının ardından 15 gün içinde yeni görev yerine başlaması gerektiğini hatırlattı. Özellikle belli bakış açısına sahip bir medya ve o medyanın yönlendirmesi ile fikirlerini oluşturmuş birçok insanda, ''Erzincan denince akıllara, muhtemelen çetelerin cirit attığı, birtakım karanlık yapıların egemen olduğu bir yer gelebileceğini'' öne süren Cihaner, ''Ancak öyle değil. Birlikte yaşama kültürüne sahip örnek bir il. Nüfusuna göre en huzurlu iller arasında'' diye konuştu. Kamuoyunda kendisiyle ilgili bilgi kirliliği de yaratıldığını ileri süren Cihaner, şöyle dedi: ''Çıkıp birtakım özellikle unvanlarının başında eski olan tırnak içerisinde hukukçular, -onlara 'cep hukukçusu' diyorum- cep kitapları serisinden yayımlanmış yasalara bakıp yorumlar yapan birtakım adamlar, kamuoyunda çıkıp bilgi kirliliği yarattılar. Öyle şeyler yaşadık ki biz birtakım kararları veren hakim savcıların etnik kökenleri, inançsal aidiyetlerinin sorgulaması yapıldı. Aynı sorgulamayı ben yaparsam ne olur bu ülkenin hali?''

Cihaner bir gazetecinin, ''Pişmanlık duyduğunuz bir durum oldu mu?'' şeklindeki sorusuna, ''Hayır asla olur mu tam tersi yaptığım soruşturmaları bugün olsa aynı şekilde yaparım. Şimdiye kadar yaptığım tüm soruşturmalara hukuka ve yasaya uygundur. Ama Erzincan'a yada yaptıklarıma dair keşke olmasaydı diyebileceğim hiçbir hareketim yoktur'' yanıtını verdi. ''Siyaseti düşünür müsünüz?'' sorusu üzerine Cihaner, ''Siyaseti düşünmüyorum şu an Cumhuriyet savcısıyım. Ben burada saldırıya uğramış hukuksuzluğa uğramış bir insanım. Bunun hesabını soracağım. Birileri kaçacak uzak yerler arayacaklar. Bundan başkaları kurtulmak isteyecekler. Bunun zamanı gelecek tabi. Özellikle bu tayin dönemimde tenzili rütbe yok düz savcı, rütbe olayı yoktur. Biz Cumhuriyet savcıyız, koltuk kaygım yoktur ancak hukuksuzluk söz konusu, kaygım buradadır'' dedi. AAinternethaberoku.blogspot.com